2 Haziran 2013 Pazar

ANNE BAĞI VE BAKICI BAĞI

Yılda kırk gün yumurtlayan kuş 133

Dağ eteğinde, yılda kırk gün yumurtlayan bir kuş vardı.

Yeri Şam sınırındaydı.
Yumurtalarına da hiç mukayyet (Korumazdı) olmazdı.

Kırk gün içinde bir hayli yumurta yumurtlar, sonra halkın gözünden kaybolup giderdi.

Yoldan bir yabancı kuş gelir, o yumurtaların üstüne oturur,
Yavrular çıkıncaya dek onları kanatlarının altında korurdu.

O dadı, onları öylesine korurdu ki hiç kimse yavrularını öyle koruyamaz.
Bir bölük yavru, yumurtadan çıkıp da uçma çağına geldi mi, birden yüz yüze gelirler;

Anaları da (yumurtlayan) derhal uçup yüce bir dağ tepesine konar, Tuhaf bir sesle onlara seslenirdi.

Yavrular, analarını tanırlar; Analarının sesini duydular mı, yabancı kuştan ayrılırlar;

Analarına doğru uçarlar, o kuşu bırakıp giderlerdi.

                                               *
Aldanmış, kendini beğenmiş iblis, iki üç günceğiz seni kanadının altına aldıysa mazursun.(Özürlü sayılırsın)

Tanrı hitabı geldi mi çaresiz İblis’ten ayrılıp Tanrı’ya gideceksin.

Öyle hareket et, öyle bir halde bulun ki ecel gelip çattı mı bedenin kalakalsın; canın, kendinden geçmiş bir halde Tanrı’ya ulaşsın.

*Ölümden önce ölürsen, asıl ve ebedi ölüm için azık ( gıdayı) elde etmiş olursun.

 *Canın ovada bir kandildir (Aydınlık veren).
Onun Seddi de kandil (Aydınlık verecek sistem) konan yere benzeyen bedenindir.

*Bu kandillik ortadan kalktı mı o ova, parlak güneşin nuruyla ebedi bir aydınlığa kavuşur.

*Gönlünde sayıya sığmaz şaşılacak şeyler vardır.
Bir bilsen ne çok işin var senin, ne çok işin var.

*Her an yeniden yeniye, dine doğru gel.
Varlığından öl, kendine geledur.

*Çünkü sen kendinde olmadıkça, varlığına bağlı bulundukça bütün bir âlemi kötülüğünle doldurursun.

*Fakat kendine geldikçe sır yolunda terk ettiğin her kötülüğe karşılık bir dünya dolusu iyilik bulursun.

*O sana ne verirse sevin, gönlün neşelensin.
Fakat vermeyince de hoşlan, hür ol, aldırış etme.

*Oradan ne gelirse geri vermezsin onu; ama sana kötü bir şey verirse de tınma, sesini çıkarma.

                                           ***
 İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri.

                                              *
Yaren,

Dünya sisteminde göz, bunu yaşatacak ve taşıyacak beden, görmeyi sağlayacak ışık aydınlığı ve değerlendirecek akıl gereklidir.

Din yolundan gidenlerde bu dünya ışığına ilave olarak nur aydınlığı ve değerlendirecek gönül kazandırır ki ışık olmasa bile görmen gerekeni sana gösterir.

Gönülün kuvveti ve genişliği aklın kuvveti ve genişliğinden kıyas edilemeyecek oranda çok büyüktür.

Yaren,
Başımızdaki gözümüz ters görürde aklımız onu düzeltir.

Kafası karışık şaşkın olanlar doğruyu görseler bile doğru tanımlama yapamazlar, doğru kararlar alıp gerekeni yapamazlar.

                                    *
Yaratılan her varlığın bir yaşam süreci vardır.
Gözükeni vardır gözükmeyeni vardır.

İlahi program devam eder.
Sen bilsen de, bilmesen de devam eder.

Bilen bilinçli yaşar, bilmeyen kendi haline bırakılmış olarak yaşar.
Bilenle bilmeyenin aynı değerde olmayacağını en azından biliriz.

Yapan sahiptir.
Kullanan emanetçidir.

Bu hikâyeden şunu anlamalıyız:
Allah bizi dünyaya koydu, bir zaman burada gelişelim diye, sonra da sayısız imtihandan sonra yerimize ve değerimize göre bir yere yerleştirecek.

Bedenin toprak olur yoklara karışır ama gönlünü nurla doldurursan  (nur) karanlıktan ebedi kurtulur aydınlıkta olursun.
 
İçindeki âlemleri bir bilsen bu dünya işlerine bağlı kalmazsın
Allahtan ne gelirse gelsin hoştur, sevinç kaynağıdır, nimettir.

Mevla’m neylerse güzel eyler.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar