31 Ağustos 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2870 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2870. Hele ey dünyalım en yüce beyi, hele ey dünyaya dolun-Ay (Karanlıkta kalanlara nurlu ışık) kesilen;
Kapıya burak (Yücelere götürecek binit) geldi;
Oturma, uyuma bu gece;
"İşini bitirdin mi, yorul", düş yola (İnşirah suresi 7-8).
 
Yol bağlıydı da ümit kesilmişti.,
Şimdi sen yücelere ağ, göklere çık, yol aç göklerde (Rabbine yönel).
 
"Oku" (Alak suresi 1-5) buyruğunun has beyi, duaya dudak açtı mı gökyüzü, bir soluk bile eğlenmez, binlerce kapı açar.
 
Padişahlara layık (Uygun, yakışır) inci parıldadı;
Balık gibi denize yürü.,
Ne istiyorsun derse sana, de ki:
Seni istiyorum, seni.
 
Senin ıslığını  (Çağrışını, davetini) duydum da kalem gibi başımı ayak yapıp koştum.,
Senin kalbine eriştim, kalıbın baş ağsını ne yapayım artık?
 
Selamla hoş kişilerin selamlarını duyar da ululuktan elini-eteğini çekersin...
Senin selamından da benim hem gönlüm tertemiz bir hale gelir, hem canım.
 
Böylesine bir şarap sunanın elinden, böylesine söz söyleyenin soluğundan şu dünyada bir tek edepli gönül kalırsa şaşılır doğrusu.
 
Tanrı cömertliğinden bitmiş-yetişmiş:
Yalvarıp yakarmadan vazgeçmiş...
Ben Hakk'ım meş'aleleriyle (Aydınlatıcı aletiyle) tutuşmuş, yok olmuş-gitmiş.
 
Çek suyu şu topraktan;
neşin de canısın çünkü...
Toprakla karıştı mı can, aduru (Çok temiz) olamaz.
 
Yakınlığın daha da ilerlesin diye salavat getirmedeyim (Dua okumadayım) sana...
Tüme yaklaşınca bütün parça-buçuklar, yakın (Aralarında sıkı ilgi bulunan) sayılırlar.
         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1. Dünya beyi Şems Hazretleri karanlıkta kalmışlara nurlu ışıklar saçmaya geldiği zaman, uyumadan, oturup kalmadan yücelere götürecek binite binmemiz, yolculuk yapmamız gerektiğini öğrendik.
2. Yol bağlıyken, ümit kesilmişken Allah yakını dua edip gökyüzünde binlerce kapı açtığını, Rabbimizi yönelecek zamanı kaçırmamamız gerektiğini öğrendik.
3. Allah dostu, yakını bizden ne istiyorsun diye sorunca seni istiyorum seni dememiz gerektiğini öğrendik.
4. Allah'ın çağrı sesini duyanın kuş gibi sesin geldiği Allah dostunun kalbine ulaşması gerektiğini öğrendik.
5. Selamları, hoş kişilerin selamlarını duyanın büyüklenmekten vazgeçeceğini öğrendik.
6. Tanrı şarabı sunan , söz söyleyenin soluğundan terbiye çıkacağını öğrendik.
7. Tanrı cömertliği ile yetişmiş kişinin yalvarmaktan, yakarmaktan vazgeçeceğini, Allah'ın yokluk âleminde yok olup gitmiş olacağını öğrendik.
8. Canımız ne kadar toprakla uğraşırsa o kadar kirleneceğini, çok temiz kalamayacağını öğrendik. 
9. Allah'a yaklaşmak için Hazreti Muhammed'e ve onun soyundan gelenlere dua etmek, selam göndermekle Mevlana Hazretlerinin bize dua ettiğini öğrendik.
                *
İşte böyle yaren;
Tüme yaklaşanın parça-buçukları da sağlam bilgi, iyi kat'i olarak bilme ile tüme varmakla tümün bir parçası haline geleceğini öğrendik, anladık.
RAVLİ

 

 

 

30 Ağustos 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2860 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2860. Bedenin pörsüyen (Gevşeyip sarkan),   eriyip giden yanaklarına bakma;
Canın yanaklarına bak da hoşlaşsın, al-al olsun.
 
Kapkara beden, sanki bir kuzgun;
Can alemi de kış...
Şu iki çirkinin inadına can alemi, ölümsüz bir bahar bulsun da açılıp saçılsın.
 
Şu iki çirkin  şeyin dincelmesinden dört unsur (Hava, ateş, toprak, su) meydana geldi...
Kullarının (Allah'a iman eden kişinin) dincelmesi (Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde biçimde), bu dördünden başka bir şeyle olsun.
 
Seher çağı içtiğin şarap, tesir etmediyse sana, benden bir şarap iç;
Gerçekten de bir kıyamettir (Ölüyü diriltip iyilerin bir arada olacağı topluluğa götürendir) benim şarabım.
 
İlk kadehte nereleri gezersin;
Neler görürsün-neler...
İkinci kadehten Allah'a sığınırız;
Artık üçüncüsünü nasıl söyleyeyim?
 
Ne gam kalır, ne iş, güç...
Herkesi yerlere yıkar;
Ondan sonra da sizi nereye çeker-götürür;
Allah bilir.
 
Sen kokuya, renge tutsaksın;
Taşa, taştaki resme benziyorsun...
Kaynak suyu gibi bir kayna da çık şu taştan.
 
Hele ey kerem sahibi sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan), o kızıl şarabı bir sunda (İkram et) öyle bir hale geleyim ki çekinmeden senden bahsedeyim.
 
O koca sağrağı (Tanrı şarabı dolu büyük kadehi) bana sun, kendi kuluna sun...
Sonrada onun mahmurluğuyla (Sersemliğiyle) nasıl yücelere dalmışım da bakıyorum;
Bir seyret.
 
Beni bir ırmak edip akıttığın yere bakıyorum;
Zati denizden akmıştı;
Aksın-dursun o ırmak.
         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1. Bedenimizin yaşlandıkça erimesine, gücünün tükenmesine bakıp üzülmenin yanlış olduğunu, ölüm ve yok oluş korkusundan sıyrılmamız, canımızın bedenimizle beraber ölmeyeceğini, yaşarken canımıza bahar bulup açılıp saçılmasını sağlamamız gerektiğini öğrendik.
2. Allah'a inanan kişinin gücünün, canlı ve zinde olmasının havaya, ateşe, toprağa, suya bağlı olmaktan değil de canının tesirinden olduğunun bilincine varmasının gerektiğini öğrendik.
3. çok az insanın görebildiği Allah'ın gizlediği âlemleri göreceğimizi, Kur'an'ı kerimde, peygamber efendimizin sözlerinin, ve Allah yakın ve dostlarının söylediklerini görerek inanarak şüphelerden kurtulup tam inanca kavuşacağımızı öğrendik.
4. Mevlana Hazretlerinin sunduğu Tanrı şarabının ikinci kadehinde Allah'ın sanatını görüp hayretler içinde tam inançla Allah'a sığınacağımızı öğrendik.
5. Mevlana Hazretlerinin sunduğu Tanrı şarabının üçüncü kadehinde üzerimizde üzüntü, ne iş, ne de güçlükler kalmayacağını, bizim yerimize her şeyin uygun yapılacak hale geleceğini öğrendik.
6. Mevlana Hazretlerinin sunduğu Tanrı şarabının dördüncü kadehinde ve sonrasında Allah'ın kişiyi nereye götüreceğini, neler yaptıracağını sadece Allah'ın bileceğini öğrendik.
7. Allah yakını, dostu  kişinin sunacağı büyük kadehle Tanrı şarabının verdiği sarhoşlukla yaşananları anlatmaya sözlerin yetmeyeceğini öğrendik.
8. Dünyanın kokusuna rengine kendini tutsak kalmanın yanlış olacağını, taştan çıkan su gibi kaynaktan fışkırtmamız gerektiğini öğrendik.
               *
İşte böyle yaren;
Tanrı şarabının kaynağının bitmeyen bir kaynak olduğunu, Allah'hın zatından gelen, dostları eliyle sunulan şarabın iman etmiş kişilere akıp durmasını Mevlana Hazretlerinin istediğini, dua ettiğini öğrendik, anladık.
                *
RAVLİ

 

 

29 Ağustos 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2850 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2850. Yalnız o canların kıskandığı güzelden ne Ay'ın haberi olur, ne yıldızın...
Onun Ay'ı doğdu mu gönülleri (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) yakar-gider.
 
Yüzünü övmeye utanıyorum;
Vallahi ağzımı yumdum...
Sakanın (Evlere su taşıyanın) tulumu (Deriden yapılmış su kabı)denizden ne kadar su alabilir ki?
 
Bir yeşillik ki gülü kıyametedek solmasın, dökülmesin...
Bir güzel ki iki (Madde ve mana) dünya da yüzünü feda olsun.
 
Güzeller beyi çın-seherde (Güneş doğmadan hemen önce) salına-salına ava gitmede...
Ok gibi bakışına gönlümüz av olsun-gitsin.
 
Her solukta gözlerinden gözlerime ne haberler gelmede, ne haberler... gözlerim, onun haberleriyle aydın olsun, mahmurlaştıkça mahmurlaşsın.
 
Zahitlik kapısını kırdım da (Dinin yasak ettiği şeylerden sakınmayı, buyurduklarını yerine getirmekten çıkan kişiye) dilerim, bütün ömrün kararsız (Düzensizlikle, istikrarsızlıkla) geçsin diye dua etti, ilendi (Birinin kötü bir duruma düşmesi dileğini gönülden geçirmek veya açıkça söylemek) bana.
 
Duasiyle (İyi yapılan bir işle birinin hoşnutluğunu kazanarak) bir sevgiliye düştüm;
Ne karar (Düzen, istikrar) kaldı, ne gönül (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı)...
Tan yari (Sevgilisi)-yaveri (Yardımcısı) olsun;
Kanımıza susamış (Öldürme hırsı duyuyor).
 
Bedenim Ay'a (Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıtıp aydınlatan aynaya) benziyor;
Aşkla eriyip gitmede...
nlümüz de Zühre'nin çengi (Kanuna benzeyen dik tutularak çalınan telli çalgı) sanki;
Teli kırılsın da takılamasın.
 
Ay'ın eriyişine bakma, Zühre'nin çenginin (Kanuna benzeyen dik tutularak çalınan telli çalgının) teli kırıkmış;
Ona darılma...
Sen gamının (Üzüntünün) tadını seyret;
Biri, dilerim, bin olsun.
 
Can içinde bir gelin var;
Ama ne gelin (Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız)...
Yüzünün parıltısı vursun da dünya, o ışıkla yeni gelinlerin elleri gibi tazeleşsin-kınalar yaksın.
         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin Mevlevilerin kıskandığı, bir karanlıkta kalanları aydınlatan, ona bakılarak yön tayini yapılan, kalpte oluşan duyguların kaynağını yok ettiğini öğrendik.
2. Şems Hazretlerinin güzelliğinin kolayca tarif edilemeyecek, anlatılamayacak güzellikte, her övgünün üstünde olduğunu öğrendik.
3. Şems Hazretlerinin kıyamete kadar sözlerinin, etkisinin, yardımının, kayırmasının devamı için Mevlana Hazretlerinin duacı olduğunu öğrendik.
4. Şems Hazretlerinin Sabah güneş doğmadan önceki zamanda Allah dostu olacak uygun kişileri avladığını, avlananlar arasında bizim de olmamızı Mevlana Hazretlerinin dilediğini, dua ettiğini öğrendik.
5. Mevlana Hazretleri dinin yasak ettiklerinden kaçınarak, emrettiklerini yaparak yaşarken bu yaşamdan sıyrılarak kararsız bir hale geldiğini, bunun yaptığı iyi bir işten hoşnut olanın duasının sebep olduğunu,  böylece aşkı, Allah aşkını, Allah yakınına aşkı tanıma ve yaşama elde ettiğini öğrendik.
6. Mevlana Hazretleri aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıttığını, vücudunun tamamen ışık haline geldiğini, aşkın üzüntüsünün tadının bile çalgıyla, çengiyle olan neşeden çok daha zevkli ve üstün olduğunu öğrendik.
               *
İşte böyle yaren;
Bizi kaplamış canımızın içinde bizimle birleşmeye hazırlanmış süslenmiş gelin gibi dünyaya ışıklar veren, dünyayı tazeleştir-en ayrı bir can daha olduğunu öğrendik, anladık.
                *
RAVLİ

28 Ağustos 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2840 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2840.Yürü A tez giden gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), Yemen'e, sevgilime git de o değer biçilmez akıyka (Akik, değerli kırmızı taşınaKendini Yusuf peygamberin hapis hayatındaki yaşama benzeten Mevlana Hazretlerinin ) selamlarımı ulaştır, saygılarımı bildir.
 
Can, beni tutup yücelerden zindana çekince Tanrı kapısının yakınlarından ayrıldım;
Yapayalnız kaldım.
 
Derken hapishanede bir Ay, eş-dost oldu bana...
Öylesine bir Ay ki hevesi, aklıma-fikrime binlerce sevda saldı.
 
Herkes, hapisten, beladan kurtuluş yolunu arar;
Ben aramam...
Ne diye dışarıya yüz tutayım, dışarıya çıkayım?
Sevgili burada.
 
Zindan bucağından başka bir yerde onunla yalnız kalamam;
Balın gönlü de ateşten başka bir şeyle aparı (Gizlice alıp, kaçacak) bir hale gelemez.
 
Bir yakınlara bakmadayım, bir de darmadağın bir halde ona...
Bir bakışta şu istekteyim, bir bakışta şunu seyretmede.
 
Eşi-dostu Yusuf olan kaçmaz...
Hapishanede bağ-bahçe sahibi olan, hele bir de Yusuf'umuzu bulan kişi, oradan çıkmayı istemez.
 
Böylesine bir şeker kamışlığından öylesine bir istek duyan kişi, dört gözle koşar, hapishaneye gider.
 
Yıldızlardan duydum;
Birisi bu Ay'ın ışığını bulursa bize de haber verecekmiş.
 
Böylesine inciyi (Şekil değiştirmeyen mücevheri) bulduktan sonra Musa gibi ayağını basar, yedi denizi aşar da mucize gösterirsin.
         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri duyguların kaynağından Şems Hazretlerine selam ve saygılarını ulaştırdığını öğrendik.
2. Allah'ın Mevlana Hazretlerini yücelerden indirip dünya zindanına çekerek Tanrı kapısından ayrıldığını, yalnız kaldığını öğrendik.
3. Mevlana Hazretleri dünya hapishanesinde, yaşamında karanlıkta kalanları aydınlatan, gideceği yolu göremeyenin yolunu aydınlatanı, karışık problemleri kolaylıkla çözüm yolu bulan kişiyi tanıştığını, dostluk kurduğunu, aklına fikrine hayran olup aşık olduğunu, bunun Şems Hazretleri olduğunu, bu beraberlikten hiç ayrılmak istemediğini öğrendik.
4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin mübarek yüzüne bakmakla kendisinin darmadağın olduğunu, böyle bir tatlı yaşamdan ve zamandan ayrılmak istemediğini, bu yaşamdan vazgeçmeyeceğini öğrendik.
               *
İşte böyle yaren;
Allah'ın çok özel yakınını, dostunu bulan, yakınlaşan, seven, aşık olan  kişinin Musa peygamber gibi mucizeler gösterecek duruma geleceğini öğrendik, anladık.
                *
RAVLİ

27 Ağustos 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2830 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2830. Ah elinden o kişinin;
Bir şaşılacak dağ vurdu gönlüme (Kalbimde oluşan duygularınkaynağının üstüne dağ yıkıldı)...
Onu yolunda yürümeden (Daha hareket etmeden) ayaklarımın altı şişti-kabardı.
 
Hem Zühre (Venüs)(Güzel yüzüyle, yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle,incelik ve zerafetiyle, neşeli ve istekli, güzel huylu kendini gösterip), onun damından gökyüzüne bir kıvılcımdır, salar;
Hem heybetinden (Korku ve saygı uyandıran görünüş) yeryüzünüdepremler kavrar.
 
İşine hiç karışmam, karışsam da komaz (Bırakmaz) ya...
Bir dur hele sözüyle yüzlerce benim gibisini sürer-gider.
 
Onun tapısından sürüldüm mü de gider, bir köşeciğe baş korum...
Aşk çulhası (El tezgahında bez dokuyan kimse) bir çileyle (İplik demetiyle) başucuma gelir, başıma bez örer (Kumaş dokur) benim.
 
Gidin a iş erleri, çekin-getirin sevgilimizi;
Getirin bana o kaçak güzeli.
 
Tatlı mı. tatlı nağmelerle, altın gibi bahanelerle o güzel yüzlüyü, o Ayparçası güzeli çekin eve.
 
Bir başka zaman gelirim der, söz verirse inanmayın sakın...
Verdiği sözlerin hepsi de düzendir, aldatır sizi o.
 
Pek sıcak bir soluğu vardır onun;
Büyücülükle suyu düğümler, havayı bağlar o.
 
Benim güzel sevgilim kutlulukla, neşeyle bir geldi mi, otur artık da
Tan'nın şaşılacak şeylerini seyre dal.
 
Onun güzelliği parladı, yüzü ışık saldı mı, güzellerin güzelliği de neymiş?
Güneş yüzü, mumla söndürür-gider.
         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini gören Mevlana Hazretlerinin duygularının ağırlığı altında kaldığını, hareket etmeden baskı altında kalmış gibi yorgunlaştığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin yüzüne bakan Mevlana Hazretleri güzellik, yumuşaklık, sevimlilik, incelik, zarafet, neşe, istek, güzel huy ile birlikte saygı uyandıran duruşu gördüğünü öğrendik.
3.    Şems Hazretleri işine kimseyi karıştırmadığını, Mevlana Hazretleri de karışmadığını, kendisini huzurundan uzaklaştırsa da gelip gönlünü aldığını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerini görmeyince Mevlana Hazretlerinin çok özlediğini, görenin haber vermesini istediğini, gelirim vaadine inanılmaması gerektiğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin yüzüne baktıkça şaşılacak şeyler görebildiğini öğrendik.
                            *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin parlaklığı, yüzünün ışık salması, güzelliğini göstermesi ile insanı yoğun nurlu ışık sayesinde başka bir ışık göremeyecek, yalnız onun ışığının görüleceğini öğrendik, anladık.
                          *
RAVLİ

26 Ağustos 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2820 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2820.  Ben, bir uğurdan (İyilik getirdiğine, inandığım kaynak olan) senin buyruğuna (Emrine) uymuşum;
Sen, tümden kanıma (Büyük ölçüde etkide bırakmayı) kastetmedesin (Amaçlamışsın)...
Ay olsam, güneş kesilsem, gene de senden aşağıyım ben.
 
Bütün bunlarla beraber gene de a perilerin (Cinlerin güzel dişilerinin) bile kıskandıkları güzel, bana uğrayınca o kadar tez at sürme (Çabucak gitme) de senin, sen olduğunu anlayayım.
 
Dün kapımın önünden geçtin ama bir koku bile alamadım senden...
Yalnız canım, ruhum kulağıma söylediler;
Geçen senmişsin.
 
A benim canım, a benim gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı);
Can (Yaşam, hayat) da kim oluyor, gönül dediğim de kim?
Kapının toprağı, çayır-çimen gibi can bitirir, gönül yetiştirir.
 
Gözün bize bakmada akıl gibi her solukta bizimlesin...
Fakat o yürek nerde ki sıçrayalım da sensin diyelim sana.
 
Kulağımdan tuttun da bulunduğum yerden çeke-sürüye aldın, götürdün beni hani...
Fakat ben de bütün o gördüğüm, seyrettiğim yerlerde seni budum, seni gördüm.
 
Sarhoşum, sen de benim yüzümden sarhoşsun.,
Yanıldım, bir hatadır, ettim...
Ben erişmeye erişemem (Ulaşamam)ya;
Sen, sana eriştirirsin (Ulaştırırsın) beni.
 
Dilim sensin dedi ya;
Bu suçun özrü olarak bundan böyle tümden susayım, sabredeyim, zehirler içeyim.
 
Ah, bir zincirin hevesine düştüm de ne deli oldum, divane kesidim, her solukta gök küpüne bir gürültüdür salacağım artık.
 
Her seher çağında bir çulu (Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma giysiyi) ayaklarımla çiğner, aşarım;
Bir kervanı araya-araya ciğer kanlarımı saçarım.
                   ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
 1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin iyilik getirdiğine inandığı için bütün sözlerini doğru, yararlı ve uyulması gereken kural olarak kabul edip inançla tereddüt etmeden uyguladığını öğrendik.
2. Mevlana Hazretleri kendisinin ne kadar büyük olsa da Şems Hazretlerinin dshs güçlü ve kalıcı ışık verdiğini öğrendik.
3. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin çevresinde olduğunu fakat hızlı hareket ettiğinden Mevlana Hazretlerinin algılamada güçlük çektiğini öğrendik.
4. Şems Hazretlerini görmek, yakınlaşmak kolay olmadığını, ancak kendisi isterse olabileceğini öğrendik.
5. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine sen demediğini, ben-sen mesafesini hiç koymadığını, bunun saygısızlık olduğunu öğrendik.
6. Mevlana Hazretleri sırları olduğu gibi söylemenin gürültüsünün çıkmaması için kendini zor tuttuğunu, kendini sınırladığını, adını deli-divane durumuna düşürdüğünü öğrendik.                          
                            *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin her sabah güneş doğmadan önceki zaman kendini bağlayıp sınırlandıran bağlardan kurtulup kervanlarda Şems Hazretlerini arayıp bulamazsa çok üzüldüğünü öğrendik, anladık.
                          *
RAVLİ

Popüler Yayınlar