(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1600. Dünya, sana yüzlerce yüz
tutmuştur (Yönelmiştir) ama güzelliğine, güzel yüzüne
dünyalar dayanmaz.
Canlar (Mevleviler),
aşkına doğru yola düştüler ama canlar da dayanmaz senin aşkına.
Gönülde senden, gizli bir iz var;
Öylesine güzel ki gizlilikler
bile dayanamıyor ona.
Canın halvet yurduna (Yalnız kalınan yere) geldin mi, sus;
Çünkü bir halvettir o ki dillerle
anlatılamaz.
İyiyi-kötüyü görmen, iyi bir şey
değil;
Geç bundan;
O buna sığmaz.
Sen Tebrizli Şemseddin'in adını söyle
ki o ad, sözlerle, anlatışlarla belirtilemez.
Dünya, baştan-başa diken olsa aşığın gönlü, gene de tamamıyla gül bahçesidir.
Şu dönen gökyüzü, işsiz-güçsüz
kalsa gene âşıkların dünyası, iştedir-güçtedir.
Herkes gamlara batsa (Üzüntülere dalsa) aşığın canı latiftir (Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan), sevinçlidir, düzenbazdır
(Hile yapandır, aldatandır).
Nerde sönmüş bir mum varsa aşığa
ver;
Aşığın yüz binlerce ışığı vardır çünkü.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şemseddin Hazretlerinin güzelliğine yönelen Mevleviler bu aşk yoluna
hepsinin dayanamadığını, gönülden
izlenen bu gizli yolun güzelliklerle dolu olduğunu, çoğunun bu güzellikle
oyalanıp yüz tuttuğuna ulaşamadığın öğrendik.
2.
Şems Hazretlerinin kendisine ulaşacaklarına gizli bir
iz bıraktığını, bu izin güzelliğine sıradan bir insanın dayanamayacağını
öğrendik.
3.
Gizli yolu takip edip yalnızlık yurduna ulaşıldığını,
artık burada sözün geçerliliği kalmadığını, sadece suskunluğun yaşandığını
öğrendik.
4.
Yalnızlık yurdunun iyi-kötü kavramının olmadığı yer
olduğunu öğrendik.
5.
Şems Hazretlerinin yurdu olan buluşma yurdunda sadece
Şems Hazretlerinin adından başka bir anlatışın olmadığı yer olduğunu öğrendik.
6.
Şems Hazretlerine aşkın gönülden dikenlerin
ayıklandığı, gönlün gül bahçesinde yaşayan bir hale geleceğini öğrendik.
7.
Âşık olmuş kişiyi boş oturan tembel kişi olmadığını,
onun yaptıklarını sıradan insanların göremediğini, anlayamadığını, anlasalar
bile yakıştıramadıklarını öğrendik.
8. Âşıkların sevinçli olduğunu, halkın üzüntülerle boğuştuğu bir zaman bile
sevinçle, incelikle oyununu oynayan olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Parlaklığı kalmamış, yaşam hızı azalmış, toplum içinde
silik hale düşmüş kişiyi aşığın kendi ışığıyla uyandıracağını, yolunu
aydınlatacağını, kendisindeki gücün farkına vardıracağını, özgüven sağlayıp
kendine ve çevresine faydalı hale getireceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ