31 Ekim 2018 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2720 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2720. Senden gizlediğini, sırlar bilen can kulağına söyleyip durmada.

Şu anda, ortada değilsin amma gönül, kemerine yapışır, çeke-çeke gene getirir seni.

İçyüzden, kendisine en yakın biri etmiş seni;
Görünüşteyse sınayıp (İmtihan edip) duruyor.

Sus, sana şu gamı (Üzüntüyü) vermiş ya;
Kendisine çekişine delil olarak yeter bu.

Birisi, yol nicedir diye sordu;
Dedim ki;
Bu yol, isteği-dileği bırakma yoludur.

A padişaha âşık olan, bil ki yolun, o ulu kişinin rızasını aramaktır.

Sevgilinin dileğini-isteğini istiyorsan kendi dileğini, kendi isteğini aramak haramdır.

* Sevgilinin aşkı, can çilesidir;
Çünkü bu aşk, uluların ibadet yurdudur.

Aşkı, dağ-başından da aşağı değil ya;
Bu dağın başı, yeter-gider bize.

* O dağdaki mağarada bir aşk dostu var ki can, onun güzelliğiyle düzene girer.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin can kulağımıza sırlar söylendiğini, can kulağı ile dinleyenlerin faydalanacağını öğrendik.
2.    Can kulağını önemsemeyenlerin, sağır etmişlerin değişip gelişemeyeceklerini, yücelere çıkamayacağını öğrendik.
3.    Büyüklerimiz can kulağımıza faydalanmamız için sayısız sırlar söylediğini, can kulağını açık ve işler durumda tutanların yararlanacağını öğrendik.
4.    Allah’ı hiç görmeden seven, görmek ve ulaşmak arzusunda olanlara Allah, dostlarını harekete geçirerek yakınlık gösterdiğini, dostları kendilerine çekerek yardım ve öncülük ederek yolu ve yöntemi öğrettiklerini öğrendik.
5.    Allah’a ulaşma yolunun ilk yapılması gerekenin istek ve dilekleri bırakarak, Allah dostuna âşık olmak ve o ulu kişinin onayını ve müsaadesini almak olduğunu öğrendik.
6.    İkinci iş olarak da âşık olduğumuz Allah dostunun dileğini-isteğini kendi dileğimiz ve isteğimiz olarak kabul edip gereğini yapmak olduğunu öğrendik.
7.    Aşkın uluların ibadet yurdu olduğunu, bu yolda uğraşının yorulmanın ibadet olduğunu öğrendik.
8.    Aşk yüksek bir duygunun yeri olduğunu öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Allah’ın doğru yolda olanlara tehlikeli durum karşısında emniyetini sağlayacak görülmez perde ve ordu ile desteklediğiğini öğrendik, anladık.

(Hazreti Muhammed, Mekke’den Medine’ye göçerken Abu-Bekr’le, şehrin dışındaki sevr mağarada üç gece kalmıştı.
Bu olay Kur’an Tevbe suresi 40 ayette anlatılmıştır)
                   *

RAV

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2710 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2710.  A keremiyle (Soyluluğuyla, ululuğuyla, büyüklüğüyle, asaletiyle) işimizi düzelten;
Nerde neş'eli bir yer varsa, yerimiz bizim.

Şarap kadehi ve sevgiliyle buluşma varken âşığın gamı mı olur dünyada?

Bir nağme tutturan her yel (Rüzgâr), bizim bir işaretimizi bekler.

Her su, bir perdeci (Büyüklerin kapısında bulunan, gelenleri içerdekine bildiren görevli) kesilmiştir;
Perde ardındaysa görülmemiş, eşsiz bir güzel var.

Her sarhoş bülbül, bir fidan üstünde, şarap gibi cana can katmada.

Çok söyleme, yemek vakti şimdi;
Topluluğun açlığı birken altı kat fazlalaştı.

Ağzım-dudağım, eğri-büğrü sözler söylemiyor, can kulağına sır söylüyor senin.

Dudak, selâmında susmuş amma ağzınla gene de sözü bir onun.

Beden, senden ayrı;
Fakat can, sım-sıkı eteğine yapışmış.

Görünüşte seni, ok gibi fırlatıp atmış;
Fakat canı, yay gibi kendine çekmiş seni.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin neşeli güzellik olan yeri kendine yurt edindiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin bedeni uzakta olsa bile Mevlana Hazretlerinin canının kendisine doğru çektiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin bizim can kulağımıza sır söylediğini,

Düzgünlüğünü yitirmiş, yalanla karışmış, kötü, gerekli olmayan, aksi, ters, huysuz sözler söylemediğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

30 Ekim 2018 Salı

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2700 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2700. Topallamam (İşi gereği gibi yürütürüm, aksama yapmam), topal değilim ben;
Ay parçası bir güzele âşığım ben.

Ekşilik (Uygunsuz, yakışıksız davranış) etmem, sirke (Asalak) değilim ben;
Nemlenmem (Üzerimde durgunluktan pas oluşturmam), pınar-başı (Pınarın etrafı) değilim ben.

Serkeş (Kafa tutan, başkaldıran) olamam, asi değilim ben;
Kanaatle (Elimdekilerden hoşnut olarak, fazlasını istemeden yeter bularak) yaşarım, Mekke'yim (Hz. Muhammed’in doğduğu yerden, Kâbe’nin bulunduğu yerdeyim) çünkü.

Sarığımı rehine verdin de bir testi kaynamış şarap bile vermedin.

İnsaf et, haydut (Yol kesen) yaratılışlısın;
Bizdense neş'e eksik değil.

Köy ağasısın (Sözü geçen, varlıklısın), köy beyi (Köyde malı, toprağı çok olansın);
O söylediğin şaraptan (Tanrı şarabından) ver bana.

Vermiyor, beni kovuyorsan sen çık dışarı, karının apışı arasına dön-gitsin.

Aşk yerim ben (Gıdam aşktır), güzel siner (Benimser, kabul eder) o;
Ağza zevk verir, can neşesidir o.

Birazcık tirit (Et suyuna ekmek konulan yemekten), birazcık paça (Kasaplık hayvanın ayağından yapılan çorbadan) yedim;
Fakat paçadan ziyan (Zarar) geldi başıma.

Bundan böyle başla (Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başıyla), paçayla işimiz yok;
Yemekle, sofrayla bağdaşan kişiyle de işimiz yok.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok sevdiğini, aşkla bağlandığını öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri kendi huyunun ve davranışlarının temas kurduğu kişilerde rahatsızlık vermeyecek kalitede olduğunu öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin insanın ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi olduğunu, yakınlaşanlarına Tanrı şarabından ikram ettiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının zamanlarını karın doyurmakla geçirmediğini, aşkla nurla gıdalanıp yaşadığını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin daima ne yiyeceğim diyen, düşünen kişiyle işi olmadığını öğrendik, anladık.
                   *

RAV

29 Ekim 2018 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2690 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2690. Zümrüdüanka’nın (Parlak yeşil renkli, yücelerde yaşayan kuşun) bile ayağı, şu şaşılacak tuzağa (Aşk tuzağına) tutulmuşken serçe nasıl kurtulacak?
A başıboş gönül, buraya gelme, orda otur;
Orası güzel bir konak.

O mezeyi seç ki canına cem (Çokluk) katsın;
O şarabı (Tanrı şarabını) iste ki tam kıvamımda olsun.

Bundan ötesi, hep şekildir, hep renk;
Bundan başkası, hep savaştır, hep ad san kaygısı (İsmin kötüye çıkacak düşüncesi) .

Sus da otur aşağı;
Çünkü sarhoşsun (Aşktan çok mutlu olmuş, kendinden geçmişsin), burası da dam kıyısı (Dikkat et aşağı düşersin).

Ben baş yemem (Yönetim ve önem bakımından ileride olanın gücünü kırmam);
Ağırdır baş (Davranışları ölçülü, olgun, ciddi kişidedir);

Paça da yemem, kemikten ibarettir o (Eğitimsiz, düşük karakterde,  olanların sert olduklarından beraber olmam) .

Kebap da yemem (Verimsiz kişilerle beraber olmam), ziyan verir, nur (İlahi bir güç tarafından gönderilen parlaklığı) yerim ben, can gıdasıdır o.

Baş istemem ben (Yönetim ve önem bakımından ileride olanı istemem), külah giyer başlar (Hile ile oyunla kandırılabilir);
Altın (Satın alacak kuvvet de) istemem ben, geri isterler (İstemekle verilenin istenip geri alınır), geri çünkü.

Eşek (Kaba, düşüncesiz) de istemem ben;
Çünkü ota-samana (Yiyeceğe) bağlıdır eşek;

Keklik (Alımlı ve güzel olanı) yerim ben;
Padişahın avıdır keklikler.

Yücelerde uçmam, leylek değilim (Yüksek yerden söz söylesem bile ayağım yere basar);
Kimseyi ısırmam (Haber vermeden kötülük etmem), köpek (Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse) değilim.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Dünyanın tuzaklarla dolu olduğunu, yücelerde yaşayanların bile bu tuzaklara yakalanıp mahvolacağını öğrendik.
2.    Aşk âleminin oturulacak, kalınacak güzel bir yer olduğunu öğrendik.
3.    Aşk âlemini seçip Tanrı şarabını isteyen biri olmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Aşktan, Tanrı şarabından başka her şeyin şekilden renkten, savaştan, şöhretli olmak düşüncesinden ibaret olduğunu öğrendik.
5.    Aşık kişinin sözlerle dikkatini dağıtıp aşağıya düşmemesi gerektiğini öğrendik.
6.    Yiyeceği içeceği Allah’tan gelen nur olanın dünyanın aşağılık kişilerinden kurtulacağını öğrendik.
7.    İsteyerek aldıklarımızın geri verileceğini bilincinde olmamız gerektiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Ne yücelerde gezinip hedef olmamak, aşağıda olup aşağı kişilerden ve aşağılık hareketlerden uzak durmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2680 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2680. Fakat aklını başına al;
Saman altında su (Belli etmeden iş çevirmek, ortalığı karıştırmak) var;
Saman altında coşup köpüren bir deniz (Büyüklük) gizli.

Nereye varırsan anahtar, akıldır;
Fakat burada (Aşkta) ne yapabilirsin ki akıl, kilit kesilmiş (Büyüklüğü anlayıp kavrayamadığı için kendini korumak için kilitler).

Senin yüzüne bakar da gülen bu bir, yüz örtüsüdür, aldanma.
Onun pençesine düşen, çenk (Telli çalgı) gibi boyuna coşar-durur.

Bütün bunlarla beraber canlar, bal arıları gibi (Aşkın) çevresinde dönerler; Çünkü o, bal mıdır, bal.

Bir aslandır ki gam (Üzüntü), onun heybetinden (Korku ve saygı uyandıran görünüşünden) kör sıçan gibi mezar kovuğuna gizlenir.

Tebrizli Şems, peşin geçer akçeyken âlem, bilmem ki neden dünün sözüne dalmıştır?

Burada eğleşmek, ham adamın işi, geldiğim yer neresi?
Orasının yolunu tutayım da gideyim ben.

Sevgiliden bir soluk bile uzak kalmak, haramdır âşıklar mezhebinde.
* Bütün köyde bir kişi bile olsa, bir işaret yeter ona.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Aşkın büyük ve etkili olduğunu, fakat kendini gizleyerek gizlice işler yaptığını öğrendik.
2.    Aşk etkisini gösterince aklın kilitlenip kendi kendine bir şey yapamaz hale geldiğini öğrendik.
3.    Aşkın gülerek aldattığını, avını ele geçirince heyecanlandırdığını, içten içe kaynattığını, aşırı duygulandırdığını öğrendik.
4.    Aşkın Mevleviler için bal çekiciliğinde olduğu için bu kaynağın çevresinden ayrılmadıklarını öğrendik.
5.    Aşkın korku ve saygı uyandıran etkisine girenlerde gamın, kederin, üzüntünün etkisini olmayacağını öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin geçerli aşk öğretisini bırakıp geçmişin aşk hikâyelerine dönenlerin çok olduğunu öğrendik.
7.    Mevlana Hazretlerinin insanlara aşkı anlatma uğraşısında bazen bıktığını, bu âlemden gidip bildiği aşkı yaşamak istediğini öğrendik.
8.    Sevgili edilen, aşkla sevilen Allah dostundan uzak kalmanın âşıklara yasak olduğunu öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Aşkı bir köyde bir kişi bile anlasa; o kişiye bu işaret edilenlerin yolunu aydınlatacağını, hakikati bulacağını, aşkı doyasıya yaşayacağını öğrendik, anladık.
                   *

RAV

28 Ekim 2018 Pazar

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2670 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2670. Önünde, böylesine bir yolculuk (Değişim arayışında) olan, ne evi hatırına getirir, ne barkı.

Şehirden bahsetme;
Çölde, yoldaş olarak Mûsâ (Yol arkadaşı Allah’la konuşan) var, bıldırcın var, kudret helvası (İhtiyaç olan gıdalar)var.

Sağlığı ne yapacaksın?
Hastayken her solukta hekimin, Mesih (Hastayı, sakatı iyileştiren, ölüyü dirilten peygamber soluğumuzla beraber).

Gönül darlığından memnunum;
Gönlüm ferah oldu mu, her maskara yol bulur, girer sığar oraya.

 Gönül evi nasıl daralabilir ki her gece gönül okşayan sevgili, yapa-yalnız oradadır.

Gönlüm daralırsa ondan başkası sığmaz;
Gönlümün darlığı, kavgadan aman bulmaktır bana.

Düşmanın dişi, ekşiden kamaşır;
Şu habip (Sevgili) ekşi surat, kurtuluştur bize.

Sus, denizin de yüzü ekşi arama incilerin mercanların madeni.

O hocanın kulağı pek keskin;
Fakat kendisi kavgacı, ağır satıyor kendini.

Onun gülüşüne baktım da aldandım;
Onu susuyor gördüm de emin oldum.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah’ı arayış yoluna girenin, yolculuk gereği kendisine yakın olanlardan uzaklaşacağını, bağlarından kurtulacağını, Allah yolunda olanları görüp tanıyacağını, Allah dostlarıyla yol arkadaşlığı yapacaklarını öğrendik.
2.    Şems ve Mevlana Hazretlerinin kılavuzluğuyla ve yol arkadaşlığı ile yol almanın koruyucu, emin, güvenilir yol alma, amaca kesinlikle varılacak yolculuk olduğunu öğrendik.
3.    Şems ve Mevlana Hazretleri ekşi yüzlerini bize gösterse bile bunu bahane edip ayrılmamamız gerektiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems ve Mevlana Hazretlerinin öğretisini yiğit kişilikli kadın ve erkeklerin hamlıktan, rezil yaşamaktan kurtulup uygun duruma gelip sonra da uygunluktan olgunluğa kavuşmak olduğunu öğrendik, anladık.
                     *

RAV

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2660 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2660. Öldüredur (Ölmeden önce ölünüz hükmünü gerçekle);
Elin var olsun;
Dünyadakilerin canları, sana karşı saçılsın-dökülsün.

Mahmur gözlerinin (Dalgın, süzgün) bakışıyla dirilmiş, nice şehit gördüm ben.

Kararı (Yapacağı iş hakkında düşünülerek verilecek kesin yargısı) olmayan aşkının ateşinde nice kararsız bir halde karar edenleri gördüm ben.

Bir zahmet eder de ziyaretlerine gidersen, toprak üstünde bir tek ölü bile kalmaz (Hepsi diri hale gelmiştir).

Kıyışız-bucaksız kucağına ulaşma ümidiyle can, her solukta ayağının bastığı toprağı öper-durur.

 Felek kadehi (Dünyada olan olaylar), zehirle dop-dolu amma âşıklara helva gibi tatlı geliyor.

Şu olay yüzünden, yerinden gittiysen ne çıkar;
Gidiver, zaten yer, orası.

Aşkın yakışından (Aşkın ısı ve ışık etkisinden) kaçma;
Çünkü aşk ateşinden başkası tozdan-dumandan ibaret.

Duman pişirmez, karartır seni;
Seni pişirmede usta olan, ateştir ancak.

Dumanın çevresinde dönen pervane (Güve kelebeği), dumana bulanır, hamdır (Olgunlaşmamıştır, işlenmemiştir), rezildir (Alçak, aşağılıktır).
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah dostunun yardım etmesiyle kendimize özeleştiri yaparak ölmeden önce ölmemiz, onun değerlerinde şekillenip yeniden bağışlayacağı can ile yaşama devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin kendisine âşık olan kişiyi bakışı ile öldürüp yeniden dirilttiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
3.    Canın değerini ve etkisini bilenlerin Şems Hazretlerine çok saygı gösterdiklerini öğrendik.
4.    Şems veya Mevlana Hazretlerine âşık onların kimliğinin ve kişiliklerinin değiştiğini, bu âşıkların dünyada ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin bu acı olayları tatlılıkla karşılayacaklarını öğrendik.
5.    Allah dostlarına olan aşkın ateşinin yakışından kaçanın gelişmeyi, değişmeyi göze alamayanın korkak olduklarını, aşk meydanına çıkamayacaklarını öğrendik.
6.    Kişi sadece sözlerin içinde kalıp aşkın gereğini cesurca yapmazsa olgunluğa ulaşamayacağını, hamlıktan, rezillikten kurtulamayacağını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Un ne kadar kaliteli olursa olsun, su ne kadar temiz olursa olsun, hamur haline gelince içine maya katılması, hamurun şekle girmesi ve fırında ateşin-ısının hararetiyle pişmesi gerektiğini sonra sofraya konacak nimet haline geleceğini öğrendik, anladık.
                   *
RAV




27 Ekim 2018 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2650 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2650. Yedi perde ardında (Görüşü, ışığı engellense de gizlense de) amma pek güzel, pek alımlı olduğu meydanda.

A erler, geceleyin kalkın;
Mum var, şarap var, sevgili de yapayalnız.

Ramazan geldi, fakat bayram bizimle (Sevinç, neşe) beraber;
Kilit geldi (Kapalı olsan da), fakat anahtar bizde.

Ağzı bağladı (Suskunluk sağladı), gözü açtı;
Gözün gördüğü o nur, bizimle beraber.

Oruçla canı da temizledik, gönlü de;
Pislik bizimle amma arındı-gitti (Temizlendi) şimdi.

Oruçtan zahmet peydahlandı amma görünmeyen gönül definesi bizde.

Ramazan, gönül tapısına geldi;
Gönlü yaratan kişi bizimle.

Mademki Salâhaddin (Şems Hazretleri), şu topluluğun içinde;
Mansur (Ben Allah’ım diyen) da bizimle, Bâyezid (Bu hırkanın içinde Allah’tan başka bir şey yok diyen) de.

A gönlümüzü yağmalıdan, canım da sana av olmuş, binlerce can da.

Âşıkları öldürmekten başka ne işin var;
Halkı öldürmekten başka ne gücün var senin?
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Aşkın perdeler arkasında olsa da güzel ve çekici olduğunu öğrendik.
2.    Âşıklar için âşık olduğu ile buluşma vaktinin gece olduğunu öğrendik.
3.    Toplumun kilitlediği veya kişinin kendi kendini kilitlemiş olanların kilitlerinden kurtulma zamanının geldiği Mübarek zaman gelince, kişiler temizlenerek aşk topluluğunun en alt seviyesine katıldıklarını öğrendik.
4.    Zahmet olmadan elde edişin olmadığını öğrendik.
5.    Âşık olduğumuzun Allah dostu Şems Hazretlerinin Allah’ın sevgililerim dediği topluluğun içinde olduğunu öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Allah’ı aşkla sevenlerin, varlığını yok edip Allah ile var olan topluluğa, katılmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                   *
RAV



DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2640 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2640. Gönlümüzden tüten duman, sevdaya alâmettir (Güçlü sevginin, aşkın göstergesidir);
Gönülden tüten duman, ap-açık meydandadır.

Gönülden, dalga-dalga kan, kabarıp köpürmede;
Gönül değil bu, olsa-olsa bir deniz.

Bildiklerin (Tanıdıkların) hepsi yabancı kesildi;
Gönül bile, nedendir bilmem, düşmanlığa (Çatışmaya varacak kadar anlaşmazlık çıkarmaya) kalkıştı.

Aşk, nereye yükünü indirdiyse kınamak (Yapılan işin kötü olduğunu belirtir biçimde söz söyleme, ayıplama) orada.

Fakat biz, bu kınanmadan kaçmıyoruz;
Eskiden beri kınanma, evimiz bizim.

Aşka, padişahlar bile hased eder (Kıskanır);
Çünkü aşk, gönüllerin ışığıdır.

Ayağını, yedinci kat göğün başına bas;
Çünkü aşk, yücelerdedir.

Aklın başında olmasın;
Çünkü aklı başında olan, aşk meclisinde rezildir (Alçaktır, aşağılıktır), rüsvadır (Ayıplanacak durumda olan, rezil).

Beylik (Rahat yaşam) isteme;
Çünkü meclisin beyi, gözünü kapasa bile görür.

Aşk, henüz çadırında (Kendini halka göstermiyor);
Fakat ordusunun kopardığı tozu seyret.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah dostunu tutkulu bir şekilde sevmekle içten gelen bu yanış dumanının herkesin görebileceğini, anlayabileceğini öğrendik.
2.    Aşka düşen kişinin etrafındaki dostlarının, akrabalarının, bildiklerinin, hatta insanın kendi gönlünün bile düşmanlığa, kınamaya başlayacağını öğrendik.
3.    Sıradan insanın madde olarak eline geçene, elinden çıkana değer verdiğinden manaya önemseyenleri kötü iş yapıyorlar, diye söyleyerek ayıpladıklarını, aşık kişinin bu ayıplamanın gerçeğini bildiği için bu kınanmadan kaçmadıklarını öğrendik.
4.    Aşkın gönüllerin ışığı olduğunu, hakikati olduğu gibi görme, yanılmalardan koruduğunu, aşkın yerinin yücelerde olduğunu, herkesin kolayca ulaşamayacağını öğrendik.
5.    Yücelere gidenin aklı başında olursa o topluluk kabul etmeyeceğini, hiçbir neşe ve zevk alamadan aşağıdaki yerine döneceğini öğrendik.
6.    Rahatlık arayanların aşk yolculuğundan çabukça döndürüleceğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Aşkın özü, esas kuvvetinin gizlice beklediğini, gözlediğini, aşkın erlerinden olan orduların verilen görevi yapacakları yere doğru kendilerini belli ederek gittiklerini öğrendik, anladık.
                   *
RAV



Popüler Yayınlar