30 Nisan 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4790 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4790. 0 yok olmayan Ab-ı hayatla (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak dirilten) bedenim, nasıl cana dönmez;

O fışkırıp boy atmış güzelimin yüzünden gönlüm nasıl sıçramaz, yüreğim nasıl çırpınmaz?


Ne kadar safları (Savaş sırasını) kırdın-geçirdin;

Fakat benim kırık-dökük salim (Huzurlu, sağlam Sakin) gibi bir saf (İyi niyetli, art niyetsiz) gördün mü hiç?

Lalelik de onun malı-mülküdür, çayırlık-çimenlik de.,

Fakat benim gül demetime hevesini, özlemini bir bak da gör.


Değil mi ki boyuna söylememi istiyor;

Dudaklarını yum (Kapat) da aşk hikayelerini kulağına söyle onun.


And olsun Tanrıya, gül, şeker gibi gülmeyi senden öğrendi.,

And olsun Tanrıya dağ, kemer kuşanmayı senden belledi.


And olsun Tanrı ya, benim gördüğümü gökyüzü de görmüştür; Görmemişse ne diye başının üstünde dönüp duruyor?


A ney (Üfürmeli çalgı) dedim, niçin böyle feryad etmedesin (Haykırmadasın, çığlık atmadasın)?

Dedi ki;

Soluğunu yedim, feryad etmem şart.

A yeni Ay dedim, böyle eriyip gitmen nedir?

Semirmem, serpilmem (Gelişip büyümem) için ot veriyor bana dedi.


Semirmenin (Besili, yağlı bir duruma gelmek, şişmanlamanın) faydası arıklaşıp (Zayıf, cılız, kuru, sıska) erirken görülür.,

Kazanç için çalışmak, harcamak içindir.


Pervanenin (Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek) kanadı, mumun yalımını (Alevini) bulmaya yarar.

Onu buldu mu ne kanat ister, ne uçmak.

                                ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri ölümsüzlüğe ulaştığını, bedeninin cana dönüştüğünü, kalbinde oluşan duygularının kaynağının Şems Hazretlerine olan aşkı ile sıçradığını, yüreğinin kaslarının kendi kendine kasılıp çalıştığını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinin eğiliminin, isteğinin, özleminin kendisini kırık-dökük bir hale sokmasına rağmen savaşmaktan, mücadele etmekten vazgeçmediğini, huzurunu, sakinliğini, sağlamlığını, iyi niyetini koruduğunu, gizlediği bir niyeti olmadığını öğrendik.

  3. Mevlana sahip olma hevesinde olmadığını, güzellikleri görüp güzelliklerle beraber yaşamak istediğini, sahiplenmeye kalkmadığını öğrendik.

  4. Sevdiğimize gönülden aşk hikayelerini kulağına anlatmamız gerektiğini öğrendik.

  5. Şems Hazretlerini görenin ona aşık olmaktan başka çaresi olmayacağını, görenin hep arayacağını, göremeyenin feryat ettiğini, bitkilerin bile onun aşkından geliştiğini öğrendik.

  6. Güçlenmenin faydasının başımıza gelen, bizi zayıflatan şartlarda hayatta kalmamızı sağladığını öğrendik.

  7. Çalışmanın, kazanmanın ihtiyaç durumunda harcamak olduğunu, harcanmayan birikimim yük olmaktan ileri gitmeyeceğini öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Aradığımız ışığı bulana kadar araç, gereç, alet, harcama gerektiğini, bulunca da o ışıkta yok olmak, kendimizi ışığa döndürmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                   *

RAVLİ

29 Nisan 2022 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4780 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4780. Yüzünü iyice yu (Yıka) da aynayı ayıplama.,

Paran geçer akçe ( Yürülükte bulunan, kullanılan değer) olsun da teraziye kusur bulma.


Sana dudak verenden başkasına dudak açma.,

Az-çok, sana lütufta (İyilikte, bağışta) bulunandan başkasını yelip yortma (Aceleyle, telaşlı bir biçimde koşma).


Güzellerin yüzlerini, kaşlarını, gözlerini yalan bil de Ay yüzlü, zıh (İpek sicim) kaşlı gibi adlar takma.


Kerpiçe verilen yüz de eğretidir, göz de, dudak da.,

Körün karşısında göz-kaş cilvelerine kalkışma.


Aşkın boyu-posu, ölümsüz çalgı-çağanak (Neşeli ve gürültülü müzikle), ölümsüz sema (Mevlevi dansı)' diye sala verdi (Haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua).,

Onun (Aşkın) boyunun-posunun önünden başka bir yerde sema' etme.


Soluk alma, söz söyleme;

Söylersen bile dudak altından, yavaşca söyle.,

Söz perdedir, hiç olmazsa bir kat olsun perde, yüz kata çıkarma.


Acaba o benim şekerim, o benim fıstığım gelecek de bu ciğeri yaralıya meze düzecek mi?


A benim yavaşca vurduğum mızrabla damarı-iliği kopan dostum;

Bütün gücümle nasıl dokunabilirim senin teline diyecek mi acaba?


Sağraksız (Büyük kadehsiz) sunduğum şaraptan başı ağırlaşanım;

Safran gibi sararıp solan lalen diyecek mi?


A benim gönlümü aldırmış, ayağı bağlı garibim, hele nasılsın diye lütfedip, kerem buyurup eliyle başımı sıvazlayacak mı?

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                    ***

Neler öğrendik;

  1. Kendi kirli yüzümüzü, yanlış davranışımızı bize göstereni kınamamak, pis yerimizi temizlememiz, yanlış davranışımızı düzeltmemiz gerektiğini öğrendik.

  2. Değerli taşıdığımız parayla değerli alım sağlayacağımızı, eksik, noksan, kusurlu alşverişten kurtulacağımızı öğrendik.

  3. Bize iyilikte, bağışta bulunan kişinin peşinde olmamız, onun iyiliginden bahsetmemiz gerektiğini öğrendik.

  4. Gelip geçici güzele başka güzelliklerin adını takmamak gerektiğini öğrendik.

  5. Kolay çözülen bütünlüğe sahip olana, görme yeteneği olmayana güzellikleri gösteremeyeceğimizi, fayda sağlayamayacağımızı öğrendik.

  6. Aşıkların dansının gürültülü müzikle olduğunu öğrendik.

  7. Mevlana Hazretlerinin sözlerinin duyan veya okuyan kişinin başını ağırlaştırdığını, sarhoş olacağını, kişi zarar görmesin diye yavaş bu anlatışı uyguladığını öğrendik.

                                       *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri kalbinde oluşan duyguların kaynağını Şems Hazretlerine verdiğinden karşılığında başını okşamasını isteyip beklediğini öğrendik, anladık.

                                      *

RAVLİ




28 Nisan 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4770 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4770. Kalk, bugün neşelilerden, zevklilerden zevk üstüne zevk geldi, neşe üstüne neşe.,

Devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamında olanın gelme) günü, kutluluk günü bugün.


Kızgın gönlümde, kızgın canımda geceleri de, gündüzleri de aşkı övmek, söylemek dileği vardı, bunu kuruyordum.


Tebriz’li Şems, dün gece sus dedi bana;

Mademki dudağımıza aşıksın, yum dudağını.


Bize alış, hiçbir şeyden haberi olmıyanlara değil.,

Eşekler (Kaba, düşüncesizler) gibi her dişi eşeğin kuyruğunu koklama.


Onun de ezeli aşktır, sonun da o olacaktır.,

Artık orospu karılar gibi her gece, başka bir kocanın koynuna girme.


Öyle bir hevese gönül ver ki gönlünü almayasın ondan.,

A arslan er, gönlünü her mahalle köpeğine verme.


Hani bir yan var, derdi de ordan istersin, davayı da.,

Gözünü, gönlünü o yana vakfet (Hizmetine ver), her yana bakma, her yana gönül verme (Sevme, aşık olma).


Deve gibi her dikenin dibine koşma.,

Şu bağı-bahçeyi, şu baharı yeşilliği, şu arkı (Kazılmış su yolunu), dereyi bırakma.


Kendine gel, hakan padişahlara layık bir meclis kurmuş..

Tanrı için olsun, şu çöplükte toy (Ziyafet) verme.


Top-cevken (Ucu eğri deynekle topa vurularak oynanan) oyunumuzun beyi meydana geldi;

Atının peşinde gönlünü de top yap, canını da.

                                  ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                 ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostu Şems Hazretlerinin gelmesi ile insanın neşe ve zevke geleceğini, kutlu günü yaşayacağını öğrendik.

  2. Şems Hazretleri kendisine susarak alışmamızı, hiçbir şeyden haberi olmayan kaba, düşüncesiz kişilerden uzaklaşılmasını istediğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerine, Mevlana Hazretlerine olan aşkın yeni bir durum olmadığını, aşkın öncesinin olmadığını, seven ile sevilenin başka arayışlar içinde olmadığını öğrendik.

  4. Er kişinin kalbinde oluşan duygularını, hevesini, gözünü, hizmetini Allah dostunun hizmetine verdiğini, başka sevgiye yönelmediğini öğrendik.

  5. İncinmemek için güzel insanların yanına ve yerlere gitmek gerektiğini öğrendik.

  6. Yüce yerlerde uygun olgun olanlara yer hazırlandığını, ziyafeti vereceksek bu yerde vermemiz gerektiğini öğrendik

                                *

İşte böyle yaren;

Allah dostu Şems Hazretlerininin, Mevlana Hazretlerinin peşinden top gibi yuvarlanarak yani elimizin başka iş yapmaması, ayağımızın başka yere gitmesini etkisiz bırakarak, onu takip etmemiz gerektiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ






27 Nisan 2022 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4760 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4760. Kızıl gül, neşeden yenini (Giysi kolunu)-yakasmı yırttı;

Ya'kub'a gömleğin getirilmesi çağı geldi-çattı.


Güzelin akıykıne (Akik taşı, kırmızı taş) benzeyen dudakları güldü, açıldı..

Muhammed’e Yemen tarafından Rahman (Herkese, her canlıya merhamet eden Tanrı) kokusu gelir artık.


O Huten (Çin’de Türk bölgesi) güzelinin dağınık saçlarından başka birşeyle gönül huzur bulmadı;

Bir hayli dağınık sözler söyledik ama bir karara varmadı.


A Tebriz'li Şems, doğ, güneş gibi kılıç vur;

Kalkana benzeyen cana, ancak güneşin kılıcı ışık verebilir.


Güzellik Yusufu dudaklara ne şeker verdi ki Kaymaz'ı İdris oldu; Balaban'ı da Süleyman kesildi?


Şeker dudaklılar, onun şeker kamışlığına başlarını ayak yaptılar da gittiler, şaşırıp kalanların hepsi de büsbütün şaşırdı, kala-kaldı.


Bir kurdun Yusuf a tamah ettiğini duydular da utançlarından bütün kurtlar çoban kesildi.


Gamının derdinde ne hoşluklar, ne tatlar gizli ki derman arayanların hepsi de ilaçtan kaçmaya koyuldu.


Her yok olana öz olarak onun varlığı yeter..

Her edepten çıkana, onun sarhoşluğu özür getirir-gider.


Arifi (Çok anlayışlı ve sezgili kimse), sebeplere sarılmaktan vaz geçti sanma;

Sebepsizlere sebep olarak o sebepsizlik yeter zati.

                                ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                ***

Neler öğrendik;

  1. Baba Yakup peygamberin oğlu Yusuf’a olan, Yemenli Veysel Karani’nin Peygamberimize aşkı ve ayrılıklarla imtihanını kendisinin Şems Hazretlerine olan aşkı ve ayrılığı ile özdeşleştirdiğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin ışığının engel tanımadığını, iç bölgeyi aydınlattığını öğrendik.

  3. Güzelliğin kardeşleri bile kıskançlık kırizine soktuğunu, Allah’ın verdiği bu güzelliği kabul eden kişilerin bu kırizi atlatacağını saygın iyi işler yapan kişiler haline geleceğini öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin hakikatini görenlerin ona karşı kendilerini onun hizmetine adadıklarını öğrendik.

  5. Şems Hazretlerine özünü kendi özü kabul edenlerin bu varlığı yeter bulacaklarını, görgü olarak kabul edeceklerini öğrendik.

                            *

İşte böyle yaren;

Çok anlayışlı ve sezgili ariflerin bir şeyin olmasına veya belli bir halde bulunmasına yol açan sebeplere değer vermekten vazgeçmediğini, sebepsizliğin de sebep olarak değerlendiklerini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ




26 Nisan 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4750 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4750. Gülle lalenin yüzleri haber veriyor bana.,

Şu leğenin (Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal kap) altında bir mum (Aydınlatma aracı) gizli.


Çalış-çabala da bilgisizlik leğenini gönlünden (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı) kaldır;

Kaldır da can doğusundan aydın gün belirsin, ışısın.


A Tebriz'li Şems, can doğusundan doğ;

Çünkü senin güneşin can;

Bütün dünya ise beden.


Samandan, yayladan başka birşey görmeyen hayvan canı, Tanrı değiştirmesiyle akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücü)-fikir (Edinilen bilgi ışığında düşünme) gül bahçesine layık oldu.


Tanrı'nın bu bahar mevsiminden başka bir baharı var ki orda ne ölü var, ne puta tapan (Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesneye inanan), ne de put (Doğa üstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız varlıktan).


O baharın yeliyle (Rüzgârıyla) kuzgun (Kara karga), ak doğana döner;

O baharın soluğuyla dişi çaylak (Yırtıcılardan, uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları ve fare gibi zararlı hayvanları avlayan, tavuk büyüklüğünde bir kuş) arslandan daha iyi, daha yiğit bir hale gelir.


Herkes dirildi, şükretmek için ağzını açtı.,

Öpüşler bile ağızlardan gelen zevk, neşe kokusuyla sarhoş oldu-gitti.


Seher yelinin (Sabahın güneş doğmadan önceki zaman esen rüzgâr) öyküler, masallar söyleyen eli, güzel kokulu şeylerin bulunduğu kabı çalkaladı da çimen çocuklarına güzel huylar öğretti.


Sanki yel Cebrail'dlr (Allah’tan peygambere vahiy getirmekle görevli büyük melek) de ağaçlar Meıyem..

Öylesine bir el oyununa giriştiler ki sanki birisi kan, öbürü koca.


Bulut duvak altında güzeller bulunduğunu gördü de Aden incileri, mücevherler saçtı.

                                  ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                  ***

Neler öğrendik;

  1. Güzel insanların yüzlerinin açık haber kaynağı olduğunu öğrendik.

  2. Bilgisizliğin ışık kaynağını görmeye engel olduğunu, bilgi ile ışık kaynağının nasıl ve kim olduğunu araştırmak aydın güne kavuşmak gerektiğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin canımıza, iç dünyamıza aydınlık veren, kendimizin hakikatini görmeye kuvvetli ışık olan güneş olduğunu öğrendik.

  4. Allah’ın insan canını değiştirmesiyle insan canı düşünme, anlama, kavrama, yorumlama, yeteneği aldığını, güzelliklerin alanına girmeye izin kazandığını öğrendik.

  5. Allah’ın gençlik gibi bir bahar verdiğini, aslandan daha iyi, daha güçlü ve yürekli, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen mert insan haline getirdiğini öğrendik.

  6. Diri insanın şükretmesi gerektiğini, öğrendik.

  7. Öpüşün ağızdan zevk ve neşe verdiğini, insanı sarhoş ettiğini öğrendik.

  8. Seher yelinin insana ve doğaya çok katkısı olduğunu, bu zamanda uyanık ve ayakta olmak gerektiğini öğrendik.

                              *

İşte böyle yaren;

Rüzgârın, soluğun görünmediği halde meydana getirdiği etkilerinin bilincinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                              *

RAVLİ



25 Nisan 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4740 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4740. Elmanın eteğini tutalım da şeftaliye doğru çekelim.,

Gonca gülden birkaç söz duyalım da yasemine götürelim.


Bana şarap sundun mu. edebe uymamı hiç isteme;

Şeriat (İslam hukuku) bile sarhoşa had vurmaz (Sınır konmaz);

Sen de vurma (Sınır koyma) bana.


Edebe (İyi ahlak, incelik, terbiye kurallarına) uymak da elimde değil, edepsizlik de;

Ne yapayım?

Sarhoş deveci ipimi tutmuş, deve gibi çekiyor beni.


Bülbül aşkla gülden bir öpücük umdu da dedi ki:

Şeker kamışını kır da gönlümü kırma (Kalpte oluşan duyguların kaynağını bozma) benim, ne olur?


Gül, benim sırrım çocukların harcı değil dedi:

Çocuğa "Ebced hevez hatti kelemen (Arap alfebesinin her harfi bir rakamı karşılayan düzen)” gerek.


Bülbül, öpücük vermezsen dedi, bari aşk şarabını sun.,

Gül, onu da vermiyeceğim dedi, hadi var-git, hüzünlere dal.


Bülbül, öyleyse dedi, ben de seni tenenen ten tenenen ten tenenen ten tenenen diye defle, berbatla aleme yayayım da gör.


Gül, geceleyin tas çalma;

Herkes uyanır..

Ay mı tutuldu ki gürültüye –patırtıya kalkışıyorsun dedi.


Bülbül, tas çalmasam da dedi, fitne dokuz aylık.,

Çaresiz fitneler (Karışıklar, kargaşa) doğacak, gece gebe.


Dalda yaprak da titriyor, gönlüm de.,

Yaprağın titreyişi yelden;

Gönlümün titreyişi Huten (Çinde Türk bölgesi) güzelinin yüzünden.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Güzel olanları birbiriyle tanıştırıp, yaklaştırıp aradaki sınırları kaldırmak gerektiğini öğrendik.

  2. Tanrı şarabından sarhoş olana İslam hukukunun sınır koymadığı için sevenlerin aralarına sınır konmaması gerektiğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinin sırrının küçük kişilerin anlayamayacağını, sırrın hakikatinin bilmece oyunu olmadığını öğrendik.

  4. Sevgilinin sevdiğine hediyeler vermezse sevenlerinin üzüntülere dalacağını öğrendik.

  5. Sırrın bir şekilde dağılacağını, herkesin bir başka şekilde anlamdıracağını öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Türk güzeli sevgilisi Şems Hazretlerini özlemle düşünmeye başlayınca kalbinde oluşan duygulardan kalp kaslarının hızlı küçük kasılmalarla titreştiğini öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ


24 Nisan 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4730 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4730.Şu nefsin (Hazır zevke ve isteklere) bir günlük şarabının sonsuz bir mahmurluğu (Sersemliği) var.,

Kendine gel de beni bu hain meyhanecinin şarabına susatma.


İlk oyunda mat ettin beni;

Çoğaltma oyunu bari..

Bir uğurdan mat oldum-gitti, on kez mat etmeye kalkışma beni.


Nâsût (İnsanlık, insanlar ve onlarla alakalı şeyler) alemindeki bütün düzenbazlıklar, senin Lahut (Allah tarafından, manevi âlemden olan) aleminden...

Artık bu düzenbaz kafire (İyilik bilmeyene) yardım etme.


Hepsi de içti, sızıp uyudu;

Yurt bomboş kaldı...

Salına-salına çayırlığa çimenliğe dalmanın tam çağı.


Herkes içti, gitti, biz sağ olalım.,

Zati zamanın gönlüyüz (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), canıyız, zamanın kumandanı.


Ab-ı hayat sen olduktan sonra kimdir ölümsüz kalmayan?

Güzelim put (Kendisinden yardım beklenilen) sen olduktan sonra herkes şaman (Ruhsal ilişki kuran) kesilir.


Aşk alnımıza eziyetler, mihnetler (Sıkıntı, acı, dert, zahmet) yazdı;

Sevgi, fitneler (Karışıklıklar, kargaşalar) üstüne fitneler takdir etti bize.


Genişlik geldi de dünya ilişkilerinden kurtulduk.,

Salt (Yalnız) can, artık lütuflar (İyilikler, yardımlar), ihsanlar (Bağışlamalar) gül bahçesine uçar-gider.


A devem, gel, ıh (Çök) buraya;

Güzel bir konak yeri burası.,

Sulak, verimli, bolluk, tam deve yatağı.


"Rızklanırlar, genişlerler.." (Âl-i İmran 169-170, Mümin suresi 40) biz de içelim o şarabı, yiyelim o mezeyi.. "Gerçeklik konağı" (Kamer suresi 54-55) aşıklara konak oldu, yurt oldu.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                       ***

Neler öğrendik;

  1. Kendini bilmeyenlerin hazır zevke ve isteklere ulaşma sarhoşluğunda ve sersemliğinde olduklarını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin sunacağı Tanrı şarabından sarhoş olmak istediğini, dünyaya ait şaraba mevbur bırakmamasını istediğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin oyunlarını bilerek yenildiğini, hoş etmeye çalıştığını öğrendik.

  4. Dünya düzeninden yorulanların uyuduğu zaman Hak aşıklarının canlılıklarını, kapte oluşan duygularının kaynağının canlılığını, zamanın komutanlığını yaptıklarını öğrendik.

  5. Ölümsüzlüğü öğreten, ulaştıran Şems Hazreti olunca herkesin Şems Hazretleri ile ruhsal ilişki kuracağını öğrendik.

  6. Aşkın vereceği zorlukları kabul etmek, kaçıp gitmemek gerektiğini öğrendik.

  7. Dünya ilişkilerinden kurtulan kişiye yardımların, iyiliklerin, bağışların verileceğini öğrendik.

  8. Mevlana Hazretlerinin öğretisinin alanının verimli ve bolluk içinde olduğunu, bu alan içinde kendimize yurt edinmemiz gerektiğini öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Kur’anı kerimde mümin kişilere vaad edilen ikramları daha ahrete gitmeden önce bu dünyada aşıkların faydalanmaya başlayacağını öğrendik, anladık.

                           *

RAVLİ


23 Nisan 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4720 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4720. Baş çekenler, gizliliğin alanından geliyorlar bana;

Bütün bu yardımlar, ona bağışladığı halin tadından geliyor bana.


Etme dostum, cefalar ederek başı boş, yersiz-yurtsuz bırakma şu gönlümü (Kalbimde oluşan duyguların kaynağını kendi haline bırakma).,

Armağan olarak canımı al, ciğerimi paramparça etme benim.


Sana gönül vermiş gamlar yeyen aşık, pek çoktur.,

Canın için, başın için, şu gamlar yiyen gönlüme kastetme.


Bana, çaresizliğime bir acıyış gözüyle bak..

Senden başka çaremi bulan biri varsa bırak beni, çaremi bulmaya uğraşma.


Gönül, senin ateş tapınağının karşısında bir şişecidir;

Gönlünü, benim sırça bir şişeye dönmüş gönlüme karşı sert bir hale sokma.


Her solukta cefacı ayrılığın, soluk-soluk ayrılıklar üfürüyor bana., korkusuzca üfle ama cefa etme. ,


Boğum-boğum bedenim beşiğe benziyor, gönülse tıpkı çocuk... Kucağına al.

Boyuna beşikte bırakma onu.


Canımı, güneş yüzünün karşısında zerre gibi oynat;

Gece gibi canımı her yıldıza bağlama.


Gaddar dünyanın hileden-düzenden iki yüz başı var başımı şu gaddar dünyaya bağlama benim.


Harut, Marut gibi yüzlercesi, büyüsüyle bağlanmış-kalmış..

Beni şu büyücü cadıya bağlatma.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                    ***

(Hârût ve Mârût, Kur’an-ı Kerim’in 2. Surenin 102 ayetinde Süleyman Peygamberin kâfir olmadığı, şeytanın kâfir olduklarını bildirirler ve insanlara büyü yapmayı öğrettikleri söylenir.


Sonra da Babil’e indirilen Hârût ve Mârût adlı iki meleğin, biz sizi imtihan etmeye memuruz, sakın kâfir olmayın demeden kimseye bir şey öğretmedikleri anlatılır.


Halkın rivayetlerine göre, bu iki melek, insanların isyanından yakınmışlar.


Tanrı, onlarda şehvet vardır, size de şehvet versem, siz de isyan edersiniz demiş.


Onlar, isyan etmeyeceğini söyleyince, Tanrı onlara şehvet verip yeryüzüne inmelerini buyurmuş.


Gündüz inerler, halk arasında hüküm sürerler, gece İsmi Azamı okuyup göğe çıkarlarmış.


Derken bir kadına gönül vermişler, kadın ismi Azamı öğretirlerse bunlara ram olacağını söylemiş, öğretmişler, kadın bu adı okuyup göğe çıkınca Tanrı onu çarpıp bir yıldız yapmış, Zühre bu kadınmış.


Hârût’la ve Mârût’u dünya azabıyla ahret azabı arasında muhayyer bırakmış, dünya azabına razı olmuşlar.


Bunları Babil kuyusuna baş aşağı asmışlar.

Büyücüler, o kuyunun başına gidip bunlardan büyü öğrenirmiş.

Bu yüzden edebiyatta Hârût-Mârût Zühre, Babil kuyusu, büyü ve büyücü ile anılır)


Neler öğrendik;

  1. Gizli alandan Mevlana Hazretlerine yardımlar geldiğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri kendi haline bırakılmayı istemediğini, ne isterlerse armağan olarak vereceğini ancak aşksız bırakılmamasını istediğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerine aşık olanın çok olduğunu, Mevlana Hazretleri de aşık olduğunu, bu aşkın üzüntü oluşturmamasını dilediğini öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin kendisine acıyan gözle bakmasını, bundan başka dert istemediğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini çok özlediğini, kendisine bağlı olduğunu, kendisi dünyanın hilelerine, düzenlerine bırakmamasını istediğini öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri aşkın büyüsünü istediğini, Sevgili olarak da Allah dostu Şems Hazretlerini seçtiğini, başka bir arayışının olmadığını öğrendik.

                         *

RAVLİ



22 Nisan 2022 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4710 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4710. Şah’ız (Benzerlerimize göre en üstün, en güzel, en iyi) ama senin için ruh gibi düz yürürüz de şu satranç tahtasında ferzin (Vezirin) gibi akıl-fikir ıssı (Düşünen, anlayan, kavrayan, öğüt veren, görüşü alına, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklayan, kararlara seçenek sunan, heryana hareket eden, önemce ikinci sırada olan) oluruz.


Aşk aynasının yüzüne varlık soluğumuzu vermeyelim.,

Değil mi ki yıkık bir yer haline geldik, definene mahrem (Sırrını bilen) olalım bari.


Gönül masalı (Kalpte oluşan duyguların kaynağı olarak anlatılan) gibi elsiz-ayaksız kalalım da masal gibi aşıkların gönüllerinde yeryurt edinelim, gönüllerde konaklayalım.


O murid (Şeyhe bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen) olursa biz de muradımıza (İsteğimize, dileğimize, amacımıza) erişiriz:

Anahtarımız o olursa.


Yarabbi, bu zevk, bu neşe kokusu cennetten mi geliyor;

Yoksa baştan-başa diş kesiliriz.


Mustafa (Peygamber), gönlümüzü yol etmez, gönlümüzde olmaz, gönlümuze dayanmazsa, feryat etsek de, Hannane direğine dönsek yeridir.


Hayır..

Sus;

Çünkü geceleyin köşke yöneldik mi, bekçiye susarak yol vermemiz

gerekir.


Soluktan soluğa gönül yolundan (Kalpte oluşan duyguların ağız, dil, kulak olmadan karşılıklı iletişim sağlaması) hayal çavuşun gelip çatıyor bana.,

Yeniden yeniye güzelliğinden bir parıltıdır, geliyor bana.,

Buluşma, kavuşma gününden esip gelen bir yel mi?


Neşeden aklımı-fikrimi şaşırttı;

Aşktan mı geliyor bu; yoksa ululuğunun şarabiyle dolu bir kadeh midir bana sunulan?


Aşktan uçup gelen bir doğan mı, yoksa onun kanatlariyle uçup bana ulaşan güvercin yavruları mı?

                                 ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri kendi şah olmasına rağmen konumundan geri adım atarak Şems Hazretlerini şah, kendisini de vezir durumunda konumlandırdığını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Aşkın güzelliğini varlık ile görünmez hale gerirmemek için kendini yıkık bir yer haline getirdiğini, Şems Hazretlerinden sırlarını bilen aileden olmak istediğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri aşıkların gönüllerinde konaklamak için Şems Hazretleri ile olan aşkı paylaştığını, aşkın cinsiyet üstü olduğunu her aşığın baştan anlaması, bunun gönül işi olduğunu bilmesi, hazretleri gönüllerinde misafir etmeleri gerektiğini öğrendik.

  4. Aşkın verdiği zevkin ve kokunun Allah’ın ikramı cennetten geldiğini, öğrendik.

  5. Peygamber efendimizin gönlümüzü açmayınca yerimizden kıpırdayamayacağımızı, izin verip yol açarsa kendisinin gidip geldiği yolu tarif ederek ve yardım ederek yoldaş olacağını öğrendik.

  6. Mevlana Hazretleri gönülden sevdiği ile buluşma özlemi çektiğini, fiziki olmasa bile hayel olarak buluşup araya mesafe koymadığını öğrendik.

                                  *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri aşkla sunulan güzelliklerin hayranlığıyla her hareketi svediğinden gelen haber ve hediyeler olduğunu kabul edip benimsediğini öğrendik, anladık.

                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar