30 Kasım 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3780 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3780. Mahmurluk (Sersemlik, baş ağırlığı) şaraptandır, fakat mahmurluğu giderende gene şaraptır (Tanrı şarabındandır)...

Uğradığın güçlük de ondandır, elde ettiğin zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu haz), neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) de ondan.


Yeter, sus artık...

Her dinleyende heves (İstek, eğilim, arzu), olmaz, sevda (Güçlü sevgi, aşk) yoktur;

Bütün halk, senin yaratılışında değil ya.


Ekşi yüzünün (Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüzlünü) tadına bak, yüzlerce şekerden de fazla, peki dedi, ne kadar fazla;

Fazladan da ziyade dedim.


Değil mi ki güzel, böylesine güzel;

Aşığa öğüt verme (Yapması veya yapmaması gereken şeyler için sözler söyleme)...

Soğuk demiri ne diye döversin (Şekil değiştirmez);

Öğüt alacak zaman (Nasihat zamanı) geçti-gitti.


Nasılsın, gönlün (Kalpte oluşan duygularının kaynağı) ne halde diye ne soruyorsun ona?

Aşk konağı, sorulup öğrenilecek sınırı çoktan aştı.


O inciler (Şekil değiştirmeyen mücevher) bağışlıyan deniz Maveraun-Nehir'dedir (Orta Asya’da Ceyhun (Amu Derya) ve Seyhun (Siri Derya) nehirleri arasında kalan bölge);

Huyunun bahçesi, Semerkad'ın (Özbekistan’ın kuzey doğusunda, Zarefshan nehri vadisinde yer) kutluluğunu da aşmıştır.


Kereminin yeli (Soyluluğun, ululuğun, büyüklüğün, asaletin rüzgârı), herşeyi yeter bulanın gönlüne esti mi, ciğerine de ummak, istemek kaşıntısı düşen, canına da.


Kapalı kapı yetmiş belayı (Anında kalbini Hakka bağlayan kişiye) gelmeye koymaz (Engel olur) ama ansızın gelen bu bela (Denemek, sınamak) seli, bendi yıkar da her yana taşar.


Senin sövüşündeki tad, övüşten daha artıktır (Artandır, bereketlidir);

Onun gam (Üzüntü veren) dikeni, güzel-güzel gülen gülden de hoştur.


Gönlünün (Kalbinde oluşan duygular kaynağında oluşan) işini düzene koymayı bilen kişi, varlık bendini yıkar, yapıdan-düzenden geçer-gider.

                                ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                               ***

Neler öğrendik;

  1. İnsanı sersemleştiren her ne ve nerden ise yine aynı şeyin bu sersemliği giderecek olan olduğunu öğrendik.

  2. Uğradığımız güçlükte ve bu güçlüğü aşmaktan zevk alacağımızı öğrendik.

  3. Allah aşıklarının sözünü dinleyende istek, arzu, eğilim yoksa güçlü sevgiyi veya aşkı elde edemeyeceklerini öğrendik.

  4. Allah aşıklarının ekşi yüzünün bile tadının şekerden bile daha tatlı olduğunu öğrendik.

  5. Aşığın öğüt almayacağını, bulduğu aydınlık yolda Allah dostlarıyla konakları aşarak yoluna devam ettiğini öğrendik.

  6. Aşıkların şekil değiştirmeyen sözler söylediğini, tarifler ettiğini, yol gösterdikleri, yolu aydınlattıklarını öğrendik.

  7. Allah’ın büyüklüğünün rüzgârı her şeyi yeter bulan kalbinde oluşan duygularının kaynağına estiği zaman Allah’ın kendisini istemek arzusunun düşeceğini öğrendik.

  8. Anında kalbini Allah’a kişiye sıkıntının gelmeyeceğini ancak imtihan, sınamak, denemek, için Allah’ın buyruğuna engellerin yıkılacağını öğrendik.

  9. Allah dostunun söğüşünün bile öğüşten daha kıymetli olduğunu öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Kalbinde oluşturduğu duyguyu gerçekleştirmek isteyen kişinin varını-yoğunu bu işe harcayacağını öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ


29 Kasım 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3770 İNCİ BEYİT

 

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3770. Buluşmaya ait asılsız sözleri söylemek de ansızın şeker gibi buluşma haberini duymak kadar hoştur ama yeter artık, sus.


Periden (Cinlerin güzel dişsinden) doğmuşum ben, uyku nerdedir, bilmem...

Gece oldu mu periler uyumazlar;

Gece bizim vaktimizdir, bizim nöbetimiz.


Mademki başın var, beynin var;

İnada kalkışma, var uyu...

Değil mi ki gelirin var, giderin var;

Böyle bir tedbire girişmek, elbette layık (Uygun).


Geliri olmayan gider (Eksilmeyen Allah’ın hazinesinden harcama), Tanrı'dan gelir;

Dünyadan isteme bunu;

Bilmiyorum kimde var bu devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamı);

Fakat kimde varsa ne mutlu ona.


Başını çekme (Vazgeçme bu yoldan), sallama (Olmaz deme)...

Bügün nöbet senin.

Al kadehi, iç gitsin;

Sana şerbettir o.


Şu hava boşluğunda zerreler kadar aşıklar var...

Sen neşelenirsen onlar da neşelenirler;

Sen hallenirsen (Yeni bir duruma girersen, değişirsen) onlar da bir güzel hale bürünürler.


Kimin himmeti (Çalışması, emeği, gayreti) yüksekse, kimde yüce bir düşünce (Doğa ile bütünlük halinde gerçeğin yansısı) varsa bil ki o yüksek himmet (Çalışma, emek, gayret), o yüce düşünce, senin himmetinin izidir (Çalışmanın, emeğin, gayretin etkisini kalıcı duruma getirmektir).


Akıldan (Düşünme, anlama ve kavrama gücü)-fikirden (Bir konuda bilgi edinip çok düşünmek, kendini inandırmaktan), huydan-hustan (Yaradılıştan) doğmayan bir fikir, dünyada yoktur, fakat varsa ancak senin düşüncendir o.


A ayrılıktan, başka sebeplerden yaralanmış gönül (Kalbimizde oluşan duyguların kaynağında);

Gene ilacım ondan ara;

Nimet veren odur sana.


Mihnet (Sıkıntı) ne yandan geldiyse deva (Çarenin, ilacın) da o yandan gelir;

İşkillenmem de ondandır, kesin inancın da ondan.

                       ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                      ***

Neler öğrendik;

  1. Sevgili edindiğimiz Şems Hazretlerinin ziyaret haberinin çok sevinç ve hoşluk vereceğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinin geceleri uyumadığını, gelir-gider kaygısı yokken uyumak gerektiğini kendi kendine söylediği halde buna uymadığını öğrendik.

  3. Dünya yaşamında gelir olunca gider olacağını, devlet sahibinin harcamasının gelire bağlı olmadığını öğrendik.

  4. Bana devlet verilmez diye düşünmemek gerektiğini, bu yolda devam etmek gerektiğini öğrendik.

  5. Biz neşelenince diğer aşıkların da neşeleneceğini, yeni durumlara girerek değişimimize devam etmemiz, bütün aşıkları sevindirmemiz gerektiğini öğrendik.

  6. Çalışmamız, emek vermemiz, gayret göstermemiz yüksekse yüce düşüncelerle bütünlüğün içinde kalarak gerçeği bulacağımızı bu emeğin boşa gitmeyeceğini, kalıcı izler bırakacağımızı öğrendik.

  7. Düşünce, anlama, kavrama, bilgi edinme, bilgiye inanma yaradılıştan doğan fikir olabileceğini, ancak ortada dolaşanın sözün düşünce olarak kalacağını öğrendik.

  8. Gönlümüz çeşitli sebeplerle yaralanmış ise ilacını Allah’tan, onun yakınlarından aramamız gerektiğini öğrendik.

                   *

İşte böyle yaren;

Allah’tan bize bir sıkıntı geldiyse çaresini ondan istememiz, dünyaya ait bir sıkıntı geldiyse dünya işlerinin çarsine, ilacına müracaat etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                  *

RAVLİ


28 Kasım 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3760 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3760. Nice Osman (Derin bir utanma hissine sahip, üstün bir şeref ve haysiyet anlayışı, cömertliği) var ki utançla doluyken onun sarhoşluğuyla Ömer (Cahiliye devrinde yaptıkları) gibi geçmiş utançtan, oduncu olmuş (Kendini düzeltmiş)-gitmiş.


Eşi yok bir kilitçi;

Sözlerle kiliti yapmada, anahtar düzmede (Sırları kilitliyor veya açıyor).

Ben artık dükkanı kapadım;

Çünkü kapıları o (Şems Hazretleri) açıyor.


Feryat eden, darmadağan olan, kendinden geçen aşık çalgıcı hoştur; böylesi çalgıcı durgun olmaz;

Gelişmiştir, coşar, hoştur, hoş.


Genç çalgıcının zir-bem (İnce ve kalın) perdeleriyle gönlünün harareti, yanmış-kavrulmuş ciğerinin kanı, kanının coşup köpürmesi sarmaş-dolaş olmuş...

Ne hoştur bu.


Ayrılık yüzünden yaşlarla dopdolu iki buluta benzeyen gözlerinden sararıp solmuş bir çiceği andıran yüzüne yağmur gibi gözyaşlarının yağması ne de hoştur.


Cana bak, dünyayı seyret.,

Göremiyorsan ona çektiği özleyiş yüzünden darmadağan olmuş şu dünyaya bak;

Bu da hoş.


Sarhoşun, güzelin önünde baş eğmesi, değer mi, değer...

Sevgilinin elinin de onun başını okşaması ne hoştur.


Gönül huzuru (Kalpte oluşan duyguların kaynağı ile) sevgilinin yüzünü apaçık görmek, sultanlıktır;

Görülmemiş, eşsiz güzelin hayalini (Zihinde tasarlanan, canlandırılanve gerçekleşmesi özleneni) göze getirmek de hoştur ama.


Bu kutluluk, boyuna ele geçmez ama can alemine Ay kesilen o güzeli, ansızın, ummadan görmek, hırsızlamaca onu seyretmek, pek hoştur.


Aşk, varmı-yoğunu yağmaladıysa hoş gör...

O güzelim Yusuf’un önünde doğranmış el, daha hoştur.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                   ***

Neler öğrendik;

  1. İnsanın bulunduğu şartlarla olanaklarıyla üstün şeref, değer, saygınlık, itibar, öz saygı anlayışına sahip cömert olabileceğini öğrendik.

  2. Bir şeye körü körüne inanan kaba ve cahil bir insanın bir fikre, bir görüşe yapışıp bağlanması ile cahilliğin ölçü ve değerlerine sımsıkı tutunduğunu, bu kişinin başka bir şeye inanıncaya ve ikna oluncaya kadar değişmesinin kolay olmadığını, değiştirmeye kalkan kişiyi hırçın davranışlarla düşman olarak kabul edileceğini öğrendik.

  3. Allah’a boyun eğenlerin, onun elçisine uyanların değişip üstün şeref ve haysiyete kavuşabileceğini öğrendik.

  4. Manaları anlaşılacak, içine girilecek şekilde uğraşan Mevlana Hazretlerinin sırlar ustası Şems Hazretleri gelince bu işi ona bıraktığını öğrendik.

  5. Kişinin manada darmadağın olması, öğreticiye ulaşana kadar ağlaması, kendinden geçmesi, coşkunluk göstermesi, hakikati olduğu gibi görene, içselleştirip yaşayana kadar kendinden geçmesi gerektiğini öğrendik.

  6. Hakikati olduğu gibi söyleyenin çok az olduğunu, böyle bir Allah yakınını bulunca onun yüzünü görmenin çok hoş olacağını öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Sırlar veren, hakikati olduğu gibi söyleyen, manaları açıklayan birine aşık olunacağını, varımız bu uğurda gitse de hoş olacağımızı öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


27 Kasım 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3750 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3750. Güneş, şu dönüşte tekdir, birdir ama öylesine başbuğlar (Başkanlar) var ki güneş bile onların safında bir tek er.


Andolsun Tanrıya, padişahlar bile ayağının bastığı toprağı başlarına tac ederler..

Kim senin Şirin'ine (Sevdiğine) aşık olmuşsa Ferhad'dır (Dağları azimle delen, su yolu açan kişidir).


Gönlüm, sus diye dudaklarına elini koymada...

Bu çağ, söz çağı değil, feryad çağı demede.


Irmak kıyısında bir susuz, nasıl uykuya daldı;

Bak da seyret...

Definenin üstünde, bir bak da gör;

Yoksul nasıl kıvranıp duruyor.


Hey gidi-hey...

Nice susuz vardır ki birisinin büyü yapıp okuyup üfleyerek attığı

düğüm yüzünden Aras nehrindedir de haberi yoktur, dolap gibi döner durur.


Gözünü bağlıyan olmasaydı muma kul olur muydun?

Seher çağının güneşi Ay ışığını bile unutturdu-gitti.


Mum olmasa Ay görünmeyecek;

Ondan korkuyor...

O ahmağın (Aklını doğru kullanamayanın) gönlü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağındaki) bu korkuyla cıvaya (Yerinde duramaz, ele avuca sığmaz, çok hareketli) dönmüş.


Süleyman (Padişah) nasıl gizli olabilir ki gönülde divan (Büyük meclis) kurmuş...

Can perde ardına girmiş (Gizlenmiş) de onun yüzünden perdeciler (Gizleyenler) övünmede.


Nice taş gönüllüler var ki taşı la'l kesilmiş...

Nice koruk var ki şu cibre sıkılan (Üzüm ve meyvaların sıkılıp suyu alınan) yerde pekmez olmuş-gitmiş.


Bu nasıl bir gelin bezeyici;

Bu gizli alemin ne çeşit boyası ki aşıkların safran gibi

renkleri unnaba (Meyvası sarı renkte olan dikenli bir ağaca) dönmüş.

                             ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin başkanların da başkanı olduğunu, diğer başkanların onun bir tek eri mesafesinde olduğunu öğrendik.

  2. Şems Hazretleri nereye gitse o yörenin başkanları büyük saygı gösterdiğini öğrendik.

  3. Kim aşkla Şems Hazretlerini sever bağlanırsa yapamayacağı, başaramayacağı, sonuç alamayacağı iş olmayacağını öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri fazla açıklama yapmak istemediğini, dinleme, gözlemeye devam ettiğini, kişilerin definenin üstünde yoksul bir halde yaşadıklarına şahit olduğunu öğrendik.

  5. Çok ortada olmasına, elle, sözle işaret edilmesine, faydasının örneklerle anlatılmasına rağmen görmeyenin, anlamayanın, olumlu tepki vermeyenin büyülenmiş kişi olduğunu öğrendik.

  6. Kendinden daha aydınlık veren kişiden korkanın aklını doğru kullanamayacağını, ne yaptığı belli olmayan hareketlerde bulunacağını öğrendik.

  7. Canımızın perdelenerek gizlendiğini, yüreğimizin görünür olduğunu öğrendik.

  8. Yaşamın değişimi olduğunu, doğru kişiyi sevip bağlanıp dostluğu devam ettirmekle kişinin çok değerli hale geleceğini öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

Dünyayı gelin gibi süslenmeye devam edildiğini, nice güzel aşıkların yüzlerinin ise sarı, boylarının kısa kaldığını öğrendik, anladık.

                            *

RAVLİ


26 Kasım 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3740 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3740. Zurna sesi de gamlılara (Üzüntülere) eş-dost olur ama "Ruhumuzdan ruh üfürdük" ayetiyle bildirilen ney'in (Üflemeli çalgının) sesi ne de hoştur.


Halk geceleri de uykuyla düşünceden kurtulur ama kuşluk (Günün sabahla öğle arasındaki bölümünün) güneşine dalan görür göz ne de hoştur.


A puta tapan (Doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı ve cansız nesnenin varlığına inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde gösteren), senin ayağın balcığa girmiş;

Sen ne bilirsin, şu gök kubbenin üstünde ne güzellikler var.


Musa'ya olduğu gibi Tanrı rahmetinden bir tecelli (Belirme, görünme, ortaya çıkma, meydana gelme) olursa o şekerler damlatan yüzden Turdağı'nın göğsü ne güzel bir hale gelir.


Dağ ses verir ama madende de susan altın var...

Kimi susmak, kimi de ona uyup konuşmak ne hoştur.


A yüzü güle, saçları, şimşir ağacının sık, teru (Çok) taze yapraklarına benzeyen güzel (Şems Hazretleri);

Canım, ne vakit senin derdinle gamlanırsa (Üzülürse) o vakit neşeliyim ben.


Hazır akçeye (Paraya) benzeyen gamından (Üzüntünden) başka ne kadar para-pul varsa hepsi de topraktır...

Senin havana uyup yelip yöpürmekten (Hızlı gitmekten) başka koşup didinmenin hepsi de yeldir (Rüzgârdır).


Senin işin öğrenmiş olanın işi-gücü vardır çünkü senin işin, gerçekten de yeniden yeniye yoktan yaratış tezgahındaki iştir.


Göğün de haberi vardır, bilir yerin de...

Gökyüzü de yer gibi buyruğuna ram olmuştur (Emrine uygun hareket eder)

senin.


Yüzün bir göster de iki (Madde ve mana) dünyanın da mahmurluğunu (Sersemliğini) gider-gitsin...

Bugünü, mahmurlarına söz vermedin mi sen?

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Çalgıların üzüntülerimizle eş dost olduğunu, ney sesinin ise insanın ruhuna hitap ettiğini öğrendik.

  2. Düşünceden kurtulmanın hoş olduğunu, aydınlıkta görmenin de hoş olduğunu öğrendik.

  3. Gerçek değerini bilmediğine inanan ve bağlananın kendini çıkmaza soktuğunu, çok değerli ve güzel olanları tanıma fırsatını kaçırdığını öğrendik.

  4. Allah'tan gelen bir güzelliğin kendisini göstermesi dağ bile olsa bu güzellikle ebedi unutulmayacağını, değerini kaybetmeyeceğini ,içinde altınların olduğunu, konuştuğunu öğrendik.

  5. Allah dostunu kendine sevgili olarak seçenin üzüntüsünün bile hazır harcanabilen altın-para kıymetinde olduğunu öğrendik.

  6. Aşık olan kişinin yoktan yaradılıştaki işleri gördüğünü ve katıldığını öğrendik.

  7. Göğün bile Allah dostu sevgili Şems Hazretlerinin emrini yerine getirdiğini öğrendik.

                     *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok özlediğini, yüzünü göstermesini, madde ve manada kendisine bağlananların sersemliğini yok etmesini istediğini öğrendik, anladık.

                   *

RAVLİ

25 Kasım 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3730 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3730. Bir işe kalkan (Başlayan), sonunda işini bitirdi, oturdu...

İsteği (Eğilimi, arzusu) yatışmayan (Hızı kesilmeyen) kişinin işidir iş.


Senin cansız yaratıklarının tespihlerini (Allah'ı anışlarını) duyan, canını, noksan sıfatlan arı (Temiz, günahsız) Tanrı hareminin (Yabancıların giremeyeceği yerde) perdesine götürmedikçe oturamaz.


Süleyman bile dünyaya senin havana düştüğünü, seni sevdiğini göstermedikçe havanın yücesinde Süleyman (Peygamber) tahtına oturamadı.


Darmadağan saçlarının dalgalandığını gören kişinin gönlünden kopan darmadağan düşünce, ebedi olarak yatışmaz.


Rüyada gülen dudaklarının hayalini görenin uykusu kaçar ama gülen dudaklarının hayali ne aklından çıkar, ne fikrinden.


Yüz ekşitmelerin, kulun-külenin (Sevgiyle bağlanmış, dostluğunu devam ettiren, karşılıksız hizmet eden) safrasını (Benimsemesini, kabul etmesini, sindirimini) bastıramaz...


Baş ağrısına verilen ilaçla darmadağan sevda (Aşırı ve güçlü tutku, istek) iyileşmez.


Kime gülbahçenin kokusu geldiyse böylece, güle-oynaya, ta gül bahçesine varmadıkça oturmaz da oturmaz.


Gece-gündüz, elsiz-ayaksız bir halde senin kapında bulunmak ne hoştur... Senin şeker yurdunda şekerler yiyen kuş, ne mutlu kuştur.


Gizlice gülen goncanın baş ucunda eşi bulunmaz, usul (Düzgün uzun) boylu yuce selvinin gölgesi ne de hoştur.


Kuzgun (Karga) eşek tersine (Dışkısına) aşıksa söyle;

Varsın-olsun...

Yeşillikte bülbüllerin güzelim gülü sevmeleri ne de güzeldir.

                             ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                            ***

Neler öğrendik;

  1. İşi başlayanın eğilimi, arzusu yatışmayan biri ise, hızı kesilmeden başladığı işi bitireceğini öğrendik.

  2. Allah'ın adını cansızların bile andığını duyan kişinin Allah'ın yabancılara engel olduğu, perdelediği yere kadar gideceğini, merakını tatmin edeceğini, gir kulum hitabına kadar burada bekleyişte olacağını öğrendik.

  3. Süleyman peygamberin bile Şems Hazretlerinin aşkına düştüğünü, onun sevgisini kazandıktan sonra tahta oturduğunu öğrendik.

  4. Şems Hazretlerini görenin kalbinde oluşan duygularının kaynağının yatışmayacağını, dalgalar içinde olacağını öğrendik.

  5. Şems Hazretlerini rüyasında görenin bile gülen dudaklarını unutmayacağını, uykusunun kaçacağını, hayalini hiç bir zaman unutmayacağını öğrendik.

  6. Şems Hazretlerine aşık olmanın bir hastalık olduğunu, diğer hastalıklardan koruduğunu öğrendik.

  7. Şems Hazretinin çekici davetini algılayanın yerinde duramaz hale geleceğini öğrendik.

                            *

İşte böyle yaren;

Bülbülün gülü sevmesinin güzel olduğunu, pis kişiye, pislik yapmaya aşık olan kişinin hayvan gibi yaşayacağını öğrendik, anladık.

                           *

RAVLİ

24 Kasım 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3720 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3720. Varı-yoğu tümden suya at, o ateşte yu (Yıka), arıt;

Yüzünün ateşi, Ab-ı hayatın (Hayat suyunun) bile secdegahıdır (Secde edilecek, namaz kılınacak yer).


Tebriz'li Şems'in gönlünden baş çıkar (Hazretinin çatısı altında dirlik, düzenlik içinde yaşama sevincine ulaş);

O ölümsüz bir padişahtır;

Her buyruğu (Emri), buyuran padişahlar padişahıdır (Uyulması gerekli hükümleri emredendir).


Canımı şarapsız sarhoş eden nerde?

Elini, canımdan - gönlümden çıkarıp gösteren, beni benden alan nerde?


Hani and içersem (Şahit gösterirsem) ancak onun başına içerim...

Nerde o andımı, tövbemi bozduran?


Hani seher çağları (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) canlar, onun yüzünden naralar atarlar...

Nerde gamı (Üzüntüyü), bizi yerden-yurttan eden?


Canın da canıdır o;

Yeri yoksa şaşılır mı?

Hani gönlümüz de bir yer isteyen var;

Nerde o?

Göz ucuyla bakış bir bahane, o yandan bir heves bu...

Nerde o bakışın ardındaki, nerde o gönlümü (Kalbimde oluşan duyguların kaynağını) bir bakışta yaralayan?


Gönlün aydın perdesini gerdi de hayaller gösterdi;

Perde üstüne böylesine bir gönül perdesi geren nerde?


Akıl tam oldukça nasıl-niçin, aşağılanmaz?

Nerde o sarhoş olup nasıldan (İşin ne biçimde, hangi yolla olduğu sorgulamaktan) -niçinden (Hangi amaçla, hangi sebeple, neden, niye sorularından) kurtulan?


Ben aramadan yoruldum, oturdum, şu cansız gönül oturmadı-gitti;

Herkes gitti, oturdu-kaldı da can, bir soluk bile oturmadı.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Güvendigimiz, bağlandığımız malın-mülkün bağından kurtulmamız, kendimizi temizlememiz, Allah dostunun öğretisine kendimizi hazırlamamız gerektiğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin gönlüne girmeye çalışmamız, kendisine çok saygı göstermemiz gerektiğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin öğretisi ile dirlik, düzenlik içinde yaşamasevincine kavuşmamız gerektiğini öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin emrini bütün emir verenlerin uyup emrettiğini yaptığını öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin bile benliğini içine aldığını, içkisiz sarhoş ettiğini öğrendik.

  6. Sabahın güneş doğmadan önceki zamanda yüksek sesle ŞemsHazretlerine seslenenlerin üzüntülerden, geçici bağlardan kurtulacaklarını öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin yerinin canımızın da canının içinde olduğunu, öğrendik.

  8. İçten Şems Hazretlerini arayışlarımıza hazretin hayal perdesi kurup sözle olan inancı görüntü ile tamamlayıp tam inanç sahibi ettiğini öğrendik.

  9. Şems Hazretlerine bağlanan kişinin inancında işin biçimini, hangi yol izlendiğini, hangi amaçla yapıldığını, neden, niye gibi aklın zorlanıp yorulmayacağını, başka bir akıl kazanılacağını öğrendik.

                      *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini aramaktan yorulduğunu, oturduğunu ama kalbinde oluşan duygularının kaynağının Şems Hazretlerini aramaya devam ettiğini öğrendik, anladık.

                   *

RAVLİ

23 Kasım 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3710 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3710. Her öldürdüğü kişiye ebedi bir can veıilmeseydi can bağışlamak, nerden kolay olurdu aşıka?


Herşeyden haberi olanların, onun yaşayaşından haberleri yoktur, ondan bir haber edinemezler;

Çünkü onun yaşayışı, onun haberi perde olmuştur onlara.


Ne benziyen gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) onun aşk çalgıcısı üfürmeseydi bedendeki her kıl, ney gibi feryad (Haykırış, çığlık) eder miydi hiç?


Tebriz'li Şems, damdan gönüle kerpiç atmasaydı canlar, neden kapıcı kesilirlerdi ona?


Işıklarla dopdolu göz, sevgilinin bakışıyla sarhoş olmuş-gitmiştir...

Ay bile ondan göz ve görüş sahibi olmuştur;

Gök bile onun yüzünden tir-tir titremededir.


Hele Tanrı kapısından ışıklandığı zaman yok mu...

Meleklerin secde ettikleri yer, kapısıdır artık, her insanın kıblesi kesilmiştir.


O solukta ayaklarına baş komayan, benlik yüzünden ona secde etmeyen kişinin özü şeytandır ancak.


O solukta onda bir ışık izi görmeyen, şeytandan da aşağıdır;

Çünkü cansız bir bedendir o.


Yüzü erlerin kıblesidir...

Sen de ersen ( İşini iyi bilen, yetenekli, erkeksen) onun o heybetli yüzüne karşı gönlünü (Kalbinde oluşan duyguların kaynağını) yerlere ser.


Elini göğsünden çek;

Ne diye bakıp durursun?

O anda sevinerek ver canını;

Dilenen (İstenen) şey budur.

                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Tüm bedeni aşığın iyiliğiyle yardımıyla güç ve dirilik kazanan kişinin ölümsüz olarak, sonsuza kadar aşık olacağını, aşığın özelliklerini taşıyacağını öğrendik.

  2. Sıradan, aşık olmayan kişinin herşeyden haberi olsa da aşığın yaşayışından haberi olamaz, onlardan haber edinemezler.

  3. Kalpte oluşan duyguların kaynağı aşkla tanıştığı zaman her kılının bile haykıran, çığlık atan olacacağını öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin yukarıdan kalpte oluşan duygularının kaynağını hareketlendirmesi ile canımız gönlümüzün emrinde hizmet etmeye başladığını öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin ışıklarla olan gözü ile kişiye başması ile kişiyi sarhoş ettiğini, hakikati olduğu gibi gören göz görüş sahibi ederek benzerlerinden ayıran özellik sağladığını öğrendik.

  6. Şems Hazretleri Tanrı ışığı ile ışıklanıp melklerin bile yere kapanıp saygı gösterdiği kişi, sıkıntılı durumda yardım umularak başvurulan yer olduğunu öğrendik.

  7. Şems Hazretteki ışığı görmeyenin şeytandan da aşağı kimse olacağını öğrendik.

  8. İşini iyi bile, yetenekli erkek yapısında olan kişinin kalbinde olan duygularının kaynağını Şems Hazretlerinin doldurmasını, şekillendirmesini isteyeceğini, bunun için çok saygı ile bekleyeceğini öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Mademki bunları doğru sözlü Mevlana Hazretlerinden öğrendik, delilimizin, şahidimizin Mevlana Hazretleri olduğundan canımızı bu uğurda sevinerek vermemizin, dileğimizin, isteğimizin bunun olması gerektiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


22 Kasım 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3700 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3700. Şaşkın-şaşkın (Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş) az söyle;

Sus (Konuşmaktan kaçın);

Yoksul çalgıcı da ne yapsın?

Bütün bunlar, o güzel yüzlü, o fitnesi (Karışıklık, kargaşa çıkartan) güzelin fitnesi.


Yoksa şimdi o saçlar, darmadağan mı olmuş ki böylesine bir Tatar miski (Güzel koku), her yana amber (Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül rengindeki madde) kokuları saçmış?


Yoksa seher yeli (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı esen iyileştirici- dinçleştirici rüzgâr), yüzündeki örtüyü mu kaptı ki binlerce gizli Ay (Karanlıkta kalanları aydınlatan), parıl-parıl parlamış.


Can (Yaşamı sağlayan), ne yüzden neşelendi, bundan bir koku alamaz ama hiçbir can var mı ki onun güzelim kokusundan neşelenmemiş olsun.


Nice teru (Çok) taze güller var ki Tanrı soluğuyla gülmede...

Fakat neden gülüyor?

Her can bilmez ki.


Güneş yüzü, bugün ne de hoş parlamada...

Binlerce gönül, o yüzden Bedahşan la'li (Afganistanda çıkan kırmızı renkli değerli taş) haline gelmiş.


Aşık, lütftuyla (İyilik ve yardımıyla) tüm bedenin can kesildiği (Hayatına, gönlüne yaşayışına katmak için hazır olan) kişiye ebedi (Sonsuza kadar) olarak neden aşık olmasın;

Gönül (Kalbinde oluşan duyguların kaynağını) vermesin (Sevmeye, istemeye, yapmaya içten yönelmesine yol açılmasın)?


Olsa-olsa gönül, bir seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zaman) onu o halde görmüş olacak ki o görüş yüzünden bugün bu hale gelmiş.


Gönül, o periden doğmuş güzelimi (Doğuştan güzel olanı) göreli eline şişe almış, peri çağırmaya koyulmuş.


Beden ağacına onun güzel yeli esmezse nice yüzlerce yaprak tir-tir titrer, nice yüzlerce dal.

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri aşkın verdiği duygu yoğunluğu ile kafasının karıştığını, yanlış anlaşılma olmaması için kendisine susma tenbihi yaptığını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri burnuna gelen güzel kokulardan, gözüne gelen nurlu ışıklardan neşelendiğini, bunların sevgiliden gelen olduğundan, Tanrı soluğuyla oluştuğundan gülmeye başladığını her can taşıyanın bu durumu bilemeyeceğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerini görenin, tanıyanın doğuştan bu güzelliğe aşık olacağını, Tanrı sanatının toplandığı kişiyi gönlünü vereceğini öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

Vücudumuza Şems Hazretlerinden gelen rüzgârın gelmesi, onun güzel kokusunu almamız, ışığını görmemiz, yaşamımızın tadına, bilincine varmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                             *

RAVLİ

21 Kasım 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3690 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3690. Bütün sıfatlar (Görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği), bu ne biçim sıfat diye şaşırıp kalmış...

Sanki sıfatlar, putlar (Doğa üstü güç ve etkisi olan);

Onun sıfatıysa şaman (Ruhlarla ilişki kurarak hastaları iyileştiren, gelecekten haber veren kişi olmuş).


Bahçede nerksin gözü, onun gamıyla şaşırmış;

Ona dalmış, bu yasemin midir diyor sanki, yoksa şu teru (Çok) taze güldür de üç batman (23 Kg.) mı geliyor?


Aşkın yürüyüşü,ayaksıza bile bu başka yürüyüş bağışlar...

İsterse yüzlerce ben desin, yüzlerce benliğe bürünsün, ben (Demekten) den de kurtarır, yüzlerce benlikten (Kendi kişiliğine önem vermekten, kişiliğini üstün görmeden, kibirden, gururdan) üstün de;

Bir hoşca yürütür-gider onu.


Dünyada birçok fitneler (Karışıklıklar, kargaşa) olmuştur, daha da birçok fitneler olacaktır, fakat bütün fitneler, bizim o fitnemize (Sevgiyle bağlanma, sevgi dostluğun devam ettirmenin engeline) uğramıştır, onun derdine düşmüştür.


Bütün gönüller (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), güvercin gibi o burca (Kalenin en yüksek yerine) rehin olmuştur, oraya bağlanmıştır...

Çünkü bir candır ki her bedeni diriltir.


Yeter artık;

Niceye bir şu söze yamanıp kalacaksın?

Aşkın nice anlatışları var ki sözden apayrı.


A can sakıysi (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan), acaba çalgıcımıza ne oldu?

Hele nasıl oldu da yol vurmuyor;

Acaba onun yolunu kim vurdu?


Halkın iyisinden-kötüsünden ne diye sürçer (Yanlış adım atıp dengeni yitirirsin)?

Herkesin iyisine de çalgıcının narası yardımcıdır, kötüsüne de.


And olsun Tanrıya, onun defi (Vurmalı çalgı)olmadıkça def yırtılmış-gitmiştir;

Hiçbir neşe vermiyor...

Onun soluğu olmadıkça sevgilinin meclisi bir yük yeri oluyor,

ağırlaşıyor.


Şehri bir kalbur bil, alt-üst olup duruyor;

Kalburu kullanan da şehir sahibinin ücretsiz iş gören kulu.

                        ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                       ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin üstün niteliklerle donanmış olduğunu, hesap vermeyecek yetkiyle hizmet ettiğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerine ve Mevlana Hazretlerinin aşk öğretisinin ben ve benlik düşünüş ve davranışından kurtararak, hoşça bir hayat sürmenin sırlarını öğrettiğini öğrendik.

  3. Dünyadaki fitnelerin aşkın fitnesi karsısında iş yapamaz duruma geleceklerini öğrendik.

  4. Aşkın sağlam kalesinin üstüne kendini rehin eden gönüllerin canlarına can kattıklarını öğrendik.

  5. Halkın iyisi, kötüsü ile uğraşırken dengemizi kaybedebileceğimizi, yanlış adım atmaya yönlendirilebileceğimiz için uzak durmamız gerektiğini öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin olduğu topluluğun tadı tuzu olduğunu öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Halkın bir şekilde doğrusu-yanlışı, iyisi-kötüsü ayrıldığını, uygun olanların seçildiğini öğrendik, anladık.

                       *

RAVLİ

Popüler Yayınlar