31 Ağustos 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1980 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1980. Şu sözlerim, lâyık (Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak etmeye hak kazanmış) değilse sana lâyık (Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan) olanını söyle, söylet bana.

A Tebrizli Şems, tanyerine doğru bir salına-salına yürü de yeni Ayın da kulağım bur, Ülker’in (Boğa tapım yıldızları sınırları içinde bulunan, yedi parlak yıldız ve etrafındaki gaz katmanı ile güzel görünüm veren yıldız kümesi) de.

Ağlayıp bağırmada birazcık da kendini görmek (Kendi derdini hatırlamak) vardır ya;
Bana göre değil bu;
Çünkü aşkında, bende olmasa bile ağlayıp bağrışı çalmayı huy edinmişim ben.

Tanrıya, Tanrının arılığına (Tertemiz oluşuna) and olsun, kendini beğenmeden arı-duruyum (Safım, tertemizim) ben.

Yüzünden başka yana bakan göz, baktığı zaman kimi görür acaba?

Böylesine bir devlete erdikten (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle, kudretiyle desteklediği, yetki verdiği, sözleri doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına kavuştuktan sonra), böylesine bir meydana vardıktan sonra ölümden korkup topallamak, ayıptır doğrusu.

Âşıklar, bütün ölümlere gülerler, onlara bu devlet nasip olmuştur.

Ağaçların dalları, yapraklan titrer;
Kökü-gövdesi, titreyiş korkusundan emindir.

Aşk bahçıvanları, kendi gönüllerinden meyveler devşirirler.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerine ne söz söylense de onun gerçek değerini anlatmaya yetmeyeceğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerini tanımakla devlete erişmiş olacağımızı, artık ölümden korkumuzun kalmayacağını, emin bir şekilde yolumuza devam edeceğimizi öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri devlet sahibi olsa da bu kazanımını benlik ile kirletmediğini, temizliğini yitirmediğini öğrendik.
4.    Âşıkların en acı ölüm bile olsa güleceklerini, bu Allah’ın armağanı olduğunu öğrendik.
5.    Âşıkların başka insanlara ihtiyacı olmadığını, gönül dünyasında aradıkları her şeyi bulabileceklerini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Kişi, manevi temel güçlerin olduğu sağlam yere bağlanmış ise; ana bölümünün korkularla titremeyeceğini, korkulardan emin bir şekilde yaşayacağını öğrendik, anladık.
                   *

RAV

30 Ağustos 2018 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1970 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1970. Ne vakit dizini yastık edineceğim de yatacağım;
Belki rüyada görürüm bunu.

Dudağından ayrılık, ecel afsunu (Ölmeden önce ölme sihirli sözlerini), yürü de Mesih'in (İsa) türesince (Göğe yükseliş adetini yerine getirmek için) bir afsun oku (Sihirli sözleri oku).

Gök alanı, sen olmayınca dardır;
Hadi, vuslat Burâk’ına (Sevgili ile buluşmak için göğe doğru gitmek için hazırlan) vur eğeri.

Güzelsin, güzelliğe lâyık olan da vefadır (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı);
Güzellikle vefayı nikâhla (Sözleşme yaparak bağla) birbirine.

Öldüler mi acıyacaksın (Üzüleceksin) âşıklara;
Sonunda yapacağını önceden yap.

Hacılar, hac yolundan kaldılar;
Uyuz develere bir ilâç bul;

İyileştir onları da vuslat Kâbe’ne (Kutsal buluşma yerine) erişsinler;
Yol azığının, suyun, çuvalın bir çaresine bak.

 Dünyanın iki gözü de seninle aydın;
Şu dünyayı (Madde âlemini), öbür âlemi (Mana âlemini) görür (Hakikatini gören) bir hâle getir.

Güneş yüzünün görünüşüyle gözü de Tûrdağına (Allah’ı görecek göze) benzet, gönlü de.

Yeter, susayım artık;
Küstahlığım hadden (Kabalığım, terbiyesizliğim sınırı) aştı;
Kim oluyorum ben ki bunu yap diyebileyim sana.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretleri ile beraber olmanın güzel olduğunu, güzellikler kazandırdığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin aydınlığıyla madde ve mananın hakikatinin olduğu gibi sırlarıyla beraber göründüğünü, Şems Hazretlerine âşık olana da Hazretin bunları görecek, anlayacak, kavrayacak göz ve akıl hediye ettiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin kendisine sevgi ve dostlukla bağlanıp hizmet etme yolunu seçenlerin Allah ile konuşabilecek gönle sahip olabileceklerini Mevlana Hazretlerinin anlatımından öğrendik, anladık.
                   *

RAV

29 Ağustos 2018 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1960 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1960. And olsun bu Tanrıya işte;
Yola çıktığın andan beri mum gibi, tatlılıktan ayrıldık-gitti.

Her gece mum gibi yanıyoruz;
Ateşiyle eşiz, baldansa mahrumuz.

Onun yüzünden ayrılalı bedenimiz yıkıldı, can da bu yıkık yerde, baykuşa döndü.

O dizgini bu yana çevir;
Zevk-işret filinin hortumunu bu yana uzat.

Sen olmadıkça semâ'  (Mevlevi dansı) haramdır;
Çalgı, şeytan gibi taşlanmıştır.

Sen yokken, okunup anlanacak, zevk alınacak bir tek gazel bile söylenmemiştir.

Mektubunu dinleyince bu zevkle beş-altı gazel nazmedildi ancak.

 Şam'ın da, Ermen (Ermenistan) ülkesinin de, Rum diyarının (Anadolu’nun) da övüncü, gecemiz, seninle sabah gibi aydın olsun.

Geçim için birkaç öpücük tayin et;
Tatlı bir gülüşle tatlılaştır bizi.

Hay Allah gönlünün yumuşatsın;
Güzel bir duadır bu, âmin de sen de.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretleri ile beraber yaşamın zevk ve tatlılık içinde geçeceği hayat olacağını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin kendini göstermesi, ayrılığa son vermesini Mevlana Hazretlerinin çok istediğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin hayatımızın önderi, yol göstericisi olması için Allah’a dua etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

28 Ağustos 2018 Salı

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1950 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1950.  Sen şu perdeden yüz gösteresin diye hepimiz de sarayının kapısında beklemedeyiz.

Aşinalar (Bildiklerin-tanıdıkların) meclisinde, senin yüzünün şarabıyla (Yüzünü görünce sarhoş olarak) kendimizden geçmiş-gitmişiz.

A dostum, şaşırıp düşman gibi öldürme bizi;
Son-ucu, bildiğiz (Birbirimizi bileniz) seninle.

* Fakat bizi öldürmeye razı olursan ona da diyeceğimiz yok;
Hepimiz de senin razılığına (Kabul edişine) kuluz-köleyiz (Sevgi ve dostluğa devam eden, hizmet eden)  biz.

A periden (Güzellikten) doğan, Süleyman yüzüğü (Hükmetme gücü) bizde amma ayağının bastığı toprağız gene de.

A Tebrizli Şems, canlara sen;
Hepimiz de kulun-köleniz, yoksulunuz senin (Sana muhtacız).

Ezelden (Başlangıcı belli olmayan zamandan) beri diri olan, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, daima tedbir ve tasarrufta bulunan Tanrıya and olsun ki ışığı, aşk mumlarını yaktı da yüz binlerce sır, bilindi-anlandı (Anlaşıldı).

Onun bir hükmüyle dünya, âşıkla, aşkla, hükmedenle, hüküm yürütülenle dop-dolu bir hâle geldi.

Tebrizli Şems'in tılsımlarında (Doğaüstü işler yapabilen gücünde) da şaşılacak hazineleri gizlendi.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin yüz binlerce sır vererek ışığı ile hazır olan âşıklara dünyayı aydınlatacak ışık veren âşıklarla doldurduğunu ve doldurmaya devam ettiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin iyi düşünceleriyle dünyanın aşkla, aşıkla iş yapan insanlarla dolu hale getirdiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin yüz binlerce sırrı açıkladığını, bu sırları uygun olmayanların, yabancı olanların anlamaması için de gizlediğini, gizlice aşığa öğrettiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

27 Ağustos 2018 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1940 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1940.  Gene öylesine bir iş etmeye, güneş gibi, her şeye can vermeye geldim.

Şarap küpünün kapağım açmaya, sarhoşlara kadeh olup şarap sunmaya geldim ben.

Şimdi zevk-işret, ovaya bayrak dikti;
Ne diye düşünce gibi gizlenecekmişim?

Bahçıvanın gözünün Işığı kesileli canım, cennet bağına döndü.

Mil gibi kendi çevremde dönmüyorum;
Gök gibi kutuplar çevresinde dönüyorum ben.

Padişahım, gecem gündüze döndü ve dama da boş-verir oldum, gökyüzüne de.

Altın madeniyim, sayılı altın değilim ki mehenk taşının (Üstüne sürülüp asit dökülünce altının hakiki olduğunu gösteren taş) peşinde dönüp dolaşayım.
Çobancasına hey-hey demeyi bırak;
Padişahım, ne diye çobanlaşayım?

Cana canlar katan yüzüne âşığım;
Bir merhamet et, havana düşmüşüm senin.

Bu yüzle güneşsin, Aysın sen;
Bizlerse havanda zerreleriz ancak.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin çok özelliğini doğru olarak bilmemiz için açıkladığını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri sayısız üstün özelliklere sahip olmasına rağmen Şems Hazretleri ile kendisini karşılaştırıp çok küçük parça olduğunu belirttiğini, yüzüne âşıklığını ifade ettiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

26 Ağustos 2018 Pazar

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1930 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1930. Eşeğin art tarafına Nizâmeddin dedim;
Bokböceğine, değerli amber adını taktım.

Şu dünya ahırında, lâf olsun diye her pisliğe, yeşillik adını verdim.

Kara maymunun boynuna gerdanlık taktım;
En aşağılık kişiye, en yüce dedim.

Aciz kaldım da canın sıfatlarını toprağa verdim;
Candan özür dileyin.

Her şeytana, her lânetlenmişse, Âdem'in vasıflarını, Tanrı halifesinin sıfatlarını verdim.

Kuzgunu, yeşilliğin bülbülü diye çağırdım;
Dikene selvi dedim, yasemin dedim. !

Şeytana, Cebrâîl (Büyük melek) adını taktım;
Kengere (Deve dikenine), ap-açık delil dedim-durdum.

Yazıklar olsun ki lanetin, kötülüğün ta kendisine, tamahımdan (Doymazlıktan), ne kadar aferinler dedim.

Kancık eşeğe şehzade deyişim, eşekliktendi, akıldan değil.

Şu yanlış sözden tövbe ettim amma bu kadarcık söylemem de yeter.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Zamanın uygunsuz ve ters işler yaptığını belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan, deneysiz kişileri şımarıkça davranacakları yetkilere ve olanaklarla donatıldığını, işin ustalarına ise yalvarıp yapacakları işleri zor bulduklarını öğrendik.
2.    Yaşadığımız dünya karışıklık ve kargaşası bilgiliyi dışarıda tutup, cahili iyi nitelikleri kendinde toplamış gibi varsayıp üstün ettiklerini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Bazı kişilerin farklılıkları, değerlilikleri, terslikleri, aşağılık hareketleri değerlendiremediği için sözlerin zıddı söylenerek hakikatini o kişi tarafından anlaşılması sağlandığını öğrendik, anladık.
                   *
RAV




25 Ağustos 2018 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1920 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1920. Ne koşuyorsun, seyret de bak;
Bu çeşit ortadayım ben, fakat aynı zamanda gizliyim diye ses geldi.

Tebrizli Şems'i gördüm ya;
Artık eşsiz bir denizim, görülmemiş bir inciyim, emsali bulunmaz bir hazineyim ben.

* Hepimiz de, Elest'ten (A’raf suresi 172) beri, el-ele vermişiz;
Şükürler olsun ki sonucu, gene kavuştuk birbirimize.

Hepimizin de yolu bir, gönlü bir;
Hepimiz de aynı şaraptan sarhoşuz biz.

İki dünyadan da aşkı seçtik;
O aşktan başka hiçbir şeye tapmıyoruz biz.

Can, ne acılıklar tattı, neler çekti ayrılıktan;
Fakat sonunda, ayrılıktan da kurtulduk.

Pencereden, bir güneştir, vurdu da aşağılık olsak bile yüceltti bizi.

Değil mi ki eteğine konduk;
A güneş (Şems Hazretleri), etek çekme artık bizden.

Lâ'lsek (Değerli taş), senin ışıklarınla bu hâle gelmişiz;
Varsak, senin yüzünden varız.

Önünde zerre gibi oynamadayız;
Senin havana uymuşuz da bağlan kırıp atmışız biz.
                       ***        
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
A’raf suresi 172.
Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu da dedi ki “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
Onlar da “Evet (Buna) şahit olduk dediler

Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini kendini görmek isteyene sakince arayan dostlara göründüğümü,  yabancı olanlara gizli olduğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin yüzünü görmekle Mevlana Hazretlerinin çok kazanımlara sahip olduğunu öğrendik.
3.    Bütün insanların toplu haldeyken sırayla dünyaya gelip ayrılık acısı çektiğimizi öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin ışığının sözünün, ruhaniyetin hangi eve girerse o evde aşağılık olanlar olsa bile yücelteceğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin ışığıyla değer bulan kişi hep bu ışığın üzerinde olmasını istediğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin bulunduğu çevre ve ortamı benimseyen Mevlana Hazretlerinin kendisini bağlayan dünyalık bağlardan kurtularak özgürce arkadaşlık etmek için Şems Hazretlerine bağlandığını öğrendik, anladık.
                   *

RAV

24 Ağustos 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1910 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1910. Ah, şu ben yok muyum?
Ne de renksizim, ne de izimin tozu bile yok;
Kendimi, ne vakit nasılsam, öylece göreceğim?

Dedin ki:
Sırları dök ortaya;
Benim bulunduğum orta nerde, göster bana.

Böylece hem hareketsizim, hem gidip durmadayım;
Şu canım, ne zaman karara kavuşacak?
Bilmem ki?

Öylesine kıyısı-bucağı bulunmayan şaşılacak bir denizim ki, denizim de kendisinde gark (yok) oldu-gitti.

Beni bu dünyada da arama, o dünyada da;
Bulunduğum âlemde ikisi de kayboldu.

Yokluk gibi kâra (Kazanca) da boş vermişim, ziyana da;
Kârsız-ziyansız (Kazançsız-zararsız), bir acayip kişiyim ben.

Dedim ki:
A can, bizim ta kendimizsin sen;
Dedi ki:
Şu bulunduğum açıklık âleminde kendi de nedir ki?

Öyleyse dedim osun;
Hay dedi, sus, öylesine bir şeyim ben ki dile gelmeme imkân yok.

Dedim ki:
Dile gelmiyorsun, söze sığmıyorsun amma işte, seni dilsiz-sözsüz, söylemedeyim ben.

Yokluktan Ay gibi doğdum, parladım;
İşte, ayaksız olarak koşup duruyorum.

                       ***        
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Benliğimizin çeşitliği olmadığını, benliğimizde izlediğimiz yolun izlerinin olmadığını, benliğimizin o anda nasılsak onu o şekilde göreceğimizi öğrendik.
2.    Benliğimizin aynı yerde değişime uğramadan kaldığını, canımızın istediğimiz yere gidip geldiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin kâr-zarar sınırlarından çıktığını, gönlünün ve canının çok büyük âlemlerde olduğunu, arayanın bulamayacağını öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerini arayan kişiyi Mevlana Hazretlerinin bulduğunu, kişinin araması ile bulamayacağını öğrendik.
5.    Mevlana Hazretlerinin kendini bağlayan bağlardan kurtulup kendini kaybedeceği âlemlere gittiğini, sonra da yeniden Ay gibi parlak yüzle doğduğunu, kıyamete kadar hizmette koşup duracağını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
İnsanın kendi üstünde kendince edindiği bilgiyi başkalarının kendisini nasıl gördüğü bilgisine katarak benliğini oluşturduğunu ruh bilim sözlüğünden öğrendik, anladık

Kişinin kendi kendine ve ait olduğu topluma göre oluşturduğu benliğinin sıradan kişiye sıkıntı verecek uyumda olacağını öğrendik, anladık.

Sıradan olmayan, gönlü geniş, canı büyük, ruhu uzaklara ulaşabilecek güçte olanların toplumun işlediği ve böyle olmalı dediği benliği beğenmeyip terk ettiğini, dünyaya gelmeden önce tasarı âlemi olan Yokluk âlemine Mevlana Hazretlerinin yardımıyla ve yönlendirmesiyle gidip yeniden benliğini doğdurmaları gerektiğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

23 Ağustos 2018 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 1900 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

1900. Ferahtan (İç açıklığını, rahatlığını hisseden)  ayaklarım, yerden kesilmiş;
Çünkü bir yeryüzüm var ki mekânsızlık âleminde (9kat göğü geçtikten sonraki âlem).

 Yürü, Tebriz'e (Şems’in doğduğu yere) var da iste, anlatsın bunu sana;
Çünkü bütün bunlara, Şemseddin (Şems Hazretleri), sahip etti beni.

Canla-başla o sevgiliye tutulmuşuz;
Aşkıyla sarhoşuz, ışık şarabına kadeh kesilmişiz.

Her an sana, yeniden-yeniye bir can vermezsem a gönül, bu candan bezmişim ben.

O Ay'ın (Karanlıkta kalmışlara ışık verip yollarını aydınlatanın) çevresinde, gökyüzü gibi dönüp durmadayım;
Artık yer-yüzünde ne işim var benim?

Arış (Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümünün) güzelliğinin tezgâhının başında iğnesi, argaca (Atkıya) döndürdü beni.

İğnem, onun yüzünden ipliğe, tele döndü de çeng (Telli çalgı) kesildi;
Onun yüzünden zîr  (Alt) perdesinden ağlayıp feryat ediyorum.

Böylece de Tanrıya perde (Görmeyi engel) olan şu dünya tezgâhını kaldırmayı kuruyorum.

Gaflet (Çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durumunda) ve uyku perdesini (Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı durumda), uyanık gözlerimin ateşiyle yakmaya niyetleniyorum.

Diyorum ki şu hasta gönlüm, Tebrizli Şems'ten iyileşsin, sıhhat bulsun.
                       ***        
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin canını ve gönlünü Allah’a feda edenlerin gidebildiği ihtiyaçsızlık âleminde yeri olduğunu, bu imkâna Şems Hazretlerinin sahip ettiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin seve-seve, her şeyi göze alarak, var gücüyle sevgiye tutulduğunu, Allah ile beraber olan Şems Hazretlerinin aşkı ile sarhoş olduğunu, bu halde gözlere ışık veren Tanrı şarabının bulunacağı kap haline geldiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri gönlüne çok yakın geçmişte can verip kuvvetlendirdiğini, dünya yaşamını sağlayan candan bıkıp usandığını öğrendik.
4.    Gökte kendine yer bulmuş Mevlana Hazretlerinin her şeye perde olan dünya âleminden uzak durmak istediğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok sevip bağlandığını, hasta gönlünün iyileştirmesini isteyip beklediğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

Popüler Yayınlar