30 Nisan 2023 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8450 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor

(Oruç, Allah'ın önemli emirlerinden biridir.

Tan ağarmadan (İmsak) güneş batıncaya kadar yemeği, içmeyi, ve cinsel ilişkiyi terk etmekle bu yapılır.

Bütün dinlerde oruç vardır)

8450. Oruç can gözünün açılması (Herkesin baktığı, gördüğü, yaşadığı fakat doğru değerlendirme yapamadığı, sanılarının içinde değersizleştiği bakıştan kurtarmak) için bedenleri kör eder;

Senin gönül gözün kör de (Hakikati olduğu gibi göremediği için) o yüzden hiçbir ibadet, o aydınlığı (Nuru) vermiyor sana.


Şu oruç her hayvanın yaşayışına noksan (Eksiklik, kusur) verir;

Onun içindir ki oruç insanın insanlığını olgunlaştırmaya mahsustur.


Aşıkların yaşayıştan, beden mutfağı yüzünden kararmıştı, mutfaklarını aydınlatmak için çıktı-geldi oruç.


Dünyada şeytanın kanını içen bir bıçağa benzer oruçtan daha fazla öldürücü, daha fazla kan dökücü birşey var mıdır?


Şu sultanın tapısında gizli, özel hizmete koşulmuş, tez fayda verir ki zavallı balığı bile su, o kadar tazeleştiremez.


Oruç, özlem çekenlerin gönüllerini, canlarını öylesine tazeleştirir ki zavallı balığı bile su, o kadar tazeleştiremez.


Savaş erinin bedeninde, gönül maksadına erişme yolunda oruç, yüzbinlerce canın yaşayışından da daha iyidir.


İman, beş direk üstüne kurulmuştur ama vallahi o direklerin en büyüğü oruçtur.


Tanrı, her beşinde de oruçu, oruçun kaderini gizlemiştir;

Zati oruç Kadir Gecesi gibi gizlidir.


Hani yüz eşek yükü taş vardır da kimsecikler bakmaz bile.,

Maden içindeki taşı güneş nasıl, la'l yapıyorsa oruç da o taşları la’l haline getirir.

                                  ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın bir şey yemediği, içmediği, cinsel ilişkide bulunmadığı için kişi oruç tutmakla Allah'ın davranışına uygun davrandığını, Allah'ın oruç emrine uymakla bedensel zorlamalardan kurtulup hakikati olduğu gibi görüp tanımlayan ve buna göre davranan kişi olarak ibadetin sevincini ve aydınlığını yaşayabileceğimizi öğrendik.

  2. Orucun tutulması ile kişinin hayvani özelliklerinden sıyrılıp insan özelliklerini yeniden yeniye keşfedip uygunluktan olgunluğa doğru geçiş sağlayacağını öğrendik.

  3. Allah'a ve dostlarına aşık kişinin kalıcı mutluluğa engel olan vücudunun isteklerinin zorlamasından kurtulup yaşayışlarında aydınlık içinde mutluluğa kavuşacaklarını öğrendik.

  4. Şeytanla mücadele etmek için en etkili silahın oruç olduğunu, şeytanı içinden çıkartmak isteyenin oruç tutması gerektiğini öğrendik.

  5. Oruç tutanın gizlice vücudunun tazeleştiğini öğrendik.

  6. Özlem içinde olanların oruç tutması, kalplerinde oluşan duygularının kaynağını yenileyip tazeleştirmeleri gerektiğini öğrendik.

  7. Kalpte oluşan duyguların kaynağı ile bir amaca ulaştırmak için en iyi vasıtalardan birinin oruç olduğunu öğrendik.

  8. Allah'a inanmak, kalp ile kabul ve tasdik etmek, meleklerine inanmak, indirdiği kitaplarına inanmak, peygamberlere inanmak, ahiret gününe inanmak, kadere inanmak, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak ve bunların üst birleştiricisi olan inancının Allah'ın emrettiği orucu yerinde ve zamanında tutmak olduğunu öğrendik.

                              *

İşte böyle yaren;

Orucun görünmeyen faydalarının çok olduğunu, kişinin iç dünyasını değerli hale getirdiğini, gizli olarak birçok faydaları olduğunu, Allah'ın emrettiği için oruç tutmanın gerektiğini öğrendik, anladık.

                              *

RAVLİ

29 Nisan 2023 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8440 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8440. Aklım elden çıktı (Düşünme, anlama ve kavrama gücü kontrolümden çıktı), şiirim eksik kaldı.,

O yüzden de yayım çırçıplak (Bir söz atamıyorum);

Ne nakış elbisesi var. ne yay tozu (Sahip olduğum aletler yok).

A Cemaleddin (Çelebi), yazmayı bırak da uyu, yalnız şunu söyle.,

O arslana benzer birisini hiçbir yüz görmüş müdür?

Bizden utanıyorsan (Çekiniyorsan, sıkılıyorsan) tez git, çık dışarıya a herif.,

O nazik güzel, o gönüller huzuru (Rahatlığı, sakinliği veren duyguların kaynağı) dilber, ekşi suratlı duruştan incinir zati.

İnkarını (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklarsan) gizlersen o, lif-lif (İnce ve uzun parçalar), kıldan kıla (Üst deri ürünü olan ipliksi uzantılar birbirlerine) düşmanlıklarını gösterir, yüzüne vuruverir.

Gerdek (Gelin ve damadın düğün gecesi baş başa kalmaları ve ilk kez birlikte olmaları) günü, damadın belli olması için, adını gündüz takan padişahtan, yüzünde onar-onar izler vardır.

Ulular ulusu Şemseddin çevgen (Ucu eğri topa vurulan sopa ile) salladı mı kimde güç kalır?

Yahut da o, üstünlükte-atına-binerse kim ona eş olabilir?

İki (Madde ve mana) dünyanın da sofrası, Şemseddin'in katında aşla (Yemekle) dolu bir kaseden ve bir kuru ekmekten ibarettir.

Yüce padişahlar padişahının şehrine saygı göstermek için sadaka bil o ekmeği, aşı, kaseyi.

Yüzünün sabahını (Aydınlık içindeki yüzünü) görür-görmez uyandım, sıçradım-kalktım işe adam-akıllı giriştim;

Çalgıcıyı beklemeye vaktim yok (Sema etmeye başladım).

Orucu (Allah'a ibadet amacıyla yeme, içme ve başka şeylerden belli bir süre kendini alıkoyma), şaşılacak birşey bil;

Adama can bağışlıyor (Cana can katıyor), gönül veriyor.,

Şaşmak istiyorsan oruca şaş.

Yaşayış göğüne ağlamak, mi'raç (Göğe çıkma) etmek istiyorsan bil ki oruç, meydandaki Arap atındır senin.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Aynı kişiyi görme arzusunu düşünmekle aklının başından gittiğini, şiirlerini söyleyemez hale geldiğini, şiir söylemek için başka bir ortam olmadığını öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin yüzünü herkesin göremeyeceğini, çok ileri gitmiş şeyhlerin bile göremeyeceğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinin söz ve davranışlarından utanma duygusu olanların uzak durmasının gerektiğini öğrendik.

  4. Mevlana Hazretlerinin öğretisi ile halden hale girdiğini, tanık olduğun olayları doğru olarak ve saklamadan anlatmak gerektiğini öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin yüzünde olan parlaklığından, nurundan bilindiğini öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin kişiyi istediği yere gönderdiğini, onunla üstünlük yarışını hiç kimsenin yapamayacağını öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin bu dünyada yediğinin bir tas kelle-paça ile kuru ekmek olduğunu öğrendik.

  8. Mevlana Hazretleri sabaha kadar Şems Hazretlerinin yüzünü görmek için uyumadan beklediğini, yüzünün aydınlığını görünce uyanıklığın oluşması ile işine sarıldığını öğrendik.

                                     *

İşte böyle yaren;

Orucun çok kıymetli bir ibadet olduğunu, orucun miraca gitmek için kuvvetli vasıta olduğunu Mevlana Hazretlerinden anladık. öğrendik.

                                     *

RAVLİ

28 Nisan 2023 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8430 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8430. Aşıklara geceleyin, gündüze dek (Kadar) oturmak verildi.,

O gönüller (Kalpte oluşan duyguların kaynağını ) aydınlatan güzelin havasıyla (Çekiciliğiyle) ne yemek var, ne uyku.

Dostum, sen de aşıksan şu muma dön (Aydın kişinin şekil vereceği yumuşaklıkta ol), bütün gece erir, bütün gece yanar-durur.

Aşık (Aşırı sevgi ile bağlılık duygusu) olmayan, bil ki güzün (Sonbahar) soğuğuna benzer..

Aşığın gönlüyse (Kalbinde oluşan duygular), o güz (Sonbahar) ortasında temmuzdur (Yaz ayıdır).

Sende de bir aşk varsa a benim canım, bildirmek için aşıkcasına bir nara at, aşıkcasına saldır-saldır.


Fakat şehvete (Aşırı isteğe) bağlıysan aşıklık davasına girişme.,

Kimsecikler yokken kapat kapıyı da yak şehvetini (İsteklerden vageç, verileni kabul et).

A bön (Budala, saf, avanak, ahmak) kişi, aşıkla şehvet nerden bir araya gelecek?

İsa ile eşek, nereden bir ahırda yem kesecek, yem yiyecek (Aynı yerde ve şeyle gıdalanacaklar) ?

Şu gizli sözlerden bir koku almak istiyorsan gözünü, Tebriz'li Şemseddin'den başkasına yum (Başka birini bakma).

Görebilirsen Şemseddin (Şems Hazretleri) iki (Madde ve mana) dünyadan da üstündür;

Sense arda kalasıca (Arkada kalan), hala gaflet (Çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durum) denizinin dibindesin.

Yürü, bilgi öğrenenlere katıl, fıkıh (Bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme) bilgisinin çevresinde dön de caizdir (Din, yasa, töre bakımından işlenmesinde, yapılanmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen)-değildir (Din, yasa, töre bakımından işlenmesinde, yapılanmasında sakınca olan, yapılıp işlenmesine izin verilmeyen) lafları, başını yüceltsin senin.

Benim canım, Şemseddin'in (Şems Hazretleri-Dinin güneşi) aşkıyla çocukluktan uzaklaştı;

Artık kuru üzüm, ceviz, alıç kalmadı;

Onun aşkı yeter bana.

                                   ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                    ***

Neler öğrendik;

  1. Aşıkların işi geceleyin sabaha kadar oturmak görevi verildiğini, aşık olduğu Allah dostunu gündüz olana kadar beklemek olduğunu öğrendik.

  2. Aşık kişinin kendini benlikten sıyırarak huyunu yumuşatması, önceden bildiklerinin önemsiz olduğunu kendini inandırarak, kendisini aydınlatacak kişiye karşı içini boşaltması,

  3. Aşık olanın kalbinde oluşan duygularının daima sıcak olduğunu, aşık olmayanın duygularının hep soğuk olacağını öğrendik.

  4. Aşkı olanın aşkını bildirmekten çekinmemesi gerektiğini, açıkça söylemesi gerektiğini öğrendik.

  5. Kişi isteklerinin zorlamasına direnemez durumda ise aşıklıktan bahsetmesinin yanlış olacağını, aşığın önce şehvetini kontrol etmesinin gerektiğini öğrendik.

  6. Şehvetle aşkın bir araya gelemeyeceğini öğrendik.

  7. Şems Hazretlerini sırların padişahı olduğunu, onu istememiz, aramamız, ondan en ufak bir iz almak için uğraşmamız, başka bir kişi ye bakmamamız gerektiğini öğrendik.

  8. Gören gözü, anlayan aklı olanın Şems Hazretlerinin madde ve mana dünyasında üstün kişi olduğunu anlayacağını öğrendik.

  9. Bilgili insanlara katılmamız, doğruyu, yanlışı ayırt edecek bilgi ve görüşe sahip olmamız gerektiğini öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine yoğun sevgiyle bağlanması ile çocukça düşünmekten, çocuksu isteklerde bulunmaktan uzaklaştığını, aşkının ona yettiğini öğrendik, anladık.

                              *

RAVLİ

27 Nisan 2023 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8420 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8420. A vefalı dost (Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, yaşanmışlıkların ve paylaşımların kıymetini bilen), cefaları anıp (Büyük sıkıntıları aklına getirerek sözünü edip) durma.,

O cefaları anış, yoluna set çeker (Engel olur) senin.

Varlık çarkım (Yaşamında olaylarının birden fazla tekrarlanması), bu dönüşten kalırsa gökyüzünü döndüren, beni de döndürür.

Şu ordumuza kötü göz değer de bozguna uğrarsa padişahın buyruğuyla yücelerden ordu iner bize.


Kış yeli eser, bahçemi yıkar-yakarsa padişahımın baharı, kıştan öç alır.

Yaprakların sayısınca zorlu Firavun belirse Musa'nm eli, bir-bir tutar onları, yerlerine dike-kor.

Korkutma gönlünü şu konağın güçlükleriyle, korkutma..

Ab-ı hayat kaynağı (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak dirilten kişi) asla öldürmez seni güzelim.


Gördük sizi, gördük sizi;

Gizlediğiniz şeyleri açığa vurduk.,

Vazgeçmezse vay başınıza geleceklere;

Biliriz yapacağımızı biz.


Çevremizde tavaf ederseniz gözlerimizin ışığısınız; 

Bizden ümit kesmeyin; gerçekten zevk diriltir sizi.


Aşk oyununa girişmek için kırık-dökük Arapça söylüyorum;

Ama ne dersem diyeyim, bir padişahım var ki beğenir.


Ben kendimi bile bulamıyorum, sözü nereden bulacağım?

Fakat bu sözü bana veren mum, onu da buldurur.

                                  ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                  ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretleri sıkıntılı anıların hatırlanmasına, söylenmesine engel koyacağını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri yaşarken sıradan tekrarlanan yaşamı istemediğini, Allah'tan yaşamının değişmesini, döndürülmesini bekleyip istediğini öğrendik.

  3. Allah sevgiyle bağlanmış kişi savaşta bozguna uğrasa bile gökten ordular gelip galip gelineceğini öğrendik.

  4. Kader kısmet yakıp yıksa da Allah'tan ümit kesilmeyeceğini, yeni baştan daha iyisinin kullanıma verileceğini öğrendik.

  5. İnançlı kişiye saldıranlar sayısız düşmanlık etse de Allah'ın buyruğuyla onların bir-bir yakalanıp etkisiz edileceğini öğrendik.

  6. Allah dostlarının bizi gördüğünü, gizlediklerimizi de açığa vurduğunu, yanlıştan vazgeçmezsek başımıza çok işler geleceğini öğrendik.

  7. Mevlana Hazretlerinin etrafından ayrılmamak gerektiğini, ümidimizi kesmememiz, inancın diriliği kuvvet ve kararlılık verdiğini öğrendik.

  8. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine olan aşkını şiirlerle söylediğini ve beğenildiğini öğrendik.

                                  *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerin sözlerinin düşünülerek, sıraya konan sözler olmadığını, sözleri gönlüne verenin aydınlığında sözleri söyleyip bizimle paylaştığını öğrendik, anladık.

                                  *

RAVLİ

26 Nisan 2023 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8410 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8410. Hatifin (Allah'tan söz getiren meleğin) binlerce kez yalvarışını üzerine gönül, ancak Tebriz diyebildi;

Aklı başından gitti, varlığından oldu.

Kendinden geçince de o efendiler efendisi Şemseddin’in (Şems Hazretlerinin), o cömertlik denizinin adı, yüzüne nakşoldu (Belirli bir iz bırakıp)-gitti.

Bir illeti (Hastalığı) var ki baharlarda kötüleşiyor;

Kışın kötüleşirse baharın elbette yüz kat daha kötü olur.


Cana canlar katan bahara suç bulma sakın;

Senin geçmeyen hastalığın kurt olmuş, canavar kesilmiş, baharın ne suçu var?


Baharlar, her ağaca, her bağa-bahçeye bağışlarda bulunuyor;

Acı, tatlı;

Her ağaç neye layıksa (Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan) onu elde ediyor.


A kardeş, biyol (Bir kere) şu sözüme de kulak as (Söylenen bir sözü dikkate al, önemse);

Her baş veren (Ortaya çıkan, beliren) bitki, yetişip olmaya değmez.


Binlerce şehvet suyundan (Cinsel uyarım gerçekleşmesiyle birlikte vücut tarafından salgılanan spermlerle dolu sıvıdan) bir tanesi, ansızın ilkah (Döllenme) yapar da mayasından bir çocuk olur, güzel yanaklı dilber bir yiğit meydana gelir.


O güzellerin de yüz bini (Spermler) harcanır gider de içlerinden bir tanesi devlet sahibi olur, muradına erer.


İyi bahtlılar (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader, talih) dünyaya çok gelir-giderler;

Fakat Şemseddin kapısından sürülür (Başka yere gönderilir) onlar.


Kim, ona iki yüzlülükle (Düşündüğü, konuştuğu, inandığı gibi davranmayan, özü sözü bir olmayan) bile olsa bir kerecik secde etse iki (Madde ve mana) dünyada da sonunda Tanrı'nın has (İyi özellikleri kendinde toplamış olan) kullarından olur.

                                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                        ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın has kullarını tanımak, dost olmak isteyen Mevlana Hazretlerinin kalpte oluşan duygularının kaynağı ile isteğini Allah'a arz edip bu yolla öğrenmek, tanışmak, görmek istediğini öğrendik.

  2. Allah'tan söz getiren Meleğin Şems Hazretlerini adını tam söyleyecek kadar gücünün olmadığını, Tebriz'li diye söyleyip başka bir şey söyleyemediğini, aklının bocaladığını, ne diyeceğini, ne yapacağını bilemez hale geldiğini, Şems Hazretlerinin adının yüzüne yazı olarak belirlendiğini öğrendik.

  3. Hasta kişinin mevsimlerin tesiriyle kötüleştiğini, bunun mevsimle ilgili kılıp mevsimi kötülememek gerektiğini, mevsimin sayısız iyiliklerde bulunduğunu ancak hasta kişiye faydası dokunmadığını öğrendik.

  4. Her yetişip büyüyen kişinin faydalı işler yapacak kaydı olmadığını öğrendik.

  5. Erkek eşiyle orgazm olduğu zaman milyonlarca sperm hayvancığı kadının döl yoluna boşalacağını ancak bunlardan birinin kadındaki yumurtanın içine kabul edilip döllenmenin gerçekleşeceğini, bu işten güzel bir çocuğun oluşacağını öğrendik.

  6. İyi talihlilerin dünyaya çok gelip gittiklerini, fakat Şems Hazretlerinin kapısından içeri giremediklerini, herkesi kabul etmediğini öğrendik.

                               *

İşte böyle yaren;

Kişi kötü işler yapmış, kötü ahlak sahibi bile olsa Şems Hazretlerine yoğun saygı gösterip, bağlanıp, sayıp sevdiği takdirde Allah'ın iyi kulları arasına katılabileceğini öğrendik, anladık.

                                *

RAVLİ

25 Nisan 2023 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8400 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8400. Gizli de senin önündedir, açık da...

Gizlim şu içindeki ateş, açığım da bu yüzden yüz binlerce dere, güzellik ırmağına aktı, arttırdıkça arttırdı onu.


Acze düştükleri (Çaresiz kaldıkları, elinden bir şey gelmediği zaman), kırılıp döküldükleri zaman güzelleri aramıyorsun da bu yüzden yüz binlerce dere, güzellik ırmağına aktı, arttırdıkça arttırdı onu.


Padişahın izlerini, eserlerini sayıp döküyordu da adını söylemiyordu.,

Gece karanlığı içinde yalvarıp yakarmaya dalmış-gitmişti.


O arada dudak ucuyla gizlice diyordu ki:

Adını söyleyemem ama o ad, öd ağacından da daha güzel kokar, kokusu her yana yayılır.


A seven, sevilen Tanrım, belki bir insan bulunur da şu gece yarısı hırsızlamaca kulak verir sözüme;

Bundan ürküyorum.


Birisi adım duyar da yüceliğini bilerek saygı göstermezse o güzelim ada; Pek ağır gelir bana bu.


Adını işitir de saygı-sevgi gösterirse kıskançlık yakar-yandırır beni.

O yolunu yitirmiş, gideceği-geleceği yeri şaşırmış gönül böylece aciz kalmıştı.


Hafiften bir ses geldi;

Adını an (Hatırla, söyle) o kişinin;

A inatçı, adını an(Hatırla, söyle), gam yeme (Üzülme), kimseden çekinme.


Onun adı, senin can muradına (Canının isteğinin) anahtardır;

Tez adını an onun da hemencecik kapıyı açsın sana dendi.


Gönül, adını anamıyordu, kapı da kapalı kaldı;

Seher çağınadek (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanına) bu, böyle sürdü;


Derken ansızın gündüz oldu, güneş yüz gösterdi.

                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri gönlü ile konuşmaya başladığını öğrendik.

  2. Gönlünün sözleri; Kendisinin güzelliklere hayat veren olduğunu, Allah dostlarının özelliklerini, eserlerini, izlerini söyleyebileceğini, ama isimlerini söylemeyeceğini, ismi söylenince burnuna güzel kokular geliyorsa anlattığı kişinin o kişi olduğunu bilmesini istediğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri Allah'tan bu güzel isimli kişinin adını duymak istediğini, ismine saygı gösterilmesi gerektiğini öğrendik.

  4. Allah'tan söz getiren meleğin “Adını söyle, gam yeme, kimseden çekinme” diye söz geldiğini, kalbinde bu sözü duyduğunu öğrendik.

                               *

İşte böyle yaren;

Gönül, Allah dostunun adını anmadığı için kapının kapalı kaldığını, zamanın da dolduğunu öğrendik, anladık.

                              *

RAVLİ

24 Nisan 2023 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8390 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8390. Padişahın lütfundan ( Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardımın) bir taneciğini söyleyeyim:

Perdeyi kaldırır kaldırmaz su, ateşle (Yakan ile söndüren) barıştı;

Kurt, koyuna dadı (Koruyucu) kesildi.


Mutlak can (Madde dışı varlık), onun ışığında cansız bir şekil haline geldi;

Mezhebi (Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları sebebiyle ortaya çıkan kollardan her biri) kötü kişi bile onun yoluna kurban oldu-gitti.


Diyor ki:

Yokluk varlıkta mıdır?

Evet dedi;

Der-demez de dünya varoldu, varlık, onun bir evet demesini bekliyormuş meğer.


Hasetçi (Kıskanç) incinir ama sen o efendiler efendisini öve dur.

Zati (Doğrusu) şu yaşlı gök kubbenin altında şu haset (Kıskançlık) ediş, azalmamış-gitmiştir.


Ayık (Sarhoşluğu geçmiş) adamın şarabı övmesi hoşa gitmez;

Onun sarhoş bakışları ile sarhoş olanaysa ne fayda var bu övüşten?


O şarapla (Tanrı şarabıyla) sarhoş değilsen var, sarık peşinde koş, gönlün ardında yürü.,

Fakat sarığını da o bakışlar kaptı-gitti, gönlünü (Kalpte oluşan duygularının kaynağını) de.


Yüzlerce varlığın bile olsa onun varlığında yok et.

O varlığa kavuşmak için bu gerek çünkü.


Gece yarısı kalktım;

Baktım ki gönül (Kalbimde oluşan duyguların kaynağı) yok.,

Ne oldu, nereye gitti diye evin kıyısını bucağını aradım.


Ev-ev aramaya koyuldum;

Zavallıyı bir bucakta buldum;

Yarabbi (Ey Allah'ım) diye secdeye kapanmıştı.


Bakayım, kime kavuşmak istiyor dedim de kulak verdim.,

Ağlarken duydum ki dilini açtı;

Söze başladı.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                     ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın yetkili kıldığı, padişahların padişahı hükmünde olan Allah dostunun geçici bir süre görünmezlik perdesini kaldırıp görmemizi istediğini gösterdiğini, ateşin yanma özelliğini ortadan kaldırdığını, ateşin suyu söndürme özelliğini yok ettiğini, saldırganı bekçilikle uğraştırdığını, hareketli canın onun ışığında hareketsiz bir şekil aldığını öğrendik.

  2. Olağan üstü işler yapan Allah dostuna kötü yaradılışlı kişilerin bile boyun eğip düzeldiklerini öğrendik.

  3. Yokluktan varlık dünyasının ortaya çıktığını, her an yokluk dünyasından varlık dünyasına varoluşların devam ettiğini, dünyanın her an tazelendiğini öğrendik.

  4. Kıskanç kişi Allah dostunun yaptıklarını görse de, fayda sağlasa da söz etmeyeceğini, bizim Allah dostlarını övmeye devam etmemiz gerektiğini öğrendik.

  5. Tanrı şarabıyla sarhoş olma yoluna, çaresine bakmamız, lafını etmekten fayda olmayacağını bilmemiz gerektiğini öğrendik.

  6. Tanrı şarabıyla sarhoş olmamış kişinin bir aklını koruması, kalbinde oluşan duyguların kaynağını bulmak için arayışta yol almalıdır ta ki sarhoş olana kadar yürüyüşe devam etmesi gerektiğini öğrendik.

  7. Varlığımızla Allah'a varılamayacağını, varlığımızı yok edip Allah'ın varlığına kavuşabileceğimizi öğrendik.

  8. Kalbimizde oluşan duygularımızın bir bucakta secdeye kapanıp Mevlana Hazretleri gibi Yarabbi demesi gerektiğini öğrendik.

                                *

İşte böyle yaren;

Ağlarken gönlümüzün neye kavuşmak istediğini kendi anlatımından duyacağımızı öğrendik, anladık.

                                 *

RAVLİ

23 Nisan 2023 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8380 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8380. İlkbahar geldi, gül bahçesiyle yeşillikte yüzlerce renk var karakış ayının soğukluğunu, kuruluğunu, devletsizliğini bırakın artık.

Öbek-öbek öldürülmüş, başları kesilmiş kişileri görmek ister misiniz;

Fakat a aşıklar, hey-hey (Sevinç, üzüntü veya diğer duyguları abartılı şekilde gösteriş) ederseniz, nara atarsanız (Haykırır, bağırırsanız) dininizden dönmüş olursunuz.

İstediğiniz, aradığınız o Çin güzeli Çin'de.,

Bu ne akıldır ki siz, her solukta Rey (İran'ın Tahran eyaletindedir, Tahran şehrinin ilk kurulduğu yerdedir) yolunu tutturmayı kuruyorsunuz.

Ölümsüzlük meyhanesinde (Tekkesinde) can kulağınızı açın, çalgıyı dinleyin de Ebced-hutti harflerini (Harflere sayısal değer verme işini) tekrarlamayı bırakın artık.

O salt (İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak) ölümsüzlük şarabıyla (Tanrı şarabıyla) doldurun kafa taslarınızı..

Allah için olsun, dürün akıl yaygısını (Düşünme, anlama ve kavrama gücünü kendi üzerine sarın, sarmalayın), akıllılık örtüsünü (Düşünme, anlama, kavrama gücünü üst üste katlayarak örtün).

Kendinle oluş elbisesinden soyunun (Kendini görmekten, bilmekten temizlenin) a aşıklar;

O daimi diri olanın (Allah'ın) yüzünü seyre dalın da yok edin varlıklarınızı.

Padişahımız, bütün padişahlardan yüceydi, hepsinden de üstündü;

Çünkü padişahlar padişahımız, hem padişahtı, hem yoksul.

 Padişahımız, perde ardında bir göründü mü (Gizlilik örtüsünden çıkınca) canlarımız, kendilerinden geçti-gitti;

Çünkü padişahımız da kendinde değildi.


Padişahımız, canımıza hem yakındı, hem uzak.,

Canlarımız da padişahımıza hem yakındı, hem de uzağa dalmıştı.


Şarabı (Tanrı şarabı) tortusuzdu (Berraktı), rahatı yerindeydi, derdi yoktu;

Gül bahçesi dikensizdi, tatlılığında bir acı, bir zehir yoktu.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                             ***

Neler öğrendik;

  1. Canlanma, hareketlenme, güzelleşme, ürün verme zamanı gelince olumsuz yaşadıklarımızı kendi haline bırakmamız gerektiğini öğrendik.

  2. Kötü olaylara şahit olan aşıkların aşırı tepki vermemesi gerektiğini, aşırı tepkinin Allah'ın takdirine karşı gelmiş olarak değerlendirileceğini bilmek gerektiğini öğrendik.

  3. Aradığımız yeri belli iken başka yerde aramamak yanlışlığına düşmemek gerektiğini öğrendik.

  4. Ölümsüzlük tekkesinde öğütleri can kulağıyla dinleyip yaşamımızı bunlardan fayda sağlayarak devam ettirmemiz, Arap harflerine sayısal değerler vererek oyun oynamaktan vazgeçmek gerektiğini öğrendik.

  5. Akla fazlaca bağlanmamak, daha ilerisine geçerek Tanrı şarabı ile ölümsüzlüğe kavuşma arayışına girmemiz gerektiğini öğrendik.

  6. Ben ve benlikli söz ve davranışlardan aşıkların temizlenmesi gerektiğini, daima diri olan ölümsüzlük kazanmışların yüzüne bakmamız, yüzündeki nurdan pay almamız gerektiğini öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin padişahların padişahı olmasına rağmen yoksulluğu seçtiğini, yalnızca Allah'a muhtaç olarak yaşadığını öğrendik.

  8. Şems Hazretlerinin perde arkasından kendini gösterdiği zaman canımızın kendinden geçtiğini, çünkü onun da kendisinde olmadığını öğrendik.

  9. Şems Hazretlerinin canımıza hem yakın hem de uzağa dalıp gittiğini öğrendik.

                                         *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine baktığında kalbinde Allah'ın olduğunu gördüğünü, Allah'ın nuru ile aydınlık verdiğini, kalp gözü olanların bunları görenin sorunsuz bir şekilde Tanrı şarabıyla sarhoş olduklarını öğrendik, anladık.

                                       *

RAVLİ

22 Nisan 2023 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8370 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8370. Her sözü duymamak için kulağına pamuk tıka (İçine girmesini engelle).,

Çünkü tertemiz bir cansın sen, o can da pas tutabilir.


Kimin canı yedinci kat göğü aşmışsa (Yokluk, ihtiyaçsızlık âlemine ulaşmış) kurtulmuştur o;

Onun can oluklarından şarap iç;

Çünkü canı temizdir onun.


Şu azgınlık (Korkusuz, kuralsız hareket etme);

Pusudadır (Gizlenerek saldırıya hazır durumda);

Adamı yoldaşsız, yalnız gördü mü, hah der, işte gafil (Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezemeyen) bir adam.


Ulaşmayı istiyorsan ulaşmış (Erişmiş, elde etmiş) erlerle (İşini iyi bilen, yetenekli kimse ile) düş-kalk..

Kavuşmayı, gerçekten de kavuşmuş adamdan iste.


Sarhoşların (Tanrı sarhoşlarının) çevresinde dön-dolaş;

Şarap az da gelse kokusu gelir bari..

Fakat aklı başında olan, şarabın tadını bilir.


Gizli, kapalı sözleri hatırında tutarsan, her sorunun cevabını bellersen sınavcağında üstün bir er (İşini iyi bilen, yetenekli kimse) derler sana.


Kendi noksanının yüzünden olgunluğa varamazsan Tebriz'li Şems, şimdicek kendi olgunluğuyla olgunlaştırır seni.


A neşeliler (Sevinçli, keyifli, şen kişiler), a zevke (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden doğan hoş duygu), çalgıya (Müziğin havasına) dalanlar, çalgıcıdan şarap isteyin;

İşretlere (İçki topluluğuna) yönelin, ney (Üflemeli çalgı) sesine meyledin (Yönelin).


A bahtlılar (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi), a devletliler (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamında olanlar), neşe atlarına binin, tek biniciler kesilin;

Gam atını neşelerin ayak ucunda kurban edin.


A kendinde olanlar, onun birlik küpündeki şarabını (Tanrı şarabını) için de o şarapla aklı da, sonu gören fikri de yok edin-gitsin.

                                        ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                      ***

Neler öğrendik;

  1. Her sözü dikkate almamak gerektiğini, yaşamımızı olumsuz etkilemesine izin vermemesi için temiz kişilerin sözüne ve sohbetini dinleyerek ruh dünyamızı temiz tutmamız gerektiğini öğrendik.

  2. Yedi kat göğün üstünde olan ihtiyaçsızlık dünyasına ulaşanın kurtuluşa erdiğini, canını temiz tutacak yere ulaştığını öğrendik.

  3. Azgın ve saldırgan kişilerin hedefinde olmamak için dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.

  4. Allah aşıkların çevresinde dolaşmak, yakınlaşma, Tanrı şarabının kokusunu, tadını onlardan öğrenmek ve tatmak gerektiğini öğrendik.

  5. Sır saklamasını bilenin üstünlük sağlayan olacağımızı öğrendik.

  6. Kendi noksanımızı tam bilemediğimiz gibi gideremeyeceğimizi, Şems Hazretlerin iyilik ve yardımıyla olgun insan seviyesine gelebileceğimizi öğrendik.

  7. Ney sesinin insana sarhoşluk verdiğini istenilen zevk ve neşenin buradan alınması gerektiğini öğrendik.

  8. Bu yolda neşelendiklerini, üzüntüyü ezip yok olmasını sağlamak olduğunu öğrendik.

                                          *

İşte böyle yaren;

Allah'ın insan eli değmemiş helal şarabından içerek aklımızı da, sonu gören düşünmeyi de, fikri de yok etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                                            *

RAVLİ

21 Nisan 2023 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8360 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8360. Suyu başkalarının oluklarından (Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol) alan kişi hırsızdır (Başkasının malını çalan kimse)...

Başkalarının damlarındaki suyu aşıran, söz nakledendir.


Kimin gözyaşlarından nergisler biter, güller açarsa odur aşık...

Nerkisler toplayıp demet yapansa bir iş başarandır ancak.


Tartı zamanı, terazinin kefeleri denktir ama adamın dili doğru söylemedi mi, kefenin biri ağıverir (Tartıda çok çeker).


Kim canının halini giyinmiş, canının rengine bürünmüşse hangi cevabı verirse versin, gerçekte soru sormadadır o.


Bilgisi-görgüsü tam olan hekim, hastaya acı bir ilaç da verse zulmediyor gibi görünür ama zalim (Acımasız ve haksız davranan) değildir, adalet ıssıdır (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanan kişidir) o.


İsterse karanlık olsun;

Ayak, ayakkabısını tanır;

Gönül de zevk (Hoşa gitme veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu) yoluyla, vardığı konağın hangi konak olduğunu anlar.


Gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) gir, şu tufanda (Nuh peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur) Nuh'un gemisine (Kurtuluş gemisine) at kendini.,

Durak korkulu ama gönlüne (Kalbinde oluşan duyguların kaynağına) korku girmesin kardeş.


Kendi havandan (İsteklerin, heveslerin, meyillerin, sevmen), kendi hevesinden (Nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı eğiliminden) kork;

Olaylardan korkma..

Çünkü senin havan büyü bakımından, kötülük yönünden Babül kuyusundan (Büyü öğretilen kuyudan) yüz kat kötüdür.


Kimi tanımak istersen düşüp kalktığına bak.,

Çünkü devletli (Mutluluk ve refah içinde olan kimse), iki dünyaya da devletli kişiyle düşer-kalkar.


Sana yapma yapılmasını istemediğin şeyleri, sen de başkalarına yapma.,

Çünkü şu huy (İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, alışkanlıklar) dedikleri, tabiat (Doğal özellik) adını taktıkları şey, herkeste var.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                  ***

Neler öğrendik;

  1. Başkasının sözünü kendine mal eden kişinin hırsız hükmünde olacağını öğrendik.

  2. Sözün sahibinin adını söyleyerek nakledenlerin söz hırsızı olmayacağını öğrendik.

  3. Gözyaşı döküp güzel sözler toplayıp birbirine yaklaştırıp bağlayarak sunan kişinin işi başaran kişi olduğunu öğrendik.

  4. Doğru söylenmeyen, aktarılmayan, çarpıtılan sözün tartıya konduğu zaman ağırlığın hiç olmadığı görüleceğini öğrendik.

  5. Yaşama, hayata uyum sağlamış kimsenin cevabında bile soru olduğunu, soru sormakta devam ettiğini öğrendik.

  6. Bilgi ve görgüsü tam olan uzman kişinin yasa sınırları içinde acı veren bir öneri sunsa veya iş yapsa bu kişinin acımasız ve haksız davranan kişi olmayacağını öğrendik.

  7. Kalbimizin duygu yoluyla kendine uygun olanı ve hizmet edeni bileceğini, kaldığı yerin yanlış veya doğru bir yer olup olmadığını bu veriden hareket ederek tanımlayıp hareket edeceğini öğrendik.

  8. Allah yolunda ilerleyen kişinin Allah dostlarının gönlüne girmesinin Nuh'un tufanda inanaları kurtaran gemisine binmek gibi olduğunu öğrendik.

  9. İsteklerin, heveslerin, meyillerin, zorlamasından, bunları sevip hizmet etmekten, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı yönelmekten korkmamız gerektiğini öğrendik.

  10. Yakınlaşacağımız kişinin önce onun yakın arkadaşlarına bakmamız, madde ve mana bakımından kişi seviyemize uygun kişiyle anlaşmamız gerektiğini öğrendik.

                               *

İşte böyle yaren;

Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmamakla doğal uyuma uygunluk sağlayacağımızı öğrendik, anladık.

                            *

RAVLİ

20 Nisan 2023 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8350 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8350. Her yandan, bir başka çeşit eziyet (Sıkıntı ve güçlük), bir başka türlü zahmet (Sıkıntıyı) borç al da tarafsızlar tarafına yönel, yola düş, yürü;

Bundan başka tarafta iş yok.

Sen, bir yılanın (Sinsi ve hain olanın) peşine düşmüş, yılanın inine geliyorsun;

Bir de bizim derdimizi görmedesin;

Çünkü birbirine ulanmış, zincire dönmüş bizim derdimiz.


Yılandan (Sinsi ve hain olanın) zehirli (Büyük üzüntünü, acını, kederini, sıkıntını bildirip) bir özür dilemezsen, yaptığın iş, olmayacak, yapılmayacak bir iş diye o, seni töhmet altında bırakır (Şuçu işlediğini düşünülür).


Temizlik Tebrizi'nin övüncü Şemseddin'in (Şems Hazretlerinin) sözüyle de mizacın kızışmıyor (Ruh özelliklerinin bütününü hareketlendirmiyorsan, hızlandırmıyorsan);

Elbette..

Bu iş, bülbülün (Güzel sesler çıkaranın) başaracağı iş değil ki.


Canlar, canlara şekil veren ustaya akmada;

Fakat bu akış, akıllıların dillerindedir, aşıklarınsa gönüllerinde (Kalpte oluşan duyguların kaynağındadır).


Dillerde olan şey, ≪ Ben batanları sevmem ≫ (En'âm suresi 76) hükmüne girer;

Gönüllerdekiyse < Kalan iyi şeylerdir.


Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) göğe benzer, dilse yeryüzüne.,

Yeryüzünden göğe varmaya pek çok konaklık (Çok günde alınan) bir yol var.


Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) buluta benzer göğüsler damlardır (Düz çatılardır)...

Şu dilse oluktur sanki;

Yağmur oradan akar.


Yağmur suyu gönülden göğüslere tertemiz yağar;

Fakat adamın içi pisse sözlerinin de aslı-faslı yoktur (Sözleri yalandır, uydurmadır).


Bu sözler, bulutu yağmur yağdıran, damı (Düz çatı) bulutu çeken, oluğu da suyu akıtan adama göredir.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'a ulaşma yolunda aşkın tarafsızlığına yönelerek aşk yolunun zahmetleri de göze alarak bu yolda ilerlememiz gerektiğini öğrendik.

  2. Allah ulaşma yolunda birbirine bağlanmış sorunları hallede hallede ilerleneceğini, sinsi ve hainlerin tuzağına düşmemek gerektiğini öğrendik.

  3. Sinsi ve hainlerle yakınlık kuranın Allah'a ulaşamazsın, bu iş olmayacak iş diye suçlayıp vazgeçirmeye çalışacaklarını öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin sözlerini doğru ve ebedi iyiliğe götürecek işler olduğunun farkında ve inancında olarak candan hareket etmek gerektiğini öğrendik.

  5. Canlar, canlara şekil veren ustaya doğru aktığını, uatanın, akıllı kişilerin dillerinde, aşıkların kalbinde oluşan duyguların kaynağı şekil verdiğini öğrendik.

  6. Gidene değil kalan, kalıcı iyi işler yapmamız gerektiğini öğrendik.

  7. Kalbimizde oluşan duygularımızın yeryüzünden gökyüzüne ulaşmaya çok duraklarla olduğunu, sözlerin yeryüzüne ait olduğunu öğrendik.

  8. Kalbimizde oluşan duygularımızın yağmur bulutu olduğunu, göğsümüzün yağmura dönüştüreceğini, dilimizin de bu yağmuru dışarı akıttığı öğrendik.

                                 *

İşte böyle yaren;

Kalbimizde oluşan duygular temiz oldukça yağmur bulutunu göğsümüzün tertemiz yağmura, sese döndürdüğünü, içi pis olanın ise sözlerinin yalan ve uydurma olacağını öğrendik, anladık.

                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar