31 Ekim 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3480 İNCİ BEYİT

 
(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)

3480. Kutlu güzelliğine dair bir terci' beyti söyle;
Hem de güzel söyle:
Böylesine bir ırmak, gece-gündüz susuz kalmasın.

Yeşillik, kutlu ilkbahar...
Çalgı, neşe, sarhoşluk...
Yüzü güzel, alımlı sevgili var;
Kadeh var, elimizi uzatıp alıyoruz içiyoruz.

Gül çağı, lale zamanı...
Yeşillik kumaşlarını yaydı-döktü...
Hele bir gül meclisine gel;
Sende şaraba tapmadasın.

Selviyle süsen, şükretmek için yüzlerce dile sahip oldu;
Yasemin, yokluk ilinden yola çıktı;
Sen ne diye oturup kalmışsın?
Gül fidanı, nazlanarak bülbüle sitemli-sitemli, sus, git burdan, fidanı kırdın dedi.

Bülbül cevap verdi de dedi ki:
A cefacı, şendeki şu huy yüzünden burda ne hasta kaldı, ne hekim;
Ne eczacı kaldı, ne eczacının tezgahı.
Kızıl gul, hal-hatır sorarak safrana, yüzünü neden sararttın, mahmurluktan
nasıl da yerlere serilmişsin dedi.

Safran da ona, aşk dağından sarardım-soldum diye cevap verdi;
Gamı sınadın mı, kimseden duydun mu dedi.

Çimen, çınara ne yaptın, ne işledin de böyle yüceldin dedi;
Ondan da şu cevap geldi;
Toprak oluştan, alçalış yüzünden yüceldim ben.

Gonca çiceğe, neden gözüm yumuk dedi;
Çicek gülerek cevap verdi;
O külahı at başından, kurtuldun-gitti dedi.
                                        ****
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                         ***
Neler öğrendik;
1. Kutlu güzelliğe övgüler söyleyip kalpte oluşan duyguların kaynağına doğru olan ilahi akışın devam etmesinin sağlanması gerektiğini öğrendik.

2. Güzelliklerigörmemiz, gördüğümüz güzelden ve güzellikten söz etmemiz, kutluluk içine böylece akış sağlamamız gerektiğini öğrendik.

3. Güzelliklerin kendini gösterme zamanında şükretmek gerektiğini, bu zamanda bu güzelliklerin geldiği yer olan 9 kat göğün üstündeki yokluk iline doğru gitmemiz gerektiğini öğrendik.

4. Yokluk iline ulaşanın başına gelen hastalıktan üzüntü çekmeyeceğini, sınama olduğunu bileceğini, kabul edip çaresini bularak sıkıntıdan kurtulacağını öğrendik.
                                   *
İşte böyle yaren;
Kişi baş, başbuğ olma derdinden kurtulunca çok dertlerden kendiliğinden kurtulacağını öğrendik, anladık.
                                   *
RAVLİ

30 Ekim 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3470 İNCİ BEYİT

 


(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)

3470. Hele a Ay (Şems Hazretleri), gönlün (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı) başlık, başbuğluk davasına kalkmasaydı, baş çekmeseydi ululuk külahını (Başlığını) tutulup da nasıl kaptırırdın?

Fakat gene kahrından aşkın lütfu (İyiliği, kayırması), saçlarını örtmeseydi tutuluş düğümü nerden gönlünden çözülürdü?

Gönül sıkıntısıyla iç ferahlığı, bu yolun tehlikeli yerleri olmasaydı bedenin, son günlerde ne diye erirdi, ne diye sonra Dolun - Ay (Tam bir daire olarak parlak göründüğü zaman) olurdun sen?

Kaza-kader, gönlünü gözünü mühürlemeseydi nasıl olur da tuzak gizli kalırdı senden;
Nasıl olur da taneyi görürdün sen?

Her yolda bir bağ koymasaydı, bir tuzak kurmasaydı kendini koruyuş, sabrediş yüzünden kim övülürdü ki?

O Padişah, her gama bir ferahlık vermeseydi herşey kılıç kesilirdi, ok olurdu;
Ne kalkan kalırdı, ne zırh.

Aydın can, Tanrı huylarıyle huylanmasaydı ne hüneri, arılığı kalırdı;
Ne kerem olurdu, ne cömertlik.

Yokluk, emrinin heybetine ram olmasaydı ümitsizlik yerinden bir tek varlık bile bitmez, gelişmezdi.

Güzelliği kem gözlerden ıraktır;
Hasedcinin erişmesinden çok yücedir o.

Sen söyle:
Ok yarasından Ay'a ne gam...
Cıfıtın (Hilecinin, düzencinin) kapkara gönlü. Ahmed'in (Peygamberimizin) sırrından ne elde edebilir?
                                    ****

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                     ***

Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin gönlünden baş olmak, başbuğluk geçtiği için Mevlana Hazretlerinden ayrıldığını, böyle yapınca da başındaki ululuk şapkasını kaptırdığını öğrendik.
 
2. Şems Hazretlerinin iyilik etme ve kayırma duygusunun baş olmak isteğinin promlem karışıklığana gitmeden kalbinde çözüldüğünü öğrendik.

3. Baş, başbuğluk tehlikeli yerleri olduğunu, gönül sıkıntısı ve iç ferahlığı bozma tehlikesi yarattığını, vücudu zayıflattığını, parlaklığı tamamlama yetersizliğine sebep olacağını öğrendik.

4. Kaza-kaderin kalpte oluşan duyguların kaynağını etkisiz kılarak gizli tuzağı göremez hale getireceğini, tuzaktaki çekici olana aldanılacağını öğrendik.

5. Her üzüntünün sonunda ferahlık olduğunu, yaşamın döngüsün böyle olduğunu öğrendik.

6. Işık alan aydınlık canın Tanrı huylarıyla huylanmasıyla beceri isteyen ustalığa, temizliğe, katışıksız olmayı kazanıp büyüklük ve cömertliğe ulaşacağını öğrendik.

7. Dokuz kat göğün üstünde olan ihtiyaçsız âleminin heybetine bütün dünyanın boyun eğdiğini, böylece herşeyin gelişme olanağı bulduğunu öğrendik.

8. Şems Hazretlerin gözlerinin kötü gözlerden uzak olduğunu, kıskançların erişemeyeceği yücelikte olduğunu öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Her zarar verme kendi seviyesinde olanlara olduğunu, üzüntü oluşturduğunu, aşağıda olanın yarasının yücede olanı üzüntü duymayacağını, aşağı kişinin Peygamberin sırrından bir şey elde edemeyeceğini öğrendik, anladık.
                                 *
RAVLİ


29 Ekim 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3460 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3460. Hele a kardeş, bir geç şu gökkubbe perdesinden...

Değil mi ki buğdayla işin yok, ne diye durursun değirmende?


Büyük baban (Âdem), buğday yüzünden gelmedi mi buraya?

Nefsinin havasına uyan gönülle akıl, elbette ayrılığa düşer.


Tortu, boyuna küpün dibinde durur:

Fakat durulunca küpün ağzına çıkar.


Bir sel gibi arı duru denizin eşiğine akalım, yüzme bilene deniz ne hoş.

Balık cinsindensin sen;

O yüzden denize yöneliyorsun...

Havuzda, ırmakta bir

genişlik, bir ferahlık bulamıyorsun.


Havuzun suyu da eğretidir, sonradan konmadır. ırmağın suyu da başka yerden gelmedir...

A akıl, a akıllı, eğreti şeylerden vefa umma.

                                   * * *

Bu söz. anlatılamadı. Terci' beytini soyle...

Aşk meyvelerini anlat, basamakları göster.

                                  * * *

A felek, kulağın olsaydı da aşkın feryadını duysaydın, canın, ne biçim coşar, köpürürdü;

Bir bilsen.


Yanlış söyledim;

Seninde buluşman olmasaydı, ayrılık derdine düşmeseydin

yaslılar gibi mavi elbiselere bürünür müydün hiç?


Sevgilinin haberinden bir cila elde etseydin bir solukta gönlundeki bütün pası siler-giderdin.

                                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                               ***

Neler öğrendik,

  1. Dokuz kat gökkubbe sınırını geçip ihtiyaçsızlık (Yokluk) âleme ulaşmak için kendimize hedef almamız gerektiğini öğrendik.

  2. Ekmek derdiyle dünyaya bağlı kalmamak gerektiğini, cennette iken Âdem babamızın yaptığı hataya düşmemek gerektiğini öğrendik.

  3. Dünya ve ahirete insanı isteklerle bağlayan hoşlanma duygusu veren ihtiyaç bildirimi olan ve emredici isteklerle zorlayan nefsinin emrine uyanların, kalpte oluşan duyguların kaynağı ile aklın birbiriyle ayrılığa düştüğünü öğrendik.

  4. Bir çökelme sonunda bir sıvının dibine çöken katı maddenin bulanıktan kurtulunca coşkusunun dışarı çıkacağını öğrendik.

  5. Yüzme bilenin denizin hoş olduğunu, havuzda, derede o o kadar hoş olmayacağını öğrendik.

  6. Her cinsin kendi yaşam yerinde rahat edeceğini öğrendik.

  7. Sonradan yapılmış olanın bir süre sonra kaldırılacak, geçici olduğunu öğrendik.

  8. Aklın, akıllı kişinin bir zaman sonra geri alınacak, geçici olana sevgiyle bağlanmayacağını öğrendik.

  9. Aşkın geçici olmadığını, veriminin çok yüksek olduğunu, adım adım merdivenlerde yücelere giden basamakları gösterip yaşattığını öğrendik.

  10. Dünyanın işleyişini idare eden feleğin aşkın feryadını duysaydı coşup köpereceğini öğrendik.                                     

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin ayrılık derdini buluşma zamanını bekleyerek kendini yatıştırdığını, ondan gelen haberlerle kalbinde oluşan duyguları parlattığını, pası sildiğini öğrendik, anladık.

                                             *

RAVLİ



28 Ekim 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3450 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3450. Tanrı güzelliği var sende;

Terin denize damlasa binlerce dalga coşar;

Niçin böylesine bir şekersin sen?


İkiye ayrılmış saçların, boynumda halka, neşem, sevincim, senin şarabınla; Seyret de gör, ne zevkteyim ben?

Niçin böylesine bir şekersin sen?


Gülünden yasemin yok oldu;

Bütün düzenler mahvoldu-gitti...

Ben de yok oldum, benim gibi yüzlercesi de,

Niçin böylesine bir şekersin sen?


Sen git;

Ben burdan bir yerceğize gitmem...

Ay parçası bir dostu, bir Ay yüzlü sevgiliyi bırakıp da kim gider?


Sen git:

Çalışıp çabalamaya, birşey elde etmeye el atmış, ayak basmışsın...

Benimse onun aşkının elinden ne elim kaldı, ne ayağım.


Her malın değerini aklınla tanır, bilirsin, benimse değeri pek yüce bir Ay yüzlü

dilber yüzünden ne aklım kaldı, ne fikrim.


Aşk, sevda. halka göre büyük bir suç...

Yürü-git, halktan cefalar görürsün, kınarlar seni.


Senin gibi bir Ay yüzlü için değer bu suçu işlemek...

Akıl, bu çeşit bir yanlış iş işlerse doğru-düzen bir iş yapmış demektir.


Güzel yüzlülerin sevdasına düşüp gamlanmak, insanın dileğiyle değildir ki... Dileğiyle devasız (Çaresi olmayan) derde kim gider?


Dünyanın gözü, senin güzelliğinin ışığını gördü ya...

Tanrı'nın bu yurttan başka bir yurdu olsa bile artık kim gider oraya?

***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri çok sevdiği Şems Hazretlerini bırakıp gitmeyeceğini, sevdiğinin istediği yere gitmesini engelleyecek durumu olmadığını öğrendik.

  2. Her malın değerinin akılla belirlendiğini, aşkın aklı baştan aldığı için sevilenin değerinin belirlenemeyeceğini öğrendik.

  3. Aşkın halkın ayıplayıp kınadığını, engel oluşturmaya çalıştığını, aşkı suç gibi gördüklerini öğrendik.

  4. Şems Hazretleri gibi Ay yüzlüyü sevmenin suç sayılsa da aklın onu sevmekle doğru iş yapmış olacağını öğrendik.

  5. Güzel yüzlüleri sevmenin insanın dileği dışında olduğunu, çaresi olmayan bir dert olduğunu öğrendik.

*

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin ışığının güzelliğini bütün dünyanın gördüğünü, bu dünyadan başka bir yere aklı olanın gitmeyeceğini öğrendik, anladık.

*

RAVLİ

27 Ekim 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3440 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)

3440. A Tebriz'i! Şems, salın (Yürüken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğil)...
Tanrı kimyasısın (Üstün özellikler taşıyan çok değerlisin) sen;
Madenimize (Çok değerli şeyleri kapsayan kaynağımıza) gelirsen bütün bakırımız altın kesilir.

Ne de cana canlar katan bir güzelliksin ki canımızın içindesin...
Cana neler göstermedesin, niçin böyle bir şekersin sen?
Gönle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) bir yol buldun mu bin Ay gibi balkırsın (Parıltısın, şimşeksin)...
Ne ateşsin, ne susun sen;
Niçin böylesine bir şekersin sen?

Aşkının gamı, salt (İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış) ışık ordusuyla yaya olarak kaleler almış;
Niçin böylesine bir şekersin sen?
Pek kutlu Çin padişahı, bütün zencileri (Siyah ırktan olan kişileri) bozguna uğratmış, kırmış-geçirmiş...
Hepsininde ellerini bağlamış;
Niçin böylesine bir şekersin sen?

Tur dağı'nın mumusun sen;
Binlerce denizsin, binlerce göksün sen...
Can, dilerim senden başkasını görmesin;
Niçin böylesine bir şekersin sen?

Çokluktan gelişmişsin;
Kıyaslara (Örneklere) sığmazsın;
O iki kanlı sarhoş gözlerle
Niçin böylesine bir şekersin sen?
Hayalin gönlüme (Kalbimde oluşan duyguların kaynağına) gelince nasıl bir ateş kaplar o yurdu;
İki dünya birbirine giren
Niçin böylesine bir şekersin sen?

O iki yanağında ne var ki binlerce kararsız aşıkın aklını-fikrini aldı-gitti; Niçin böylesine bir şekersin sen?
O güzel gülüşle herkesi kul etmişsin (Sevgiyle bağlamışsın) kendine...
Senin soluğunla ölü bile dirilmiş;
Niçin böylesine bir şekersin sen?
                                ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                              ***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin üstün özellikler taşıyan olduğunu, Mevlana Hazretlerinin çevresine gelince değerliyi çok daha değerli hale getirecek özelliklere sahip olduğunu öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin cana can katan, güçlendiren, yakın çevresini güçlendiren olduğunu öğrendik.

3. Şems Hazretlerini kalbine yol bulanın oradaki parıltıları, şimşekleri göreceğini öğrendik.

4. Şems Hazretleri, utanılacak durumda olan kişileri bozguna uğratıp temiz kişileri başarılı kıldığını öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin Allah ile konuşan, haberler getiren olduğunu öğrendik.
Şems Hazretlerinin özelliklerinin sayılamayacak kadar çok olduğunu öğrendik.

6. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin hayaliyle bile içini ateş gibi ısıttığını öğrendik.

7. Şems Hazretlerinin yüzüne bakanın ne yapacağını bilemez aşık olacağını, hazretin kendisine bakan kişinin aklını fikrini alacağını, kendi aklından fikrinden vereceğini öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin nefesinin İsa gibi ölüyü dirilten yetki ve güçte olduğunu, çok özellikleri taşıyıp tatlı davranan kişi olduğunu, görenleri kendisine sevgiyle bağladığını Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
                             *
RAVLİ

26 Ekim 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3430 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3430. Ekmekle gelişen kişi, ekmekten başka ne ister ki?

Deniz gibi bir gönül (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı) gerek ki inci bile ona karşı yoksul kesilsin, dilencilik etsin.


Seher çağında içtiğin şarap seni sarmadıysa öylesine bir şarap (Tanrı şarabı) iç ki ateşiyle kendinden kurtul-gitsin.


Tanrı'ya and olsun, bir şaraptır o ki ateşiyle eden, göğün kutluluğuna ererde ölümden kurtulur.


Al, iç, şu kırık-dökük yaşayışa aldanıp da inada kalkışma...

Cana canlar katış ilinin ardından olgun bir yaşayış gelip çattı.


Sözü bırakayım a benim canım...

Zati köre Yusuf un işvelerini, güzelliğini anlatmak yazıktır.


A güzel (Şems Hazretleri), öyle latifsin (Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olansın) ki canımızın içine girersin...

A güzel, lütfuna (Bağışlarına) and olsun, aramıza, katılırsın sen.


Tertemiz bir dünyan var;

Toprakta yurdun yok senin;

Noolur bir zamancağız da bizim dünyamıza gelsen.


Latifsin, izin bulunmaz;

Gizlilerden gizlisin...

Bizim gizli ilimize bir gelsen bu gizli il, seninle parlar, yalımlanır.


A Süleyman, bütün kuşların dillerini bilirsin...

Dilimize geldin mi, dudağa ne tad bağışlarsın sen.


Dünyaya padişah, ancak sensin, yayım kimsecikler çekemez.,

Yayımıza gelirsen senin yüzünden ok gibi uçar,giderim.

***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

***

Neler öğrendik;

  1. Kişi ile beslenip geliştiyse hep onu istediğini, ekmeğe bağlı kalanın, gönlünün büyüklüğünün farkına varıp oradan çok değerli mücevherleri bulup çıkaramayacağını öğrendik.

  2. Tanrı şarabından içerek benlikten vazgeçip kendinin kendisisine yaptığı baskılardan, zorlamalardan aklı başında olarak, doğru kararlar vererek kurtulmamız gerektiğini öğrendik.

  3. Tanrı şarabının insanı göğün kutluluğuna ulaştırarak ölmekten kurtaracak güçte olduğunu öğrendik.

  4. Yaşam kargaşası insanı ham bıraktığını, kendimizi olgun bir yaşayış içine sokmamız gerektiğini öğrendik.

  5. Kör olana güzellikleri anlatmanın zaman kaybı olduğunu, görmek ile ulaşılan anlayışa, kabul edişe ulaşamayacağını bilmemiz gerektiğini öğrendik.

  6. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini yanına gelmesşi için davet ettiğini öğrendik.

*

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin çok güzel olduğunu, tertemiz bir yaşantısı olduğunu, yücelerde yeri olduğunu, ince güzelliği ile insanın kalbine girdiğini, gizli iyilikler eden, bağışlarda bulunan, çok şeyleri bildiğini, dünyanın padişahlığını yaptığını Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.

*

RAVLİ

25 Ekim 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3420 İNCİ BEYİT

 


(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3420. Can leyleği geldi de bahar geldi dedi, nerdesin?

Bütün dünya açıldı saçıldı, ağaçlar yapraklandı, cana canlar katan güller açtı.


Gel de Yusuf'ların yüzlerini gör;

Hepsi de kuyudan baş gösterdi...

Gül yanaklıları tümden seyret;

Kendilerini göstermedeler.


Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağının) meyveleri kırılmıştı;

Toprak içinde mahpus (Hapis) kalmıştı...

Gözlerini açtılar da karakışın belasından kurtulduklarını gördüler.


Çayır-çimen zindanın kapısını kırdılar...

Gülle lale, kendilerine verilen bağışlar yüzünden neşeli;

Gülüp duruyorlar.


Bütün olgun Meryem'ler, kızoğlan-kızken gebe kalmışlar...

Bütün arifler (Çok anlayışlı ve sezgili insanlar), gönüllerini vermişler, Tanrı ululuğuna yüz tutmuşlar.


Bahçenin çevresindeki çiçek gibi, bizdensen, sen de sarhoşlar gibi ağız yoluyla payını al diyorlar.


Her biri, kedi gibi yavrusunu ağzına almış, gül bahçesinin anasına götürmede...

Nasıl oluyor da seyre gelmiyorsun?


Güzelim kanatlı kuşu seyret;

Hatip (Camide hutbe okuyan kişi) gibi minbere (Camide hutbe okunan yüksek yer) çıkmış Tanrıyı övüyor...

Güzelim bir nağmedir, tutturmuş.


A uykuya dalmış gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), bizim gölgemizin altındasın...

Gece-gündüz, gerçektende namazdasın, savaştasın sen.


Dolun-Ay ışık yağdırır, koyun köpeği de havlar-durur;

A Ay. köpeğin havlaması yüzünden ışık vermeden vazgeçme.

                                    ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                    ***

Neler öğrendik;

  1. İlkbahar ile gizlenmiş güzelliklerin oretaya çıkıp kendilerini gösterdiklerini, güzellikleri görmemiz gerektiğini öğrendik.

  2. İlkbahar ile toprakta hapis olanların ortaya çıktığı gibi Allah dostlarının da ortaya çıkması, bizim de bunları görmemiz gerektiğini öğrendik.

  3. Yeni bir güzellik ortaya çıkarmak gönülden olacağını öğrendik.

  4. Kedinin bile yavrusunu güzellik ve eminlik olan yere götüreceğini öğrendik.

    Allah'ı övmeye başlayan hocayı dinlerken gönlümüzün Allah dostlarının koruması altında hem namaz kıldığını hem de savaş yaptığını öğrendik.

*

İşte böyle yaren;

Her yaratılanın kendisine düşen hizmeti yaptığını, karanlıkta yol alamayanları ışık veren, nereye, ne zaman gitmekte tereddüt edenlere yol gösterenin bahanelere sığınıp görevini yapmaktan vazgeçmemesi gerektiğini öğrendik, anladık.

*

RAVLİ

24 Ekim 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3410 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)

3410. Sen melek değilsin;
Melek ne yer, ne bilirsin?
Pırasanın eşi-dostusun sen, kudret helvasmı ne yapacaksın?

Akıl-fikir mutfağından gelen şu yemeği ne yapacaksın sen?
Gece-gündüz o mutfağı görüp gözeten Tanrı'dır.

Tebriz'ii Şemseddin'e söyle, yüzünü bize döndür,’de...
Hayır, yanlış söyledim;
De ki:
Ey Şems, ardın yok senin zati;
Tümden yüzsün sen.

A güzel, nasıl söyliyeyim, bilmem ki...
Sen canımızın ışığısın bizim...
Sen kendi ışığını gösterince canın gücü-kuvveti mi kalır?

A benim canım, öylesine bir devlet kuşusun ki gölgenin altında bütün kargalar, kuzgunlar, devlet kuşu olurlar, o devleti elde ederler.

Keremin (Soyluluk, büyüklük, asalet), dünyadaki bütün mucrimlerin (Suçluların) özürlerini diler...
Her belaya amansın (Başına sıkıntı gelenin yardımcısın), her bağı açansın sen.

Bir incisin ki binlerce deniz, sende yok olur-gider...
Uuluk sıfatlartyle uçsuz-bucaksız bir denizsin sen.

Seninle buluştuğum zaman, ne de vefasız eş-dostsun sen diye ağlarım; senden ayrılınca, ne de vefalı sevgilisin diye feryat ederim.

O Ay'la buluşunca neler olur?
Allah bilir...
Çünkü ayrılık zamanında bile zevk-neşe vermedesin, cana canlar katmadasın.

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) delirmişse hakkı var;
Aklı sendin, gittin...
Yüzünü açtığın zaman da yüzündür ondan özür dileyen.
                                  ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***
Neler öğrendik;
1. İnsan toprak seviyesinden yükselip melek seviyesine çıkmadıkça meleklerin ne yediğini bilemeyeceğini, MevlanaHazretlerinin anlattığının hakikatine ulaşamayacağını öğrendik.

2. Düşünme, anlama ve kavrama gücü ile söylenen öğütün, düşünce üretmeyle beslenmeyi Allah'ın bildiğini, görüp gözetenin, Allah olduğunu öğrendik.

3. Şems Hazretlerinin canımızın ışığı olduğunu, ışığını gösterince kendi ışığımızın gücünün kuvvetinin kalmadığını, yüzünü görmeyi hasretle özlediğimizi öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin kanatları altına girenin karga olsa bile devlet kuşu olacağını öğrendik.
Şems Hazretlerine bağlı olanların başı belaya gitse bile yardım ettiğini, kör düğüm olmoş sorunların çıkış yolunu gösterdiğini öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin binlerce büyüklüğün tek şekli değişmeyen mücevher incisi olduğunu, ululuk sahibi olduğunu öğrendik.

6. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretleri ile buluşması ile ayrılıklarının zevk ve neşe verdiğini öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin kalbinde oluşan duygularının kaynağının delice coşmasının sebebinin Şems Hazretlerin yüzünü göremediği zaman olduğunu, hazret yüzünü gösterdiği zaman da özür dilediğini öğrendik, anladık.
                           *
RAVLİ

23 Ekim 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3400 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)
3400. Dünya donsa, buz kesse, neşe ölüp gitse gizlilik aleminden, bu dünyadan başka nice dünyalar meydana çıkarırsın.

Kararsızların içindeki bu dilek (Yerine getirilmesi başkasından istenilen talep), bu çarpıntı (Kalbin hızlı ve sık vurması) sendendir;
Yoksa bu arılığınla-bu duruluğunla (Temiz ve katışıksız olmanla), kara balçıkla bildik (Tanıdık) olmana imkan mı var?

Gökyüzü, toprağın çevresinde gece-gündüz dönmeye koyulmuş...
A gökyüzü, ışık madeni değil misin sen;
Ne istersin bizden?

Bir solukta tutar, gözyaşı dökersin;
Bir solukta tutar, toprak elersin...
Kesinti arayanın biri değilsin ki;
Kimyanın (Üstün özellikler taşıyan çok değerli şeylerin) da madenisin (Kaynağısın) sen.

Hal böyleyken gene de kesinti arayanlar gibi gece - gündüz toprak elemedesin;
Ne diye toprağa taparsın, duaların kıblesi değil misin sen?

Bir yoksulun padişahtan İhsan ummasına şaşılmaz, şaşılacak şey şu ki padişah, yoksuldan dilenmede.

Bundan da daha şaşılacak şey şu:
O Ay, o kadar yalvardı-yakardı da yoksul, galiba padişahlık benim hakkım diye yanıldı-gitti.

A gökyüzü, padişah değil misin sen?
Toprak, senin kulun-kölen değil mi?

Sen ne diye gece-gündüz, ona hizmet edeceğim diye havalanır-durursun?
Gökyüzü, bana cevap verir de der ki:
Kişi boş yere yelip yöpürmez  (Köpürmez)...
Bir saman çöpü uçuyorsa kehlibar yüzünden uçuyordun.
Sözümü anlamak, meleğin harcı...
Söz söylemezsem söze aç melek, ne diye susuyorsun, söyle der bana.
                                ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***
Neler öğrendik;
1. Mevcut bu dünya hareketsiz kalsa, üşüse, mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç gitse birçok dünyaların meydana geleceğini öğrendik.

2. Ne yapacağına karar veremeyenlerin başkasının yapmasını istediği dilekleri olduğunu, topraktan yaratılanın da bu dilekleri meydana getirecek yetki ve ustalıkta olabileceğini öğrendik.

3. Gökyüzünün bile dünyadaki toprak etrafında dönmesi gibi aydınlık veren, ışık saçan Allah dostlarının da balçıktan yaratılmış insanın etrafında dönmesinin akla uygun olduğunu öğrendik.

4. Allah dostunun üstün özellikler taşıdığını, değerli madenlerin kaynağı olduğunu öğrendik.

5. Allah dostunun duaları kabul etmesinin dilekleri yerine getirmesinin şaşılacak bir şey olmasına şaşmamak gerektiğini öğrendik.

6. Büyüklerin büyüğüm diye kendini bir tarafa çekmediklerini, hizmet etmeye devam ettiklerini öğrendik.

7. Gökyüzünün bile dualara cevap verdiğini, bunların çekici bir sebebin olduğunu öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin sözünü melek olanın anlayacağını, Meleğin Mevlana Hazretlerinden söz söylemesini beklediğini öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

22 Ekim 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3390 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)

3390. Halis (Katışıksız, saf) altının ateşe atılması ne de hoştur;
Çünkü ateşin hüneri (Beceri isteyen ustalığı) vardır;
Altının halis (Saf) olduğunu ateş gösterir.

A kardeş, ateşin yalımlarından (Alevlerinden) kaçma;
Sınamak için bir içine girsen noolur ki.

And olsun Tanrı'ya ki seni yakmaz;
Yüzün altın gibi parlar...
Halil'in (Samimi dostun) oğlusun sen;
Eskidenberi bildiksin ateşle.

Yüce bir ağaçsın sen, topraktan baş çıkar...
Yakınlık Kafdağı'na (Düyayı çevrelediğine inanılan, arkasında cinlerin, perilerin bulunduğu varsayılan, zümrütten hayali bir yere) uç, kadripek (Yararlanılan sağlam, dayanıklı) yüce zümrüdüankaa'sın (İyi ve güzel işler yapansın) sen.
Su verilmiş bir kılıçsın, çık beden kınından...
Maden pususunda kalma;
Çık dışarı;
Adam-akıllı geçer akçesin (Parasın) sen.

Şekersin, şekerler saç, şekersin, hem de tatlı mı, tatlı...
Devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına) ney'ini (Üfleme ile çalınan sazı) çal;
Pek güzel sesin var çünkü.
Tanrı huylusun;
Güzel gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) girdin mi. Turdağı'nın parıltılarını gönülden gösterirsin.

Mum huylusun (İstenilen şekli alabileek yumuşaklıktasın);
Geceleyin eve girdin mi, bütün ev parıltından aydınlanır-gider.

Şarap huylusun (Yüzüne bakanı sarhoş edip kendinden geçirensin), bir mecliste bulundun mu, güzelim yüzünle binlerce fitne salarsın o meclise;
Kavgalar-gürültüler çıkartırsın.

Neşe (Mutlu olmaktandoğan ve dışa vurulan sevinç)-zevk (Hoşa giden veya çekicibir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu) ürktü (Korkup sıçradı mı), kaçtı (Hızlı koşup bir yere saklandı) mı, dilek (Birinden bir şeyin yapılmasını istemek)-istek (Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapma) üzüldü-koptu mu, yeryüzüne sakalık (Sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen işi ) edersin...
Ne çimenler yeşerir, ne güller biter.
                                ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                ***
Neler öğrendik;
1. İnsanın saf, katışıksız olmasının beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren kişilik oluşturduğunu, bu duruma gelmenin beceri isteyen ustalıkla ulaşıldığını, böyle kişilerin iş yapmaktan çekinip korkmadıklarını, değerini gösterdiklerini öğrendik.

2. Katışıksız saf kişilerin sınanmaktan, tehlikeye atılmaktan korkmayacaklarını öğrendik.
Katışıksız saf kişilerin Allah korumasında olduğunu, samimi dost olarak kabul edildiklerini öğrendik.
Şems Hazretlerinin iyi ve güzel işler yapan, yarar sağlayan, sağlam, dayanıklı, yücelere kolayca giden gelen biri olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

3. Şems Hazretlerini Mevlana Hazretlerinin çok özlediğini, gelmesini, kendisini göstermesini, her zaman geçerli olduğunu göstermesini istediğini öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin Allah'ın yetkili kıldığını, sırlarını bağışladığını, ilmiyle kudretiyle desteklediğini, yetki verdiğini, sözlerini doğru çıkardığını, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiğini, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiğini, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamında olduğunu öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin Allah'ın huyuyla huylandığını, güzel gönüle girince yücelerin göze çarpan parlıklarını gösterdiğini öğrendik,

6. Şems Hazretlerini her şekle girecek yumuşaklıkta olduğunu, girdiği yere aydınlık verdiğini öğrendik.

7. Şems Hazretlerinin yüzünü görenin güzelliği karşısında sarhoş olup karışıklıklar gürültüler çıkaracağını öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren;
Kişinin kendisinden neşe, zevk korkup kaçtı mı o insanda ne istek ne de dilek kalmadığını, yeryüzünü güzelleştirmek için işlerine kendini adayacağını öğrendik, anladık.
                                      *
RAVLİ


21 Ekim 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3380 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)
3380. Yapayalnız gir safa (Sıraya), vaktin İsfendiyar'ısın (Tanrı kudreti taşıyanısın)...
Heyber'in (Yahudi kalesi) kapısıdır o;
Kopar gitsin, çünkü Murtaza (Razı edilmiş)Ali'sin sen.

Can bakımından Süleyman'sın, al yüzüğü (İstediğini yaptıran) şeytandan...
Düşüncede, karar verişte güneşsin;
Kır yıldızların ordusunu.

Halissin (Katışığı olmayansın), gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) çekicisin;
Halil (Allah dostu) gibi gir ateşe...
Ölümsüzlüğün aslısın, Hızır gibi iç Ab-ı hayatı (Ölümsüzlük suyunu).

Asılsız (Doğru olmayan, temelsiz, köksül, dayanaksız, yalancı) kişilerden kesil (Uzak dur), gülyabanilerin (İnsanın gördüğü sandığı korkunç hayalet) aldatışlarına kulak asma;
Çünkü sen çok yüce (Büyük, ulu, yüksek) bir soydansın (İyi ve üstün nitelikleri bulunansın);
Çünkü sen pek yüce bir yerdensin.

Can bakımından zevalin (Ortadan kalkma)yok;
İç alemde de pek güzelsin:
Ululuk sahibi Tanrı'nınsın,Tanrı ışığındansın sen.

Henüz belirmedin;
Güzellikten ne gördün ki?
Ama bir seher çağı, güneş gibi doğuverirsin içinden.

Yazık-yazık, öylesine gizlisin ki sanki bulut altına girmiş bir Ay'sın... Ay'sın, güzel bir yüzün var;
Çık buluttan, yırt dağıt o bulutu.
Madende (Çok değerli şeyleri içinde bulunduran) bile senin gibi bir la'l (Kırmızı renkli değerli taş) yok;
Dünya, senin gibi bir cana sahip değil...
Çünku bu dünya, eksilme dünyasıdır, sense cana canlar katansın.

Sen Zü'l-fekâar'a (Hazreti Ali'nin kılıcına) benzersin;
Bedenin de tahta bir kındır (Kesici araçların kabısın)...
Bu kın kırılırsa ne diye gönlün (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı) kırılacak?

Sen, ayağa bağlı bir doğansın (Leşe konmayan avcı kuşsun);
Bedenin de ayağındaki halka...
Pençenle ayağındaki halkayı çıkarman gerek.
                            ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                             ***
Neler öğrendik;
1. Tek başımıza da olsak savaş etmekten korkmamamız, taşıdığımız Tan rı kudretini Hazreti Ali'in tek paşına kale kapısını söktüğü gibi gücü göstermemiz gerektiğini öğrendik.

2. Yıldızların (Burçların) üzerimizdeki etkilerinden, şeytanın etkilerinden ve baskısından kurtulup, akılla ve bilgiyle kararlar vermemiz, Süleyman peygamber gibi davranmamız gerektiğini öğrendik.

3. Kalpte oluşan duyguların kaynağını Allah'a bağlayanın ölümsüzlüğe ulaştığını, ateşin yakmadığını, Hızır gibi kıyamete kadar aktif olacağını öğrendik.

4. Doğru olmayan, temelsiz, köksüz, dayanaksız kişilerden uzak durmak gerektiğini, kendi kendini vehimlerle, hayallerle korkutmamak gerektiğini, Allah'tan korkanın başka korkusunun kalmayacağını öğrendik.

5. İnsan olarak yaratılanın yüce soydan olduğunu, iyi nitelikleri bularak ve kazanarak yüce yerde yer etmemiz gerektiğini öğrendik.

6. İnsanın iç dünyasında çok güzel oluştuğunu, canın hiçbir zaman yok olmayacağını, Allah'ın ışığı alıp başkasına ışık verenler olduğumuzu öğrendik.

7. Gördüğümüz güzelliklerin bir numune olduğunu, göreceğimiz Tanrı santının güzelliklerinin sınırsız olduğunu öğrendik.

8. Kendimizi gizlemeden güneş etrafında ve dünya etrafında dolanarak aldığımız ışığı karanlıkta kalanlara yansıtmamız, yollarını aydınlatmamız gerektiğini öğrendik.

9. İçimizde çok değerli olan şeylerin saklı olduğunu, insanın sahip olduğu canın değeri kadar dünyanın değeri olmadığını öğrendik.

10. İnsanın canının keskin kılıç olduğunu, kalbinin de kırılacak incelikte olduğunu öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Ayağı bağlı, kafese konmuş bir kuş gibi yaşamaktan kendimi kurtarmamız, ayağımızdaki bağı kendimiz söküp atmamız, özgürce akılla ve bilgi ile yaşayıp yol almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ


Popüler Yayınlar