(Mevlâna
hazretleri aşıkları
anlatıyor)
3390.
Halis (Katışıksız, saf) altının
ateşe atılması ne de hoştur;
Çünkü
ateşin hüneri (Beceri isteyen ustalığı)
vardır;
Altının
halis (Saf) olduğunu ateş gösterir.
A
kardeş, ateşin yalımlarından (Alevlerinden)
kaçma;
Sınamak
için bir içine girsen noolur ki.
And
olsun Tanrı'ya ki seni yakmaz;
Yüzün
altın gibi parlar...
Halil'in
(Samimi dostun) oğlusun sen;
Eskidenberi
bildiksin ateşle.
Yüce
bir ağaçsın sen, topraktan baş çıkar...
Yakınlık
Kafdağı'na (Düyayı çevrelediğine
inanılan, arkasında cinlerin, perilerin bulunduğu varsayılan,
zümrütten hayali bir yere) uç, kadripek (Yararlanılan
sağlam, dayanıklı) yüce zümrüdüankaa'sın (İyi
ve güzel işler yapansın) sen.
Su
verilmiş bir kılıçsın, çık beden kınından...
Maden
pususunda kalma;
Çık
dışarı;
Adam-akıllı
geçer akçesin (Parasın) sen.
Şekersin,
şekerler saç, şekersin, hem de tatlı mı, tatlı...
Devlet
(Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını
bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği
kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği
olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun
eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları
yönlendirme ve yöneltme makamına) ney'ini (Üfleme
ile çalınan sazı) çal;
Pek
güzel sesin var çünkü.
Tanrı
huylusun;
Güzel
gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına)
girdin mi. Turdağı'nın parıltılarını gönülden gösterirsin.
Mum
huylusun (İstenilen şekli alabileek
yumuşaklıktasın);
Geceleyin
eve girdin mi, bütün ev parıltından aydınlanır-gider.
Şarap
huylusun (Yüzüne bakanı sarhoş edip
kendinden geçirensin), bir mecliste bulundun mu, güzelim
yüzünle binlerce fitne salarsın o meclise;
Kavgalar-gürültüler
çıkartırsın.
Neşe
(Mutlu olmaktandoğan ve dışa vurulan
sevinç)-zevk (Hoşa giden veya
çekicibir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş
duygu) ürktü (Korkup sıçradı mı),
kaçtı (Hızlı koşup bir yere saklandı)
mı, dilek (Birinden bir şeyin yapılmasını
istemek)-istek (Kendi düşünce, görüş
ve isteğini yapma) üzüldü-koptu mu, yeryüzüne sakalık
(Sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen işi
) edersin...
Ne
çimenler yeşerir, ne güller biter.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. İnsanın
saf, katışıksız olmasının beğenilen, duyguları okşayan,
zevk veren kişilik oluşturduğunu, bu duruma gelmenin beceri
isteyen ustalıkla ulaşıldığını, böyle kişilerin iş
yapmaktan çekinip korkmadıklarını, değerini gösterdiklerini
öğrendik.
2. Katışıksız
saf kişilerin sınanmaktan, tehlikeye atılmaktan korkmayacaklarını
öğrendik.
Katışıksız
saf kişilerin Allah korumasında olduğunu, samimi dost olarak
kabul edildiklerini öğrendik.
Şems
Hazretlerinin iyi ve güzel işler yapan, yarar sağlayan, sağlam,
dayanıklı, yücelere kolayca giden gelen biri olduğunu Mevlana
Hazretlerinden öğrendik.
3. Şems
Hazretlerini Mevlana Hazretlerinin çok özlediğini, gelmesini,
kendisini göstermesini, her zaman geçerli olduğunu göstermesini
istediğini öğrendik.
4. Şems
Hazretlerinin Allah'ın yetkili kıldığını,
sırlarını bağışladığını, ilmiyle
kudretiyle desteklediğini, yetki verdiğini, sözlerini doğru
çıkardığını, isteğini kendi isteği olarak
gerçekleştirdiğini, diğer insanların kabul ederek boyun
eğdiğini, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları
yönlendirme ve yöneltme makamında olduğunu öğrendik.
5. Şems
Hazretlerinin Allah'ın huyuyla huylandığını, güzel gönüle
girince yücelerin göze çarpan parlıklarını gösterdiğini
öğrendik,
6. Şems
Hazretlerini her şekle girecek yumuşaklıkta olduğunu, girdiği
yere aydınlık verdiğini öğrendik.
7. Şems
Hazretlerinin yüzünü görenin güzelliği karşısında sarhoş
olup karışıklıklar gürültüler çıkaracağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kişinin
kendisinden neşe, zevk korkup kaçtı mı o insanda ne istek ne de
dilek kalmadığını, yeryüzünü güzelleştirmek için işlerine
kendini adayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ