MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D117

A zor işlerimi kolaylaştıran (Şems Hazretleri), selviyi, gülü, bağı-bahçeyi ihsanıyla (İyilik ederek, iyi davranarak, bağışta bulunarak) sarhoş eden, gül sarhoş, dikense kör-kütük, kanlı-bıçaklı sarhoş.

Bir kadeh (Tanrı şarabı-Helal şarap) sun da hepsi denk (Uygun, nitelik yönünden eşit) olsun, eşit olsun.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin gökyüzüne ve yeryüzüne etki edecek güç-yetki ve görevli olduğunu öğrendik.

2. Helal şarap Tanrı şarabı içmiş bağ bahçe güzelleşip sarhoş olduklarını, Mevlana Hazretlerinin de bu şaraptan Şems Hazretlerinden isteyerek yaşadıkları ortamla kendilerinin uygun ve eşit duruma gelmelerini istediğini, arzuladığını öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D116

A gün (Güneş=Şems), doğ, ışı (Aydınlat) da zerreler (Çok küçük parçacıklar) oyuna girişsin;

Canlar (Mevleviler), hoş (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren) bir hale gelsin de başsız-ayaksız (Top gibi) oynamaya koyulsun.

Hani biri var ya, gökyüzü de onun yüzünden oynuyor, havada;

O nerede oynuyor, onu da söyleyeyim kulağına.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Şems hazretlerinin kendisini göstermesini, onu seven kişilerin zevkten oynamaya başlamalarını, hazretin sevenlerini top gibi istediği yere savurmasını Mevlana Hazretlerinin isteyip beklediğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin etkisinin sadece sevenleri ile sınırla olmadığını, yeryüzüne ve gökyüzüne oyunlar oynattığını öğrendik.

                                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D115

A dostum (Şems Hazretleri), bir kimse, her olmayacak söz için dostuna öldürür mü;

Hem de nasıl dost?

Dostun (Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimsenin) gamını yiyen (Üzüntüsünü üstüne alan), kaydına kalan (Bir şey yapmaya çalışan) dost.

Hatta dost sayma da düşman (Kötülüğü isteyen, ondan nefret eden, zarar vermeye çalışan kimse) say beni;

Bir kişi düşmanını bile böyle zârı-zârı (Yakınarak, şikayet ederek) ağlatarak öldürür mü?

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin yanından habersiz ayrılmasıyla Mevlana Hazretlerinin çok özlediğini, özlemle gözyaşı döktüğünü, defalarca davetine gelmediğinin üzüntüsüyle ağladığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerini mahzun bir şekilde beklediğini, gün batımında kuşların bile yuvaya döndüğünü, beklediği dostun gelmediğini görünce Mevlana Hazretlerinin üzüldüğünü öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D114

A yürüyen selvi (Uzun ve düzgün vücutlu-Şems Hazretleri), dilerim güz (Sonbahar) yeli (Rüzgârı) dokunmasın sana.

A dünyanın gözü (Dünyayı gözetleyip idare eden), dilerim kötü gözler değmesin (Nazar etmesin) sana.

Sen (Şems Hazretleri), gökyüzünün de canısın (Yaşamısın, hayatısın), yeryüzünün de;

Canına rahatlıktan, esenlikten başka bir şey gelmesin.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

1. Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin uzun boylu düzgün vücutlu güzel bir insan olduğunu, kötü bakışların nazarından korunmasını Mevlana Hazretlerinin dua ederek istediğini öğrendik.

2. Şems dünyanın ve gökyüzünün yaşamının hayatını da idare eden olduğunu öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine dua ettiğini öğrendik.

                                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D113

Ayağını bastığın için (Şems Hazretleri) yeryüzünün toprağı neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) içinde, sevinip duruyor.

Neşesinden gebe kaldı da yüzlerce gonca (Açılmak üzere olan çiçek, tomurcuk) doğdu.

Bu yüzden yıldızlarda, gökyüzünde bir gürültüdür koptu;

Bu gürültü içinde Ay'ın gözü, yıldıza düşüverdi.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretleri yeryüzünde nerede kendini gösterse oradaki toprağın sevinip çiçekler açtığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin etkisini gören gökyüzünün bile hayretler içinde kaldığını öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D112

Beni, senin (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri) dönüşün döndürdü;

Senin akan suyun dönmeye koştu beni.

Irmak aktıkça ben de çark urur-dururum;

Nice laleler güler, nice güller biter, açılır.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin ayrılışından sonra geri dönmesi üzerine çok sevinen Mevlana Hazretleri de iç âlemine dönmeye başladığını öğrendik.

2. Şems Hazrelerinin nurlu bakışlarının Mevlana Hazretlerinin içinde belirlenen biçimde, kurallarına ve doğasına uygun olarak hareketlenmeye başladığını öğrendik.

3. Şems Hazretlerinden Mevlana Hazretlerine nur aktıkça Mevlana Hazretlerinin sol ayağı sabit, sağ ayağı ile ellerini açarak bazen kendi yakasına yapışarak kendi etrafında Allah-Allah diye döndüğünü öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretleri ve dostlarında Allah sevgisinin ve insan sevgisinin güzelliklerini oluşturduğunu öğrendik.

                                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D111

Seni (Şems Hazretlerini) baş gözüyle gören kişinin bu görüşü, kafirin (Tanrının varlığını ve birliğini inkar eden kimse), ter-temiz (Çok temiz, her yanı temiz) mümini (İnanan, inançlı, imanlı kişiyi) görmesine benzer.

Uyanıklara (Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, bilgili kişiyi), uyur bir gözle bakma;

Çünkü bu göz, gizli göz değildir.

                      ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretleri vücutla her kime kendini gösterirse o kişinin başındaki gözüyle görmesiyle büyük değişikliğe uğrayacağını, çok temiz ve inançlı, bilgili kişi olma yoluna gireceğini öğrendik.

2. Ahrete gitmiş büyüklerimizin uyuduklarını veya öldüklerini sanmamak gerektiğini, onların vücut bağından kurtulduklarından uykuya ihtiyaçlarının olmadığını, açıkça her şeyi görür durumda olduklarını öğrendik.

                           *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D110

Balçıktan düzülüp koşulmuş (Güçlük çıkartan) bir sevgilisi (Sevilen ve aşık olunan kimsesi) olan, bir gün ona kavuşur, bir karâra erer (Anlaşır, kararlaştırır.).

Şaşılacak kişi, o kişidir ki balçıktan (Güçlükten, zorluktan) çıkmıştır;

O kişiye senin gibi eşsiz-dostsuz kişinin bir de perişanlığı (Dağınıklığı, düzensizliği, karmakarışıklığı) vardı.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Topraktan yaratılmış insanın seven, aşık olanın güçlüklerle karşılaşacağını, sonrasında buluşup anlaşacağını, kavuşacağını öğrendik.

2. Topraktan yaratılmış kişi çok özel biri olsa da onun da dağınıklığının, düzensizliğinin, karma-karışıklığının olacağını öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D109

Felekten (Yaşam döngüsünden) yarım somun (Yuvarlak ve şişkin ekmek) elde eden, oturmak için de bir yuvası (Evi) olan, ne kimseyi dileyen (İsteyen), ne kimse tarafından dilenip istenen (İstenilen, aranan) kişi, neşeyle yaşadı;

Ne güzel âlemi (Dünyası) var.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Kendi kendine yeter, başkasına muhtaç olmadan yaşayanın çok güzel bir yaşam kazancı içinde olduğunu öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D108

Beni dünya ateşine atan, dilime yüzlerce yalım (Alev) verdi.

Altı (Yukarı-aşağı-sağ-sol-ön-arka) yanıma da ateş yalımları (Alevleri) sarınca bir ah ettim (Acı ile içini çektim);

Eliyle hemen ağzımı örttü.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah'tan dostlarından birini tanımayı dilediğini, bu dileğin yerine geldiğini, Şems Hazretleri ile tanıştığını, Şems Hazretlerinde Allah'ın sanatını, yansımalarını görünce Mevlana Hazretlerine aşık olup aşkın hararetiyle her yanının yangın yerine döndüğünü öğrendik.

2. Aşk yolunda peygamber efendimiz “Ölmeden önce ölünüz” hadisi şerifinin hakikati kendini gösterdiğini, bu aşamada şikayet olmayacağını, yeniden dirilmek için yaşarken yok olup yeniden var olmak gerektiğini öğrendik.

                                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D107

Beni (Mevlana Hazretleri) gerçekten de doğru bulan (Uygun gören, doğru ve uygun bulan) kişi, bebecikler (Yaşına yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse) gibi beni pazara (Satılığa) çıkarır, satmaya (Bir değer karşılığı alıcıya vermeye) kalkışır.

O işten bezmişim, pazar ehli (Alıp satanların ustası) değilim ben;

Beni inkar edene (Yaptığım bir işi, söylediğim sözü veya tanık olduğum bir şeyi yapmadığımı, bilmediğimi, görmediğimi söyleyene, yaptığımı saklayana) kulum-köleyim (Sevgiyle bağlanıp hizmet edenim) ben.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri söz ve davranışlarını anlatarak kendi çıkarına hareket edenlerden şikayetçi olduğunu, söz ve davranışlarının kişiye özel olduğunu, bunu ancak usta eğiticilerin ders alınması için anlatmasını, başka maksatla kullanılmasına istemediğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri alış-veriş ustası olmadığını, kendisini sevip bağlananlara yardım ederek, yönlendirerek, işlerini yoluna koyarak hizmet ettiğini öğrendik.

                                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D106

Canın, beden hırkasını giydiği (Ana rahminde olan) gün kereminle (Soyluluğun, ululuğun, büyüklüğün gereği bağışta, iyilikte bulmasıyla) inayet (İyilik ve yardım, kayırma) denizi coşmuş, köpürmüştür.

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağının) zurnası, nice zamandır (Uzun süreden beri), dudak şarabını (Dudak dudağa gelmesiyle) içmiş-durmuştur;

Senin dudağından da coştu-köpürdü işte.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

1. Allah yarattığı cana insan sıfatı veren vücut elbisesini giydirdiği zaman ona büyüklüğünün, ululuğunun, soyluluğun gereği iyiliklerde bulunduğunu, diğer can verdiklerinden farklı olarak kayırdığını, bağışlarda bulunduğunu, ödev ve sorumluluk verdiğini öğrendik.

2. Gönülden gelen seslerin zurna ile birleşince canın duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile heyecanlanarak, içte içe kaynayarak dışarı vurduğunu, öğrendik.

                                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D105

Aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu) gönlümle (Kalpte oluşan duygularımın kaynağıyla) inada (Kendi düşüncesini ve davranışını sonuna kadar sürdüren, kendi tutumundan şaşmamaya) girişti mi can (Yaşam-hayat), yalın ayak (Çıplak ayakla), o aradan kaçar-gider.

Delidir (Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan) beni akıllı (Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan) sanan kişi;

Akıllı da o adamdır ki benden çekinir (Saygı, korku, utanma duygularla bir şeyi yapmak istememek) sakınır (Korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durur).

                                  ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                    ***

Neler öğrendik;

1. Aşırı sevgi ile bağlanmada duygular direndiği zaman vücudun cansız, güçsüz, kuvvetsiz kalacağını öğrendik.

2. Aşkın akıllı bir insana göre delilik seviyesinde göründüğünü, anlaşıldığını öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretlerini aşırı derecede sevip bağlanmasını normal aklın bu durumu değerlendirecek gücünün kuvvetinin olmayışından delilik olarak isimlendireceğini öğrendik.

4. Akıllı insanların Mevlana Hazretlerine delilik yakıştıramacaklarını için bu yapılannın da akla mantığa uymadığını düşünenlerin Hazrete biraz uzak kalacaklarını öğrendik.

5. Mevlana Hazretlerinin yaptıklarını ve söylediklerini aklımız hemen anlamasa da itiraz etmeden kalben kabul etmemiz, inşallah sonra anlarız diye dua etmemiz, bu anlayışa kavuşmak için sabretmemiz gerektiğini öğrendik.

                                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D104

Bulutlu (Karışık, bulanık, net olmayan), yağışlı günde (Gökten yere inmelerin olduğunda) dostların (Birbirini sevenlerin, güvenenlerin, yakın arkadaşların, gönüldaşların, iyi anlaşılan kimselerin) toplanmaları şarttır;

Çünkü dost, dostu tazeleştirir;

Hani baharda gül topluluklarında her gül, nasıl öbür güllere, ayrı bir tazelik (Dinçlik), ayrı bir güzellik (Okşayıcı söz ve davranış, iyilik, yumuşaklık) veriyorsa tıpkı onun gibi.

                                   ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                   ***

Neler öğrendik;

1. Allah'ın yeryüzüne indirdiği güzellikleri; karışıklık, kargaşa, patırtı, gürültü, karanlık, zorluk, felaket gösterip indirdiğini, inançsız kişilerin bu güzellikleri görüp kıskanmamaları için bu şekilde gizlediğini, dostların bu durumu yaşarken birbirlerine yakın olmaları, açıklamaları ve bu olan biteni kötülük olarak değerlendirilmemesi gerektiğini öğrendik.

2. Güzelin diğer güzellere örnek ve dinçlik verdiğini, tüm güzelliklerin bir arada olması gerektiğini öğrendik.

                                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D103

İçte de gören (Kalp gözüyle-gönül gözüyle varlığını algılayan, kavrayan, sezen, seçen), dışta da gören (Baş gözüyle çok değer veren, yüzü ona doğru olanın), delilerden (İnsanı aradığı gerçeğe ulaştıracak izlerden) yüz çeşit bakar-görür, göze dikkat et de bak;

Nasıl görmede;Gözden dışarı da gören kimdir?

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Baş gözüyle baktığımız zaman gözümüzün görüntüyü ters olarak resmettiğini, beynimizin bu resmi düzelttiğini, önemini, ölçülerini, karşıtlıklarını, kıymetini, gereklilik, yararlılık, üstünlük yönünden değerlendirme yaptığını öğrendik.

2. Gönül gözüyle yani kalpte oluşan duygularımızın kaynağının değerlendirmesi ile baktığımız zaman aklımızın ötesinde bir görüş ve her insan tarafından kolayca anlaşılmayan anlayışla hatırlattığı düşüncenin anlatımı göreceğimizi öğrendik.

3. Can gözü ile bakmakla uygunluktan olgunluğa, olgunluktan hayvani akla mahkum olmuş aklı kurtararak gerçek hayata ve hakikate bakmak, anlamak, kabul etmek, yaşamak olduğunu öğrendik.

                                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D102

Güneşten (Şems Hazretlerinden) başkasıyla solukdaş olmayan (Yakınlaşmayan) zerre, geçer akçeye el atmış, umutlara (Olmasını beklediği veya olacağı sandığı düşüncelere) kapılıp aldanmamıştır.

Aşkın (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu), hangi başa düşmüştür de senin havanla söğüdün başı gibi oynamaya koyulmamıştır o baş.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinden yakınlaşmak, başkalarıyla yakınlaşmamak gerektiğini, Hazrete yakınlaşanların hakikati olduğu gibi anlayıp yaşayanlar, boş beklentiler içinde olmaktan kendilerini kurtardıklarını öğrendik.

2. Allah'ın güzel sanatını üzerinde gösyerdiği Şems Hazretlerine aşık olanın aklının ve fikrinin hareket eder duruma geleceğini öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D101

Canım yücelerin yolunu tuttuğu, bedenimin parça-buçukları (Her bir bölümünün) per-perişan (Çok kötü bir durumda) toprağa girdiği gün, toprağıma parmağınla “Kalk” sözünü yaz;

Yaz da mezardan sıçrayıp kalkayım, bedenime can gelsin.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin canı yücelere doğru giderken, bedeninin toprağa perişan bir şekilde konduğu zaman peygamber efendimize Hira mağarasında vahiy meleğinin sesini duyup kendisinini de görünce korkmuş üstüne örtü örtmüş bu durumda iken Müddesir suresinin ilk 5 ayeti inmiş olduğuna gönderme yaparak “Ey örtüsüne bürünen, kalk ve uyar “ Allah'ın emrinin gelmesini istediğini, ölülüğü kabul etmediğini, yapacak görevlerinin olduğuna kendini hazır gördüğünü öğrendik.

2. Can sadece bedenle yaşamadığını, etkisini her şekilde, her yerde, her zamanda gösterecek kuvvette olduğunu öğrendik.

                                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D100

Hekimin (İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor) gönlünü kapana (Kalpte oluşan duyguların kaynağını birdenbire yakalayarak, çekerek almak) ne ilaç verebilir, ne buyurabilir hekim?

Güzelliğinin (Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik) bir zerresini (Çok küçük parçasını) gösterse vallahi hekime de bir hekim gerekir.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin Allah'ın sanatını gösterdiği güzellikte olduğunu, sadece güzelliği değil insanı tedavi eden etkiye sahip olduğunu, doktora doktorluk yapacak güç ve donanımda olduğunu öğrendik.

2. Allah'ın güzelliğinin en ufak parçasının bile taşıyanın doktora doktorluk yapacak kuvvet ve kudret verdiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D99

Gözünü benden çevirdiğin gün elinle öldürülmem kolaylaşır;

Fakat şunun gamını (Üzüntüsünü) yemedeyim;

Gözlerin benim yasımla ıslanırsa kim özür diliyecek senden?

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin kendisiyle ilgiyi kesmesi ile ölmesinin kolaylaşacağını, böyle bir durumun olmasıyla çok üzüleceğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin ölümünün Şems Hazretlerinin ayrılığından olduğunda üzülmesinde kim özürlü olacağın belli olmadığını öğrendik.

                             *

RAVLİ 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D98

Tanrım, bu yoksulun senden istediğini dünyada hangi padişah ister ki?

Her zerre, senin güneşinin ışığında hoştur amma güneşinden de uzaktır;

Bu yoksulsa tümden güneşini (Şems=Güneş) istiyor senin.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah'tan dostu, sevgili Terizli Şems Hazretlerini istediğini öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D97

Utançları giderme vesvesesi (Toplumun üzerimizde oluşturmaya çalıştığı yanlış ve yersiz düşüncelerden kendini kurtarma isteği oluşunca), (Toplumdan) bağları koparma dileği oldu mu, adam Sarımsak gibi dünya adetlerinden soyunur da aşka düşer, dünyayı bir soğana bile almaz.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Toplumun adet, gelenek, görenek, ayıp, günah diyerek oluşturduğu ortamda yanlış ve doğrunun birbirine karıştığını, yanlış ve yersiz düşünceler oluşturarak kişide boş yere üzüntülü düşünce durumu oluştuğunu, neyin doğru, neyin yanlış olduğuna kesin karar veremeyecek duruma geldiğini öğrendik.

2. Toplumdaki bazı kişilerin kendi çıkarlarına göre kişileri yönlendirmek için kafa karışıklığı sağladığını, küçük çıkarları büyük göstererek yönlendirdiklerini, kişi sonuçta aldatıldığının farkına vardığında moralinin bozulduğunu öğrendik.

3. Toplum baskısından kendini kurtarmak isteyenin toplumdan uzaklaşarak yalnızlığı seveceğini, toplumun içinde karışık olmak yerine toplumun dışında toplumu gözleyen olmak gerektiğini öğrendik.

                                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D96

Tanrı (Allah), kimin göbeğini aşkla kestiyse (Yaşamına aşkla başlatdıysa) aşıkların (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan, tutkun kimse olarak) feryatlarını (Haykırış, çığlık) da duyar.

Nerede bir yem (Aldatılmak için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey) görürse oradan kaçar da hiçbir kuşun uçmadığı yere uçar.

                       ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

1. Aşıklığın Allah'ın buyruğu ve emriyle olduğunu, aşık kişi olacak olanın diğer aşıkların haykırışlarını ve fısıltılarını duyacağını, bu yeteneğin peşinen verildiğini öğrendik.

2. Aşık kişinin balık gibi oltaya takılmış yiyeceğe atlamayacağını, aldatmak için hazırlanmış düzenlere, ve bunları hazırlayanlara yaklaşmayacağını öğrendik.

3. Aşık kişinin işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranıp, temiz yer ve kişilerin olduğu yere gideceğini öğrendik.

                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D95

O can huzuru (Yaşamda dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, erinç), gönlümün (Kalpte oluşan duygularımın kaynağının) çevresinde dönüp dolaşmada;

Utanmış gönlümün (Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duyan, mahcup olan), canımın dolayında fır dönmede.

Şu toprak bedenden ağaç gibi gülerek baş çıkarmada, boy atmada.

Çünkü bengisu (İçene ölümsüzlük, sonsuz yaşam sağladığına, verdiğine inanılan su), toprağımın etrafında dönmede.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerini görüp tanıdıkça sevip kuvvetli bağla bağlandığını, canına dirilik, dinçlik, kalpte oluşan duygularına sevincin dolaştığını öğrendik.

2. Toplumun bazı kişilerince bu sevgiyi ve bağlılığı gülünç veya onursuz saymasına Mevlana Hazretlerinin üzüntü duyduğunu öğrendik.

3. Şems Hazretlerine aşık olmanın ve aşk öğretisinin sonsuz yaşam sağladığını, toprak bedenden yeni bir ölümsüz hayat çıkardığını öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D94

Gizli güzeli seyreden gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), dünya mülküne nereden bakacak?

Ecel günü (Hayatın sonu, ölüm zamanı) o yüzü bırakıp da cana bakan gözden bile usanır (Tekrarlanması, uzun sürmesi dolayısıyla bir şeyden hoşlanmaz veya sıkılır duruma gelir) o gönül.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Görünmez, belli olmaz bir durumda olarak sadece sevenlerine görünen güzeli seyreden kişinin dünya malına, mülküne gönül vermeyeceğini, bakmayacağını öğrendik.

2. Ölüm zamanında can alıcı meleğin ya çok sevdiğimiz biri, ya da çok kızdığımız biri olarak kendini göstereceğini öğrendik.

3. Allah'ın sanatını gösterdiği güzel yüzü olan Şems Hazretlerinin yüzüne bakmaktan vazgeçenin, canıyla uğraşacağını, gönlünün de o kişiden bıkıp uzaklaşacağını öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D93

Senin (Şems Hazretlerinin) o yüzün, gecemi gündüze döndürür;

Soluğun, büklüm-büklüm saçları kılavuz eder;

Yüzlerce kör, senin gam (Üzüntü) mahallenden kârlar (Kazançlar), sermayeler (Varlık, servet) elde ettiler;

Bir gecede orada yaldızlansa (Süslense), ışısa (Işıklansa, aydınlansa) değer mi değer.

                                      ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                      ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin yüzünün kişiyi karanlıkta bırakmayıp aydınlığa çıkardığını, bütün görünmeyen problemleri ortaya görünür kıldığını, çözüm yoluna kılavuzluk ettiğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerine sevgiyle bağlananların olguları sezme ve kavrama yetisi kazandıklarını, duyarlılıklarının arttığını, sorunları görmemek körlüğünden kurtardığını, kişileri süslü ve ışık saçan hale getirdiğini öğrendik.

                                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D92

Vefasız (Sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz) gönülde (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) gam (Üzüntü) olsun, yaslara batsın (Çok üzülsün) o gönül;

Kimde vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) yoksa eksik olsun dünyadan.

Gördün ya, beni gamdan (Üzüntüden) başka kimsecik hatırlamıyor;

Binlerce aferin (Değerli görülüp beğenilen) gama (Üzüntüye).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz kişinin üzüntüsünün başkalarını üzüntüye sokmadığını, ölüp gitmesini isteyip beklediklerini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri üzüntüde olanların kendine geldiğini, yardım istediklerini bu yüzden üzüntüyü değerli görüp beğendiğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D91

Ramazanda toprağını altın ederler;

Taş gibi ezerler de göze sürme ederler seni.

Yediğin lokmayı, sana bir değer haline getirirler;

Sabrını (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemeyi) da bakış-görüş haline sokarlar.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin mezarının bulunduğu yeri çok değerli bularak ziyaret edenlerin, sözlerini göz önüne getirerek hakikati olduğu gibi görme kuvveti kazanacaklarını öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin öğretisinde olanların yediği lokmaların değerli hale gelmesini sağlayacaklarını, zamanlarını değerli kılacaklarını öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretlerinin aşk hikayesi ile sabrın nimetlerini öğreneceğimizi, benzerlerinden ayıran özellikle algılama, görme yeteneğini kazanacağımızı öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D90

A güzel (Şems Hazretleri), senin bulunduğun yerde gönül mü (Kalpte oluşan duyguların kaynağı mı) kalır?

Yüzünün ışığından yolda bir zor mu kalır, bir müşkül mü (Engel, güçlük, zorluk mu)?

Dedin ki:

Bana akıllı (Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan) gerek.

Seni gören kişide akıl mı kalır?

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin etkisinin bulunduğu yerde güç, zor, çetin işlerin hallolacağını, onun gerçekliğinin aydınlatmasıyla yolda karanlık, görünmez, bilinmez bir alan kalmayacağını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin gerçeği iyi gören ve ona göre davranan kişi aradığını fakat onu gören kişide akıl kalmadığını öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D89

(S.266)

Dilimin (Kalbimde oluşan duygularımın) sırlarını kuşlar anlayamazlar, hatta Süleyman (Peygamber) bile bu sırları duymamıştır derdim amma korkuyorum.

Aşıkların (Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse) perdesinde bir sır (Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, gizem) bile kalmadı ki o sır, yüzlerce şiveyle (Söyleyiş özelliğiyle) bu cana ulaşsın.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen sırlara sahip olduğunu, bunları söylemekten korktuğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri aşıklara çeşitli söyleyişlerle sırları ulaştırıldığını öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D88

Hoş bir gönül ıssı (Kendisinin olan bir şeyi yasa sınırları içinde gönlünün istediği gibi kullanabilen) olan, bugün hoştur;

Ezel kadehini içip (Başlangıcı belli olmayan zamanda helal şarap, Tanrı şarabı içip sarhoş olmuş) duran bir canı vardır onun.

Gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), bengisuyunun (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak dirilten sözler) içinde dalgalanır durur;

Böylece de gönlünde ateş olan, gam yer mi (Tasa etmez, kaygılanmaz, üzülmez) hiç?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Kendisinde olan yetkiyi kalbindeki oluşan duygulara göre hareket edebilen kişinin canının hoş bir yaşayış içinde olacağını öğrendik.

2. Gönlünün sesine kulak verip iş yapan kişinin aklını diri tutacağını, uygunluktan olgunluğa, olgunluktan hayvani hayata mahkum olmuş aklını kurtararak diri yaşayan biri haline geleceğini öğrendik.

3. Kalbinde oluşan duyguları nefsinin isteklerinden ve baskısından kurtararak özgür davranan kişinin üzüntü içine düşmeyeceğini öğrendik.

                           *

RAVLİ