4 Haziran 2013 Salı

MAKAM SENİ TAŞIRSA HAMSIN

Şeyh’le kocakarı ve kocakarının öğüdü 148

Bir gün dostların piri kendini büyük sanarak, şöhretine güvenerek mihrabın (Cami, mescit vb. yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk veya girintili yer) önünde oturmaktaydı.

Mescidin kapısından bir kocakarı çıkageldi.
Kocalıktan, elif gibi boyu, dal gibi iki büklüm olmuştu.

Şeyhe dedi ki:
Tamamıyla helak olup gitmişsin.
Pissin, temizlik davasına girişmişsin.

Bu şeyhlikle dervişler içinde gururlanıp duruyorsun.
A cenabet (Pis, kötü, hoşlanılmayan ), kalk mihraptan, çık dışarı.

                                      *
Ey yüce er, aşkla varlığını yak (Kimyanı değiştir); yoksa çiğlikten bir yobaz (Dine körü körüne bağlanıp ondan başkasını düşünmeyen, davranışlarında aşılığa vardıran ve başkalarına baskı yapmaya yönelen kimse) kesilirsin.

Yobazdan olgunluk istemek yasaklanmıştır.
Çünkü yobaz, pişmemiş kerpiç gibi hamdır.

Âşık, yanıp ağlamakla muma benzer.
Bu yüzden daima ağlamaktadır, yanmaktadır.

Mum, sabahleyin eriyip gidecektir de onun için bütün gece ağlayıp yanar.
Bir adam ağlar, yanar, nihayet ölüp giderse adı, sevgilinin şehidi olur.

Perde ardında sevgiliyle hem dem (arkadaş) olur, hiç kimseyle işi-gücü kalmaz artık.

                                             ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri   

                                             ***
Yaren,

Kendi dünyanda yaptıkların, düşündüklerin, doğru ve haklıdır.
Yanlış olan kendini kendin ölçü aldığındandır.

Kendini iyi, yaptıklarını güzel ve yararlı sanırsın.
Çünkü seni doğru sözlü eleştiren yoktur.

Kendini beğenilen ve istenilen bilirsin.
Çünkü kendini öz eleştiriye sokmamışsındır.

Sana yönelik uyarılar başkalarının kıskançlığından geldi dersin de kendini düzeltmek için kımıldatmazsın.

Yaptıklarını kendin beğenirsin de Tanrı’ya sunarsın.
Tanrı beğenmediğini kulları vasıtasıyla sana söylettirir de o ne bilir ki diyerek önemsemezsin.

Yaren, sen kendini dış eleştirilere kapattıkça zanlarla kendine gerçek olmayan bir dünya oluşturur, yani kabuk bağlarsın.

Kabuğuna güçlendikçe, içindeki öz küçülür, hapsolur.
Bu durumdaysan kır kabuğunu.

Ne demek ben bilirim.
Sen bildiğin kadarını bilirsin.

Bilgi hazinesi senin bildiğin kadar küçük mü sanıyorsun?
Her defasında hiçbir şey bilmiyorum diyerek öğrenmeye çalış.

Alçak gönüllülüğün özü budur.

                                              *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar