DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7240 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7240. Dudağımı yumdum, gamlar (Üzüntüler) içinde oturakaldım;

Elimi aç (Yardım isteyecek duruma getir);

Göster yüzünü bana.

Hey, ne diye bu kadar kaçıyorsun?

Bir soluk otur şurada..

A sabırlı dost (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme) a tümden sabır kesilen (Yaşam değeri olarak kabul eden), tümden oturamaklı olan, nerde sabrın senin?

Biz iki-üç yeni olmuş kişiyiz;

O perdenin açılmasını beklemedeyiz;

Açılsın da telkıynle (Ölümden kurtulup) dirilelim, kefenimizden kurtulalım.

Hadi, kıyamet gününden önce geçmişlere bir üfür de gökkubbe bile mahşerinden (Büyük topluluktan) alkış sesini duysun.

Hey, bizim dilimizle söyle;

Gizli-kapaklı değil, apaydın söyle;

A bütün huyu kan içmek olan, ne vaktedek sitemlerle kan içeceksin sen?

Ne vaktedek ciğerini dişleyeceksin;

Ne vaktedek aşıkın başına kastedeceksin?

Ne vaktedek iş söyledir, böyle diye kötü haberler vereceksin ona?

A dudakları şeker mi, şeker, a geceleri cennet mi, cennet sevgili, ne vaktedek aşıkın ağzını acıtacaksın, gecelerini karartıp duracaksın?

A en ulu aldatıcı, hiç bal, zehir verir mi;

Hiç şekerden sirke coşar mı;

Şu aldatış ne vaktedek sürüp gidecek?

Dudağın ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, şekerden haber verir., Yaptığın her işte lütuflar (İyilikler, yardımlar) gizlidir.

Selvi, ne diye saman çöpüne benzesin, altın neden bakıra dönsün?

A kıyamet gününün padişahı, sen ne diye bir kimseye benzeyesin?

                                 ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin yüzünü görmek istediğini, yardım isteyeceğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin çok sabırlı olduğunu, aynı sabrın Mevlana Hazretlerinde olmadığını, Şems Hazretlerinin perdeleri açıp ölümden kurtulmanın, ölümsüzlüğün sırlarını göstermesini Mevlana Hazretlerinin sabırsızlıkla istediğini öğrendik.

3. Yeniden dirilişin sırlarının Şems Hazretlerinin nefesinde olduğunu, bunu açıkça söylemesini ve göstermesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin uzun süre kendisini göstermesinin ne zaman sona ereceğini, sevenlerinin sevinmesi için beklediklerini, sabırsızlandıklarını öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin aşıklarının Şems Hazretleri tarafından aldatılmak istemediklerini, sevdiğine verdiği ağız tadını çok özlediklerini öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin iyiliğinde, yardımında kendini göstermediğini, bir benzer güzelliğe sahip olanın olmadığını öğrendik, anladık.

                             *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7230 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7230. Güzel sevgilim, şarap gibi içimde, başımda otur-otur.

Hadi ey Ay (Aydınlık) yüzlü, söyle-söyle;

Ey cana can katan, otur-otur.

A yedi deniz, inci (Şekil değiştirmeyen mücevher) bağışla;

Şu bakırları kimyala (Üstün özellikler taşıyan çok değerlerle) dolu bir hale getir.

A sarhoşların mumu (Aydınlık vereni);

Abağın-bahçenin selvisi (Uzun ve düzgün vücutlusu);

Ne vakte dek (Ne zamana kadar) masaldan laf açacaksın;

Artık vefa göster (Sevgini göster, sevgi dostluk bağlılığını yaşat).

Her mermer, her granit (Sert) kaya ağladı halimize;

Ey sevgili, şu derdimize derman (İlaç, çare) ol.

A öfkelenip yüzünü gizleyen dost;

Şu olaya bir son ver, görün artık bi (Bir) soluk.

Bağışlarda bulundun, çok-çok adamlıklar ettin;

Şimdi iki kat adamlık et.

A yolu-yordamı (Uygun olan davranış biçimi) güzel, a Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan), a yıldız (Kendisine bakılarak amaçlanan yön bulunan);

Gece karanlığında Ay gibi cömertlik et.

Eski derdi gider, hastalığımızı iyileştir, eziyetimizi (Sıkıntımızı, güçlüğümüzü) al;

Yüzümüzdeki yetimlik (Sahipsizlik), tozunu sil (En ufak parçacığı bile yok et) ;

Arıt (Katışıksız duruma getir) bizi.

Cennette bile olsam, altına, gümüşe batsam değil mi ki sen yoksun, yetimim;

Sen derman (Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, başarabilme gücü) ver bize.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                             ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin cana can katan aydınlık yüzlü güzel olduğunu, Mevlana Hazretlerine çok mutluluk verdiğini, yanına gelip oturmasını, güzel sözler söylemesini arzuladığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin zamanla şekil değiştirmeyen, önemini ve hakikati değişmeyen sır dolu sözler söylediğini, az değerindeki kişileri daha değerli hale getirdiğini öğrendik.

3. Aşk sarhoşları aydınlatan, görüş sağlayan Şems Hazretlerinin uzun boylu, düzgün vücutlu olduğunu, sevgi ve bağlılığını göstermesi, yardım etmesi için Mevlana Hazretleri davet ettiğini öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin çok iyilikler ettiğini, yüzünü gizlemekten vazgeçmesini, görünmesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin uygun davranış biçimli olduğunu, karanlıkta kalmış, neyapacağını bilemeyen, problerin karışıklığından ne yapacağını şaşırmışları aydınlatan, yolları aydınlatan biri olduğunu, Mevlana Hazretleri yine bunları yapması için davet ettiğini öğrendik.

6. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini sevip bağlandığından onun yokluğunda kendini garip kimsesiz gibi hissettiğini, iyilik edip davetine gelmesini istediğini öğrendik.

                  *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri ne kazanımlarda bulunursa bulunsun yine de Şems Hazretlerine ihtiyaç duyduğunu öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ

 

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7220 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7220. Sevgili, gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) gibi otur-otur...

Can (Yaşam, hayat) gibi yersiz-yurtsuz otur-otur.

Beline (Cinselliğine), diline (Sözlerine) az yağma (Kurnazlıkla çarpmaya, vurgunculuk etmeye ara) ver.,

A güzel (Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran) yüzlü, otur-otur.

Bir ömürdür (Yaşam boyunca), gemi gibi gezdin denizde;

Otur-otur.

Eflatun'sun (Asıl adı Ariktosles, platon lakabıyla anılan filozof), Calinos’sun (Tıp doktoru, bilim insanı ve filozof);

Kır safrayı (Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimseyi içinden, düşüncenden at) ;

Otur-otur.

Şarap gibi acılık (Ağızda oluşan buruklukla yüzünü buruşturmak) ne vaktedek, ne vaktedek (Ne zamana kadar)?

Helva (Şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı) gibi otur-otur.

Kanımı içtin (Ayrılıkla içimde kanayan yara oluşturdun);

Ne vaktedek dönüp duracaksın?

Bi (Bir) soluk gene gel;

Otur-otur.

Ne vaktedek lala (Eğitim ve öğretimle görevli kişi) yakıp yandıracak (Yanmamıza sebep olacak) bizi?

Onsuz (O olmaksızın) yalnız otur-otur.

Mizan (Terazi) gibi titredin;

İkizler Burcu gibi (İkizler burcuna mensup olanlar hiçbir zaman karşılarındaki insanlardan fazla zahmet gerektiren ağır isteklerde bulunmazlar.

Birlikteliğe önem verir, huzurlu bir hayat isterler.

En önemli meziyetleri çalışmayı bir zevke dönüştürebilmeleridir) otur-otur.

Beni savmaya (İstemiyorsun, yanından uzaklaştırmaya) çalışıyorsun;

Yarın (İleri zamanda) diyorsun...

Yarından (Bu gün bitmeden) önce otur-otur.

Kevser (Cennet suyu) gibi arı-durusun (Saf, tertemiz);

Hoşlardan (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk verenden) da hoşsun.,

Hiç bulanma (Duruluğunu yitirme);

Otur-otur.

                                ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                ***

Neler öğrendik;

1. Kalpte oluşan duygularımızın kaynağının bu biçimde yerleştiği yerde kalması gerektiğini öğrendik.

2. Cinsel arzularımıza, sözlerimize, kurnazlığa baş vurmamak, ölçülere tam olarak dikkat etmek gerektiğini öğrendik.

3. Devamlı gezmekten vazgeçip bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek gerektiğini öğrendik.

4. Aklımızı, düşüncemizin sıkıntı vermeyecek, tedirginlik yaratmayacak rahatsızlık vermeyecek bilim adamlarının ışığında yaşamak gerektiğini öğrendik.

5. Sevenlerin, birlikte yaşayanların alışık olduklarını, ayrılıkta acılık oluşturacağından birlikte oturmak gerektiğini öğrendik.

6. Aşık olanın sevdiğinin ayrılığından çok üzüleceğini, ayrılık tavrıyla verilen derslerin sevenlerin yanmasına sebep olacağını öğrendik.

7. Birliğe önem verenlerin zahmet verecek isteklerde bulunmayacaklarını, birlikte olmanın huzurlu yaşamını istediklerini, birlikte çalışmayı zevke dönüştüreceklerini öğrendik.

8. Yapılması gerekeni ileriye ötelememek gerektiğini, hemen orada yapılması gerektiğini öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

Allah'ın verdiği yapının saf temiz bir yapı olduğunu, beğenilen ve hoşluk oluşturan durum oluşturduğunu, hiç kendimizi bulandırmadan, kendimizi alt-üst etmeden, kuşkudan uzak durumumuzu muhafaza etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                                        *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7210 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7210. Öldürün beni ey güvendiğim kişiler;

Gerçekten de yaşayış, ölümdedir, yaşayış, sevgilerin güzellikleriyle ölümde.

Rabbimiz bize doğru yolu gösterdi;

Hastalıklarımızı iyileştirdi;

Elimizden çıkanı ödedi;

Ne de güzel yardımı istenendir o.

Okçulardur gözleri, hoş nişandır kaşları...

Öldürür yüz süvari, kimdir ol Alparslan (Yiğit, kahraman, gürbüz, cesur ol) ?

Işığınız gözümde, güzelliğiniz gönlümde.,

Gerçekten de yardımcım Rabbimdir;

Rabbim bu güzel kırânı arttırdıkça arttır.

Gönülde bir hayaldir, salına-salına yürümeye koyuldu;

Ne de güzel yürüyüşü var;

Küpler gibi sağraklarla (Tanrı şarabıyla dolu kadehle) dilediği kadar suvardı (Suladı) bizi.

Bırakın şu ayrılığı;

Koçuşarak (Kucaklayarak) ululayın (Saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlayın, ikram edin, ağırlayın) birbirinizi;

Birleşmeye (Aynı amaç çevresinde toplanmaya) gayret edin (Emekle çalışarak, çabalayarak, uğraşarak)de açın cennetlerin kapılarını.

İşret (Sarhoş olmak istediği) vakti herkes, bir yalnızlık bucağına gider;

Fakat benim işretimin gizli olmaması gerek.

Bu güzel bahtlı (Şanslı) sakıynin (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan, kişi) elinden ağaç gibi içer-dururum..

Yoksa yeşermiş, sarhoş, genç bir halde nasıl gidebilirim?

Bu gazel (Divan edebiyatında 5-10 beyit arasında olan şiir), düzenbazın (Hile yoluyla aldatan, hile yapan) gönlüne, canına çekilmiş bir kılıca benzer;

Uzadıysa zararı yok;

Kılıcın uzun oluşu bir kusur sayılmaz.

Fâilatün fâAilat-fâilatun fâilât..

A Tebriz'li Şems, sen hem padişahsın, hem terceman (Göze görünen bir olayın, durumun veya biçiminin anlamına dile getiren).

                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                               ***

Neler öğrendik;

1. Sevgilerin güzellikleriyle ölümüm gerçek yaşayışın başlangıcı olduğunu, Peygamber efendimizin “Ölmeden önce ölünün” hadisinin hakikati olduğunu öğrendik.

2. Allah'ın doğru yolu gösteren, hastalıklarımızı iyileştiren, kaybettiklerimizi tekrar kazandıran, yardımı istenen bir güzel olduğunu öğrendik.

3. Yiğit, kahraman, gürbüz, cesur kişinin gözünün hedefte, nişan almış gibi hazır olanı yüz süvariyi öldüreceğini öğrendik.

4. Allah'ın ışığı gözümüzde, güzelliği kalbimizde oluşan duyguların kaynağında, felaketler olsa bile yardımcımızın Rabbimiz olduğunu öğrendik.

5. Rabbimizin gönlümüzde bir hayal gibi yürüyeceğini, takip edilmesini isteyeceğini, helal şarapla susuzlığumuzu gidereceğini öğrendik.

6. Allah dostlarına saygı ve sevgi göstererek büyüklüğüne uygun hitap ederek her türlü rahatını, ihtiyacını,sağlamamız hediyeler vermemiz gerektiğini, böyle davranışlarla birlik oluşturmamız gerektiğini öğrendik.

7. Mevlana Hazretlerinin içtiğinin de sarhoşluğunun da açık olduğunu, genç kişi ile de arkadaşlık yapacağını öğrendik.

8. Mevlana Hazretleri İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin elinden helal şarap içtiğini öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin göze görünen bir olayın, durumunu veya biçiminin anlamını dile getirdiğini, gizli sırları uygun olana açıkladığını, hakikatini açıkça anlattığını, büyüklüğünün, ululuğunun, asilliğinin gereği yardımı gösterdiğini öğrendik, anladık.

                                  *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7200 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7200. Kimi dördün-beşin (Sayıların) tutsağıydım;

Kimi defineyle (Kolay kazanç) zahmet (Güçlük) arasında bunalıyordum (Çok sıkılıyor, çok tedirgin oluyordum)..

Hasılı (Sözün kısası) yüzünü görmedikçe karım (Kazancım), ziyanın (Zararım) ta kendisiydi, ta kendisi.

A sarayın ustası, beni töhmetti tutarsan (Birine yüklenen, işlendiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlamada bulunursan) yüzüme -gözüme bak;

Sararmış yüzümle yaşarmış gözlerim, gönlümde (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağının) ne olduğunu bildirir sana.

A cefa (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, eziyet) okunu saplayan, fakat yayı gizleyen, ya acımayı sel götürmüş;

Yahut da iyilik olmuş.

A cevri (Üzgüsü), cefası (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durumdan), başkalarının lütfundan (İyiliğinden, yardımından) iyi olan;

Bütün bunları yaptın-ettin ama bir gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) bile senden soğumadı, senden vazgeçmedi.

Şu solukta herşeyden vaz geçtim de sana ulaştım, sana yapıştım.,

O dünyanın hafif ruhlu güzeli (Toplumun kurallarına, anlayışına bağlanmamış), sun o ağır sağrağı (İçi Tanrı şarabı ile dolu kadehi).

Sun da bir uğurdan (Hedeften, amaçtan, erekten, gayeden, yoldan) gamdan da kurtulayım, çaresizlikten de.,

Doydum gam yemeden (Üzülmekten), gam yiyenlerin minnetini çekmeden (Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu saymanın sıkıntısını duymakdan).

Sun da Tanrı (İçi Helal şarapla dolu) kadehiyle sarhoş olayım, kayıtsız yok olup gideyim;

Yoklukta (Yücelere) kanat açayım, mekansızlık (İhtiyaçsızlık) ilinde uçayım.

Can, sevgiliye ulaşsın da her kurumsağın (Büyüklenin) burun büküşünü, her kaltabanın (Namussuz, şarlatan, yalancı, hileci) böbürlenişini (Övünerek kabarmasına, üstünlük taslamasına, kurulmasına) ne kulağım duysun, ne aklım anlasın.

Zerre (Çok küçük parça) gibi oyuna düşürdün (Aldattın) beni;

Ayağımı vura-vura can vereyim a canımın canı.

Bu haberin geri kalanını söyliyeyim mi acaba;

Hayır, sustum ben;

Sen söylersin a tatlı dilli çalgıcı.

                           ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                          ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri hayatın normal akışı içinde yaşamaktan sıkıldığını, tedirgin olduğunu öğrendik.

2. Aşktan kazancının yüzünün sararmış renginden belli olacağını öğrendik.

3. Aşkın bazen iyilik bazen de acımadığını öğrendik.

4. Aşkın üzüntü vermesinin başkalarının iyiliğinden, yardımından daha faydalı olduğunu aşktan vazgeçmediğini öğrendik.

5. Aşkın insanı her şeyden vazgeçirmeye yönelttiğini, aşkın vücut bulmuş güzelini aramaya başlandığını öğrendik.

6. Mevlana Hazretleri üzüntüden, çaresizlikten kurtulmak, yapılan iyiliğe kendini borçlu hissetmekten kurtulmak için helal şaraptan içip sarhoş olmak istediğini öğrendik.

7. Tanrı şarabını içenin 9 kat göğün üstüne yokluk âlemine çıkacağını, mekansızlık âlemine çıkıp ihtiyaçsız bir hale geleceğini öğrendik.

8. Mevlana Hazretleri canı bedeninde oldukça büyüklenenlerin, namussuzların, şarlatanların, yalancıların, hilecilerin oyunlarını duymak ve görmek istemediğini öğrendik.

                            *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin habersiz ayrılışından sonra kendini aldatılmış olarak tanımlayıp canından bile vazgeçtiğini, hissiyatını kelimelerin anlatamayacağını, nağmelerden anlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                                   *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7190 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7190. Dünyanın güneşinde, benim dün geceki debdebemin (Görkemimin) bir izi var ancak, bir eseri var.

O Uhuddağı (Civarında Uhud savaşının olduğu dağ, Mekke dağlarından olan uhud hakkında” O bir dağdır ki bizi sever, biz de onu severiz”, “O cennet rükünlarından (En güçlü ve sağlam yönü olan) biridir”, Uhud cennet kapılarından birinin yanındadır” gibi hadisler var), beni, benim yün hırkamı kıskandı da yüne, yapağıya döndü.

Benim badem helvamı yersen bayat ceviz gibi kırılır-gidersin.

Şu sırça gönüllülerin (Hassas, çabuk kırılan kalpte oluşan duygular) gönülleri olsun (Sevip istesin) diye bütün yükleri (Ağır görevleri) çeğnime (Omzuma) almışım (Bulunduğu yerden ayırmayı, birlikte götürmeyi, kabul etmişim).

Böylesine bir can topluluğu için her günüm cuma (Allah'ın Müslümanlara mahsus kıldığı ve Müslümanların bayramı olan kıymetli) olmuştur.

Böylece de solup gidenim tazeleşsin, erliği kalmayanım erkek olsun derim.

Sensiz, bunca zamandır nerdeydim acaba?

Senin ardından ok gibi uçmadaydım, senin elinde yaya benziyordum.

Bana izin ver de köyün halini söyleyeyim, şeyhimiz, gökyüzü gibi neden gök renkli elbiseler giyindi;

Anlatayım.

Şu perdeyi kaldır da solup dağılanı tazeleştir;

Topraktan olan toprağa girsin, can da uçsun-gitsin.

Padişahım yokken nerdeydim acaba?

Bir an hırsız gibi korkuyordum;

Bir an bekçiye dönüyordum.

                        ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerini kutsal dağın bile kıskandığını, dünya güneşinin bile etkilendiğini, Hazretten beslenenin zahmetsiz olarak zorlu işleri başaracağını, öğrendik.

2. Kalbinde oluşan duygularının kaynağı hassaslaşmış kişilerin kendisini sevip istesinler diye üzerlerindeki ağır yükleri aldığını, bulundukları yerden alıp birlikte götürmeyi kabul ettiğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerinin öğretisine, topluluğuna katılan kişinin her gününün cuma günü gibi olacağını, Müslümanların bayram gününden daha kıymetli olduğunu öğrendik.

4. Mevlana Hazretlerinin öğretisine, topluluğuna katılan kişinin gençleşeceğini, dinçleşeceğini, cinsel gücünün kalmayanın erkek olacağını öğrendik.

5. Mevlana Hazretleri kendisini seven ve bağlananları yalnız bırakmadığını, başaramayacağım işlerde yardım ettiğini öğrendik.

                                 *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretleri ile tanışmadan önce Mevlana Hazretlerinin korku ile birlikte hareket ettiğini, malını mülkünü korumaya uğraştığını, Şems Hazretleri perdeyi kaldırınca solmuşları, dağılanları tazeleştirdiğini, topraktan olanı toprağa soktuğunu, canının da geldiği yere gittiğini öğrendik, anladık.

                                            *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7180 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7180. (Aşk) Sus dedi, şu felek (Dünya yaşam döngüsünün) kır atı bile benim karşımda topallaya-topallaya yürüyebilir.

Sus;

Susmazsan ateşim ormanı sarar.

Geri kalanını yarına dek söyleme de gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), ağzımdan uçup gitmesin.

Sizlerle dopdolu (Söylenmesi gereken sözlerle dolu) bir ağzım var;

Sen kulak asma (Önem verme, dinleme);

Can, duyar sözlerimi.

A başsız (Yöneticisiz)-ayaksız (İlk durumda kalmış olan) adam;

Kendine bağlısın da onun için doymuşsun, başını alıp gidiyorsun.

Bütün dinleyenler geçip gitse bile ben, yeni gamı (Üzüntümü) eski dosta söylerim.

Balık, ne vakit suya kanar (Yaşam gereksini olan suya yeter demez)?

Yahut da-Tanrı susuzu, Ledün bilgisine (Allah'ın sırlarına ait manevi bilgiye, gayb bilgisine) nasıl olur da duyar?

Şu söyleyenlerin hepsi de gitse can, kulağını açar, dinler de dinler.

Şu gönlüm daralmasaydı (İç sıkıntısı), aynam da aydınlanmaz, parlamazdı.

A diken, benim bahçemden bir gülsün sen. .

Cehennem de benim kinimden (Birine karşı duyulan öç alma isteği) bir ıssılıktır (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanma yetkisidir) ancak.

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                      ***

Neler öğrendik;

1. Aşkın çok hızlı hareket ettiğini, dünya yaşam hızından çok fazla olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin bizlere söyleyecek çok sözleri olduğunu, önem vermeyen, dinlemeyenin bile canının duyacağını öğrendik.

3. Kendini geliştirmemiş, yöneticisiz kalmış kişinin benliğine bağlı olarak, gideceği yeri bildirmeden gittiğini, Mevlana Hazretlerinin sözlerini dinlemeyeceğini öğrendik.

4. Mevlana Hazretlerinin sözünü yeniler dinlemese de eski dostlarına söyleyeceğini öğrendik.

5. Allah'ın sırlarına ait manevi bilgiye, gayb bilgisine doyulmadığını, Allah'tan uzak olanın duyamayacağını öğrendik.

6. Mevlana Hazretlerinin sözlerini can , kulağını açıp iyice dinlediğini öğrendik.

7. İç sıkıntı Mevlana Hazretlerine gelince aynasının aydınlandığını, parlaklığının geldiğini öğrendik.

                       *

İşte böyle yaren;

Gülle beraber olan diken bile olsa gül hükmünde olacağını, cehennemin de Mevlana Hazretlerinin öç alma isteğinden sıcaklaştığını öğrendik, anladık.

                                 *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7170 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7170. Aklını başına al da pençemde (Aşkın pençesinde) çırpınma.,

Kendine gel de hançerimden kaçma.

Ölümden yüzünü ekşitme de kucağım, şükürler etsin sana.

Seni kökünden sokup çıkarınca gül gibi gül de seni, benim şekerimle yoğursun ölüm.

Sen İshak'sın (Ölünce dirilensin), ben babanım senin, a benim incim, nasıl olur da kırarım seni?

Aşıklar sürüsünün babası aşktır;

Benim şatafatım (Görkemim) da ondan doğmuş.

Bu sözleri söyledi de seher yeli gibi gidiverdi;

Benim de gözlerimden yaşlar boşandı, aktı.

A benim başbuğum dedim, lütfetsen (İyilik, yardım etsen) de yavaş gitsek ne olur?

Tez gitme a benim canım, cihanım, a benim yüzlerce kanadım;

Biraz daha yavaş ol.

Hiç kimsecik, benim tez gidişimi görmemiştir dedi;

Benim en yavaş gidişim budur.

Şu gökyüzü bile çalışsa, çabalasa peşimden koşsa yetişemez bana.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                           ***

Neler öğrendik;

1. Aşkın yakalayışından kolayca kaçılayamayacağını, öğrendik.

2. Ölüm karşısında yüzümüzde öfke ve hoşnutsuzluk gösteren ifade oluşmaması gerektiğini öğrendik.

3. Ölümün kişiyi işlemesi ile kişinin tatlılaşacağını öğrendik.

4. Aşık kişinin defalarca ölüp dirileceğini, aşık kişinin bir inci olduğunu, kırılıp atılmayacağını bilmemiz gerektiğini öğrendik.

5. Aşıkların babasının aşk olduğunu, Mevlana Hazretlerinin göz alıcı ve gösterişli olma durumunun da aşktan oluştuğunu öğrendik.

6. Aşkın çok süratli olduğunu, aşkın hızlı gidişini hiç kimsenin görmediğini öğrendik.

                 *

İşte böyle yaren;

Aşkın hızına hiç kimsenin yetişemeyeceğini, gidişini gökyüzünün bile göremeyeceğini öğrendik, anladık.

                        *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7160 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7160. Kevser (Cennet suyu) gibi güzel-güzel akıp duran gözyaşlarıma, yüzünün gül bahçesi, bir gül olsun saçmayacak mı?

Ne yapayım ben dedi;

Kaza (Olacağı ezelden Cenab-ı Hak tarafından takdir olunan şeylerin vukua gelmesi) ve kader (İnsanların başına gelecek her türlü işlere dair Allah'ın ezeli hüküm ve takdiri), herkesin kanını benim sağragıma (Kadehime) dökmüş.

Yıldızım Mirrih (Merih)-(Neşeli, atılgan, birlik ve zevk ve eğlenceye düşkünlük, kuvvet ve hainlik, öfkelenme ve utanmazlık, inat ve baş olmak);

Talihimde, yıldızımda kandan başka birşey yok.

Benim buhurdanımdan (İçinde tütsü için kullanılan maddeler yakılan kap) yanmadıkça hiçbir öd ağacı (Yakılırken güzel koku veren, odunu ve kabuğu hoş kokulu ağaç), Tanrı katında makbul (Kabul edilen, beğenilen, hoş karşılanan, geçerli) olmaz.

Dedim ki:

Mademki kastın canadır (Öldürmeye hazırlamak);

Benim de kandan başka şarabım, mezem olamaz.

Sen selvisin (Uzun boylu, düzgün vücutlu), gülsün, ben gölgenim senin.,

Sen Haydar'ımsın (Hazreti Ali'nin kılıcısın) benim, ben şehidinim (Uğrunda, ülkünde can verenim) senin.

A benim kulum-kölem (Sevgiyle bağlanmış, karşılıklı beklemeden hizmet eden) dedi, eşi bulunmaz koçtan (Sağlıklı, gürbüz genç erkekten) başkası kurban olamaz (Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimseden başkası yakınlaşamayacak) bana.

Circis (Kavmi tarafından öldürülen, tekrar dirilen peygamber) gibi nefesi kutlu bir er gerek ki ülkemde yeniden-yeniye şehid olsun.

İshak peygamber (Hazreti İbrahim'in yaşlılık zamanında olan oğlu) gerek ki kapımın toprağında (Allah'a) kurban edilsin.

Ben aşkım**********:

Senin kanını dökersem mahşerimde (Ölülerin dirildiği gün, kalabalık içinde) gene diriltirim seni.

                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                               ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin ayrılığından dolayı gözyaşları döktüğünü, Allah'tan gelen kaza-kader inancıyla bir şey yapamaz hale geldiğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin şansına kandan başka bir şey olmadığını kabul etse de üzüldüğünü öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerinin öğretisinde yetişenin, bu öğretide yanıp kül olarak sadece koku haline gelenin Tanrı katında makbul olacağını öğrendik.

4. Mevlana Hazretlerinin öğretisinde peygamber efendimizin “Ölmeden önce ölünüz” hadisinin hakikatinin yaşanması, abı hayata kavuşulmasının sağlanmasının gerektiğini öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin uzun boylu düzgün vücutlu olduğunu, Mevlana Hazretleri kendisinin gölgesi olduğunu, kendisini bu uğurda feda ettiğini öğrendik.

6. Şems Hazretleri kendisine her yakınlaşmak isteyeni kabul etmediğini, kendisinin seçtiğini öğrendik.

7. Ölünce bile yeniden dirilme olduğunu Circis peygamberin hayat öyküsünden öğrendik.

               *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretleri uğrunda ölenin, Şems Hazretleri tarafından yeniden diriltileceğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7150 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7150. O (Şems Hazretleri) benim canıma dadılık edenimin, o benim anamın hiç sütü mü kesilir?

Meme vermez olur mu bana?

O benim kucağıma geldi mi, iki dünya da yüzlerce meyveler yer benden.

Orduma o kumandan oldu mu feleğin kale dizdarı (Bekçisi, muhafızı) bile kalesini teslim eder bana.

Ağzını yum (Kapat, konuşma), gammaz (Şems Hazretlerinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözetleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlayan) olma;

O benim incim (Şems Hazretleri şekil değiştirmeyen mücevherim) gammaz olarak

(Bana bildirdikleri) yeter zati.

O benim dilberim (Alımlı, güzel), kucağıma geldi benim;

Onun yüzünden damım (Çatı) da dirildi, kapım da.

Bu gece dedim, konuğumsun benim a benim fitnem (Karışıklık, kargaşa çıkaranım), a başıma belalar (Sıkıntılar) getirenim.

Şehirde önemli bir işim var, gideceğim dedi o benim canım, o benim başım.

Allah'a and olsun ki dedim, bu gece gidersen yaşamaz şu bedenim benim.

Son-sonu bir gececik olsun, şu altın gibi sararmış yüzüme acımayacak

mısın?

O güzelim gözlerin, ağlayışıma, yaşlı gözlerime bir kez olsun, acımayacak mı?

                                    ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                    ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerine canının bakımını üstlendiğini, beslenmesine yardımcı olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin yanına gelmesi ile ikramlarda, saygılar da bulunduğunu, çok değer verdiğini öğrendik.

3. Şems Hazretlerinin komutan olduğu ordunun savaşmadan zaferler kazandığını öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin sırlarını açığa çıkarmamak, konuşmamak gerektiğini öğrendik.

                              *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerine sevgiyle öyle bir bağlanmış ki ayrılığında ağladığını öğrendik, anladık.

                                     *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7140 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7140. Senin dayancın (Sağlam güveneceğimiz) Tanrı'dır, sopa (Kalın değnek) değil;

At sopayı, vazgeç ondan.

İstek (Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk), dilek (Yapılmasını istenen) Firavun'u (Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olarak) madem ki hayvan oldu;

Yürü, tak çanı boynuna.

Bağım, bahçem de, meyvem de, gül dalım da, nilüferim de onun yüzünden tazeleşti.

Kevserimden (Cennetteki kutsal çeşmemden) coşan Ab-ı hayat (Ölümsüzlük suyu), vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) ırmağında akmaya başladı.

A güzel yüzü dinim (Allah'a inanılıp çok bağlanılan, düşünceye, inança) , gönlüm (Kalbimde oluşan duyguların kaynağına);

A güzel kokusu haber getirenim kesilen.

Demircim, her solukta, yüzünün karşısında bir ayna (Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren biri) haline sokuyor beni.

Dudaklarım kupkuru benim;

Gözlerim yapyaş (Çok yaş, sırılsıklam) benim.,

İşte benim kurum, yaşım bu a Ay yüzlüm benim.

Kapısına toprak kesildiğim (Kendimi ayağının altına attığım, üstüme basıp geçmesini istediğim), kapımı, damımı vurup duruyor.

Ayağı bağlı kulu olduğum güzel, başımın çevresinde dönüp duruyor.

Şarap içmem ya, içersem bile sağrağımı (Kadehimi) o öper benim de öyle içerim.

                                   ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                   ***

Neler öğrendik;

1. İsteğimizin, arzumuzun, güvencimizin Allah'a olması gerektiğini, hayvansı isteklerin boynuna çan takarak belli etmemiz ve nereye gittiğini sesinden bilmemiz gerektiğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Allah'a güvenci ve dayanması ile etrafının tazeleştiğini öğrendik.

3. Allah'a olan sevgiyi sürdürmesi ile sevgi dostluk bağlılığını devam ettirmesi ile cennet ırmağından ölümsüzlük suyu geldiğini, çeşmesinden akmaya başladığını öğrendik.

4. Dinimizin güzel yüzünün kalbimizde oluşan duyguların kaynağı olunca ilahi âlemden güzel kokular, haberler almaya başlanacağını öğrendik.

5. Mevlana Hazretlerine şekil verenin yüzünü aynaya çevirdiğini, ışığı yansıtan, kişiyi kendisine gösteren duruma soktuğunu öğrendik.

6. Olan gelişmelerden Mevlana Hazretlerinin gözlerinin yaşlı, dudaklarının kuruduğunu öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine aşkından dolayı ayaklarını bağlı olduğunu, hiçbir yere gidemediğini, sevdiğinin de başından ayrılmadığını, onun dudağının değdiği kadehte haram şarap bile olsa öpüp içeceğini öğrendik, anladık.

                                *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7130 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7130. O (Mezarımda) bağda, o bahçede meyve, yemiş şekli yoktur;

O haznede (Hazinede-mezarda) altının şekli görünmez.

Geceleri, mezesiz, masalsız (Hayale dayanmayan, olağanüstü olayları gör, yaşa) bir işret (İçki âlemi) olur ki bana sorma o bambaşka şeyi.

A güzel (Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran), benimle gönlünü (Kalbinde oluşan duyguların kaynağını) birleştir, ver gönlünü (Kalpte oluşan duyguların tamamını ver) bana.,

Buyruğuna baş koymazsam o vakit şikayet et benden.

Deli-divane (Çılgın) oldum;

Allah için olsun, o güzelin (Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıranın) saçlarından bir zincir (Birbirine geçmiş halkalar) ör bana.

Otuz cüzü (Kur'an'ı) eline aldın, çileye (Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zorlu ve perhizli döneme) girdin;

Otuz cüz (Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri) benim, vazgeç çileden (Zahmetten, sıkıntıdan).

Bilmeden (Anlamadan veya öğrenmeden) yola düşme;

Gulyabaniyle (Karanlık ve ıssız yerlerde, insanın gördüğünü sandığı korkunç hayalete) yoldaş olup gitme;

Sakın;

Kervanla (Bir toplulukla) yola düş.

A gönül çalgıcısı, o güzelim nağmeyle kafamın içini doldur-gitsin.

Heva, heves (Gelip geçici olan, nefsin hoşuna giden, zararlı ve günah olan arzulardır, akıl ile olmayıp nefis ile olan düşkünlük oluşturan istekleri) ayakkablarını çıkar da yürü;

Tuvâ çölünde ( Şam çölünde Tur'ı Sina dağının eteğinde kutsal bir yerde) ayaklarının altı kabarsın (Aldatıcı, kandırıcı dalavereden kurtularak yol zahmetine gir).

A Zühre, (Venüs)(Güzel yüzüyle, yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle, incelik ve zerafetiyle, neşeli ve istekli, güzel huylu kendini gösterip), A Ay (Karanlıkta kalmışları aydınlatan)

Yüzünüzdeki parıltıyla iki gözümü, iki meş'ale haline getirin.

A can Musa'sı, çoban olmuşsun;

Turdağı'na (Allah ile konuşmaya) git, bırak sürüyü (Herkesin tuttuğu yolu bırakıp önerilen bu yoldan buluşma yerine git).

                                     ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                    ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin ve aşıklarının yattıkları mezarlarında bağın, bahçenin, meyvalerin, yemişlerin olmadığını, altın şeklinin görülmeyeceğini, duyularla sezilebilen, ruhani kişileri ve onların etkin canlı hareketlerini izin verirlerse görebileceğimizi öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin mezarının bulunduğu yerde geceleri Allah dostları aşıkların gece saat sıfırdan sonra sabah ezanı okunmadan 10-15 dakika öncesine kadar toplandıklarını öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri gönlümüzü onun gönlüyle birleştirmemizi, gönlümüzü tamamını vermemizi, buyruğa uymak, ölümü göze alarak sözünü dinlemek gerektiğini istediğini öğrendik.

4. Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretlerine olan yoğun sevgisiyle çılgına döndüğünü, ondan bir belirti istediğini öğrendik.

5. Kur'anı kerimin cüzlerini öğrenmek için zorlu zahmete girmeye gerek duymadan önce Mevlana Hazretlerinin davetini ve öğretisini öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.

6. Bilmeden anlamadan, Allah dostlarının topluluğunun kervanına katılmadan Allah yoluna çıkanın korkunç hayaletlerle yol arkadaşlığı yapacağını, bu hataya düşmemek gerektiğini öğrendik.

7. Gelip geçici, hoşa giden, zararlı ve günah arzulardan kendimizi kurtararak kutsal yolu izleyerek, yol zahmeti çekerek Allah'a doğru, Allah dostlarıyla birlikte gitmek gerektiğini öğrendik.

                     *

İşte böyle yaren;

Allah dostlarının aydınlattığı, arkadaşlık ettiği, yol gösterdiği, tehlikelerden koruduğu, yolumuzu aydınlattığı gökyüzünün güzel ve ışık saçanlarıyla Allah'ın davetine, konuşmaya gitmemiz, toplumdan ayrılmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                            *

RAVLİ

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 7120 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

7120. Gel gülüm (Güzel gördüğüm, güzel kokulum);

Gel padişahım (Başkanım) benim, bir neşe vermiyorsan bari bir soluk (Tarz) ver, bir koku (Belirti, işaret) ver bize.

Kim susarsa içer;

Kim ağrı duyarsa inler;

Aman azizim (Sevgide üstün tuttum), sakın-sakın, kadehi (Gönlünü) kırmayasın.

Leyla'mın (Sevilenin) yüzünden Mecnun (Seven) oldum;

Yüzlerce Mecnun'dan da daha deli-divane (Çılgın) bir hale geldim.

Ciğer kanıyle (Dertlerle) dopdolu bir hale geldim;

Ne hale gelmişim;

Bir kerecik bak da gör.

Ey beni güzellikle (Güzel bir biçimde), hoşlukla (Rahat ve huzurla) yetiştirip geliştiren;

Ey beni kutlarken (Mutlu bir olayı sevindirdiğini söz, yazı veya armağanla anlatan, kutlayan) bana müjdeler (Sevindirici haber) veren.

Beni öldürürsen a bizim kanlı-kaatilimiz;

Kan-paham (Değer, fiyat, eder) sensin.

Kendini sarhoşluğa vurursan varlığına varlıklar katarsın.

Hatırımız için halkaya gir;

Bir başka şekilde oyunlar oynar, el çırparsın.

Güzellikten de öte yüz çeşit daha hoşsun, daha güzelsin sen;

Gördüm de dudakların dedim;

Tadamazsın dedi.

Mezarıma gelirsen bir bak da gör;

Gözüm güzellikler yüzünden aşklarla dopdoludur.

                        ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                       ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini kendine lider olarak şeçtiğini, hazretten özel oluş veya davranış biçimi, üslup, biçim, yol vermesini, bunun da kendisinden geldiğine dair işaretler, belirtiler vermesini istediğini öğrendik.

2. Susup dinleyen kişinin içtiğini, kim ağrısı varsa inlediğini, sevgide üstün tutulana nazik davranılması gerektiğini öğrendik.

3. Sevilenin yüzünden sevenin çılgın bir hale geleceğini öğrendik.

4. Şems Hazretlerinin güzel biçimde, rahatlık içinde, huzur ortamında geliştirip yetiştirdiğini, armağanlarla kutladığını, sevindirici haberler verdiğini öğrendik.

5. Şems Hazretlerinin öldürse bile karşılığı veren olduğunu, sarhoşun varlığına varlık kattığını öğrendik.

6. Şems Hazretleri Mevlevilerin halkasına Mevlana Hazretlerine karşı duyduğu saygı, sevgi ile katıldığını öğrendik.

7. Şems Hazretlerinin dudaklarının çok güzel olduğunu, hiç kimsenin o dudakları tadamayacağını öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin gözlerinin güzele baktığını, güzellikler yüzünden aşklarla dolduğunu öğrendik, anladık.

                                *

RAVLİ