27 Haziran 2013 Perşembe

KENDİSİNİ VEYA İMKÂNINI SEVMEK

Zübeyde’ye âşık olan sufi 221

Zübeyde hödüşte (devenin üstündeki taht) oturmuş, kutlu bir halde hacca gidiyordu.

Yel, hödücün örtüsünü açtı; sufinin biride yolda, onu görüverdi.
Öylesine bir coştu, feryada başladı ki kimse ağzını kapatamadı onun.

Zübeyde, sufinin halini anladı; gizlice bir hizmetçisine dedi ki:
Koş git; ne kadar altına satarsa satsın; bana onun feryadından birazını satın al.

Hizmetçi, altın kesesini alıp koştu; gidip ona sundu.
Sufi, keseyi alınca sustu.

Zübeyde, durmayın dedi; onu sille tokat, bir iyice dövün.

Sufi dayağı yerken, ben ne yaptım da bu kadar dövüyorsunuz beni diye bağırmaya başladı.

Zübeyde dedi ki:
A kendisine âşık olan, bundan daha fazla ne yapabilirdin ki a yalancı?

Benim gibi birine âşık olmak davasına düştün; derken altını görünce benden vazgeçiverdin.

Seni, baştan ayağa dek davadan ibaret görüyorum; davanın da manasız olduğunu anlıyorum.

Beni istemek gerekti, neden istedin?
İyice anladım ki bu işte gevşeksin sen.

Beni arasaydın, beni isteseydin malım da bir uğurdan senin olurdu, altınım, gümüşüm de.

Ama sen beni sattın; ben de sana, layığını vermeye başladım.
A hiçbir şeyden haberi olmayan dost, beni aramak, beni istemek gerekti ki tümden, hepsi de senin olsun.

                                        ***
Sen de Hakk’a gönül ver de kurtul, muradına er, halka gönül verdin mi zahmete girersin, yorulursun.

Bütün kapıları sıva, kapat yüzüne; onun kapısını tut, gönlünü ona bağla.
Böyle davran da ayrılık bulutu dağılsın; aşinalık (Bildiklik) sabahının nuru ışısın.

O aydınlığı bulursan, aşinalık yolunu da bulursun; o yol da açılır sana.
Başları aya yükselmiş ulular, aşinalık nuruyla bu yolu aştılar.

                                    *** 
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
             ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                 

                                      *
Allah, Allah dersinde Allah seni imtihan eder.
Bu benim imkânlarımı mı istiyor?

Yoksa beni mi istiyor diye.
Biraz, arzuladığın imkânları sunar seni gözetler.

İmkânlardan sonra Allah deyişin bittiyse, görünmeyen tokatları yiyerek dövülürsün ki, herkese ben bir şey yapmadım ama şu başıma gelenlere bak diye ah vah edersin.

A akılsız Allah’ın kendisini sevsen tüm imkânlarını sana verir.
Sen çocuk gibi eline geçen ilk oyuncakla oyuna dalarsın.

Sahte ile gerçek Allah diyen muhakkak imtihan edilir.
Sen ancak kendini kandırırsın.

Seven yolunda ne karşısına çıkarsa çıksın, kavuşana kadar yoluna devam eder.

                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar