Zübeyde hödüşte (devenin üstündeki taht) oturmuş, kutlu bir halde hacca
gidiyordu.
Yel, hödücün örtüsünü açtı;
sufinin biride yolda, onu görüverdi.
Öylesine bir coştu, feryada
başladı ki kimse ağzını kapatamadı onun.
Zübeyde, sufinin halini
anladı; gizlice bir hizmetçisine dedi ki:
Koş git; ne kadar altına
satarsa satsın; bana onun feryadından birazını satın al.
Hizmetçi, altın kesesini alıp
koştu; gidip ona sundu.
Sufi, keseyi alınca sustu.
Zübeyde, durmayın dedi; onu
sille tokat, bir iyice dövün.
Sufi dayağı yerken, ben ne
yaptım da bu kadar dövüyorsunuz beni diye bağırmaya başladı.
Zübeyde dedi ki:
A kendisine âşık olan, bundan
daha fazla ne yapabilirdin ki a yalancı?
Benim gibi birine âşık olmak
davasına düştün; derken altını görünce benden vazgeçiverdin.
Seni, baştan ayağa dek davadan
ibaret görüyorum; davanın da manasız olduğunu anlıyorum.
Beni istemek gerekti, neden
istedin?
İyice anladım ki bu işte
gevşeksin sen.
Beni arasaydın, beni
isteseydin malım da bir uğurdan senin olurdu, altınım, gümüşüm de.
Ama sen beni sattın; ben de
sana, layığını vermeye başladım.
A hiçbir şeyden haberi
olmayan dost, beni aramak, beni istemek gerekti ki
tümden, hepsi de senin olsun.
Bütün kapıları sıva, kapat
yüzüne; onun kapısını tut, gönlünü ona bağla.
Böyle davran da ayrılık
bulutu dağılsın; aşinalık (Bildiklik) sabahının
nuru ışısın.
O aydınlığı bulursan,
aşinalık yolunu da bulursun; o yol da açılır sana.
Başları aya yükselmiş ulular,
aşinalık nuruyla bu yolu aştılar.
***
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ
ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Allah, Allah dersinde Allah
seni imtihan eder. Bu benim imkânlarımı mı istiyor?
Yoksa beni mi istiyor diye.
Biraz, arzuladığın imkânları sunar seni gözetler.
İmkânlardan sonra Allah
deyişin bittiyse, görünmeyen tokatları yiyerek dövülürsün ki, herkese ben bir
şey yapmadım ama şu başıma gelenlere bak diye ah vah edersin.
A akılsız Allah’ın kendisini sevsen tüm
imkânlarını sana verir.
Sen çocuk gibi eline geçen
ilk oyuncakla oyuna dalarsın.
Sahte ile gerçek Allah diyen
muhakkak imtihan edilir.
Sen ancak kendini
kandırırsın.
Seven yolunda ne karşısına
çıkarsa çıksın, kavuşana kadar yoluna devam eder.
*
RAVLİ