Güzel yüzlü Mahmut, günün
birinde ordusundan ayrılmış, bir yana yönelmişti.
Yolda karşısına çıkan bir
kocakarı çıkageldi.
Elinde elif (düz) gibi bir sopası vardı, buyu da dal gibi
bükülmüştü.
Sırtına bir dağarcık (deriden
yapılan torba) vurmuş, yayan
yapıldak değirmene gidiyordu.
Padişah senin gücün kuvvetin
yok dedi; dağarcıkta bile can var da sende yok.
İyice bağladığına göre atımın
önüne koy da kurtul yükten.
Kocakarı dağarcığını atın
sırtına koydu; padişah atı mahmuzladı; at yel gibi koşmaya başladı.
Padişahın atı, ihtiyarın
önünden geçip gidince kadın hemencecik padişaha seslendi:
Padişahım, bu gün sen benimle beraber gitmezsen ben de yarın, o yanıp
yakılma gününde seninle beraber durmam.
Bulut gibi at koşturup
gitmedesin, izinin tozuna bile erişemeye imkân yok.
Yarın da sen, istediğin kadar
at sür, benim izimin tozuna erişemezsin; ne yaparsın o vakit?
Padişahım, bugün o kadar acele etme de yarın ben de
seninle bile olayım.
Padişah o kadının sözünden
kan ağladı, gemi kastı, onunla beraber yürümeye koyuldu.
***
Vefa (Sevgi ile bağlılık) dersi aldınsa Mahmut’a yardım ettiği gibi Tanrı
sana da yardım eder.
Kerem (olgunluk, büyüklük) dediğin de budur, ahit (sözleşme) de bu, vefa (sevgi
ile bağlanmak) dediğin de.
İyi iş de bu, Tanrı’ya teslim oluş da bu, ondan razı
oluş da bu.
Bu miskten (güzel olanın kokusundan) bir koku aldınsa feleğin
dokuz çevgeninden de topu çeldin demektir.
Yok; bir koku alamadıysan
pişmanlığa düştün demektir; kıyamete dek de kurtulamazsın artık.
A yoksul, ihsan nedir, onu
öğren; yoksulluğu böyle bir padişahtan belle (öğren).
*
İHSANBir şeyi iyi ve güzel yapmak; iyi, güzel ve yararlı fiil işlemektir.
İyilik etmek ve iyi
davranmak, görevinin gerektirdiğini yapmak, kurallara ve tekniğine uygun olarak
sağlam, estetik, güzel, kaliteli en iyi ve mükemmel bir şekilde yapmayı
Allah’ın kullarına emridir.
*Yaren;
Misk, gül ve diğer kokan
çiçeklerin adı verilerek onların kokusu üzerinden kaynağına doğru gitmen
istenir.
Bu öyküyü okuduğun zaman
içinde bir hareketlilik, bir hararet, bir merak uyanışı varsa senin yüksek âlemde yerin var demektir.
Zaman kaybetmeden Allah’a dua
ederek ilim iste.
İlim istemekle birlikte
çalışıp çabalamaya giriş.
Yüce Tanrı vereceği nimeti
emeğinin içine koymuştur.
Sır istiyorsan emeğinin,
çalışmanın içinde bulacaksın.
İlham istiyorsan yine
emeğinin içinde bulacaksın.
Rahmeti çalışmanın içinde,
bereketi çalışmanın içinde bulacak ve alacaksın.
Sana ayrılan yüksekteki
yerine ulaş.
İncelikleri hikâye üzerinden
anlatılarak aslında bildiğin, ama önemsemediğin birçok şeyin önemini tekrar
düşünmen sağlanmaya çalışılıyor.
Ey yaren senden bir karşılık,
bir şey istemiyoruz.
Bu bedava diye sakın değersiz
sanma.
Biz ücretimizi Tanrı’dan
bekler ve alırız.
Senin zarara uğramandan
dolayı hesaba çekileceğimizi de biliriz, farkındayız, önemsiyoruz.
Allah’ın nurlandırdığı
Kur’anı kerim’den, Hadisi Şeriften aldığı nurlarla İlahiname ile sana sunuş
yapılıyor.
Farkında ol,
nasibini al.
Bu yolda nasip yoksa hiç
önemsemez, asırlar önce olmuş olaylar beni mandallamaz der birde küçümseyen
sözler söyleyerek uzaklaşırlar.
Yani inciyi boncuk sanırlar.
*
RAVLİ