29 Şubat 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D58

Aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu ile ) koparan (Kolları geriye sarkık cepken biçiminde, beyaz keçeden yapılmış kaytanla işlemeli bir tür ceket) ruh öldü diyen kim?

Kimdir Cibril-i emin (Cebrahil aleyhisselam), keskin hançerle hançerledi de öldü diyen?

İblis (Kötü, düzenci kimse-Şeytan) gibi inadından (Bu konuda direnen) geberen (Sevilmeyen bir kişi ölmek) sanıyor ki Tebrizli Şems öldü.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin uzun süre kendisini göstermemesi üzerine kötü niyetli kişilerin öldüğünü, yok olduğunu söylemeye, söylemekte ısrar ettiklerini öğrendik.

  2. Tebrizli Şems Hazretlerinin esas yerinin dünya olmadığını, bir zaman dünyaya gelip şeref verdiğini, sırlar bağışladığını, Mevlana Hazretlerinin böyle donanımlı kişiyi tanımakla, sevmekle bizlere ondan aşırdığı çok sırlar bağışladığını öğrendik.

                                       *

RAVLİ

28 Şubat 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D57

O ebedi diri öldü diyen kim?

Kimdir umut (Beklentileri gerçekleştiren) güneşi söndü diyen?

O umut düşmanını dama çıktı da iki gözünü yumdu, güneş söndü dedi.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretleri için öldü, kimseye yardım edemez diye söyleyeni Mevlana Hazretleri umut düşmanı olarak tanımladığını öğrendik.

  2. Gerçekleri görmek istemeyenlerin güneşe gözlerini kapatıp güneş yok demeleri gibi kendi kendini kandıran kişiler olduğunu öğrendik.

  3. Allah dostlarının bu dünyadan ahrete gitmelerinin bir son olmadığını, vücut bağından kurtulduklarını, sağken yaptıklarının binlerce misli kuvvetle işler yapacağını öğrendik.

                                  *

RAVLİ

27 Şubat 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D56

(S. 265) Nerede o Yusuf (Güzel) ki bütün cihan Yakub'dur (Seven babadır) onun;

Nerede o sabır (Olacak ve gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme) ki şu aşıklar (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan kişiler) Eyyüp kesilmişler ona?

Gönülleri ezilmişler, can meclisinde oyuna koyuldular mı nereye ayak basarlarsa kandan iz bırakırlar orada.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Aşıkların Allah'ın sanatını gösterdiği güzel huylu insanları baba-oğul ilişkisi gibi sevip bağlandıklarını öğrendik.

  2. Allah Eyyüp aleyhisselama pek çok çocuk, sürü-sürü hayvanlar, bağlar, bahçeler, hizmet eden binlerce çalışan verdiğini, bunlara sahip iken Allah yolundan hiç ayrılmadığını, daima şükrettiğini, misafirleri, fakirleri, düşkünleri gözetip kolladığını onlara yardım yaptığını öğrendik.

  3. Eyyüb'ün zengin bir kul olmasını şeytan çekemediğini, ona haset ettiğini, sıhhati ver, çocukları var, mal ve serveti sayesinde Allah'a kulluk ettiğini ileri sürdüğünü öğrendik.

  4. Allah'ın Eyyüp'ü büyük bir imtihana tabi tuttuğunu, ona verdiği maddi imkanların hepsini geri aldığını, bu olanlara hiç telaş göstermeyen, üzüntü duymayan, şikayet etmeyen Eyyüb'be elem ve ıstırap veren hastalık verildiğini öğrendik.

  5. Hastalık vücudunu iyice sarınca ibadet edemez hale gelen bu durum onüç sene veya onsekiz sene sürdüğünü Allah'a dua ederek bu zararın kaldırılmasını istediğini, duası kabul edilince ayağını yere vurması istediğini, oradan çıkan suyu içip yıkanınca sağlığına kavuştuğunu, sonra Allah'ın aldıklarının kat-kat fazlasını verdiğini öğrendik.

                                           *

RAVLİ

26 Şubat 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D55

Cansın (Doğada olanları ruhla yöneten kuvvetsin) sen (Şems Hazretleri), candan vazgeçilmez dedim;

Dedi ki;

Canı, beden gibi görmeye-göstermeye imkan yok ki,


Sen kerem (İyi huylu, cömert) denizisin (Büyüklük ve derinliktesin) dedim;

Sus dedi, denizde bir inci (Şekil değiştirmeyen mücevher) var ki taş gibi bedava verilemez.

                                       ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                      ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini yaşam kaynağı olarak gördüğünü, bu istekten vazgeçilmeyecek değer olarak gördüğünü öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin soyluluk, ululuk, büyüklük sahibi olduğunu, cömertlik ettiğini fakat Mevlana Hazretlerine içinde çok kıymetli olanı inci olarak tarif ettiğini almasını önerdiğini, bunun bedelsiz verilmediğini, öğrendik.

  3. Allah dostu Şems Hazretleri kendisine aşırı seven bağlananın canını aldığını, ona yeniden bir can bağışladığını önceki anlatımlardan öğrendik.

                                         *

RAVLİ

25 Şubat 2024 Pazar

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D54

Denizleri, tümden timsahlar kaplasa, ovaları, tümden kaplanlar tutsa;

Gözü doymazların gözleri nimete, mala doysa, gene aşıklar, renkleri (Işıklarının gözde oluşturduğu duyum) güzel dilberlerin (Alımlı, güzel Allah dostlarının) yüzlerine dalar (Düşünce veya hayal ile bulunduğu ortamdan uzaklaşıp)-gider.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Yeryüzünde çok değişiklikler, tehlikeler olsa bile aşıkların ne korkuya nede endişeye kapılmadıklarını, doymazların mala mülke doysa bile aşıkların bu durumdan etkilenmediklerini, öğrendik.

  2. Aşıkların önemsedikleri, Allah'ın güzelliklerini yüzünde, kalbinde, canında, ruhunda gösteren Allah dostunun yüzüne bakınca göreceklerini, bunun zevkiyle kendilerinden geçeceklerini, başka bir arayışta olmadıklarını öğrendik.

                                *

RAVLİ

24 Şubat 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D53

Yola düşersen yolu açarlar sana;

Yok olursan varlığa ulaştırırlar seni.

Alçalırsan dünyalara sığmazsın;

Ondan sonra da seni sana, sensiz gösterirler.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın huzura çıkmak için yola düşenlerin yolunu açtıklarını, ona Allah dostlarından birini sevdirerek yolunu aydınlatıp yoldaki yol kesicilerin tuzaklarını gösterip koruduğunu, yardım ettiğini, öğrendik.

  2. Benlikten, bizlikten, dünyaya ait mal, mülk, makam gibi şeylerin bağından kendini kurtarıp yok olmayı tercih edene esas, kalıcı varlığa kavuşturacaklarını öğrendik.

  3. Kişi kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen olursa dünyalara sığmayacak kadar büyük olacağını öğrendik.

  4. Bu yolda belirli bir ilerleme gösteren aşık yolcuya toplumun oluşturduğu kişilikten kurtulup uygunluktan olgunluğa, olgun insan olarak hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak dirilten kimliğe ve kişiliğe bürüneceklerini, ben kelimesinin anlamının başka bir anlama bürüneceğini, kişinin değişime uğradığını kendisinin de göreceğini öğrendik.

  5. Kişi kendinin hakikatini bilemeyeceğini, bu dünyaya ne görevle geldiğini bilmeden yaşayacağını, hakikati olduğu gibi doğru ve anlaşılır şekilde söyleyen Allah dostunun göstermesiyle bilineceğini öğrendik.

                              *

RAVLİ

23 Şubat 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D52

Bir bölük halk, senin meyhanene (Aşıkların buluşup sığındıkları yere) bağlanmış;

Birkaç da rint (Gönül eri-Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse) var fakat kaç tanedir, kimse bilmez.

Onlar, hiçbir zaman ayıklığı (Aşkın verdiği sarhoşluğun tesirinin geçmesini istemezler) beğenmezler;

Dünyanın iyisine de gülerler, kötüsüne de.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Bir bölük halkın Mevlana Hazretlerinin tekkesine Şems Hazretlerini seven, Mevlana Hazretlerinin huyuyla huylanmak için bağlandıklarını, bunların gönül eri olduklarını, hoşgörüleri geniş, açık yürekli, güvenilir kişler olduğunu öğrendik.

  2. Aşık Mevlevilerin kaç kişi olduğu bilinmediğini, aşkın verdiği sarhoşlukla yaşadıklarını, bu sarhoşluktan ayrılmak istemediklerini öğrendik.

  3. Aşıkların, gönül erlerinin, Mevlevilerin dünyanın iyisine de güldüklerini, kötüsüne de gülüp geçtiklerini, takılıp kalmadıklarını öğrendik.

                              *

RAVLİ

22 Şubat 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D51

Her kulluk (Aşırı sevgi ile bağlanıp karşılıksız hizmet etmek) yurdunda bir sarhoşu (Bu halden mutluluk duyan) var aşkının;

Güzellerin pazarları, senin yüzünden kırılmış-dökülmüş (Parçalanmış gitmiş).

Gamının (Üzüntünün) eli, iki (Madde ve mana) dünyaya da erdi;

Gerçekten de gamının eli pek uzunmuş.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerini aşır derecede seven, bağlanan kişilerin aşkın sarhoşluğuyla hizmet ettiklerini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin güzelliği karşısında başka bir güzellikten bahsedilemeyeceğini öğrendik.

  3. Şems Hazretleri ile buluşamamanın verdiği üzüntüsü içinde olan Mevlana Hazretlerinin üzüntüsü kendisi sevenlere de geçtiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

21 Şubat 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D50

Aşıklar (Aşırı sevgi ve bağlılık duyanlar), bir solukta (Akciğere çekilen ve atılan hava, nefes) iki (Madde ve mana) dünyayı (Duygu, düşünce ve hayal alemi ile yeryüzünü) da oynarlar (Vakit geçirirler, eğlenirler, oyalanırlar, amaçlararına bir şeyle uğraşırlar);

Yüz yıllık yaşayışı bir anda (Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası kadar) oynayıverirler.

Bir soluğun kokusu için bin (Pek çok, çok sayıda) konaklık yol (Araba veya hayvanla bir günde alınan yolu) aşarlar;

Bir gönül almak (Sevindirmek) için binlerce can verirler (Ruhuna güç verip canlanmasına yol açarlar).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Aşıkların sıradan bir insanın günlerce, yıllarca yapacağı işleri bir anda oyun oynar gibi yapabileceklerini öğrendik.

  2. Aşıklara zaman sınırı olmadığını, öncesine ve sonrasına gitmelerinin bir anda yaşayabileceklerini öğrendik.

  3. Aşıkların bir insanın yüzyılda gidilecek yolu bir nefes alma ve verme zamanında gidip gelebileceklerini öğrendik.

  4. Aşıkların uygun kişileri olgunlaştırmak, onları hayvan aklının hakimiyetinden kurtararak sevindirmek için ruhuna güç verip ömürlerine ömür kattıklarını öğrendik.

  5. Zaman dürülmesini ve mekan dürülmesini inanmamız için öğrenmemiz, yaşamamız, bunun için de Hak aşığını tanımak, yakın olmak gerektiğini öğrendik.

                                  *

RAVLİ

20 Şubat 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D49

Dünya, tümden onun (Allah dostu Şems Hazretlerinin) sıfatlarına (Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliğine) tutulmuş (Alışmış, bağlanmış), kendi varlıklarına bürünmüşler amma hepsi de ona mat olmuş (Oyunda yenilmiş), yok olmuş-gitmiş.

Fakat onun dirlik (Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim) perdesinin ardına (Arkasına) girenler, sıfatlara (Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliğine) kapılmamışlardır (Sürüklenmemişlerdir), zatına (Kendisine) ermişlerdir (Ulaşmış, kavuşmuşlardır).

                    ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    ***

Neler öğrendik;

  1. Dünya yaşamına gelenlerin Şems Hazretlerinin özelliklerini yapmak için uğraşı verdiklerini, fakat bu oyunda yenildiklerini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin yaşamının, hayatının, sağlığının, varlığının, geçiminin özelliklerine kendilerini kaptırmadan onun kendisine ulaşmaya çalışanların kurtuluşa ulaşmış olacaklarını anladık.

                      *

RAVLİ

19 Şubat 2024 Pazartesi

RAVLİ KENDİ KENDİMİZİ NASIL KONTROL EDEBİLİRİZ


ALÇAK GÖNÜLLÜK

Alçak gönüllü olup gücünü iyilikle kullanmak güzel sonuç verir.

Aşkı ve aileyi, yalnızca para konularına bağlamak rahatsız edicidir.

Bu, eğitimsiz, ahmakça ve kendine karşı kayıtsız bir tutumdur. 

ACIMA VE DIŞLANMA KORKUSU

Bu korkuyu yenmedikçe, yaşamınızın denetimini kazanamazsınız. 

Anlayış ve şevkat karşılıklı olursa kesinlikle daha büyük ödül yoktur.

Amacımız, gereksiz acıyı ve rahatsızlık duygusunu en aza indirmek ve yaşamın keyfini çıkartmak olmalı.

Yaşamdan sevinç duymalısın.

ARZU DUYMAK

Arzu duymak sağlıklı ve hayatta kalmayı sağlıyor.

İhtiyaçlar yiyecek, içecek, barınma ve giysi gibi istekler hayatta kalabilmeyi sağlar ve bu kadarla yetinmeliyiz

Sonraki arzularımızın pek çoğu hayal kırıklığına uğratır.

Hayal kırıklığı öfkeye yol açar.

Bunalım, tedirginlik, zedelenmiş duygularla akıl sağlığın bozulur.

AŞAĞILIK VE SUÇLULUK DUYMAK          

Bir zayıf yanımızın herkesin içinde ortaya çıkmasında ve başkalarının bizimle ilgili olumsuz düşüncelerini paylaştığımızda, ardından da zayıf yanlarımızı ortaya çıkardığımız için kendimizi kötülediğimizde yaşadığımız duygulardır.

Alçağın teki olduğumuza, lanetlenmeye ve cezalandırmayı hak ettiğimize inandığımızda yaşadığımız duygulardır.

Aklın hep bu düşünceyle meşgul hale gelir ki kötü diye tanımladığın düşüncelerin önce saplantıya dönüşür.

Tedirginliğin rahatsızlığa, rahatsızlığın tedirginliğine karşılıklı olarak artırarak olumsuz etkiler. Durumlara yalnız kötü tarafından bakanlarda olur.

Kendin kendinle alay etmesini beceremediğinde olur.

AKILLICA DAVRANMAK

Ana hedeflerimize ulaşmak yolunda hoş olmayan, kaçınamadığım belirli şeyler çıkabilir bunları kabul ediyorum.

Önleyebilmeyi tercih ederdim ama dünya benim istediğim gibi olacak diye bir şey yok.

Hoş olmayan bir şey varsa vardır yok sayamam.

İstediğimi elde etmek için planlar yapıp çabaladığım sürece şu an ki rahatsızlıklara ve güçlüklere deyip kabul edersem katlanabilirim dersen akıllıca davranmış olursun.

APTALCA DÜŞÜNCE

Olmalı veya zorunlu dile getirdiğin düşüncelerdir.

Aşırıya kaçarak bir perhiz yaparak zoraki bir döngüye girmek, insanın sağlığında ciddi sorunlara yol açar.

Kimileri için bu adeta yaşam biçimine dönüşür.

ALIŞKANLIKLAR

Alışkanlıklar yaratmaya eğilimi olan varlıklarız.

İyi ve kötü alışkanlıklar ediniriz ve öğreniriz.

Alışkanlık kötü ise ortadan kaldırmak için harekete geçmedikçe bu hareketler daha da kötü bir şekle dönüşebilir.

İstediğimiz olmayınca ya da engellendiğinde öfkeden kudurmak gibi kütü alışkanlıklar edebiliriz.

ANLAŞILMAK

Anlaşılmak istemek dünyayı tersine çevirmek kadar zordur.

Çünkü kişiler önce kendini anladıktan, tanımladıktan sonra başkasını anlayabilirler.

Anlaşılmak isteğinden vazgeçip anlamayı istiyorsak, mutlu günler bizleri bekliyor demektir.

ANLAMAK

Anlamak için ölçü oluşturan doğru, ilk kaynaktan alınmış ve kaliteli bilgi birikimi ve iyi bir gözlem gerekir.

Anlamak istemeliyiz, başkalarının seni anlamıyor olmasından rahatsız olmamalıyız.

ANLAYIŞLI OLMAK

 Anlamaya çalışmak yerine ona yardım ve hizmet etmek ve yardıma hazır olmakla olur.

ACI

Zaten katlanırsın, yalnızca bundan hoşlanmazsın ve elbette tercih etmezsin.

Az acı veren olasılığı tercih etmek daha akıllıcadır.

Acı çekmeye hazır olan insanlar en az acıyı çekerler.

Her zaman acıdan kaçmaya çalışanlar en fazla acıyla karşılaşırlar.

ACIYARAK YAKLAŞIM

Yüksek bir duygudur.

Güçlü ve donanımlı olmak gerekir.

Acıma duygusuyla seçim yapmak yanlıştır.

Yapılacak yardımın sınırları belirlenmelidir.

 BUNALIM DUYGUSU

Doğal yetenekleriniz ve bilgimizle bir şey başaramadığımızı kabul etmemektir.

Yetersizliklerinizden dolayı kendinizden nefret ederek, kendinizi suçlamamalıyız.

Kendi kendimizi incitme suçlama ve cezalandırma davranışıdır.

İş sonucunu kabul etmeyen, kabullenmeyen kendini başarısızlıkla suçlar, suçluluk duyar, beceriksizlikle tanımlar, düş kırklığına uğrar.

Bunalım, eylemde bulunmanıza engeller ve duygusal açıdan saplanıp kalmanıza yol açar.

Üzüntü için yas tutma zamanı koyarsan bunalıma girmezsin.

Bağırmak yerine, sakince ifade edilmesi, çok daha sağlıklı sonuç verir.

BENCİLLİK

Her zaman söz hakkının kendinde olmasını ister.

İstekleri başkalarınınkinden daha fazla önem taşıdığını düşünür.

Uzlaşmaya yanaşmaz.

Haklı olduğunu düşünerek istediklerini elde etmek gerektiği fikrinden kurtulamamıştır.

Gerçekte asla büyümemiş çocuklardır.

Kendini acımasızca analiz yapmalısın.

Kibar olmaya özen göstermelisin.

Başkası için daha fazlasını istemeliyiz ve yapmalıyız,

Elde etmek için ısrarcı olmamalıyız.

Bencil, tatsız bir insanın yaşlandıkça bu huyları artar.

Fakat kibar ve neşeli insanlar genelde zarafetle (incelikle) yaşlanırlar ve son ana dek kibar ve neşeli kalırlar.

Bencillik, ilişkide bulunduğunuz diğer insanların çıkar ve isteklerine aldırmayıp huysuz bir biçimde her zaman kendinizi öne çıkarmanız, onların, kendini beğenen ve düşünen yaşam tarzınıza uymalarını beklemeyendir.

Sağlıklı sınırların geliştirilip korunması için kendi çıkarını gözet, verdiğin sözlere saygı göster ve onların çıkarlarını da aklımızda bulundurmanın önemini kavramalısın.

BOYUN EĞME

Var olanı değiştirmek için yapabileceğiniz hiçbir şey olmadığı ya da çok az şey olduğu anlamına gelir.

Kendini bu durumda hissediyorsan, değiştirmek için çaba harcamazsan sonuç değişmez.

BELİRSİZLİK

Belirsizliği kabul etmek gerekir.

Mutlak kesinlik yoktur.

Olasılıklar ve fırsatlar dünyasında yaşıyoruz

Heyancanlı ve etkileyiciliğinin farkına varmalıyız. 

BUNALIM

Rahatsızlık verir, gelecekten umutsuz olursun, kendini çaresiz hissedersin, başarısız ve değersiz olduğunuz fikri sürekli meşgul eder, uyku düzeniniz bozulur, kilonuz değişir.

Yani derdi dert edinmiş hastalanmışsın.

Bu dertten kurtulmak için doktor yardımı almak gerekir.

Çünkü kafan iyice karışmıştır.

Yakın bildiklerinin iki yüzlülükleri ve amaçlarını gizlemeleri kafanı iyice karıştırır.

Bulunduğun yerden ve insanlardan uzaklaşmak gerekir.

(Tebdili havada faydalar vardır)

BUNALIMDA OLMAK

İnsanlar genellikle ikiyüzlüdür, düşündüklerini açıklamazlar, amaçlarına gizlice ulaşmak isterler.

Anlatımları başka bir şey üzerinden yaptıkları için amaçlarını anlamakta zorlanırsın, çoğu zaman tahminlerin tutmaz, ilişkiler zedelenir, kendine güveni olmayanların ruh halidir.

Bunalımdaysan bunalımdasındır kabul et.

Sıkıntı içindesin anladık, ama bu durum abarttığın kadar korkunç değil ki.

Sadece rahatın kaçmıştır.

Bunalımındayım diye açıkça tanım yap, bunalımı kaldırabileceğini kabul et.

BUNALIMA GİRMEK

Bilgi ve aklın yetersizliği ile korkular üzerinde hâkimiyet kurar.

Yakınlarının öneri ve yardımlarını ret edersin.

Yeni ve değişik bir şey yapamaz hale gelirsin.

Kimse beni anlamıyor dersin ama kendin kendini ve çevreni anlamıyor hale gelen sensin.

Dostunla düşmanını ayırt edemez hale gelmişsindir.

Aklın sana sorunları ayırt edip yön veremez bilgin seçenekleri değerlendiremez durumdasın.

Yani aklın sana yardım edemez durumdasın.

Bulunduğun ortamı değiştirmen veya yalnızlığa bir müddet çekilmen faydalı olur.

Zamana bırakmak yani sorunu geride bir müddet bırakıp baskısı azaldığı zaman çözmek faydalı olur.

Gelecek zamanla beraber imkânlar ve fırsatlar gelir.

Çözemeyeceğin bir sorun varsa mesela ölümle ilgili gibi yas tutmak için bir zaman tayin et ve yas tut.7, 40, 52 inci günü gibi ve her sene ölüm gününde hatırlayarak başkalarına iyilik yap ve sevabını bağışla.

BERBAT

Berbat sözcüğü kötü anlamına gelir.

Bu sözcük değer ölçü olarak kullanılırsa sahip olunan binlerce iyi niteliği örter.

BEDEL

Her şeyin bir karşılığı vardır, karşılıksız olarak hiç bir şey arama.

Karşılığını bil ve karşıla, yararlan.

Karşılığı büyük ise gizlenilir ve üstüne bedava örtüsü konur.

Karşılığı bilinmeyenden kork ve uzak dur.

BAĞIMLILIK

Bağımlılık duyduğu şeye yeniden başlamasına neden olabilecek yerlerden ve insanlarla karşılaşmaktan kaçınılması gerekir.

Bağımlı kişiyi gözetlenmesi doğru olur.

Bağımlı kişiye güvenilmez.

BİRBİRİNİ ANLAMA ARAYIŞI

Başarmanın yolu mizah anlayışı ve sevecenlikle sağlamlaştırılmış dürüstlüktür.

Sıcaklık ve ilgi görmenin nasıl memnuniyet verici ve güven tazeleyici olduğunu bilmeliyiz.

Doğru sözcükler seçilmezse yanlış anlamalar olur.

Alan dışında kalanların kafalarını karıştırmamak için dikkatli olmalıyız.

Görüşler kökten ayrıştığında bu zeminler üzerinde mutlu bir şekilde iletişim kurmak güçtür.

Başkalarının sorunlarını anlayabilmek için başında sorunlar olan birisi olman şarttır, sorunlar farklı olgunluğa ulaştırır, buna sahip isen anlayabilirsin.

BAĞLANMAK

Başka insanların kontrol edemediğimiz sorunlarına bağlanmak çok derin bir hatadır.
Kendi gerçeğini bilmeyen, hiç kimsenin gerçeğini asla bilemez.

BAŞARILI OLMAK

Başarılı olmak için bol miktarda cesaret ve öz-güven olması ve öz disiplinli denemelerle hedefe ulaşana kadar çalışmaktır.

BİLGİ

Bilgi başarının sadece küçük bir parçasını oluşturmaktadır.

Her çabanız, size değerli karşılıklar sağlamaktadır.

Davranışını düşünürsen her denemeniz size bir şeyler öğretecektir.

CAHİLLİK                                                         

Cahillik bir servetin yok olmasına sebeptir.

ÇARPIK DÜŞÜNCE

Kendini ve başkalarını alçaltmak, yenilgiye katlanamamak, olumsuz duruma uyum göstermemek için diretmek, kötü durumun değiştirmeye çalışmamaktır.

Bu durumda olanların kullandıkları kelimeler ”zorundayım, berbat, buna dayanamıyorum’.

Çaresi kendinizi ve başkalarını kabul etme görüşünden yola çıkarsanız, olaylar üzerinde açık ve doğru şekilde düşünmeye doğru uzun bir yol almış olursunuz.

Tanımla, kanıtları ara, farklı açılardan incele, alternatiflerini ara, ters düşecek kanıtlar ara ve akla yakın görünen şıkkı seç.

Çalışırken iş yerinde; İşinizin başında durun, sinirlenmeyin, gücenmeyin, duygularını bilmesini kibarca ama kararlılıkla sağlayın.

Mümkün olduğunca tatlı görünün, gerilim işareti alır almaz gevşemeye çalışın.

ÇABUK ÇÖZÜMLER

Gerçek çözümleri gizlemek için başvurulur.

Asıl sorun yaratan durum, duygusal rahatsızlık vermeye devam edecektir.

Sağlıklı ve köklü çözümler, yöntemlerle sonuç alınır, bu da zaman ister.

İhtiyaç için akılcı bir amaca hizmet eden çözümler tercih edilmelidir.

Asıl sorunun çözümünden kaçanlar başka bir uğraşı ile üstünü örterek öne çıkmasını istemezler ve ‘zaman geçiriyorum’, ‘denedim’, ‘kendimi böyle daha iyi hissediyorum’,’kendime olan güvenim yerinde’ gibi söz ve davranışlara saklanırlar.

Çabuk çözüme başvurmanıza neden olan ana sorununuzu saptayın ve onu kabullenin.

ÇALIŞMAK

Çalışmanın getireceği rahatsızlık, sıkıntı veya mutsuzluk dayanılmaz şeyler değildir, sadece talihsiz rastlantıların düzenlediği ve böylelikle insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan inanç, şans, baht şeylerdir.

DIŞLANMA KORKUSU

Reddedileceğinden korkarak farklı fikir beyan edememektir.

Başkaları kızdığında paniğe kapılırlar, kötü davranışlarına karşı koymaktan kaçınırlar.

(yaygın korkudur)

Dışlanan insanlara güvenmez.

Başkası birisi ile uzun süre boyunca samimi olamaz.

DÜŞÜNMEK

Mutlaka o şeyi gerçekleştirmekle sonuçlanacak değildir.

Kişi kendisini kabul edilemez düşünceleri ve hisleriyle birlikte benimsediğinde ve o düşüncelere hoşgörü gösterebildiğinde, düşüncelerini ve duygularını gerçeğe dönüştürmesi daha az olanaklı hale dönüşür.

Akılcı olmayan şekilde düşünmeye eğilimin varsa berbat veya felaket olarak görme, üstesinden gelinebilecek bir sorun olarak gör.

Hiç kimsenin senin gibi düşünmesini bekleme.

Düşünme tembeli iseniz, düşünmemek daha kolay gelir.

Düşünürseniz az, düşünmeyi o kadar az istersin.

DENETLEMEK

Denetle yemiyorsan, değiştiremiyorsan oluruna bırak.

Denetimi elinde tutak için ısrar edersen, öfkeler, suçlamalar, inceltmeler, dışlamalar, acıyarak yaklaşımlar seni sarar.

Değişmesi için baskı yaparsan öfkeni alevlendirirsin.

Sert ve sakin olursan başarı sağlayabilirsin.

Kavgaya başka sebep vermeyin.

Nazik (İnce, terbiyeli, saygılı, güzel, zarif) olursan sakinlik sağlanır, işbirliğine ortam hazırlanır.

İyi şeyler ödüllendirilmelidir.

(Balla, sirkeyle olduğundan daha çok sinek yakalarsınız)

DEĞİŞMEK

Başkasının değişmesini istiyorsak önce biz değişmeliyiz.

Dinlemek çok özel bir hünerdir.

İyi dinlemek hoşgörü ve anlayış gerektirir.

Anlatanın anlaşılmak için yürekten bir ricasını, kaygısını gözden kaçırmamalı.

Herkes iyi dinleyici sever.

Aralıksız konuşmak sinirli gerilim yaratır.

Saygı ve sevgi kazanmak için sabırla ve ilgiyle dinlemeye hazırlıklı olmalıyız.

Anlatılanları dikkatlice dinler, karşındakinin ne amaçla söylediğini göz önünde tutar ve kendi yargılarını oluşturursun.

Kendimizi değiştirmek için çalışmaya istekli olmalıyız.

Değiştirmeye çabalamak; değiştirilemeyeni kabul etmek bu iki durum arasındaki algılayacak bilgeliğe sahip olmak gerekir.

Kendini değiştirmek güç olabilir ama değiştirmezsem her şeyin daha zor olacağı da bir gerçek.

Böyle düşünmeye kendini ikna et.

Rahatsızlık duyacaksın fakat bu rahatsızlığa katlanabilirsin. İyi bir ruh haline kavuşursun.

Gönülsüzce çaba gösterirseniz, çabalarınız etkisiz kalır.

Değişmek demek, eski alışkanlıklarını yıkmak ve yenilerini geliştirmek amacıyla düşünce, hissetme ve eylem biçimimizi değiştirmek demektir.

DUYGU

Olayları değerlendirme ve düşünme biçiminize göre oluşur.

Duyularımızın oldukça farkındayız (anlaşılmamak, değeri bilinmemek, görmemezlikten gelinmek) gibi fakat bazen başkalarının duygularının farkına varmakta yetersiz kalırız.

Gerçek duygularımızı saklamaya çalışırsak kendimize yabancılaşırız.

Kendinizi olduğunuzdan başka bir türlü olduğumuza inandırmaya çalışmayınız.

Duygularınızı dürüstçe, fakat özen ve incelikle iletmelisin.

İçtenliğini dışa vurmanızda esnek olmalısın.

DUYGUSALLIK

Her açıdan sağlıklı olan bireyler, kendilerine veya başkalarına katı ya da mutlak kurallar koymazlar, bilimsel düşünceye yaşamlarında yer verirler.

DÜNYA

Dünya tümüyle iyi ya da tümüyle kötü değil, iyiyle kötünün bir karışımı olduğunun farkına varmalısın.

Dünyada kesinlik yoktur, belirsizlikler vardır.

Dünyada değersiz hiçbir insan yoktur, sadece değersiz davranışlar vardır.

DENGE

Denge elde etmeye çabalamak, size, kişisel olarak anlamlı hedeflerin peşine düştüğünüz duygusu ve rahatlık verir.

Dünyanın kendi kuralları var ve ona göre işliyor, yoksa sizin ya da bizim kurallarımıza göre değil.

DENETİM

Bilimle olur.

Doğanın işleyişi ile uyumlu olmalı ve hoşlanıyor olmalısın.

Sınırlarını bilmelisin.

Seçme gücüne sahip olursun, istek ve hedeflerin doğrultusunda yaşamını yönlendirmek için kullanabilirsin.

DÜŞÜNCE

Düşüncelerinde ne zararı ne de mutlu olmayı öne çıkarma, yaşamın tadına daha çok varmaya çalışarak sevinçle yaşamak akıllıca olur.

DEĞERSİZLİK

Değersiz bir insan olsaydınız, tamamen değersiz olan bir ruha, bir öze sahip olduğunuz ve hiç bir zaman değer taşıyacak takdir edilecek bir şey yapmadığınız anlamına gelir ki bu söz konusu bile olmaz.

İnsan inanılmaz derecede karmaşık canlılardır.

Birçok yeteneğin, davranışın, niteliğin ve karakter özelliğinin birleşiminden oluşur.

Tek bir niteliğe göre insanın kendisini değersiz ilan etmesi dünyanın en saçma şeyidir.

İnsan özellikleri tartılamaz ve ortalaması alınamaz.

İnsanı kim yargılayacak?

Özellik ve yetenek bu kadar farklı olunca buna kim karar verecek.

DİNLEMEK

Dinleme yaparken yönünüz anlatana doğru olmalı.

Gözlerine doğru bakmalısın.

Gülümsemelisin.

Hem ruhsal hem fiziksel olarak dinlemek gerekir.

Esnemek dinlenme olmadığının belirtisidir.

İyi dinlemek hoşgörü ve anlayış gerektirir.

Tümüyle dikkat kesilip yürekten gelen ricayı gözden kaçırmamak lazımdır.

Bu rica çok önemli olabilir.

Herkes iyi dinleyiciyi sever.

Aralıksız konuşmak sinirli bir gerilim üretir.

Saygı ve sevgiyi kazanmak istiyorsak sabırla ve ilgiyle dinlemeye hazırlıklı olmalıyız.

DEDİ KODU

Dedikoduya önem vermek, mutlu davam eden arkadaşlık için ölüm demektir.

Başkasının yalanı arkadaşlığını bozabilir.

DENEYİM,

Öz-disiplin kazanmamışa yaptığı işin sonuçlarını öğreten öğretmendir.

Deneyim, hiç çaba harcamamış kişinin zor durumdan kurtulmak için kaçmayı emreder.

Deneyimlerin devam ettikçe öğrenme isteğin de devam eder.

DENEME

Deneme bir çaba harcamaktır.

İlerleme, çaba harcadığınızda ve bir sonraki denemenizi bir öncekinden öğrendiklerinizle yetkinleştirdiğinizde mümkün olacaktır.

 EĞİTİM

Eğitimi ne kadar çok görürseniz o kadar eşsiz olursunuz.

Eğitim olmadan güç ve zenginliğin sıkıntısını çekersiniz.

Eğitim aldıkça yalnız bilgi birikimi gerçekleştirilmez, temel bir değişim süresine de girersiniz.

Belli bir eğitim derecesi sizi nitelik bakımından farklı bilge, merhametli, meraklı, ilginç, sağlıklı bir insan yapar.

Eşit düzlemde ilişki kuran yaş farklılıklarını önemsizleştirir.

Endişe; üzüntü ile düşünürsen olur.

Sorunun güçlük çıkardığını kabul et fakat kesinlikle korkuya kapılma.

Gönlünü üzüntüye kaptırarak enerjini boşa harcama.

Dikkatini sorunun üstesinden gelmenin yolları üzerinde yoğunlaştır.

Eminlik. Yapa-yapa kendinden emin olursun ve yapa-yapa rahata kavuşursun.

FANATİK

Fanatik düşünceli kişiler, düşüncelerini dikkatle incelemeyen, fakat aynı zamanda inançlarıyla, aşırılığa vardıracak kadar, kendinden geçen insanlardır.

Özel bir görüştür.

Farklı görüşlerin olduğunu ve bunu insanların savunmaları gerçeğini kabul etmezler.

Serbest bölgeye, tarafsızlık noktasına ulaşmayı başaranlar her toplulukta mutlu olabilirler.

(Sanatkârlar, artistler, yazarlar, ressamlar, müzisyenler)

ESNEKLİK

Esnek olmanız içtenliğinizle dürüstçe, özen ve incelikle duygularını iletmekle olur.

FARKINDALIK

Farklılıkların farkında olmayanlar sert konuşur, isteksiz olur, şikâyet ederek ortada dolaşırlar, tahammül etmeyi bilmezler.

Mızmızlanırlar, üzülüp dururlar.

Bu durumun açıklanması gerekir.

Açıklandıktan sonra sertlik yerine anlayış ve yakınlık tavrı gelir.

Bir soruna karşı mücadele edebilmenin ilk koşulu, onun farkında olmaktır.

FİKİR

Fikir farklı ve yaptığına karşı olabilir, planını yeniden düşünmek ve daha iyi plan yapabilmek için yeterlidir.

Böyle biriyle ortaklık kurun, kuramazsan söylediklerini yapan, kendini denetleyebilen, iradeleri (İsteme, buyruk, bir şeyi yapmaya veya yapmamayı belirten iç güç) ile belli başarılar kazanmış kişilerle birlikte olun.

GENÇ                                                

Genç bir akrabanla anlaşmayı istersin ama bunun kolay olmadığını bilmelisin.

GEÇİNMEK

Geçinmek demek onlara güven vermek demek.

GÜÇLÜLÜK

Kendini güçlü hissetmek için başkalarını aşağılama ihtiyacı duyan kimse tehlikelidir.

GÜLMEK

Eğer kendinize gülebilirseniz çevrenizle beraber gülebilirsiniz.

GERÇEĞİ KABULLENMEK

Gerçeği kabullenmek için yürekli olmak gerekir.

Koşulları, hoşlanmadığımızı, bir şeyler yapıp yapmayacağımıza karar vermeliyiz.

Gerçek, katı gerçek olduğunda yapmak istediğiniz her şeyi yapamayacağınız anlamına gelir ve bu da keşke diyenler bu tuzak içindedir.

GÖNÜLSÜZLÜK

Gönülsüz gösterilen çabalar etkisiz kalır.

İş ağırdan alınır, hoşgörü azalır, memnuniyet kalkar, işi bırakılır.

GELİŞMEK

Gelişmek için insanın çok çalışması gerekir.

İşe başla ve hedefine ulaşana kadar çalış.

Rahat etmeyi bekleme.

GÜVEN

Güven duymak istiyorsan, sorunların üstesinden gelmek istiyorsan çalışman ve denemen gereklidir.

Alıştırmalar yaparak başardığına kendini ikna etmelisin.

İnsanın kendine güveni ancak bir şeyi yaparak gelir.

Bunun başka bir yolu yok.

Bu tanım basit ama böyle.

Güven iyi bir ilişki için yüksek önceliğe sahiptir.

Güven güveni doğurur.

Güven doğrudan bir yaklaşım biçimidir.

Mesafeli tavırlardan kaçınmalısın.

Eleştiriye açık olmamalısın.

Vaaz vermemeli veya patronluk taslamamalısın.

Baskı altında tutmamalısın.

Hatalarını, cesaretini kırmayacak bir biçimde göstermeliyiz.

GELİŞME

Gelişmemizi sağlayacak fırsatlar için bu gün yapmanızın iyi olduğu işleri bu gün yapıp yarına bırakmamakla olur.

Yaşama yeteneğiniz bu davranışınla; hayatı doyası ile yaşama fırsatlarını görmeni sağlar.

Gelecek sadece sorunlar olarak gelmeyecektir, imkânlar ve fırsatlarla gelecektir.

Kendini gelecek korkusuna terk ederek bunalıma girme, şimdiden kendini kör ve sağır hale getirme.

Bir şeyi mükemmel olup olmadığını hiç de göz önünde bulundurmaksızın yapmaya çalışmak, hangi hataların yapıldığını görmek ve sonrasında bunları düzeltmek, böylece aynı işi bir daha ki seferde bu yeni kavrayışla denemekten oluşan sürenin tümü, gelişme sağlamanıza olanak sağlar.

GENÇ

Genç inançlıdır, özgüvenlidir, umutludur.

Bu dünyadan, insanlardan ve sonsuzluktan ne kadar güzellik, umut, neşe, cesaret, kibarlık ve güç mesajı aldıysa, o kadar gençtir.

Kuşkuların, korkuların, kaygıların, öz-güvensizliğin, üzüntün, düş kırıklıkların varsa yaşlısın.

GEÇİNMEK

İyi geçinmek ister yüksek ister daha aşağıda olsunlar, pek çok kişi için zordur ve ancak altyapılarına bakmaksızın her bireye saygı gösteren geçinir.

  HAKSIZLIK                                                   

Yalnızca kederlendirici ve can sıkıcıdır.

Ama sen bunu korkunç ve felaket olduğuna inanırsan bunalım, öfke, korku ya da işleri erteleme olarak görürsün.

Doğru inanış, hayatın adil olmadığı ve belli ölçüde haksızlığa katlanman gerektiğini kabul edersen ve bunu doğal kabul edersen duygusal rahatsızlara engel olursun ve soğukkanlılıkla hayatınıza devam edersiniz.

Haklarınızı öfkeyle savunmaya kalktığımızda, saldırgan olursun.

Öfkeyle yapmazsan, kendine güvenen biri olursun.

HAKLI

Haklı olma isteği sizi bağlar, başka bir kabule yanaşmayan duygusal rahatsızlığa götürür ve insanlarla aranızda sık-sık büyük zorluklara neden olur.

(Ben-sen kavgasına sürükler)

HATA

Hata yapma korkusu olan başkaları kızdığında, paniğe kapılırlar ve onların kötü davranışlarına karşı koymaktan kaçınırlar.(yaygın korkudur)

Hata yaptığınızı fark ettiğiniz zaman ilk iş olarak özür dilemektir ve meseleyi olabildiğince yoluna koymaktır.

HOŞ GÖRÜ

Hoş görülü olmayı ve yardım severliği öğrenmeliyiz.

Sağlıklı kişiler hayatın tatlısı ya da acısına karşı hoşgörülüdürler.

Hata yapmak insanoğlunun özünde vardır, bu da yapabildiğimiz ve yaptığımız ve yaptığımız anlamına gelir.

İyinin, kötünün, tarafsız ve karmaşık bir birleşimi olduğumuzu anlayabilmelisin.

HİÇ BİR ZAMAN; HER ZAMAN

Bu sözcüklerini ruh sağlığınız ve akılcı biçimde yaşam için, duygularını tanımlamak için hiç kullanmamalısın.

HAYAT

İstediğimiz şeyleri bize kolayca ve çabucak vermiyor.

Yine, günlük yaşamın ayrılmaz parçası olan tatlı ve acı olaylardan, çekilen eziyetlerden ve hayal kırıklıklarından bizi korumuyor ve acısız bir yaşam sunmuyor.

HASTALIK

Ruhsal hastalık olarak her insanda vardır.

Peşin olarak kabul et.

Kimin nasıl ve ne kadar tepki vereceğini asla tahmin edemezsin.

HEMEN

Her istediğimize anında ulaşabilme beklentisini kırmak zorundayız.

Bunun böyle gitmeyeceğinin farkına varmalıyız.

Çocukken ihtiyaçlarımızın hemen karşılanması alışkanlığını değiştirmeliyiz.

Hemen isteyen sabırsızdır.

Kumara kolayca yönlenebilir.

Hırsızlığa kolayca yönlenebilir.

Büyük çöküşlerin sebebidir.

Olgunlaşmanın yoluna büyük engeldir.

HÜKÜM

Kendiniz hakkında kesin hükümler vermeyin.

Bir davranışını yargıla ama bütünüyle kendinizi asla.

HEDEF

Hedefe yönlenirken doğal bir akış içerisinde olmalıdır.

Bilincinizin (Eleştirici bir biçimde, kendi etkinliğinin farkında olan, farkına varma duygusu açık olarak) bütünüyle hedefe kilitleyerek istemektir.

HAFIZA

Hafızaya asla güvenmeyin, özellikle güçlü değilse, hemen kalem kâğıt çıkarıp not alın, bir şeyi yapmayı hatırlamanız gerektiğinde sizi ne kadar sorundan kurtaracağını tahmin edemezsiniz.

Istırap (Üzücü bir durum ya da etkenin yol açtığı tasa, üzüntü, duyulan beden acısı)veren olguyla yüzleşmeliyiz.

Kendine acımayla ilgili olsa da toparlanmak için çok önemlidir.

Sağlıklı bir düşüncedir ve ilk bir kaç haftayı atlattıktan sonra yararlı bulursun.                                                                                              

İDAAL

İdeallerini terk eden insanlar ihtiyarlar.

İHTİYAÇ

İhtiyaçlarınızı açık ve utanmadan tartışmalıyız.

İLİŞKİ

İlişkilerde iyilik, karşındakinin bağımsızlık ve bireysellik ihtiyacına saygı göstermekle iyi karşılıklı atmosfer oluşturulur.

Herkesle eşit düzlemde ilişki kurmaya çalışın böylece aranızdaki yaş farkları önemsizleşecektir.

İyi geçinmek demek onlara güven vermek demektir.

İŞLER

İşler tek başına büyük ise kolay yapılabilecek şekilde küçük parçalara ayırarak yaptığın zaman geri kalanın göz korkutucu olmadığını görürsün.

Bu teknik tembellikten kurtarır, boş ve faydasız durmanı engeller, işe başlamanı sağlar.

Kendinle anlaş, başla, başlanan işin muhakkak biteceğine inan.

Baştan rahatlık beklemek delice bir düşüncedir, işin doğası böyledir, rahatlık sonra gelir.

Başaramasan bile başka işlerde yarayacak birçok deneyim edinmiş olursun.

İşin yapılmasında sızlanmayı sürdürürseniz hiç bir şey elde edemezsiniz.

Bir işin nasıl yapılacağını bilmek önemlidir.

Ancak, o işi gerçekten yapana kadar, o işin nasıl yapılacağını bildiğinizi iddia edemezsin.

İyi döneminde işin ne kadarının altından kalkmış olduğuna bakmak ferahlatıcıdır.

İşleri denetim altına aldıktan sonra zevkli başka işlere yönelmelisin. 

İşler kötüye gittiğinde gevşemeyi ve sakinleşmeyi öğrenemezsek sağlığımıza korumaya biliriz.

Olgularını (Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuç) değiştiremeyeceğini kabul etmelisin.

Bu gerçeği öğrendikçe daha olgun bir insana dönüşürsün.

İLETİŞİM

Eğer biz stres altında isek gerilimi diğerlerine de bulaştırırız ve iyi bir iletişim olanaksız hale gelir.

Ortak bir zemin tüm iyi iletişimin sırrıdır ve eğer endişelerimizin üstesinden gelebilir ve çaba gösterirsek hepimiz bunu becerebiliriz.

Öğüt vermek, hiddetlilik, kızgınlık iletişim sağlamaz.

Huzur ve güven verebiliyorsan iletişime hazırsın.

İsteklerinizi tanımla ve tanımanız, ulaşmak için çalışıp çabalamanız, engel olan durumlardan kurtulmak için problemleri çözmeniz önemlidir.

İNSAN

İnsan olmak, çok sayıda isteğe sahip olmanız anlamına gelir.

Arzularımızdan bazıları hafif, bazıları ılımlı ve bazıları da güçlü olur.

İnsanın olgularını (Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuç) değiştiremeyeceğini kabul etmelisin.

Bu gerçeği öğrendikçe daha olgun bir insana dönüşürsün.

İnsanlar inanılmaz derecede karmaşık canlılardır.

Birçok yeteneğin, davranışın, niteliğin ve karakter özelliğinin birleşiminden oluşurlar.

İnsanın özellikleri hiç durmadan değişir.

İDDİA

Bir şeyin gerçekte ne ise, ondan farlı olması gerektiğini iddia etmenin hiç bir anlamı yoktur.

İLHAM

Asıl işe başlamak üzere kendinizi harekete geçirdiğinizde, ilham gelir ve sizin çalışma hızınıza paralel olarak da devam eder.

İlham başarının %10 dur.%90 nı dökülen terlerden oluşur.

İNSAN

İnsan yaparak, görerek öğrenir.

İnsan isen her an yenilendiğinin, değiştiğinin, olgunlaştığının farkında olarak uyum sağlamalısın.

Olduğun gibi kalmak imkânsızdır.

Her şey değişirken sen olduğun gibi kalmakta ısrar ve iddia edersen kendini aldatırsın.

İŞİ AĞIRDAN ALMAK

İşi ağırdan almak başlı başına büyük sorunlar yaratır.

İşi kabul etmemektir.

Bilerek yapılan bir davranıştır.

İkazlarda düzelteceğim cevabı verilir.

Hoşgörü yokluğu varsa tedirginlik ve baş kaldırış vardır.

Kendi değerine karşı tehlike olduğuna inanır ve değerlerini korumak adına yapar.

Bahanelere sığınırsın.

Yaptığı en iyi iş olarak kendine verilmesine rağmen yarışmaktan korktuğu için işi yavaştan alırsın.

Gücendiğini doğrudan söylemek yerine işi geciktirir ve kalitesiz iş çıkartırsın.

Hileye başvurmuş olursun, kendini kandırırsın.

Her insanın farklı beğenisi olduğundan kişi kendi yapmak istediğini yapanı beğenir.

Kendinizi bilinçli olarak cezalandırıyorsun ama karşılığında hiç bir şey kazanmıyorsun.

Bir işi yapmak için çaba harcadığınız müddetçe gelişme mutlak surette sağlanıyordur.

Deneyimlerinizden öğrenmeye devam ediyorsunuzdur.

İŞ

İş seçerken zevk veren, yapmaktan keyif aldığınız bazı işler seçin.

Uzun vadeli amaçlarınıza uyum içinde olmasına dikkat edin.

İşi yerine getirmeden önce rahat etmeyi bekleme, kendine tam olarak güven duymadan işi yerine getirin.

Sonucunun ne olacağından emin olmak zorunda değilsiniz.

İŞİ YAPMADAN ÖNCE

İş yapmadan seni heyecanlandıracak bir şeylerin ortaya çıkmasını beklersen, hayatın boyunca çok az iş başarırsın.

İş için ne kadar çok zaman harcarsak o kadar ustalaşır ve o işten o derece keyif almaya başlarsın.

İLİŞKİLER

İlişkiler değer verdiğiniz kişi ile sona ererse pişmanlık ya da keder duygusu yaratır.

İnsan iyi de kötü de davranan, ancak gelecekte daha iyi yapma gücünü elinde bulunduran, hata yapabilen biridir.

Her zaman başarılı olmadıkça hiç bir değerimiz olmadığı şekilde kendimizi kınayan bakış açısını benimsemektense, bu görüşü benimseyin ve daha çok kişi tarafından onaylanma ve daha başarılı olma sansını yakalayın.

Değersiz bir insan değil, bazen istediği kadar başarılı olamayan, istediği sonuçları alamayan bir kişiyim.

Hiç kimse hatasız değildir.

İnsanlar kendi değerlerine göre yargılanmazlar, fakat kendi kökenlerine uygun olarak ayırıma tabi tutulurlar.

İnsanlar sıkıntıya gelemezler. Bundan dolayı, sıkıntılardan hemen kurtulmaya çalışır ve kendilerine en kestirmeden ferahlatacak yolu seçerler.

Zayıf öz-disiplinli insanlar inanmak istedikleri şeylere inanabilmek için akla gelebilecek en uçuk mazeretlerin arkasına saklanırlar.

İDEALLERİMİZ

İdeallerimizle uygun biçimde yaşamak olanaksızdır.

En azından onları sürekli aklımızda tutabiliriz

İHTİYAR

İhtiyar insan ideallerini (mükemmel olma yolunu) terk edendir.

İYİ HİSSETME

İyi hissetmeyi sağlamanın önemli yönü aklına olumsuz fikirler sokmamaktır.

İYİ YAKLAŞIM

İyi yaklaşım karşındakini memnun etmek için düşünce ve davranışının zarafetle (zariflik, naziklik, incelik.

Davranış, söyleyiş, giyim kuşam inceliği) yani beğenilir olmalıdır.

İHANET

İhanete uğramadıkça güven duymaktan vazgeçme.

İyi bir ilişki için güven en yüksek önceliğe sahiptir.

İNCİNMEK

İncinmeye sebep olacak her türlü söz ve davranış için dikkat edilmeli ve o kişinin özeline saygı gösterilmelidir.

İNANÇLAR

İnançlardan konuşulur ama hiç kimse kendi inancını tartışmaya açmaz, izin vermez.

İNCELİK

İncelik olması için farklılıkların farkında olmalısın.

İNAT

İnat etmek kendinin daha güçlü kuvvetli olduğunu ispat etmek niyetinizle olur.

İntikam duygusu hâkimdir.

Sonucu bilinenin tekrar ispat edilmesine çalışmaktır.

Üstünlüğünü kaçırma korkusu ile ikna edilmeye kendini kapatmıştır.

İYİMSER

İyimser olabilenler, kendilerini sevenlerdir

İş sonuçlanıncaya kadar belli aşamaları takip ederek gerçekçi hedeflere ulaşabilmek için beklemesini bilenlerdir.

 KASDEDİLENİ HEMEN FARKEDEN                                                     

 Akılcı düşünmeye ve önerileri hayata geçirmeye başlar.

KONTROL

Sınır belirleyenler hayatta diğerlerinden daha başarılı olurlar.

Güç, yeterli gelir ve eğitime sahip olmakla yaşamında kontrol sağlarsın.

Duygularını kontrol altına almak istiyorsan engellemeler karşısında kızmaman gerekir.

Engellemelerin duygusal rahatsızlığa yol açmadığını bilmelisin, ancak keyfinizi kaçırır.

Kontrolün azlığı bir kabiliyetin eksikliği yüzündendir.

Bu nedenle kendinden nefret etmemelisin.

Doğru biçimde yapmak öğretilmemiş olabilir.

Kontrolü üzgün ve tedirgin iken sağlayamazsın.

Kontrolü üzüntülü ve kendini bunalmış hissetmeye başladığın zaman sağlayamazsın.

Kontrolü elinde bulundurduğun nimetleri hesaba kattıkça sağlarsın.

Kontrolü, işler kötü de olsa daha kötüsü olabileceğini bilerek şükretmekle sağlayabilirsin, böylece olumsuz düşünceden çıkarak kötü gidişatı durdurabilirsin.

Kontrol, başkasının başına gelenlere aşırı tepki vermemekle olur.

Başkasının problemi için üzülme, sadece ilgilen ve ihtiyaç duydukları şeylerde yardımcı ol.

Kontrolü kaybetmenizin ilk noktası kızgınlıktır ki kızgınlığı oluşturan kendinin olduğudur, sonrası öfkedir.

(Bak öfkeye)

Kendi dengemizi kontrol etme gücü bizim içimizdedir ve hiç kuşkusuz insan ilişkilerine uygulandığında paha biçilmez bir hal alır.

KORKU

Korku mantıksız düşünceye sokar, acısına dayanamayacağını düşünürsün, fena bir şey olacağını inanmamızla kontrolü sağlayamazsınız.

Korkuda kontrol istiyorsan sen istemedikçe kimse sizi üzemez, üzücü bir dert var iken bunun felaket olduğunu söylemeyin, rahatsız edici bir şeyi hep düşünmek zorunda değilsin.

Olanı kötüleştirme.

Korkunuzu destekleyen her şeyi tümden bırakarak ve defalarca deneyerek korkudan kurtulabilirsin.

Bir şeyden ne kadar korkarsanız, başınıza gelmesi de o kadar hızlanır.

Çalışanların arasına katılarak yapabileceğinin en iyisini yap.

Mükemmel sonuçlanması gerekir diye ısrar etmeyin.

Problemleri ertelemekle, sorumluluklardan kaçmak ile kaybedersin.

Başka insanların kontrol edemediğimiz sorunlarına bağlanmak çok derin bir hatadır.

Kendini kontrol edersen enerjini öfke ve suçlamaya, karşı suçlama ile cevap vermezsin. 

KISKANÇ

Kıskanç insanlar, sevdikleri kimselerin kendilerini sevmesini öyle çok isterler ki davranışları ile kendinden çok hızlı biçimde uzaklaştırırlar.

Bağırırlar, boğarlar, tutsak haline getirirler, sevdiğinin en küçük zevklerinden bile men ederler, hep sevilmek istediklerinde ısrar ederler.

Güveni ve sağduyusu eksik olan kıskanır.

Sevdiğini kaybetme korkusu hep duyarlar.

Dışlanmak istemezler.

Sevdiğinizi ne kadar kontrol ederseniz o kadar çabuk kaybedersiniz.

Kıskançsan sessiz ol.

Baskı yapma.

Kafa ütüleme.

Başkaları ile olan ilişkisini engelleme.

Zeki ve kıskanç insan isen kendine özen göster, kontrol et, öfke ve suçlamaya yönelme, öz-denetim ve disiplinini geliştir.

(bak öz-denetim).

Kıskançlık sevgi ve saygı ilişkisini zedeler.

KAYITSIZLIK

Kendine karşı kayıtsızlık eden erkekler de kadınlar da başkaları tarafından kullanılmaktan ve başkalarının düşencesizliğinden dolayı acı çekerler.

KUSUR

Kusur aramak, güzellikleri görmemezlikten gelip yanlış ve hatayı öne ve söze getirmektir.

Kusur söylenmeden önce o kişinin güzellikleri önce ortaya konmalıdır.

KÖTÜ

Kötü, berbat gözüktüğünü asla hiç kimseye söyleme.

Kötü bir şey yapan birine yardım ve destek olmamalısın.

KATLANMAK.

Eğer durumu değiştiremiyorsan en iyi davranış kabullenmektir.

KARAR

Karar vermeden önce geri çekilerek seçeneklerini gözden geçir ve karar ver.

Karar almadan önce emin olmanız mümkün değildir.

Karar verdikten sonra hemen değiştirme.

Her zaman belirsizlikler vardır ve bu belirsizliğe hoşgörü gösterme fırsatın olmalı.

KAYGI

(üzüntü, tasa, düşünce)

Kendi kaygılarımızın köleleri olmak zorunda değiliz.

KİBARLIK

Kibar ve neşeli insanlar genelde zarafetle yaşlanırlar ve son ana dek kibar ve neşeli kalırlar, fakat bencil, tatsız bir insanın yaşlandıkça bu huyları artar.

KİN

Kin gütmek aptalca ve ruh sağlığını bozucudur, sevmek akıllıcadır.

KIZGINLIK

Kızgınlık bir zehirdir, yakınlık ise ilaç.

KESİNLİK

Kesinlik arıyorsan dünyada bulamazsın.

Çünkü işler sık-sık kestiremeyeceğiniz biçimlerde değişir.            

Kesinliğin var olması gerektiği konusundaki ısrardan vazgeçin ve belirsizlikten hoşlanmasanız da onu kabullenin.

KAYITSIZ KALMAK.

Gerçekten istediğiniz bazı şeylere kayıtsız kalıyorsanız, kendinizi kandırıyor ve sizin için gerçekten önemli bir şeye yabancılık taslıyor veya inkâr ediyorsundur.

KORKUNÇ

Korkunçluk güçlük çekmekten öte bir anlam taşır.

Bir şeyin yüzde yüz kötü olduğunu ortaya koyar.

Bir şey ne kadar kötü olursa olsun, her zaman için, daha kötüsü olanaklıdır.

Güçlükler ve elverişsizlikleri korkunç olarak ifade ederek olduğundan daha da kötüleştirmeyin

KABUL ETMEYE YANAŞMAYANLAR

Çaresizliğini kabul etmeyenlerin tedirginlikleri devam eder, şansızım kelimesinin arkasına saklanırlar, sorunları daha da kötüleşir, rahatsız, tedirgin, kısıtlanmış bir yaşama devam ederler (Kaçmak) Farkına varıp sorunla yüz yüze gelip çözmeye çalışılmadığından olur.

Kendinizi tam anlamıyla olduğunuz gibi kabul etmediğiniz sürece, mantıklı kararlar almanız ya da geçmişte yaptığınız hataların sonuçlarını düzeltmeniz pek olanaklı olmaz.                                     

KEYİF

Keyif aldığın ne ise, onda en iyi olmaya çabalamalısın.

Ne yapıyorsan keyif alarak yap başkasının onayını ya da saygısını kazanmak için olmasın.

Bir şeyi iyi yapmaktan keyif almak ve daha iyi koşullarda var olabilmek adına yapın, egoyu tatmin etmek için yanlıştır.

KAÇMAK VE KAÇINMAK

Kaçmak ve kaçınmak zor sorunlarla yüz yüze gelmenize engel olur.

Bu ileride başka yeni zorlukların ortaya çıkmasına yol açar.

Bitirilmemiş işler bekler, sorunlar çözümsüz kalır, yeni ve daha büyük zorluklar ortaya çıkar.

Yaşamak ve istediklerini yapmak için sonsuz zamanın yok.

Sorunlardan kolayca kaçmak, aslında hayatın getireceği güzelliklerden kaçmak anlamına gelir.

Küçük kaçışlar az olsa da kaçma alışkanlığı yapar, her şeyden kaçmaya başlanır.

Bir kere yoldan çıkmaya başladıysanız, yönü düzeltmek çok kolay olmayacaktır.

KISA VADELİ ÇÖZÜMLER

Kısa vadeli çabuk çözümler bir süre kendini iyi hissettirir ama bağımlılık yapar (Çikolata, içki, hap).

Ye, iç, eğlen; çünkü yarın olmayabilir şeklinde dile getirilen kısa vadeli hazlardan yana olursan gerçeklerden ve akılcılıktan uzaklaşırsın.

KAYBEDİLEN

Kaybettiğimizden konuşulmasını yasak ederek saklamaktansa açıkça konuşmak sağlıklıdır.

KUŞKU

Kuşku maya gibi kuşkuları üretir.

KÖTÜ DAVRANIŞ

Kötü davranış içindeki insanlar kendilerinden hoşlanmazlar.

Kötü davranırlar çünkü kendilerini beğenmezler ve ardından kötü davrandıkları için kendilerini beğenmezler.

Kendilerini reddedilmiş ve istenmeyen kişi gibi hissederler, bir yakın arkadaşa çok fazla ihtiyaç duyarlar.

Konuşmaktan kaçınacağın konular suçluluk, sevilmezlik, utanma, inançlardır.

KORUYUCUK

Belli bir zamana kadar iyi sonuçlar verir, devam eden koruyuculuk zarar verir.

KURUNTU

Bir durumun muhakkak olumsuz zorlukları ve zorlamaları olacaktır.

Bu zorlukları keyifle karşılarsan iyi sonuçlar alırsın.

Bu durumun sonuçta mutlaka mutsuz ve bitkin bırakacağına inanırsan kuruntulu olursun.                                                                                                             

MUTLULUK

Mutlu insanlar, standartları (herkesçe kabul edilebilir ölçü), değerleri (yararlı nitelikleri) ve etikleri (toplun içinde nasıl davranılacağı, görgü kuralları) ile makul (Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı, söylenmiş ve söylenen sözlere önem veren) uyum içinde yaşayanlardır.

Mutluluk; güzellik, sağlık, şöhret ile geldiğini sanma, mutluluğunu yok edecek özelliklerdir.

Kısa yoldan mutluluğa ulaşmak o an için keyif verici olabilir fakat uzun vadede düşünüldüğünde, maliyeti son derece yüksek ve üzücü sonuçlar yaratabileceğini de akıldan çıkarmamak gerekir.

MUTSUZLUK

Mutsuz olan makul hoşnutsuzluk düzeyinin altında yaşıyorsa, uykusu düzensizleşir, arkadaşları sinirlisin diye uyarır, kendisi bu durumu itiraf edemez, geçici düşüncelerle çözüm arayarak zaman kaybeder.

Şikâyet etmeyi bırakması, çektiği sıkıntının farkına varması, sorunu kabul etmesi, dışlanma ve öfke devresine varmadan farklı bir çözüm yolu izlemelidir.

Geçmişte yaşadığın mutsuzlukları geleceğe taşımakta fayda yoktur.

Neden geçmişin mutsuz eden olaylarını hatırlayıp duralım.

MAHCUBİYET

Utangaç insanlar, durmadan, başkalarından uzak durmalarını, küçük düşmekten acı duyacaklarına inananlardır.

Kendine yaptığın çok sert bir yargıdır.

(utangaçlığı oku)

MÜLKİYETÇİLİK

Mülkün sahibi gibi davranışlar her sevgi ilişkisini zedeler.

Ruhsal ve bilinçsizlikten kaynaklanan sebeplerden dolayı öz-disiplin sahibi olamazlar.

Başaramama korkusu tesirindedirler.

MİRAS

Miras olarak sağlıksız bir ortamda büyüdüğünü kabul et.

Yaşamına akılcı olmayan düşüncelerle, incinmiş duygularla, yersiz davranışların etkisi oldu.

 Denetimsiz giren bilgilerin duyguya dönüştüğü akılcı olmayan tüm düşünceleri ve hatıraları yeni baştan ortaya çıkarıp; alacağını al, yaramayanı atarak sorgula ve seç.

Geçmişi silip atmak kolay değil, aklınla savaşmayı bıraktığın an çok kısa sürede eski hatalara düşersin.

Yanlış olana saldırmalısın, yok edene kadar durmamalısın.

MÜKEMMEL

Mükemmel olmakta ısrar edenler en kötü olmaya mahkûmdur.

NEFRET

Yanlış davranmış olsanız bile, asla kendinden nefret etme, yaptığın yakışıksız davranışından nefret edin.

NEZAKET

Nezaketle (Saygı ve incelikle) ve sakinlikle davranmak sonra pişman olacağın birçok yanlış davranışı engeller.

NEVROZ

Nevroz kişinin ruh ve karakter yapısındaki bozukluklardır.

Çoğunlukla dış çevrenin etkisi ile meydana gelir.

Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemez.

İçgüdülerin, bilincin, sansürün birbiri ile uyuşması gerekir, bu uyuşma bozulursa nevroz hastalıkları ortaya çıkar.

Psikoloji alanıdır.

NİŞANLISININ değişeceğini beklemek boşunadır.                                                          

ORTAK ZEMİN

Ortak zemin tüm iyi iletişimin sırrıdır ve eğer endişelerimizin üstesinden gelebilir ve çaba gösterebilirsek hepimiz bunu becerebiliriz.

ONAYLATMA

Kendini onaylatma sorularından ısrar edersen güvensizlik ve bağımlılık sinyalleri verirsin ki sevgiyi zedeler, seni terk etmesini sağlarsın.

Olumsuzluğu yaşamamak tek düşünceniz olmalıdır.

Başkaları ve dünya hakkında fazlaca olumsuzluğun öğretilmesi, sizin de buna inanarak kendinize zarar vermeniz zehirli pedagojidir.

OLUMSUZLUKLAR

Olumsuzlukları devamlı gündeme getirmekten sakınmalısın.

OLGUN OLMAK

Olgun olmak için insan olgularını (Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuç) değiştiremeyeceğini kabul etmelisin.

Bu gerçeği öğrendikçe daha olgun bir insana dönüşürsün.

Ongunlaşmanın önemli kaynağı risk alabilmektir.

Bildiğinle gerçeğin yüzleşmesidir.                                                        

ÖZ-DİSİPLİN

Öz disiplin yüzleşmek, anteraman, egzersiz ile kazanılır.

Yüzleşmekten korkma.

Şimdi yapılması gerekeni yap.

Hatalı yapsanız bile yaparak pratiği geliştirin.

Yapılacak büyükse parçalara böl, yavaş-yavaş yap.

Kendini ödüllendir.

Yaptıklarınızı geriye doğru sorgulayıp hatalarından ders alın.

Denemeden vazgeçmeyin.

Sorundan kaçmaktansa üstüne gitmek doğrudur.

Yeteneğini kullanabilmek için gerekli tahammül ve öz-disipline sahip olmalısın.

Yeteneklerini, niyetlerini, kararlarını sonuçlandırmak için öz-disiplin gereklidir.

Öz-disiplini denetim altına alacak olan kendinsin.

Gerçekle yüzleşebilme olgusunu içinize sindirir.

İnatçılık yapmadan karşındaki kişinin sizi bir şeylere ikna edebilmesine açık olun.

Başarısızlık ve eleştirilmek, korkusuna kapılmadan neden reddedildiğini öğrenmeli sonra rahat bir biçimde denetlemeye başlamalıdır.

Zayıf öz-disiplinli insanlar inanmak istedikleri şeylere inanabilmek için akla gelebilecek en uçuk mazeretlerin arkasına saklanırlar.

Öz-disiplin ve acı çekmek her zaman kol kola gider.

Yapmak iyi yapmaktan önemlidir ve pratik yaparak yetkinliğe (Gerekli olgunluğa ve bütünlüğe erişmiş, kâmil, mükemmel) ulaşılabilir.

Gereğinden fazla en az disiplin varsa zarar verici olabilmektedir.

Zayıf öz-disiplinin sizi mutluluklardan alıkoyabilmesi gibi aşırı disiplin de yaşamdan zevk almanızı engelleyebilir.

Ölçüsünü dengeli bir şekilde ayarlamalısın, sonuçta yoran aşırılığa düşmemelisin.

Her şeyi kararında yapmak lazımdır.  

 ÖZ-SAYGI

Öz saygısı olanlar göz göze bakarak iyi niyetlerini belli ederler.

Öz-saygıları zayıf insanlar, hataları düzelttiği zaman alıngaşlaşmak eğilimindedirler, suçlanma olarak kabul ederek tepki verirler.

Samimi bir anlaşmanın ihtiyacı içindeyiz ve etrafımızdakilerin ise yardım ettikçe, onları cesaretlendirdikçe, kedi öz-saygımız da yükselir ve kendimizi günlük işler dünyasında evimizde imiş gibi hissederiz.

Suçluluk duygusu öz-saygımızı azaltan ve tanıştıklarımızla ilişkilerimizde bizleri güvensiz, yapan en büyük düşmanlardan biridir.

Kendi kaynakları ile yaşamaya yönelerek kendi başının çaresine bakabilen biri haline gelmek gerekir.

ÖNEMLİ OLMA

Başkaları için önemli olmanın yolu, onlara karşı işbirliğine0 istekli, saygılı ve sevgi dolu olmaktan, ihtiyaç duymaktan geçer.

ÖNEM VERMEK

Hiç bir şey, başkalarını, onlara önem verdiğinize inandırmaktan daha etkili olamaz.

Her insanın kendine göre önemsediği ve öne çıkardığı vardır.

ÖDÜLLENDİRMEK

 Başkalarını, iyi davranışları için ödüllendirmek, tüm davranışlar içinde en basit fakat en yararlı olandır.

Kusur aramak yerine söyleyecek güzel bir şey aramak doğrudur.

Davranışı ödüllendirmek, onu pekiştirir.

ÖFKE

Kızgınlıktan hemen sonra gelir.

Öfke, bir şeyi istemeniz, dilemeniz, arzulamanızla başlar.

İstediğiniz olmamış ve elde edememişseniz düş kırıklığına uğrarsınız ve üzülürsünüz bu normal bir değerlendirmedir.

Öfke istediğiniz şeye sahip olmak zorunda olduğunu düşünmekle olur.

Öfke başladığı zaman çocukça davranışlar başlar.

Öfkelendiğin zaman ilk işin susmak olsun ve kendine şu soruyu sorarak düşünceye geçin.

(İstediğim her şeyi elde etmek gerekir mi?)

Öfkeli iken haklılık tartışmasına asla girmeyin.

Haklı olsan bile bu davranışından dolayı kabul görmez.

Öfkeliyseniz ve bunu dışa vurmayı seçerseniz diğer kişi ile daha fazla soruna yol açarsın karşı kişiyi öç almaya teşvik etmiş olursun.

Öfke nedeni görülmez olur, hakaret sözleri görülür.

Öfkeliyseniz, dışa vurmazsanız pasif saldırgan yöntemlerle diğer kişiden öç almaya çalışırsın ki için rahat olmaz.

Buluğ çağındaki gençler kurallar koyanlara karşı öfke duyarlar.

Sorumluluğunu kabul etmekten kaçıyorsan, durumu olduğu gibi kabul etmiyorsun demektir ve duygularınla aşırı öfke tepkisi verirsin. 

Öfkeyi yenmedikçe yaşamının denetimini kazanamazsın.

İyi ilişkilerin düşmanıdır.

Değerli gördüğün hedeflere ulaşmanı engelleyen koşullar ortaya çıktığında veya egemenliğin alanda kişisel kurallarına saldırıldığında, yersiz ve haksız davranıldığı iddiasıyla öfken ortaya çıkar.

Karşındakinin davranışı değil, sizin o sonuca varmanıza yol açan evvelce yüklenmiş akılcı olmayan telkinlerle olur.

Karşındakini sözünü kesip ses tonunu yükselterek konuşmaya başlamışsan öfke anındasın.

Öfkelerini bastıranlar kendilerini suçlarlar sonuçta kendilerini kötü hissederler.

Öfkelerini sürekli canlı kalmasına izin vermeyenler kalp ve damar hastalıklarına yakalanırlar.

Öfkeye kapılan kötü ve değersiz insan olmaz, sadece yanılgıya düşebilen bir kişi olarak kabul etmelisin ve denetimi kaybetmekten hoşlanmazsın.

ÖZ-ELEŞTİRİ

İyidir ama fazla olursa kendinden nefret ederek suçluluk duymayı sağlar.

ÖZLEŞMEK

Kendine acıma içinde çırpınmaktansa başka bir karakterle özleşmek ve onların acılarına ortak olmak akıl sağlığını kurtarır.

ÖNLEYİCİ TEDBİR

İlerideki problemlerin oluşmasını veya büyümesini önler.

ÖLÜM

Kabul edilmesi ve ders alınması gerek en açık yaşamın örneğidir.

ÖNYARGILAR

(önceden verilmiş hüküm)

Yüzleşerek ön yargının zararlı ve adaletsiz olduğunu, böyle bir ayrımcılığa maruz kalmak istemediğimizi kendimize anımsatmaktır.

Öğrenmek istediğinizi yapın tribünlerden seyretmeyin.

Yaparken neyin işleyip neyin işlemediğini öğreniriz.

Yeteneğini öğrenmenin en iyi yolu, onu denemektir.                                                     

PATRON

Patronlar yanlarında çalışanlar tarafından değiştirilemezler, onlara katlanmak gerekir.

PASİFLİK

Pasiflik aşırı olursa, ailelerini memnun etmek için inanılmaz çok çalışan, sonunda kendilerini tükenmiş ve ezilmiş hisseden modern zaman köleleri olurlar.

PARA

İnsanın sağlığı, ahlaki, ruhi değerleri dışında başka her şeyin vereceğinden daha çok mutluluğun, rahatlığın, Özgürlüğün ve kişisel olarak bir şeyler meydana getirebilmenin kaynağıdır.

 Sağduyu (Doğru, akla uygun yargılar vermeyi sağlayan yetenek) ve sağlam muhakemeyle (Bir sorunu çözmek için çıkar yol aramak, bir işi zihinde iyice düşünüp inceleyerek karar verme.) kullanılmalıdır.

Ne kadar çok eğitim görürseniz o kadar paraya hükmedebilirsiniz.                                                     

RAHATLIK

Rahatlık genelde, o işi bitirmenizden sonra gündeme gelir.

Her zaman için rahat etmeliyim düşüncesine kendimizi kaptırdığımızda: rahatlık tuzağına tutulmuş olursun.

Bu tuzağı aşmadıkça hayalin, hevesin, hedefin yerine gelmez, mutluluk hayal olur.

Bir gün yaparım deme, bugün yap, hemen yap. 

RAHATSIZLIK

Rahatsızlık veren duyguları hoş görmezsen amacına ulaşmanızı ve mutluluğunuzun uzun süre devam etmesini engellemiş olursunuz.                                                    

SEVGİ VE İLGİ SÖZLER SİHİR ETKİSİ YAPAR.

SUÇLULUK

Suçluluk kendinden nefret etmektir ve fazla özeleştirinin sonucudur.

Sinirsel heyecan aptalca davranan fakat aptal olmayanda görülür.

Sorgulanmaya dayanamayan, çok güvensiz kişilerdir.

Sevgi yalnızca, çocuk bilgisiz ve itaatkâr kalırsa verildiğinden, bu tür yetişme tarzından hiç bir ilerleme çıkmaz.

SEVDİRME

Başkalarına iyi davranıp, size iyi davranmayı teşvik ederek, ailenize dostlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza kendini sevdirmelisin.

Diğer kişiyi ne olursa olsun, hoşnut ediyorsa onu yapın.

Kızma.

Sabırlı ve hoşgörülü ol.

Yanlış bir şey yapılmışsa bu durumu yeniden konuşarak doğru anlamalısın.

Bütün bu işleri sakince yapın.

SUÇLULUK

Suçluluk duygusunu yenmedikçe yaşamının denetimini kazanamazsın.

Bu savaşta kazanan ilişkiye en az önem verendir

Ayrılık ya da boşanma tehlikesinin, eşlerden biri üzerinde etkisi yoksa güç mücadelesinde en uzun ayakta kalan o olacaktır.

Suçluluk duygusu küçük yaşta hükmedici veya aşırı eleştiri ile olur.

Kendilerini suçlu hissedenler savunma eğilimindedirler ve bu onları geçinmesi zor insanlar yapar; genelde hiç anlamı yokken saldırıya geçerler.

SUÇLAMAK

Suçlamak sorumluluğu başkasına atmak olur.

Soya çekim, beslenme, sosyal eğitim, politika, ekonomi ve çevresel koşullar güçlü etki ederler.

Suçlama yapmadan, önce karşı tarafın savunmaya geçmesini önlemek için iyi tarafını yakalamalısın.

Kendinizi suçlamanın bir faydası olmaz, sorunu yapıcı biçimde ele alma yeteneğinizi de olumsuz etkiler.

SEVGİ

Sevgisi çok olup, sevdiğinin nefret ve dışlamasını katlananın sayesinde her şey daha iyi gider.

Sevgi akıllıca, kin duymak aptalcadır.

Sevgi ve karşılıklı saygı ile birbirimizi memnun etmekle ilgilenelim.

Suçluluk hissetmek acı duymaya neden olur.

Acımak zamanla zayıflığa neden olur.

Sertlikle sonuçlanan, kullanılmışlık duygularına yol açar.

Bu konu için sert ve hep terbiyeli ve saygılı biçimde müdahale edilmekle doğru sonuç elde edilir.

Söylenen başkasının sözüne değil, yapılanlara inanarak doğru olanı anlarsın.

SEVİLMEK

Sevilmeyi başkasından bekleme, bekleyiş içinde olma, sana düşen görev ve sorumluluğunu güzel yerine getir.

SALDIRI

Öfkeden sonra gelir.

Duyguyu kontrol ettiğin gibi öfkeni de kontrol etmelisin.

Kötü huylu inatçı olmak, yakınlarına zorbalık yapmak, onlara bağırmak, itip kakmak, kötü niyetli, sataşmalar, sürekli kusur bulma, başkaları ile mukayese etme, çabaları küçümseme.

Mutsuz isen sebebinin başkalarını suçlayarak sorumlu tutmak, güzel bir şey için övgüde bulunmamak saldırıdır.

Saldırı incitmeyi, boyun eğdirmeyi, yenmeyi amaçlar.

Bu davranışlar sonunda arkadaşların terk eder, çocuğun güç mücadelesine girişir ve zıt kişiler olurlar, eşiniz karşı saldırı ve sevecenlikte eksiklik oluşturur.

İnsanların sizden birazcık korkmaları iyidir, çünkü böyle saygı görürüz.

Kötü huylu ve inatçı olmak saygı kazanma yolu değildir.

Sohbet, düz sözcük alış verişinden çok daha fazlasını ifade eder.

Gülümseyişler, imalı bakışlar, hassas dokunuşlar, fısıldayışlar, kahkahalar, iç çekişler, kaş çatmalar, bağırış ve çığlıklar, öfkeli patlamaları içerir.

Vaaz verilmemeli, patronluk taslanmamalı.

Kişiyi saldırganlığı ile yüzleştirmeye teşvik etmeli, mümkünse yaşamından çıkartmalısın.

SORUNUN ÖZÜNÜ KAVRAMAK

Sorunun özüne ulaştıkça, gerekeni yaptıkça, kendine güvenin gelir.

SORUNLARINI YAZMAK

Sorunlarımızı, üzüntülerimizi, öfkemizi yazmalıyız ve yazdığımızı yakıp yok ederek ferahlama sağlamalıyız,

SORUN ÇÖZMEK

Sorun çözmede izlenmesi gerek yol şudur.

Tanımla, hedef belirle, çözüm yollarının listesini yap, listedeki en iyiyi seç, yazılı bir plan oluştur, uygulamayı üstlen, gidişi gözden geçirin, çözümün sonucunu değerlendirin.

Sorunların içyüzünü kavrasan bile sorun ortadan kalkmaz devam eder.

Duygusal açmazları etkin bir şekilde ortadan kaldırmak üzere adım atmalısın.

Sorunun ana nedenini kavramak çözüm yolunda yarıya gelmektir ki önemlidir.

Sadece kaynağını kavramak durumunuzu sürekli yeniden kavramaya çalışırsın ki sorunla hep karşı karşıya olacaksın.

Umutsuzluğa düşecek ve bazı şeylerin değişmeyeceğinden, onları değiştirmenin çok zor olduğundan ve olduğumuz gibi kalacağımızdan emin hale geleceksiniz.

Sorunların farkına varmak güzel.

Onların neden oluştuğunu bilmek daha güzel, ama sorunların kaynağı neyse ona yol açmamak ve onu ortadan kaldırmak üzere sürekli çabalamak en güzeli.

Sorunlarını çözmek istiyorsan, en iyisi, çalışmaktan ve denemekten başka bir yol olmadığını kabul etmelisin.

Bu hoşuna gitmeyebilir, ama kesinlikle böyle yaşayabilirsin.

Sorundan kaçmaktansa üstüne gitmek doğru olur.

SAKİNLİK

Sakinliği koruyarak, gelecekteki istediklerimi elde etmenin bir yolunu bulabilirsin.

Başkalarına ait sorunları gereksizce üslenerek ilişkileri bozarız.

Bu sorun benim için ne ifade ediyor?

Nasıl hissediyorum?

Sınırlar ne kadar?

Benim rolüm ne diye kendine sorduğun zaman gerçekten ne yapman gerektiği ortaya çıkar.

Başka birinin sorunu ile mutluluğunu azaltma.

SÜRE BASKISI

Süre baskısı işine yeterince zaman ayırmadığından, ağırdan aldığından olur.

Son dakikaya bırakmak eziyet ve sıkıntı verir.

SÜREKLİLİK

Süreklilik işin, verimin, başarının kilit noktasıdır.

SAPLANIP KALMAK

Saplanıp kalma mutsuz koşulları değiştirmek için bir şey yapmıyorsan olur.

Hala, aynı, sıkılıyorum, başka bir şey bulamıyorum, ilgilenecek başka bir şey bulamıyorum diyorsan saplanıp kalmışsındır demektir.

Kazanımlarını kaybetmeden değişmek için kendinle anlaş.

Korkularını, şüphelerini sorgulayıp bu saatten sonra değişemem gibi tembel düşüncelerden kurtul.

Kendini kandırmayı bırak, kendine acıma, kendine hile yapma.

SATIN ALMAK

Satın almayı arzu ettiğimiz şey gerçekçi ve satın alınması için haklı bir neden ileri sürebileceğiniz, er geç zaten alacağınız bir şey olmalı.

Bir malı satın almaya karar vermenizle, gerçekten parayı ödemeniz arasında üç günlük bir ara bırakın.

Doğru durum değerlendirmesi için kendinize zaman aralayın.

Düşünmeksizin alışveriş yaptığınızda anlık keyif alırdınız, ardından da suçluluk duygusuna kapıldığını fark ederdiniz.

SAHTELİK

Sahte işler yapacağımıza, her an yeni ve güzel özelliğini ortaya çıkarmak için çalışmalıyız.

SAĞLIK

Sağlıklı olmak istiyorsan; isteklerini tanımlamalısın, ulaşmak için çalışıp çabalamalısın, engel durumlardan kurtulmak için problemleri atlamadan çözmek durumundasın.

Kendinizi hırpalıyor, üzgün veya bunalımlı hissetmiyor olduğunuz sürece amaçlarımız doğrultusunda sağlıklı şekilde çalışmıyorsunuz demektir.

SOHBET

Sohbet düz sözcük alışverişinden çok daha fazlasını ifade eder.

Sohbet gülümseyişler ve imalı bakışlar, hassas dokunuşlar, fısıldayışlar ve kahkahaları kapsar.

Din ve siyaset her ne kadar çok insanı ilgilendiriyorsa da fazla tartışmalı konu olduğu için uygun konu değildir.

SÖZ

Söz kararsızlıktan, anlamsızlıktan uzak olmalıdır.

Kısa sürede konuya girilmelidir.

Basit ve doğal olmalıdır.

Saygı ile başla, sevgi ile bitir.

Hiç kimse sevdiğinin yanlışlarının söylenmesini istemez.

Hiç kimse sürekli konuşanı sevmez.

SALDIRGANLIK

Saldırganlık mantıksız davranıştır.

Meydan okumayı temsil etmedir.

Haklıyım diyen, saygı görmeyenler, dinlenmeyenler saldırgan olur.

Saldırganlık gerçeğiyle yüzleşmelisin, yaşamından çıkarmalısın.

Doğru iletişim kuramamaktan olur.

Yaşamın acı dolu olan kısmını ortaya çıkmasından korkanlar, kendisini ifade edecek sözcükleri bulamayanlar utanç duyarlar.

Kendilerini iyi eğitimli ve akıllıymış gibi hissederler ve kendi özel yaşantısına kapanıp kendilerini kendilerine saklamayı yeğleyenlerdir.

Farkında olmaksızın, biz kendimiz, özlediğimiz dostça alışverişi engelliyoruzdur.

Sorun nedir?

Diye sorarak dürüst ve özen gösteren bir yaklaşımla  itiraf ve özürleri de içeren bir konuşma yapılmalıdır.

Hatasını anlasa bile söylemeyen yüzleşme yapmış sayılmaz.

İtirafta büyük rahatlama sağlanır, sonra yanlış yaptığını ve zararın karşılanacağı  karşı tarafa iletilerek rahatlama sağlanır ve zarar tazmin edilmelidir.

SAKİN

Sakin ve gevşemiş olmaya çalışın.

Kendi yanıtlarından, tepkinden yalnız kendin sorumlusun.

Gevşek olarak kalabilir ve zarar görmekten kurtulabilirsiniz.

Öfkeyi bastırırsan elinde olmadan patlama yaparsın, güvenli küçük patlamalar iyi gelir. 

Kendine sakin ol, enerjini yaratıcı projeler için kullanmalısın diye telkin etmelisin.

Sakinlik ve nezaketle (Saygı ve incelik) davranmak sonra pişman olunacak çok davranışı engeller.  

SAKLANANIN

Sır diye saklananın ortaya çıkmasını hiç kimse istemez, dilemez.

SORUMLULUK

Hiçbir zaman tek taraflı değildir.

SIKINTI

Sıkıntı duymadan, herhangi bir şeyi sürekli olarak keyif alarak yapabilmek imkânsızdır.

Can sıkıntısına tahammül eden insan, başarının daha yüksek ve ilgi çekici basamaklarına ulaşabilmek için gereken sıkı çalışmayı bata-çıka gerçekleştirir.


Acıya, üzüntüye, mutsuzluğa ve tüm sıkıntılara katlanabileceğiniz bir zihinsel yaklaşım geliştirmeniz gerekir.

(Öz disiplini oku.)

ŞEVKAT                                                    

Şevkat (Acıyarak, esirgeyerek sevme) ve anlayış Tanrı’nın ve Tanrı erlerinin işidir, yüksek bir davranıştır.

Anne en güzel görünen örnektir.

ŞİKÂYET

Sahip olduklarının değerini bilmeyenlerin davranışıdır.

Büyüklenme hastalığına yakalananların hastalığıdır.

ŞIMARTILMAK

Şımartılmak hazır bulmayı alışan çocukların öz-disiplin konusunda ciddi sorunlar oluştururlar.

Yumuşak başlı ve Şevkatli ebeveynin açtığı sorundur.

Çocukları yavaş-yavaş kendi kaynakları ile yaşamaya yöneltmekle disipline edilmelidir.                                                    

TUZAK

Tuzağa düşmemek için ne yapman gereken; ihtiyacın için liste çıkartmalısın.

Problemin ne olduğunu kendine sormalısın.

Gerçek olanları gözlemlemelisin.

Yanlışı görmemezlikten gelmemelisin.

Sadece bakmak yeterli değildir, baktığına dikkat etmelisin.

 Mantıklı tepki göstermeli.

Duygusal tepkilerde kusur bulma hatası vardır, bil ve mantıklı alana yönel.

Okuduğun, duyduğun, yaşadığın olaylardan ders alman için bu konularda doğru soruları sormalısın ve doğru yanıtlar alırsan gelecekteki hataları önlersin.

Yanlış yaptıklarını gönüllü olarak itiraf etmedikçe değişim ve gelişim sağlayamazsın.

Kendini geliştirmenin farkına varmakla olduğunu bilmelisin.

Suçlamayı çözüm sayanlar güvensiz insandır sonuçta kaybederler.

TERK

Birini terk ettiğinde, bazı değişimlerin olduğuna ilişkin kanıt görene dek geri dönmeyin.

Terk ettiğin eşin ise kendine çeki düzen verene dek ayrı kalabilirsiniz.

TEHDİT

Tehdit olması kötüdür fakat berbat değildir.

Duruma katlanabilir, gerekeni yapabilirim ve kendimi, bu koşullar altında kabul edebilirim.

Tehlike yaşamın bütününü içerdiğinden farkında olarak kadınlar ve erkekler tehlikeleri göze almaktan korkmazlar.

TELKİN

(düşünce aşılama)

Mantıklı (akla uygun doğru düşünme) ve gerçekçi (gerçeği olduğu gibi gören ve ona göre davranan) olmalıdır.

Sağlıklı duygular; akılcı telkinlerden, tercihlerin dile getirilmesinden olur.

Akılcı telkinler esnektir, kesinlik taşımaz, mantıklıdır ve gerçekçidir.

Sakinliği koruyarak, gelecekteki isteklerini elde etmenin bir yolunu bulabilirsin.

Telkin akılcı olursa; maddi dayanağı var, anlam taşıyor, tarafsız ve zekice verilen yargılarla benimsenip belirlendiği için gerçekçi ve tutarlı, mantıklı, örnekle varılan sonuçlar verilen sözlere uyuyor, insanların amaçlarına ulaşmasını sağlıyor ve sorunların üstesinden gelmeleri için teşvik eder.

Yaşamında bu güne kadar herkes sana doğrularını telkin etti.

Seçim yapmadan birbiri üstüne kondu.

Şimdi akıllıca kendi doğru telkinlerini kendine defalarca söyleyerek kendini ikna et.

Yaşamın için bunu anlamaya ve uygulamaya çalış.

Kolay olmadığını biliyorum ama kendini kendin denetim altına almak için bu gereklidir.

Yapmazsan; rüzgâra kapılmış sıradan biri olarak dünya hayatını tamamlarsın ve unutulursun.

TEDİRGİNLİK

(rahatı kaçmış, huzuru kalmamış)

Tedirginlik duymak rahatsızlık yaratır, sosyal toplantılardan kaçılır, keyif alacağı etkinliklerden mahrum bırakır.

Bu duyuş güçlük çıkarır, sıkıntı verir ama çözümü, hoşgörüdür.

TERCİH

Tercihlerin olabilir ama başkasının istediğin gibi davranmasına neden yok.

Böyle kabul edersen hoşlanmıyorum ama katlanabilirim diyerek gereksiz yere acı çekmekten kurtulursun.

Karşındakine tercihlerini mutlaka sormalısın.

TEHLİKE

Tehlikeye atılmazsan, hiç bir şey kazanamazsın.

TARTIŞMAK

Tartışmayı her insan sevmez.

Kökten, temelden, dipten, fikri sabit olanla tartışmaya girme, sonuçta kırgınlıkla ayrılırsın.

TAKDİR

Takdir edilmeyi başkasından bekleme, kendine düşen görev ve sorumluluğu güzel yerine getir.                                                    

UTAGAÇLIK

Utangaç insanlar, kendisine gülünmesinden, kendileri hakkında kötü düşünülmesinden, küçük düşürülmekten ve aşağı olduklarının hissettirilmesinden, dışlanmaktan korkarlar.

Değersiz olduklarına inanmışlardır ve herkesin bu inançta olduğunu sanırlar. Reddedilmekten korkarlar.

Gözlerini kaçırırlar.

Yüzleri kızarır.

Pısırık bir şekilde el sıkışırlar.

Başka birinden daha iyi yapabileceği bir şey olduğunu görmez.

Bu duyguyu yenmek için anlamlı karşılaştırmalar yapın.

Başkalarından aşağı olmak değersizlik anlamına gelmediğini bilmelidir.

İnsanlarla çocuk ve yaşlıdan başlayarak konuşun sonra korktuğunuz kişilerle sohbet edin.

Uzun vadeli hedeflere ulaşmalarını engelleyecekse, kısa vadeli hazlardan vazgeçmek gerekir.                                                      

ÜZÜNTÜYÜ

Üzüntü yıkıcı bir depresyon veya suçluluk, düşmanlık duygusu veya size adil davranılmadığı için duyarsınız.

Acı vermeye başlamasına izin vermeden sorunun üzerine gidin.

Toplumun üzerinizdeki baskısı kaçınılmazdır.

Yaşananların sizi çökertmesine izin vermeyin.                                                       

YENİLGİ

Yenilgi telaşlandırır, soğukkanlı kalamazsın, paniğe kapılırsın, öfke duyarsın.

Yapacağın incelikle kabullenmektir.

Bir sonrakine hazırlanmaya başlamaktır.

Yaşa dilediğin gibi, farklı kuşağın dilediği gibi yaşamasına izin ver.

YANLIŞ

Yanlış olan hareket değil, hareketin amacıdır.

YARGI

Davranışlarınızı yargılayın, yapabilirseniz düzeltin ve hatalarınızdan ders alın.

Fakat kendinizi yargılamayın.

İşe yaramadığınıza, değersiz, tümüyle istenmeyen veya kötü olduğunuza ve kendinizden utanmanız gerektiğine inandırmanız saçmalıktır.

Kendinizi ya da başkalarını davranışlarımızdan yargılama hakkına sahip olmadığımız gibi, kendimizi ya da başkalarını ayıplama hakkına da sahip değilsiniz.

YÜZLEŞMEK

Istırap veren olguyla yüzleşmelisin, acı ile ilişkili olsa da toparlanmak için çok gereklidir.

Sağlıklı bir düşüncedir.

Korktuğun sürece yüzleşmekten kaçarsın ve bunalımlı duycularını değiştirmeye yanaşmazsın.

Kötü bir durum vardır unutma ki daha da kötüsüne gidecek olan bu durumu yüzleşmekle o noktada durdurabilirsin.

Vereceği rahatsızlığa katlanabilirsin.

Geleceğinle ilgili aptalca felaket senoryaları yazmayı bir kenara bırakıp çıkacak fırsatlardan birini yakalamaya çalışmalısın.

Yüzleşmeden kaçan korkaktır, suçludur, hastadır.

Zor bir görevle yüzleşebilmek, ondan kaçmaktan daha kolaydır.

YAŞLI İNSANLAR

Yaşlı insanlar çok alıngan olabilirler ve onlarla iyi geçinmek için daha dikkatli davranmak gerekir.

YIPRANMAK

Yıpranmak fiziksel açıdan ise sonucunda akıl sağlığından da zarar görür.

YANLIŞ SONUÇ

Yanlış sonuç hiç bir dayanağı olmayan bir şeyden olumsuz bir sonuç çıkarmaktır.


YAŞAM

Yaşam ister beğenin, ister beğenmeyin çok çalışmayı, tekrar yapmayı gerektiriyor ve bunu kabul etmekten başka seçeneğiniz de yok.

YANILĞI

Yanılgıya düşebilen insandan hatasızlık ve büyük güç bekleyemezsin, hiç bir şey garanti altına alınamaz.

YÜZ YÜZE GELMEK

Yüz yüze gelmek durumunda korkuların becerilere yönlendiğini görürsün.

Ölüm, sevdiğinden ayrılmak gibi acı gerçeklerle yüz yüze geldiğinde gerçekle yaşamayı öğrenirsin, hayal kırıklığına uğrar hayatına yeni bir düzen verirsin.

YENİLGİ

Yenilgi kısa dönemli haz peşinde olduğundan bu alışkanlığını denetim altına alamadığından, uzun vadeli haz almayı düşünmediğinden olur.

Rahat edeceğin ve keyif alacağın bir düzenleme yaparak her gün nerede ve hangi saatte ne yapacağını sapta, yararını ve zararını zaman dilimleri içinde yaparak çalış.

YAS

Yas dönemine herkesin ihtiyacı vardır.

Geleceğe dönük olumlu yaklaşım, hızlı toparlanma için çok gereklidir.

Gün tayin et mesela 7, 40, 52 gibi.

YAŞLILIK

Yaşlı isen kuşkuların, korkuların, düş kırıklıkların içindesindir.

Kuşkuların, korkuların, kaygıların, öz-güvensizliğin, üzüntün, düş kırıklıkların varsa yaşlısın.

Genç isen inançlısındır, öz-güven sahibisindir, umutlusundur.

YAPMAK

Yapmaya başlamak iyi yapmaktan daha önemlidir.

Sonuç pek parlak olmasa da başladığınız işi mutlaka bitirin.

İşi sıkı tutun ve şansınızı zorlayın.

Kazanmak veya kaybetmek çok önemli değildir.

Kaybetmekten korkunuz için gerekçeler aramaktan vazgeçin.

YARAMAZLIK

Kendisini hiçbir işe yaramaz hisseden bir insan için sağlam bir öz-disiplin sahibi olabilmek zor bir iştir.

Belli yetenekler söz konusu olduğunda değersizlik olabilir.

Kendini değersiz hissetmek aşırı nevrotik bir davranıştır.

Eğer kendini işe yaramaz veya değersiz hissediyorsan kendinizi davranışlarınıza eşitlemekten vazgeçin.

Kendinizi yaptıklarınızla yargılamaktan vazgeçin.

Güçlülük ve güçsüzlüklerinizi kendinize eşitlemekten vazgeçin.

ZARAR ZİYAN                                                          

Zarar ziyan görürsen kabullen (gücenmeden hoşgörü gösterirsen rahatlama anında gerçekleşir), değiştirmeye çalış (güçlüklerle karşılaşırsın), çekip git (kendine, yaşamına başka bir yerde veya başkaları ile sürdürme ve huzur bulma şansı vermiş olursun).

ZEHİRLİ PRDOGOJİ

Ana babalar, öğretmenler, din adamları gibi önemli kişiler tarafından size, kendiniz, başkaları ve dünya hakkında fazlaca olumsuz şeyler öğretilmesi, sizin de bunlara inanarak kendinize zarar vermenizdir.

Hassas ve kendiniz için düşünmeyi zor bulduğunuz bir zamanda, böyle haklı gösterilemeyecek dünya görüşlerine inanabilmeniz sürpriz sayılmaz.

Genellemeler yapılarak korku egemem kılınır.

Tuzak, yararlanılmak, saf durumuna düşmek gibi istenmeyen duruma düşmekten genelleme yapılarak korkutulursun ve böylece gelişmen engellenerek kendisine muhtaç kılınarak güdüme hazır, kullanabilir insan sağlanır.

ZAMAN

Zamanı iyi kullanmak için önem ve öncelik sırasına göre işlerini yerine getirmek için düzenleme yaparsan en etkin biçimde kullanmış olursun.

ZORUNLULUK

Zorunlu gibi yerine getirilen bir eylemin, her ne kadar ciddi sorun oluşturursa oluştursun, kişinin ana sorunu değil, ana sorununu gizleyen bir maske olduğunu hatırda tutmak önem taşıyor.

Korkulardan kaçınmaktan vazgeçtiğin zaman neler kazanacağını gösteren liste yap, gün boyu defalarca oku, tekrar oku.

ZIDDİYET

(karşıtlık, sevişmezlik, düşmanlık)

Zıddiyet varsa karşılıklı konuşma yarar sağlamaz.

ZEVKLERİN geçici tadına vardıktan sonra bunları yeniden defalarca isteyeceksin adeta bağımlı hale gelirsin.

                                    *

RAVLİ


Popüler Yayınlar