20 Haziran 2013 Perşembe

BUYRUĞA UY AMACINA ULAŞ

Allah ikisine de rahmet etsin Şeyh Yahya bin Muaz’la Beyazıd 202

Muâzoğlu Yahya’dan, o İslam mumundan Bistam (Beyazıd) pirine bir mektup geldi.

Diyordu ki:
Kutlu, tertemiz şarap içen kişi hakkında din şeyhi ne buyurur?
Otuz yıldır gece gündüz mahmurluğa düşmüş olan baş ne hale gelir?

Beyazıd’dan ona şöyle cevap geldi:
Burada öyle şarap içen var ki

Bir solukta denizi de, arşı da, Kürsi’yi de içip sömürdü; artık ne soruyorsun ona?

İşti de daha da var mı diye bağırıyor; o kişiyi bilmiyorsan bil; Beyazıd’dır o.
Şarap içmeden ne diye elden çıktın?

Aklı başında geldin, sarhoş olup gidiyorsun.
Eli boş görünüp durmadasın; boş kadehle sarhoşluk satmadasın.

Bu âlemde has canların içmesi için baştanbaşa dolup coşmuş binlerce sır denizi var.

Bir kadeh şarapla sarhoş olduktan sonra denizi nasıl içebilirsin?
Sen gönülleri aydınlatan sevgilinin aşkıyla sarhoşsan, onun buyruğuyla yanar gidersin.

Böyle yapamazsan, varlık, benlik şarabınla sarhoşsun; hani şu sarhoşlar gibi; sarhoşlar nerden yola düşecekler de nerden menzil alacaklar?

Bir makama sahipsen buyruğu uy da yürü; ama sarhoşsan, bir adım bile atamazsın.

Buyruğa uymayan aşığın derdi olsa bile dermanı yoktur.

                                    ***          
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
             ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                
                                                    *

BUYRUK:                                     
Bilinen ve inanılan bir kişinin ilgilendiği, benimsediği sahip çıktığı iş ve durum hakkında; belirli bir davranışta bulunmaya öğütlediği zorlayıcı söz, emir, ferman.

Kişisel yapı ve durum dikkate alınarak amaca ulaşmak için önder kişinin yapılmasını mutlak istediği ahlaki emirdir.

Buyruklar ikiye ayrılır:
Koşullu buyruk:
Bir koşula bağlı olan; bir başka şeye erişmek için yapılması gerekeni, erişilmesi istenen ereğe bir araç olarak bir şeyi buyuran buyruk.
(Ör. "Sağlığını korumak istiyorsan ölçülü yaşa.")

Koşulsuz buyruk:
Hiç bir koşula bağlı olmayan, salt olan; bir eylemi başka herhangi bir erekle bağlılık kurmadan, yalnızca kendisi için, nesnel zorunlu olarak buyuran, anlamı doğrudan doğruya kendisinde olan buyruk.

Koşulsuz buyruk (kategorik impératif), eylemin kendisine uyacağı ilke ve biçimi saptar.

                                                 *
Yaren,
Şarap:
İçerken ağzında burukluk tadı vererek yüzünü ekşitir, yutunca sarhoşluk verir.

Sofi anlatımlarında bunun etkisini anlatmak için kullanılır.
Bahse konu olan üzümden yapılan şarap değildir.

Yani seni eleştiren bir sözü duyunca yüzün buruşur, bu söz doğru ise yutarsın, sonra bu sözün faydasını görür zevklenirsin.

Yani ilahi âlemden bir bilgi, bir anlayış, bir görüş bir buyruk gönlüne düşüp ağzına geldiği zaman bunu başkasına söylemeyip yutarsın ya o şarap içmedir.

Peygambere ait bir öyküyü ballandırarak anlatmak boş kadehle sarhoş gibi davranmaktır.

Peygambere ait öykünün manasını anladıysan kendinden geçersin, yani sarhoş olursun.

Sarhoşçasına anlatırsın ki bu anlatımın gönüllere olur.
Kulaklara değil.

Kulağına bir günde binlerce anlatım gelir ki ilahi olanı bile değersizlerinin arasında kaybolur gider.

İlahi memeden süt emenler doymazlar.
Ağızlarını o memeden çekmezler.

Layık olmayan bu memeden emmesin diye şeriat’tan geçinen adamlara şarap diye bahsederler.

Onlar da haram diye yanaşmazlar.
Ey yaren, bu şarap sevgiliden söz kadehiyle sunulan şaraptır.

Âşık olanlara sunulan şaraptır.
Her din yolundaki bilmez bu şarabı, bu aşk şarabıdır sunan da sevgilidir.

Benlikten, varlıklı olmaktan sarhoş oluyorsan Tanrı’ya gidiş yolunda bir adım dahi atamazsın.

Sevgili, seni senden geçirdikten sonra kucağına alır. 

                                            *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar