Mecnun bir gün fırsatını
buldu; Leyla ile oturmayı muvaffak oldu.
Leyla, Mecnun’dan bir dilek
diledi; ey âşık dedi, neyin varsa getir.
Mecnun dile geldi de ey ay
yüzlü dedi; senin aşkınla ne suyum kaldı ne kuyum.
Ne ciğerimde birazcık su
kaldı benim; ne geceleri gözüme uyku giriyor.
Aşkın, aklımı yağmaladı;
şimdi bir tek canım kaldı; senden emir bekliyorum.
Canımı istersen hemencecik
vereyim; bunu iyice bil; hiç şüphe yok ki hemencecik veririm onu da.
Leyla söze geldi de ey yiğit
dedi; ben senden bunu, ne vakit istersen alırım; başka neyin var?
Mecnun, Leyla’ya bir iğne
verdi; iki dünyada da şimdi malım mülküm ancak bu dedi;
Bütün varlık âleminde malik
olduğum şet bu; bundan başka elim boş, hiçbir şeyim yok.
Bunu da şunun için yanımda
taşımaktayım; çölde, ovada çok düşüyorum.
A gönlümü alan, seni izlerken
düşüyorum, gül gibi benim de ayağıma diken batıyor.
Yere düşünce ayağıma batan o
tikeni bu iğneyle çıkarıyorum.
O zaman Leyla Mecnun’a dedi
ki: Şimdiye dek ben de onu arıyordum.
Aşkta gerçeksen bu iğne,
nasıl layık oluyor sana?
A darmadağın coşkun âşık,
benim gibi bir güzeli ararken ayağına tiken batarsa,
O tikeni iğneyle çıkarmak
doğru olamaz; çıkarırsan buna vefa (Sevgi ile bağlılık)
demezler.
Bir tiken ki bu kadar
olgunluğa sahip, daima vuslat (buluşma) yolunun
çavuşluğunu ediyor;
Onu iğneyle çıkarmak
yazıktır; sana gönül kanını içmekten başka bir şey doğru olamaz.
Ayağına bizim yolumuzda tiken
batarsa sen onu, elbisene takılmış bir gül bilmelisin.
Bu işte gülfidanından da
aşağı mısın ki gül elde etmek için bir yıl tikene sabrediyor.
Leyla’nın aşkıyla ayağına batan tiken, başkalarının armağan edeceği
yüzlerce gül demetinden yeğdir.
***
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ
ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Yaren,
Allah’tan gelen tüm sıkıntıları
sevgiliden geldiğini bilirsen, işsizlikten, tekdüzelikten, bezginlikten vb.
sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet kolayca kabul edilir.
Bu sıkıntılar başkalarının
binlerce hediyelerinden daha makbuldür.
*
RAVLİ