10 Haziran 2013 Pazartesi

GİDECEĞİN YERE NE LAZIMSA ONU AL

Sultan Mahmut’la bez yıkayan 172

Dünyaya hükmeden Mahmut, bir gün bir yere giderken bir bez yıkayıcısı gördü.

Bir yığın bez asmıştı.
Mahmut, bütün şu bezler kaça dedi.

Bezci, ey padişahlar padişahı, sana bu yolda on arşın bez yeter.
Bütün bunlardan ancak on arşın bez kâfi iken ne diye bunlar kaça ve hepsini birden sorarsın dedi.

Padişah bu sözü duyunca ağladı.
O sırada bir garip kerpiççi gözüne ilişti.

Yüzü güneşten yanmış, kömüre dönmüştü.
Döktüğü kerpiçler, bütün ovayı doldurmuştu.

Padişah, bütün kerpiçlerin kaça dedi.
Kerpiççi, sana dedi, on tanesi yeter.

Bütün bunlardan on tanesi yeterken hepsini niçin istersin?
Haramdır sana bunlar.

İyi olsun, kötü olsun, on arşın bezle on kerpiçten fazlası vebaldir (Hesabı sorulur) sana.

Dünyadan götüreceğin iki şeydir ancak.
Bunlardan başka her şey debdebeden (Haşmet, ululuk, büyük bir gösteriş, gürültü, patırtı, tantana), kuru gürültüden ibarettir.

Bu işten bir kar, bir fayda elde edersen tut ki cihan bir akarsudur.

 Şom (Uğursuz) nefisten geç, akılla uzlaş (Düşünce ve çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak anlaşmak).

Saltanatı terk et; işine düş, işinle uğraş.
Saltanattan elinde kalan bir nefesçikten ibarettir ama öyle bir iş yap ki bu bir nefesi de almadın say; çünkü ona da sahip değilsin sen.

Padişah o iki erin bu sözlerini duyunca kendisinden geçti, yerlere döşendi.
Ağladı, ağladı, nihayet kendini kaybetti de onlarla uzlaştı
(Düşünce ve çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak anlaşmak).

O iki merhametli ere bir hayli altın verdi; şehre gelince de bunu hikâye etti.

                                         ***
Zamaneden kısmetin bu ikisinden ibaretken şu pis yurtta ne yapacaksın ki?
( birisi kefen, diğeri kerpiç)

Gücünle, kuvvetinle Behram yıldızı kesilsen son günü gene mezara düşecek, Behram-ı Çubin kesileceksin.

Ey Gür Han, ne vakte dek bahaneler icat edeceksin?
Kork mezar yurdundan; çünkü mutlaka o yurtta yatacaksın sen.

Ayağını denk al da bu aksak yürüyüşlü felek, seni sana esir etmesin.

                                          ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri   

                                             *
( Behram Çubin (Farsça'da بهرام چوبین), Sasaniler zamanında II. Hüsrev'e bağlı meşhur bir İranî askerî komutan. 590-591 yılları arasında kısa bir süreliğine VI. Behram adıyla Sasani İmpartorluğu tahtına çıkmıştır.)

                                              *
Hazreti peygamber,

Dünyada kendini misafir bil ki, Ahret için hazırlıklı olasın.
Dünya sevgisi, bütün hata ve günahların sebebidir.

Allah ahreti düşünenin gözünü tok eder ve dünyadaki bütün işlerini ona kolaylaştırır. Aksi olan insanın gözü doymaz ve bütün işlerinde dağınık ve şaşkın olur.

Dünyayı terk etmek, kalp ve ceset rahatına ermektir.
Dünya, müminin zindanı, kâfirin cennetidir.

Ahreti seven, bu fani dünyaya nasıl bağlanır.
Dünya lezzetli bir sebze, kokulu bir çiçektir.

Allah sizi denemek, imtihan etmek için onu size vermiştir.
Mümin, kendi nefsinden, nefsi için, dünyasından ahreti için, gençliğinden ihtiyarlığı için, hayatından ölümü için faydalansın diye yaratılmıştır.

Gafil olan, dünyaya bağlanan, Allah’a dönüş ve itaati eksik olur.
Zenginim diyen ve gururlananın, yiyip içtiğinden veya şuraya buraya verdiğinden başka nesi var.

Zengin. Allah’ın verdiklerine kanaat edendir.
Mal ve para hırsının dine verdiği zarar, aç bir kurdun, koyun sürüsüne verdiği zarardan daha çoktur.

İnsanlar gaflet uykusundadır.
Ancak öldükleri zaman uyanırlar.

Fakat heyhat iş işten geçmiştir.
Dünyada kalacağımız kadar, ahrette ikamet edeceğiniz derecede her ikisi için de çalışınız buyurmuşlardır.

Yaren,
Birçok şey anlatacağız.

Büyüklerimiz yaşamın sadece dünya ile sınırlı olmadığını anlatıyorlar.
Öldükten sonra da hayatın devam ettiğini anlatıyorlar.

Ölmeden önce ölün diyerek; yaşarken gideceğimiz âlemi tanımamızı istiyorlar ve iki âlemde birlikte yaşamamızı öneriyorlar

İnancını gerçekler temelinden, en alttan başlayarak cüzi (parça) aklına öğretip, külli (Bütün) aklı kullanmanı öğretiyorlar.
Yani tüme gidiş.

Tümden gelen bilgilerle tüme gidiş yollarını öğreterek tüm ile bütünleşmeyi sağlamanın gerekliliğini öğretiyorlar.

Seni sıradan biri olmaktan kurtarıp sayılı bir insan olman için öneriler sunuyorlar.

Ah yaren sonra diyeceksin ki bunları daha önce neden öğrenmedim.

E, nasip işi.
Allah ne zaman nasip ederse o zaman olur.

İnşallah kolayca ve tez olur.

                                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar