Dünyaya hükmeden Mahmut, bir
gün bir yere giderken bir bez yıkayıcısı gördü.
Bir yığın bez asmıştı.
Mahmut, bütün şu bezler kaça
dedi.
Bezci, ey padişahlar
padişahı, sana bu yolda on arşın bez yeter.
Bütün bunlardan ancak on
arşın bez kâfi iken ne diye bunlar kaça ve hepsini birden sorarsın dedi.
Padişah bu sözü duyunca
ağladı.
O sırada bir garip kerpiççi
gözüne ilişti.
Yüzü güneşten yanmış, kömüre
dönmüştü.
Döktüğü kerpiçler, bütün ovayı
doldurmuştu.
Padişah, bütün kerpiçlerin
kaça dedi.
Kerpiççi, sana dedi, on
tanesi yeter.
Bütün bunlardan on tanesi
yeterken hepsini niçin istersin?
Haramdır sana bunlar.
İyi olsun, kötü olsun, on
arşın bezle on kerpiçten fazlası vebaldir (Hesabı sorulur) sana.
Dünyadan götüreceğin iki
şeydir ancak.
Bunlardan başka her şey
debdebeden (Haşmet, ululuk, büyük bir gösteriş,
gürültü, patırtı, tantana), kuru gürültüden ibarettir.
Bu işten bir kar, bir fayda
elde edersen tut ki cihan bir akarsudur.
Şom (Uğursuz)
nefisten geç, akılla uzlaş (Düşünce ve çıkar
ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak anlaşmak).
Saltanatı terk et; işine düş,
işinle uğraş.
Saltanattan elinde kalan bir
nefesçikten ibarettir ama öyle bir iş yap ki bu bir nefesi de almadın say;
çünkü ona da sahip değilsin sen.
Padişah o iki erin bu
sözlerini duyunca kendisinden geçti, yerlere döşendi.
Ağladı, ağladı, nihayet
kendini kaybetti de onlarla uzlaştı (Düşünce ve çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak anlaşmak).
O iki merhametli ere bir
hayli altın verdi; şehre gelince de bunu hikâye etti.
***
Zamaneden kısmetin bu
ikisinden ibaretken şu pis yurtta ne yapacaksın ki?( birisi kefen, diğeri kerpiç)
Gücünle, kuvvetinle Behram
yıldızı kesilsen son günü gene mezara düşecek, Behram-ı Çubin kesileceksin.
Ey Gür Han, ne vakte dek
bahaneler icat edeceksin?
Kork mezar yurdundan; çünkü
mutlaka o yurtta yatacaksın sen.
Ayağını denk al da bu aksak
yürüyüşlü felek, seni sana esir etmesin.
***
İlahiname Ferideddin-i Attar
M.E. B. Şark-İslam klasikleri
*
( Behram Çubin (Farsça'da
بهرام چوبین), Sasaniler
zamanında II. Hüsrev'e bağlı meşhur bir İranî askerî komutan. 590-591 yılları arasında kısa
bir süreliğine VI. Behram adıyla Sasani İmpartorluğu tahtına çıkmıştır.)
*
Hazreti peygamber,
Dünyada kendini misafir bil
ki, Ahret için hazırlıklı olasın.
Dünya sevgisi, bütün hata ve
günahların sebebidir.
Allah ahreti düşünenin gözünü
tok eder ve dünyadaki bütün işlerini ona kolaylaştırır. Aksi olan insanın gözü
doymaz ve bütün işlerinde dağınık ve şaşkın olur.
Dünyayı terk etmek, kalp ve
ceset rahatına ermektir.
Dünya, müminin zindanı,
kâfirin cennetidir.
Ahreti seven, bu fani dünyaya
nasıl bağlanır.
Dünya lezzetli bir sebze,
kokulu bir çiçektir.
Allah sizi denemek, imtihan
etmek için onu size vermiştir.
Mümin, kendi nefsinden, nefsi
için, dünyasından ahreti için, gençliğinden ihtiyarlığı için, hayatından ölümü
için faydalansın diye yaratılmıştır.
Gafil olan, dünyaya bağlanan,
Allah’a dönüş ve itaati eksik olur.
Zenginim diyen ve gururlananın,
yiyip içtiğinden veya şuraya buraya verdiğinden başka nesi var.
Zengin. Allah’ın verdiklerine
kanaat edendir.
Mal ve para hırsının dine
verdiği zarar, aç bir kurdun, koyun sürüsüne verdiği zarardan daha çoktur.
İnsanlar gaflet uykusundadır.
Ancak öldükleri zaman
uyanırlar.
Fakat heyhat iş işten
geçmiştir.
Dünyada kalacağımız kadar,
ahrette ikamet edeceğiniz derecede her ikisi için de çalışınız buyurmuşlardır.
Yaren,
Birçok şey anlatacağız.
Büyüklerimiz yaşamın sadece
dünya ile sınırlı olmadığını anlatıyorlar.
Öldükten sonra da hayatın
devam ettiğini anlatıyorlar.
Ölmeden önce ölün diyerek;
yaşarken gideceğimiz âlemi tanımamızı istiyorlar ve iki âlemde birlikte
yaşamamızı öneriyorlar
İnancını gerçekler
temelinden, en alttan başlayarak cüzi (parça)
aklına öğretip, külli (Bütün) aklı kullanmanı
öğretiyorlar.
Yani tüme gidiş.Tümden gelen bilgilerle tüme gidiş yollarını öğreterek tüm ile bütünleşmeyi sağlamanın gerekliliğini öğretiyorlar.
Seni sıradan biri olmaktan
kurtarıp sayılı bir insan olman için öneriler sunuyorlar.
Ah yaren sonra diyeceksin ki bunları daha önce neden öğrenmedim.
E, nasip işi.
Allah ne zaman nasip ederse o
zaman olur.
İnşallah kolayca ve tez olur.
*
RAVLİ