Şuayb, Tanrı özlemi ile on
yıl ağladı; sonra gözlerinden oldu, öyle yaşamaya koyuldu.
Tanrı, ondan sonra gene
gözlerini açtı onun; on yıl daha ağladı; kanlı gözyaşları döktü.
Bir kere daha o ağlayan
gözleri görmez oldu; Tanrı, bir kere daha gözlerini bağışladı ona.
On yıl daha gene zarı, zarı
ağladı; bir kere daha gözleri görmez oldu.
Gözleri görmez olup da ağlıya
ağlaya yerlere serilince Âlemin sahibi ona vahiy gönderdi;
Cehennem korkusundan kanlı
gözyaşları döküyorsan ebedi olarak seni cehennemden azat ettim.
Cennet için ağlayıp
inliyorsan cenneti de sana bağışlarım, huriyi de, Rıdvan’ı da.
Ben sana özlemimden
ağlıyorum böyle; nurdan da geçmişim ben,
nardan (ateş) da.
Bir an bile ne cennet
hatırıma geliyor, ne cehennem yüzünden ağlıyorum.
Bana, ebedi olarak senin yakınlığın gerek, işte derdimi söyledim, artık ötesini
sen bilirsin.
Aşinalık (tanıdık) ses geldi; Değil mi ki bizim özlemimizle
ağlıyorsun;
O halde bir hoşça ağla, inle;
çünkü giriştiğin iş, pek güç, pek.
Bunun üzerine Şuayb, ey
sırları bilen dedi; bundan böyle gözlerimi verme bana;
Seni göremedikten sonra
görüşle ne işim var benim.
***
Azizim, bu yüzü göremedikten
sonra boyuna ağlayadur; bir ömür boyunca işin var artık.
Senin gönlünde ne kadar çok
haslet varsa âşıkların gözlerinde de ondan fazla gözyaşı var.
***
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ
ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Şuayb peygamber; kalbin birçok sırlarına gördü.
İnsan kalbi Allah’ın rahmetinden vücuda gelmiştir.(yürek değil)
Arifin kalbi Allah’ın
rahmetinden beslenir.
Yaren,
Dünya âlemini kötülenerek
dünyaya olan sevgin soğutuldu, ilişkin en alt düzeye indirilmen istendi.
İkinci aşamada cennet istemek
ve cehennemden korkun önemsizleştirme yapılıyor.
Yani çıkarın için Allah’a
ibadetinden vazgeçip, ibadetini Allah’ın kendisini istemenin daha iyi ve tercih
edilmesi gerektiği anlatılıyor.
Allah’ın kendisini istemen ve
bunun önemi anlayarak yolda ilerlemen için örnekler veriliyor.
İlahi âleme doğru yolculuktaki
bir ileri durak yeri anlatıma girdi.
*
RAVLİ ARİF yaz blogdan incele.*
RAVLİ