6 Haziran 2013 Perşembe

BAŞKASINA DEĞİL KENDİNE HÜKMET

İsa oğlu Muhammet’le meczup kadın 155

İsa oğlu Muhammed, Tab’ındaki (Huyundaki) letafetle (Hoşluk, güzellik, nezaket, yumuşaklık) halifenin nedimlerini(sohbet arkadaşlarını) geçmişti.

Eğeri, kolanı, yuları altınla sırmayla bezenmiş güzel bir ata binmiş gidiyordu.

Bütün köleleri de atlara binmişlerdi; Bağdat, hep onları seyre dalmıştı.
Her bucaktan birisi, bu kimdir ki pek süslü püslü; geçimi pek yerinde demedeydi.

Kocakarının (Yaşlı kadın) biri, sopasını kakarak giderken, bu müptela (fena şeylere tutkun) da kimdir ki,

Tanrı, onu huzurdan ayırmış, mekr ederek (hile ile aldatarak) huzurundan uzaklaştırmış.

Muhammed, aklı başında birinden bu sözü duyunca hemen ağlaya, ağlaya atından indi.

Kendisinden ayırmasaydı hiç bu boş yerlerde oyalandırır mıydı? Dedi.
Gerçekten de halim böyle, kocakarının dediği gibi diye ikrar etti.

Bu sözü söyleyip tövbe etti; Gönlünden mal, mevki hırsını tamamen attı.
Baş aşağı geldiğini iyice anladı da bir bucağa çekildi, din erlerinden oldu.

                                         ***
Bir hayli ululandın; kendini zengin sandın, öyle gösterdin ama gizli bir yoksulsun sen.

Zenginlik satmayı da bilmiyorsun.

Kendine bir arpacık buyruğun geçmiyor da yoksula bir arpa bile veremiyorsun.

Kendine hükmedemediğin halde nasıl başkasına hükmedebilirsin.

                                           ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri   

                                             *
Mekr:

Allah’ın emirlerini dinlemeyen bir kuluna nimet üzerine nimet vermesi, kusurlarına rağmen durumunu olduğu gibi bırakması ve olağan üstü hususları başarmayı ona nasip etmesi demektir.

Bu durumda olana Tanrı tarafından tuzak kurulmuştur ve derece, derece yok oluşa götürür.

Yaren sende kerametler olursa Mekr-i ilahi olmasından kork.

                                      *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar