Arının biri, kovandan pek
neşeli, pek kararsız bir halde uçup geliyordu.
Bir karınca, onu böyle
sevinçli, kulluk hükmünden çıkmış görünce,
Dedi ki:
Neden sen böyle neşelisin;
niçin sevincinden bir yere sığmıyorsun?
Arı, a karınca dedi, neden
neşeden gönlüm coşmasın; niçin neşelenmeyeyim?
Nerede istersem orda
oturuyor, ne dilersem seçip yiyorum.
Dilediğim gibi dünyayı gezip
dolaşmadayım.
Artık bir an bile neden
kederleneyim ki?
Bu cevabı verip yaydan
fırlayan ok gibi bir kasap dükkânına dek uçtu gitti.
Dükkânda yağlı bir et parçası
vardı; ona konup hemencecik yemeğe başladı.
Kasap, ete satırı çakınca
arı, ikiye bölünüverdi.
Yere düştü.
Karınca haberdar olunca gelip
yarısını aldı; yolda zorlukla onu hem çekiyor, hem de diyordu ki: *Dildiği şeyi yiyen, gönlünün istediği yere konan kişi,
*Dilemediği şeyi görür, senin akıbetine uğrar.
*Dilediği gibi yaşayan, senin
gibi ölür.
Bak, sonun ne oldu?
*Haddin ( Yetki, yetenek, sınırını belli) olmayan yere adım
attın ama bilgisizlik yüzünden kendi kendinin kanına
girdin.
*
Az ululanmak, az kibirlenmek,
güzel huy ve kerem (Cömert, büyük) sahibi olmak
gerekir.
Gücü kuvveti olanın, terazide
Kafdağı (Büyük insan) kadar ağır gelenin bile
ağırlığı, değeri, bir arpadan daha aşağıdadır.
İnsanları az incit; bu huyu
seç.
Hafif ve çevik ol.
Bundan daha kısa, bundan daha
yakın yolun yoktur senin.
***
İlahiname Ferideddin-i Attar
M.E. B. Şark-İslam klasikleri.
*
İnsan; fıkralı, memeli, iki
ayağı üstünde yürüyebilen, gelişmiş beyinli gerilemiş çeneli bir hayvan
türüdür.Bir hayvan türü olarak insan kendi gücüne dayanarak davranamaz, birçok dışsal güçlerin buyruğundadır.
İnsanın kişilik
kazanabilmesi, ilkin insanlığının bilincine varmasıyla olanaklıdır.
İnsanlık bilincine varan kişi
insanlık gücünü kazanır.
Kişilikli insan özgür
insandır.
Her şeyin temeli, kişisel
yaşamın eğitilmesidir.
Alman düşünürü Max Schler
göre kişilikli insan:
Güçlüdür.
Başka bir gücün yardımını gereksinmez.
Çünkü kişilik; kendi
istedikleri, duydukları ve düşündüklerini başkasının ayırt edebilme eyleminin
gerçekleştiricisidir.
Tutarlıdır.
Tüm davranışları arasında bir
anlam birliği vardır.
Çünkü kişilik, bir anlam
birliğiyle birbirine bağlı bulunan çeşitli eylemlerin ancak, bu birlik için
mümkün bulunan gerçekleştiricisidir.
Sorumludur.
Tüm davranışları arasında
anlam birliği duyar ve denetler.
Çünkü kişilik, bir anlam
birliğiyle birbirine bağlı bulunması gereken çeşitli davranışları bizzat
eleştirebilme eyleminin gerçekleştiricidir.
Bağımsızdır.
Kendisini, kendi bedeninden
bile ayrı olarak duyar.
Çünkü kişilik, hayat
enerjisine uygun bulunan hayvansal bedenin dışında oluşan bir karşıtlığın
gerçekleştiricisidir.
İnsanların kişilikleri toplumsal etkilerle oluşur.
Kişiliği oluşturan etkenlerin
başında insanın doğuşundan gelen yaradılışı (Mizaç)
gelir.
Soyaçekimle gelen birçok
özellikler ve fizyolojik yapı ruhsal tutumu belirler.
Daha sonra gerçekleşen
toplumsal etkilerde kişiliği biçimlendirir.
(Orhan Hançerlioğlu Ruh bilim
sözlüğü alıntı)
*
Olgun insanlar gerçekleri net
bir biçimde algılayabilen kişilerdir.
Diğer insanlarla karşılıklı
güven ve içtenliğe dayanan ilişkiler kurmaya çalışır ve bu ilişkilerin
sorumluluğunu sürdürebilirler.
Kendilerini kabul edebilmiş
olmanın huzuruyla başkalarının gereksinmeleriyle ilgilenir, neşe ve dertlerini
paylaşırlar.
Üretken olmaktan hoşlanır,
yeteneklerini sürekli geliştirir.
Toplum içindeki yeri ne
olursa olsun, birey yaşamının herhangi bir döneminde bu niteliklere ulaşabilir.
Olgun insan, diğer insanlarla
ve toplumun temel kurumlarıyla uyumlu bir beraberlik içindedir.
Kendi değer yargılarıyla ya
da ne olduğu ve ne yapmak istediğine ilişkin görüşleri diğer insanlara ve
toplumdaki olaylara karşıt düşerse huzuru bozulabilir, ama kişiliği dağılmaz.
Çalıştığı iş, yeteneklerine
göre uygundur ve çalışmalarını, kendine ve içinde yaşadığı topluma katkıda
bulunacak bir biçimde sürdürür.
(Prof.Dr. Engin Geçtan Çağdaş
Yaşam ve Normal dışı Davranışlar. Alıntı)
*
Yaren,
Her hareketinde karşına
yasaklar ve cezalar çıkar.
Ama bilgili olan kimse
yasakları hesaba katarak izin verilmiş veya önerilmiş yolu kullanarak amacına
engelsizce ulaşabilir.
Başkasının hak ve hukukuna
izin almadan, bedelini ödemeden kullanamazsın.
Kul hakkı Allah tarafından
çok önemsenmiştir.
Hiçbir şey sahipsiz değildir.
Her şeyin sahibi Allah’tır.
Allah yarattığı varlıklarını
insanın hizmetine vermiştir ancak kural da koymuştur.
Bu kurallara uymazsan kasap
satırı her an gövdene iner.
Dünya ve ahret yaşamının teknik talimnamesi Kur’an, ustası da hazreti Muhammed ve onun kalfa ve çırakları erenler, evliyalardır.
*
RAVLİ