Bir gün tertemiz Yusuf,
Zeliha’yı toz toprak içinde oturmuş gördü.
Gözünü dünyaya yunmuş, bütün
dünya gözünden çıkmıştı amma şu toprak yurduna gören gözü kapalıydı onun.
Hastalığa, yoksulluğa düşmüş,
yüz çeşit kendinden geçmişti.
Her solukta yüzlerce defa acı
haldeydi; Yusuf’tan ziyade (Çok) Yusuf’un gamını çekmekteydi.
Ümitle yola oturmuş, onun
yolundan bir toz kopar diye beklemekteydi.
Böylece de yoldan bir toz
kopmasını bekliyor, o padişahın izinin tozunu görmeyi umuyordu.
Yusuf onu görünce Allah’ım
dedi, ne istersin bu kör bunaktan?
Ne diye onu yok etmezsin? O, bir peygamberin adının kötüye çıkmasını istedi.
Derken hemen Cebrail geldi;
Tanrı buyruğunu bildirdi; biz diyordu Tanrı; onu yoldan
alıkoyamayız.
*O, bizi
seveni seviyor; vücudunda bir dünya dolusu sevda var.
*O,
seni sevdikçe biz de, senin yüzünden onu
sevmekteyiz.
Kim dedi sana, var git de gül
bahçesinde gülün ölümünü iste, dostların dostlarının ölümünü arzula.
Ömrünü tüketse bile ben onu,
senin hürmetine gençleştireceğim.
O seni, aziz ömrü gibi
sevmede, nasıl olur da alçaltırım? Onu sana vermem gerek.
O değimli ki bizim
Yusuf’umuzu seviyor, kim kinlenebilir de canına kastedilir onun?
Senin aşkınla iki gözden
olduysa yaş döken iki gözü, bu aşka iki tanık.
Bu aşığın aşkına tanık var
ya; bu yüzden her gün daha aydın, daha parlak bir hale gelecek elbet.
***
Sen de can vermeyi anlasaydın
âşıkların sırrından bir nişane elde ederdin.Can vermekten bir koku alamadıysan şu sözlerin hiçbir faydası yok.
Şimdicik sana can verirse o
zaman aldırış etmezlik kılıcını senin üstünden kaldırır da o vakit anlarsın.
***
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ
ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Yaren,
Beş duyudan oluşan verilerin
hoşluk duygusu taratmasıdır.
Korku ve kaygıda sığınılacak
yer olması da sevgi unsurudur.
Duymak istediklerini
söyleyeni seversin.
Ancak gerçek ortaya çıktığı
zaman kaybın büyük olur, aldatılmış hissi olur.
Aşk yalnız imkânları değil,
kendisini yani zatını her şeyiyle sevmektir.
Sevgi kavramdır, içten
ilgiyi, anlayışı, tepki vermeye, dürüstlüğü ve zevk alabilmeyi içerir.
Sevgi, sahip olma biçiminde
yaşandığında sevilen kişinin boğulması ve sevginin yok edilmesidir.
Sevgi doğru geliştiği ve
tamamlanmasına yaklaşıldığında his dünyası devreye girer.
His dünyası ani coşku ve
kararların uygulandığı yerdir.
Bu durumda en zayıf olduğun
andır.
Kalbinde, melekten uyarı
aldığın gibi şeytandan ve nefsinden uyarı gelir.
Tuzakların çok olduğu,
doğru-yanlış ayırımı yapmanın güçleştiği, karar vermede zorlandığın, aklının
karıştığı dalgalı bir denizde olduğun zamandır.
Bu durumda Allah’ın yap
dediklerini yapar, yasakladığını yapmazsan bu tuzaklardan kurtulursun.
Yani itaatle en az zararla
kurtulursun.
(Şeriat hükümlerinin ışığı
altında yol almak)
Eğer şeriat hükümlerini
dikkate almazsan, uygulamazsan tuzaklara yakalanır, gerisin geri döndürülürsün.
Aşkı hiç tanımadan arzu ve
isteklerine boyun eğerek mahrum kalırsın.
Âşıklarda ölüm korkusu
yoktur. Ellerindekileri yitirmeye aldırış etmezler.
Aşk gönül vermek candan
sevmektir.
Sevilen bütün huyları ile
sever, gönül hoşluğu ile kabul eder.
Sevgiye bak.
Sayılara bakma.
Tanrı’nın aşkı kendisinedir,
başkasına değil.
Sevgi basamak basamaktır,
Aşağı basamakta olan yukarıdakine secde eder.
Severek birleşiriz, dövüşerek
ayrılırız.
Sevmek başka, kabullenmek
başkadır.
Sevgiye, aşka kendini
hazırlamayan kaldıramaz.
Beni anlamıyor demek, sevgiyi
karşıdan beklemektir.
Ey Yaren!
Bekleme sen sevmeye devam et.
Aşk, ışığından haberi
olmayanı insan sanma, o eşektir.
Aşk, Kâbe’yi başsız ayaksız
tavaf ettirir, içkisiz sarhoş eder.
Aşk, Hakk’ı görmek isteyene
gözdür.
Aşk, iç dünyandaki bütün
karanlıkları aydınlatır.
Aşk, güç verir, iş yaptırır.
Aşk, yükselişin için
merdivendir.
Aşkı olmayan akıl buz gibi
donmuş kalmıştır.
Âşıkların yönü sevgiliyedir.
Aşkı; doğru ve haklı olanla,
çürük ve temelsizi birbirinden ayıramayanlar bir zerre dahi anlayamazlar.
Herkesin aklı aşkı
anlayamaz.
Bunu bu yolu görüp
bilen kişiden başkası anlamaz.
Akıl aşkı tanır fakat
anlayamaz, bir sırdır.
*
RAVLİ