MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B32

Sevgili (Sevilen ve aşık olunan), dostluk (Yakın arkadaşlık) et gene bize, uyuma (Dikkatli ve her an uyanık ve hazır bulun).

A sarhoş bülbül, uyuma gül bahçesinde.

Garip (Kimsesiz) dostları gör-gözet (Koru, yardım et, bağlan) ;

Bu gece bağış (Yardım) gecesi;

Uyuma sakın (Dikkatli ve her an uyanık ve hazır bulun).

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri aşık olunan Şems Hazretlerinden aşıklarına yakın arkadaşlık, koruyup, yardım etmesini, bağlanmasını istediğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin onurlandırdığı, şereflendirdiği zaman aşıkların dikkatli ve uyanık olarak her an hazır olmalarını gerektiğini öğrendik.

                  *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B31

Yârabbi-yârabbi (Ey Allah'ım), rebabın (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı sazının) tespihi (Allah'ı her şeyden ve yaratılmışların alametlerinden, ve yok olmaktan uzak tutarım) hakkıyçin (Yemini için).

Hani bu tespihte (Ululamada, büyükleme, büyük saymada, saygı göstermede) yüzlerce soru vardır, yüzlece cevap.

Yârabbi, yanlış-kavrulmuş gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağında), yaşlarla dolu göz hakkıyçin (Hakkı için) küpteki şaraptan da daha coşkunuz biz.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. Rebabın bile Allah'ı ululadığını, çıkardığı sesten duyup anlamamız gerektiğini öğrendik.

2. Bir rebabın Allah'ı anışında yüzlerce soru ve bunlara cevap olduğunu, soruları bilmek cevaplarını bulmak böylece yaratanın sanatını daha iyi tanımak gerektiğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri aşk uğrunda yanmış, kavrulmuş, gözyaşı döken kalbinin çok coşkun olduğunu, coşkunluk verdiğini öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B30

Ateş gibi tez (Çabuk) bir halde (Şems Hazretleri) geldi;

Canı, gerçeğin gül bahçesinden parlamış.

Bugün Kâ'b kadısı (En üstün mahkeme başkanı), bengisuyu (Ölümsüzlük suyunu) aramada kadıları (Mahkeme başkanlarını) geçti.

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin yanına çok çabuk geldiğini öğrendik.

2. Çok üstün işlerde ve makamlarda olanların ölümsüzlük suyunu aradıklarını, ölümsüzlük kaynağının suyunu Mevlana Hazretlerine aramadan sevgilisi olan Allah dostu Şems Hazretlerinin getirdiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B29

Gece oldu;

Şu gönüldeki (Kalpte oluşa duyguların kaynağında) yanış (Isı ve ışık verecek konuma geçmesi) nedir acaba?

Sanıyorum ki tanyeri ağardı;

Gündüz oldu mu ki?

Aşkın gözüne ne gece sığar, ne gündüz.

Şu aşkın gözleri, gözleri nasıl da bağlıyor (Düşünce ve duygularını kendi istediği gibi görüp düşünmesini sağlıyor) .

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. Şiddetli muhabbet, çok sevmek, sevda, candan sevmek, Allah'a ve onun sevdiklerini, dostlarını sevmek olacağını öğrendik.

2. Bir insanın bir insana karşı sevgisi çıkarı veya cinsel arzuları dışında ise buna ilahi aşk dendiğini öğrendik.

3. Aşk ve muhabbetin kalpte olan duygularda olacağını ve çok kıymetli olduğunu öğrendik.

4. Aşkın nefsi terbiye edip, ahlakı güzelleştirdiğini öğrendik.

5. Aşkın insan kalbinde bir yakıcı ateş olup, kalpte Allah ve sevdiklerinden başka her şeyi yakıp yok ederek başka bir şey bırakmayacağını öğrendik.

6. Allah ve sevdiklerine aşık olanın sözü, işi, düşüncesi, doğru ve saf olacağını öğrendik.

7. Allah aşığının uyanık kalpli ve hatadan uzak durmaya çalışan olduğunu öğrendik.

8. Aşkın gözleri bağlayıp sevdiğinden başka bir şey görmez hale geleceğini öğrendik.

9. Aşkın olgunluk yolu olduğunu öğrendik.

10. Aşkın gönül güzelliğine, çalışmaya, olgunluğa, söz birliğine, gelişmeye, kendine dönmeyi, sözsüz anlatıma ulaştırdığını öğrendik.

11. Aşkın içimizdeki sayısı çok küçük dünyalarımızı büyük dünyaya bağladığını öğrendik.

                           *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B28

Geceleyin şehrin çevresini yel gibi yöpürüp (Hızlıca) döndüm-dolaştım, su gibi aktım.

Şehrin çevresinde dönen, içinde dolaşan kişiyi uyku, bulabilir mi?

Herşeyi yerli yerinde isteyen akıldır (Düşünme, anlama ve kavrama gücü);

Sarhoş olmuş (Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak), yerlere yıkılmış kişiden ne ayırdediş (Temyiz) iste, ne edeb (Toplum töresine uygun davranış) um (Olmasını iste, bekle).

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri hareket halinde olanı uykunun tutamayacağını söylediğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin Tanrı şarabıyla sarhoş olduğunu, akıllı kişilerin istedikleri şekilde davranışlarının olmayacağını, sıra dışı bir yaşayış içinde olduğunu öğrendik.

                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B27

(S.324) Sakiy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), yüzün için olsun, gerçek aşkına sun ne toprağı gören, ne suyu bilen o şarabı (Tanrı şarabını).

Bedenim hasta değil, gönül (Kalpte oluşan duyguların) hastasıyım ben;

Şerbet de nedir ki?

Şarap (Tanrı şarabını) sun bana, şarap (Tanrı şarabını) sun (Nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek) .

                          *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. İnsan eli değmeden oluşan helal şarabın veliler için Allah'ın hazırladığını, içenlerin sarhoş olup hoş bir hal aldıklarını, hoş hal alınca kendilerinden geçeceklerini, şarap kadehinin hakikat dünyasını göstereceğini, bu şarabın kokusuyla kişi yetkin, erişkin, eksiksiz, ağırbaşlı, mükemmel, olgun hale geleceklerini, bir kısmının da aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen gizemleri keşfedeceklerini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Allah'tan ve Allah dostu Şems Hazretlerinden Peygamber efendimize sunulan iki kadehte biri süt diğeri şarap dolu olan kadehlerden Peygamber efendimizin sütü kendisi için tercih ettiğini, şarabı da ümmetinin hayırlı insanları için sakladığını, saklanan bu şaraptan istediğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B26

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), senin hevesinle (İsteğinle, eğiliminle, arzunla) rebaba (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı sazı) döndü, rebaba.

Her parçası, senin ısınla yandı-kavruldu.

Sevgili (Sevilen bağlanılan), bizim derdimize (Üzüntümüze) karşı susup (Konuşmaktan kaçınıp) duruyor amma bu susuşta yüzlerce cevap var, yüzlerce cevap.

                              *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine olan özlemle görme isteğinde olduğunu, göremeyince üzüntü belirten sesler çıkardığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin sıcaklığıyla Mevlana Hazretlerinin duygu dünyasının yanıp kavrulduğunu öğrendik.

3. Şems Hazretlerinin susmasında bile yüzlerce sesiz anlatım, sorulara cevap olduğunu öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B25

A eşsiz incinin (Şekli, değeri değişmeyen mücevher Şems Hazretlerinin) hayali göze geldi;

O anda da gözyaşları hemencecik akmaya başladı,

Gizlice iki gözümün kulağına dedim ki:

Pek aziz (Ermiş, sevgide üstün tutulan) bir konuktur, şarabı (Tanrı şarabını) sundukça sun (Devamlı ikram et).

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin hayali Mevlana Hazretlerinin gözüne geldiği zaman sevinçten gözyaşı döktüğünü, kendi kendine aralıksız ikramlarda bulunmasının gerektiğini öğrendik.

                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B24

İşsiz-güçsüz (Yapacak hiçbir işi olmayan veya iş tutamayan durumda) oturma, gir içeriye, tez (Çabuk) katıl bize;

İşsiz beden ya yemeye düşer, ya uykuya dalar.

Semâ' ehlinden (Tarikat mensuplarının cezbe halinde ayakta dönerken zikrederek gökyüzünden gelen mesajı işitip söylemesini) rebap (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı sazın) sesi gelmede;

Onların halkasını (Çember şeklinde dizilmiş topluluğu) bul, sema (Kollarını iki yana açıp müzik eşliğinde dönerek yapılan ayin) edenlere karış.

                                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                       *

Neler öğrendik;

1. Yapacak işi olmayanın, iş tutamayanın Mevlevilerin arasına katılması, yeme içme, uyuma düşkünlükten kendisini kurtarması gerektiğini öğrendik.

2. Mevleviler ayakta zikrederek dönerken semadan gelen mesajları duyduklarını, dışarıda olanların sadece rebap sesini duyacaklarını öğrendik.

*

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B23

A güzelim, sen Yusuf'umsun (Sevilen çocuk) benim, bense Yakup'um (Seven baba).

Sen bedenin sağlığısın, bense Eyyub'um (Hastalığa sabredenim);

Ben de kim oluyorum ki?

Herkesin sevgililisin sen.

Ben boyuna el çırpmadayım, vur ayağını, oynayadur.

                         *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri sevdiği çocuğu arayan Yakup peygamber gibi kendisini gördüğünü öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin kayboluşuna sabreden Eyyub peygamber gibi gördüğünü öğrendik.

3. Kendi sıkıntısına örnek aldığı peygamber davranışlarıyla ferahlayıp Allah'ın takdiri olduğunu kabul edip sevgilisi ile ayş oyunu oynadığını öğrendik.

                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B22

Talihim (Şansım) de senin yüzünden uyanık, bahtım (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader) da;

Uyuma.

Uyuma a ilkbaharın, gül bahçesinin parlaklığı.

Uyuma a mahmur, a kanlar içen nergis göz;

Bu gece zevk gecesi, işret gecesi;

Sakın uyuma.

                                 * 

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                   *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini görmesi, tanıması, yakınlaşması, aşık olması ile kaderinin değiştiğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri özlediği gece Şems Hazretlerinin gelmesini beklediğini, yanına gelmesini, buluşma sarhoşluğunu beraber yaşamak istediğini öğrendik.

                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B21

A katiplerin (Yazmanların) arasına geç gelen;

Çocuklar tez olsalar bile sen tez (Süratli bir biçimde) olma;

Topluluk kala-kalsa (Şaşırsa), elden çıksa (Kaybedilse) bile bu, gene senin elindedir;

Tez al rebabı (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı sazı) eline.

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin sözlerini kıyamete kadar dostları tarafından yazılarak topluma bildirileceğini, acele etmeye gerk olmadığını öğrendik.

2. Topluluğa Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretlerine olan özlem dolu sözlerinin bize Allah'ın sanatını öğretmek, dikkatli olarak aşkı görüp farkında olarak anlamak için olduğunu, topluluk buna şaşırsa, ilgilenmezse yazan kişinin rebabı eline alıp çalarak veya dinleyerek kendini sağlam ve zevkli tutması gerektiğini öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B20

Düşünme (Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri inceleme, karşılaştırma ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretme, zihinsel yetiler oluşturma; muhakeme etme), dal uykuya;

Çünkü düşünce (Zamanının ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik) Ay'ın (Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanların yolunu aydınlatanın) yüzüne perdedir (Engeldir), perde (Engel).

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) Ay'a benzer (Karanlıkta yolunu aydınlatandır), gönülde yer verme düşünceye;

Düşünüp taşınmayı (Konuyu bütün yönleriyle inceleyip ona göre davranmayı, iyice düşünmeyi) at suya gitsin (Kov, dışarıya çıkar, ilgini kes).

                                               *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                    *

Neler öğrendik;

1. Olacak veya geleceği düşünenin kendisine karanlıkta kaldığı zaman yolunu aydınlatanı göremeyeceğini, yararlanamayacağını, kendi düşüncesiyle kişinin bilinmeze ve faydasızlığa doğru yol alacağını öğrendik.

2. Olanın olacak, gelenin geleceği için düşünsek de düşünmesek de bu olay gerçekleşeceğinden uykumuza kendimizi bırakmamız gerektiğini öğrendik.

3. Kalbimizde oluşan duygularının kaynağına düşünceyi sokmamak gerektiğini, çünkü gönül insanı, karanlıkta bırakmadan yolu aydınlatan sözleriyle doğruyu gösterip seçimini yaptıracağını öğrendik.

4. Herşeyi kontrol edeceğim diye düşünüp taşınmanın yaşama zevkini ve sevincini bozacağından aklımızdan, fikrimizden dışarı çıkarıp, inancımızla bize sahip olanın koruma alanında rahatça uyumak gerektiğini öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B19

Bugün de her gün gibi (Özlemle) yıkılmışız, yıkılmış (Yok olmuş)-gitmişiz (Kaybolmuşuz);

Kıyamet (Allahû teâlânın emri ile dört büyük melekten biri olan İsrafil aleyhisselamın Sûr denilen boruyu üfürmesi ile bütün canlıların ölüp, herşeyin yok olup varlık âleminde düzenin bozulacağı) gününedek selden kurtulmayız biz.

Ayışığı (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan sevgili Şems Hazretlerini hatırlatıp) bir gece geldi de uykunun boynunu vurdu gitti;

Ayışığının kan dökücülükten ne korkusu var ki.

                                  *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                 *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri özlediği Allah dostu Şems Hazretlerini görememekten perişan olduğunu,, bu halden kıyamete kadar da kurtulamayacağını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin önce hayalinin Ay ışığı ile kendini gösterince Mevlana Hazretlerinin uykusunun kaçtığını, gerçek olarak gelmesini beklediğini öğrendik.

3. Ay ışığının duygu vermekten korkusu olmadığını öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B18

(S323) Rebap (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz), İsrafil'in soluğuyla (Dört büyük melekten biri, Sûr denen boruyu üfürmekle vazifelidir. İsrâfil aleyhisselem Sûr'a iki defa üfürecektir. Birincisinde Allahü tealadan başka her diri ölecektir, ikincisinde hepsi tekrar dirilecektir) seslenmede;

Böylece yanıp kavrulan gönülleri (Kalpte oluşan duyguları) tazeleştirmede, diriltmede.

Batıp yok olan o sevdalar (Güçlü sevgiler), balıkcıklar gibi suyun dibinden bir-bir belirip çıkmada.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. Rabap sesinin Sûr sesini hatırlattığını, kalpte oluşan duyguların kaynağını yeniden diri hale getirdiğini öğrendik.

2. Rebap sesinin sevdiklerimizi bir-bir diriltip aklımıza getirdiğini öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B17

Sırlara dalanlar (İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği, gizli tutulması gereken bilgilere sahip kişilerin), sır olanlar (Öldüğüne dair hiçbir iz bırakmadan kaybolup giden ve ermişliğe ulaşan kişi) sarhoştur bu gece;

Perde ardında sevgiliyle (Sevgiyle bağlandığıyla) oturmuşlardır bu gece.

A yabancı varlık, kalk bu yoldan;

Yabancıların (Belirli bir yerin ya da kimsenin özellikleri taşımıyanların) bulunması zahmet veriyor bu gece.

                         *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. İlahi gizli bilgilere sahip olanlar ile kendini bulunduğu toplumdan uzak duranların, sevdikleri ile beraber sarhoşluk zevkinde olacaklarını öğrendik.

2. İlahi sırlara yabancı olanların yalnız kalma, sevgiliyi gece bekleme davranışına katlanamayacaklarını öğrendik.

                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B16

Tadı hoş, sinişi (Saklanışı) güzel bengisu (İçene ölümsüzlük, sonsuz yaşam sağladığına, verdiğine inanılan su) bile olsan bu gece bizimle işin yok a uyku.

Başındaki saç sayısınca başın (Sözü dinlenir, yöneticin) olsa bir tek başını bile kurtaramayacaksın, başını bile kaşıyamazsın a uyku.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. Uykunun çok güçlü olduğunu, Mevlana Hazretlerine uykunun üstün gelemeyeceğini, baskın çıkamayacağını öğrendik.

                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B15

Ölümsüz bir kalım (Yok olmayıp var olarak kalma durumu, yaşamı sürdürmede kalalım), sonsuz bir mutluluk (Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç, ongunluk, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik) istiyorsan,

Uyuma (Bilgisizlikten kurtulmuş, yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan ol);

Sevgilinin (Sevgi ile bağlılık duyulan kişinin) aşk ateşiyle (Coşkunlukla) yan-yakıl (Derdini anlatıp sızlan),

Uyuma.

Yüzlerce gece uyudun, ne elde ettiğini gördün;

Allah için olsun, bu gece de tanyeri (Güneş'in doğmak üzere olduğu sırada, ufukta hafifçe aydınlanan yer) ağarıncayadek (Aydınlanana kadar),

Uyuma.

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              *

Neler öğrendik;

1. Ölümsüzlüğü isteyen Allah dostunu kendine sevgili edip onun gelmesini uyumadan beklemesi gerektiğini öğrendik.

2. Allah dostu sevgilimize sevgi ve bağlılık duygusuyla ısı ve ışığımızı artırmamız gerektiğini öğrendik.

3. Ömrünce her gece uyuyan kişinin gece elde edeceği hiçbir şeyin olmayacağını öğrendik.

4. Allah dostu sevgilinin gece geleceğini, gün ağarana kadar yolunu beklememiz gerektiğini, geldiği zaman bizim uykuya teslim olduğumuzu görünce kendini göstermeden, hediyesini vermeden geri döneceğini öğrendik.

                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B14

Sübhânallah (Allah'ı noksanlık ve kusur olan şeylerin dışında tutarım, temiz tutarım) a ter ü taze (Çok taze) incim (Şekil değiştirmeyen Şems Hazretleri), seninle ben, her yolda aykırıyız.

Ben, senin bahtınım (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin çizdiği yaşayış biçimi olarak senin kaderinim), hiç uyku tutmuyor beni;

Sense benim bahtımsın (Kaderimsin);

Hiç uyanmıyorsun uykudan.

                       *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretlerinin her yolda doğru diye kabul edilmiş olan ilkeye, kurala, alışılmışa uygun olmayan aykırı davranışlarda olduklarını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretleri ilahi iradenin beraber olmasını istediğini, kişisel tercih gibi gözükse de kader olduğunu öğrendik.

                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B13

Biliyor musun, şu rebabın (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı sazın) sesi ne diyor?

Diyor ki:

Ardımdan gel de yolu bul, çünkü doğruya gitmek için yola düşmüşsün amma eğri bir yol tutmuşsun.

Cevap soruyla alınır çünkü (Şu sebeple).

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Kişi kendi düşüncesine göre doğru diyerek her türlü kötülükten uzak tutum ve davranış içinde hak yoluna yoluna düşmüş olur, fakat sonuçta doğru yol diye yanlış yola düştüğünü anlayıp akıl erdirememiş olduğunu çok sonra farkına varacağını öğrendik.

2. Doğru yolu doğru bir bilene sormamız, kafamıza göre gitmememiz gerektiğini öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B12

Uyku (Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumuna) geldi amma gözde uykuya yer yok ki;

Çünkü göz, senin (Aşkın) yüzünden ateşler, sular içinde.

Derken uyku, gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) doğru gitti;

Bir gönül gördü ki civa gibi (Genç ve yakışıklı);

Bedene (Vücuduna) gitti, bir beden (Vücut) gördü ki yıkık (Yıkılmış) amma ne yıkık (Yıkılmış).

                       *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Allah dostu Şems Hazretlerini görmek için gözünü uykuya teslim etmediğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin gözünde etki sağlayamayan uykunun kalbinde oluşan duyguların kaynağına gittiğini, orada genç ve yakışıklı Allah dostunu gördüğünü, oradan Mevlana Hazretlerinin vücuduna döndüğünü, vücudunu harap ve bitkin bir vaziyette bulduğunu öğrendik.

                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B11

Sarhoş olmamız için şaraba hâcet (İhtiyaç) yok;

Yahut meclisimizin (Dostlar toplantımızın) neşelenmesi için çenk (Kanuna benzeyen kucakta çalınan telli müzik aleti), rebap (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz) gerekmez.

Yerlere yıkılmış sarhoşlar gibi esrimişiz (Kendimizden geçmişiz), coşup köpürmüşüz;

Fakat ne sakiy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) var bize, ne güzel var, ne çalgıcı, ne de şarap;

Bunlarsız sarhoşuz biz.

                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Allah dostlarının toplantısında sarhoş olmak için şaraba, neşelenmek için müziğe gerek olmadığını, dost yüzünün bu etkileri birbirine yaptığını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri ve dostlarının görünen bir etki olmadan aşkın sarhoşluğunda coşkunluğun üst seviyesinde hoş bir durumda olduklarını öğrendik.

                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B10

Şarap (Tanrı şarabı) döndürülmede, şarap (İnsan eli değmeden yaratılmış içki) sunulmada;

Fakat kadeh yok.

Şu göğüste kebap var, kebap (Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilen et);

Fakat dumanı yok.

Aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusunu seslendiren) rebabının feryadı onun yayından, onun mızrabından;

Sakın bu rebaptır (Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı yaylı saz) deme ona.

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin varlığı ile orada bulunan herkesin sarhoş olduğunu, ortada madde olarak bir şarap olmadığını, ama herkesin şarap içmiş gibi sarhoş olduğunu öğrendik.

2. Rebab sesinin haykırışının sadece çığlık atan, haykıran ses dememek, onun duygusal anlattıklarını anlamaya çalışmak gerektiğini öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B9

Bu gece bir uğurdan kaldır perdeleri;

İki (Madde ve mana) dünyadan da geç, bir kıl bile bırakma bu gece.

Dün gece canın (Yaşam kaynağından), gönlün (Kalpte oluşan duyguların kaynağının) lafını ediyordun;

Bu gece biri kesilmiş-gitmiş, öbrü (Öbürü) zârı-zârı ağlar (İnleyerek, hüngür-hüngür ağlar) bir halde;

İkisini de önüne koyalım-gitsin.

                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri hakikati olduğu gibi görmeye engel olan perdeleri madde ve manadan kaldırmasını, sırlar bağışlamasını Şems Hazretlerinden istediğini öğrendik.

2. Şems Hazretleri canın ve gönlün sırlarını Mevlana Hazretlerine anlattığını, Mevlana Hazretlerinin de aşırdıklarını bize anlattığını öğrendik.

                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B8

Öyle birisin sen (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri) ki gökyüzü bile, seninle neşelenir, çalar-çağırır (Ses çıkartır, ses verir)..

Artık bir Âdemoğlu, tutar da sana kapılırsa şaşılır mı buna?

Yaşadıkça sana kul-köle (Tam bir doğruluk ve özveri ile bağlanarak bütün isteklerini yerine getirmeye hazır) olacağım;

İstersen iste beni, istersen isteme.

                       *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Gökyüzü Şems Hazretlerinin varlığıyla neşelendiğini, insanoğlunun da hazretin varlığından neşeleneceğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerini yaşamında tam doğrulukla ve özveri ile bağlanıp hizmet edeceğini, isteklerini yerine getireceğini, öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Şems Hazretlerinin verdiği kararlarına kendi kararı gibi sahiplenip gereğini yapacağını öğrendik.

                           *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B7

(S.258) Sevgili (Sevilen ve aşık olunan kimse-Şems Hazretleri), senin gibi bir sevgili yok;

Uyuma.

İş seninle doğrulur (Yeniden güçlenir, kalkınır, eğiklik kalmaz), düzene (Belli yönteme, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan duruma, uyuma, sisteme) girer;

Uyuma.

Bu gece senden yüzlerce mum (Aydınlatma aracı) yanacak;

İnsafına sığındık (Doğruluğuna, adaletine ve isteğine bağlanarak yardımına ihtiyaç duyduk);

Sakın uyuma.

                   *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                 *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerini kendisini uyutmadan, unutmadan gelmesini beklediğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin Allah'ın aşk öğretisi ile işlerin düzene gireceğini, yeniden güç kazanılacağını, eğri bir iş kalmayacağını, ilke ve yasaların bu düzene göre kurulacağını öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri dünyayı aydınlatsa bile Şems Hazretleri ile daha aydınlık olacağını, kendisinin adaletine, doğruluğuna inandığını, isteklerine bağlanarak hizmet etmek istediğini öğrendik.

                     *

RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B6

A Ay (Karanlıkta kalanların ışık kaynağı) yüzlü (Şems Hazretleri), böyle bir gecede Ay gibi sen de,

Uyuma.

Şu dönüp duran gökkubbe gibi dönmeye koyul,

Uyuma.

Bizim uyanıklığımız, dünyaya mum (Işık kaynağı) olur, ışık kesilir;

Bir gecelik mumu gözle;

Uyuma.

                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri uyumadan Şems Hazretlerini beklediğini, beraberce dünyaya ışık kesilip aydınlatmak için gelmesini beklediğini, dönüp gelmesini istediğini öğrendik.

                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B5

A yüzüne nar çiçeğinin kul-köle kesildiği (Tam bir doğruluk ve özveri ile bağlanarak bütün isteklerini yerine getirmeye hazır olunan) güzel (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri),

Uyuma.

A ilkbaharın, gül bahçesinin parlaklığı,

Uyuma.

A mahmur (Süzgün, dalgın bakışlı), kan içici (Kanını emip güçsüz bırakan) nergis göz (Nergis çiçeğine benzeyen gözlü),

Uyuma.

Sakın uyuma (Durgun kalma, gözlerini kapama, fark etmekten kaçınma)

Bu gece, işret (Tanrı şarabı içip sarhoş olma) gecesi.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri özlediği gece Şems Hazretlerinin gelmesini beklediğini, yanına gelmesini, buluşma sarhoşluğunu beraber yaşamak istediğini öğrendik.

               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B4

A gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), iki-üç gün seher çağınadek (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanına kadar),

Uyuma;

Güneşin ayrılığıyla Ay gibi sen de,

Uyuma.

Kova gibi su kuyusunun karanlığında yol al;

Olur ya, kuyunun ağzından doğuverirsin;

Uyuma!

                     *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Güneş doğmadan önceki zaman duygularımızla Allah dostu sevgiliyi aramamız, ayrılığın bitmesini beklemek gerektiğini öğrendik.

2. İç dünyamız gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan durum gibi gözükse de bu karanlığın dibinde aradığımızı bulacağımızı, bu toplanma yerini bilip ulaşana kadar dibe yolculuk etmemiz, sonrasında yeniden doğmuş gibi yeni bir hayata başlamamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER B3

Bir yerde şarap (Tanrı şarabı), kebap (Doğrudan doğruya ateşte veya kap içine su katılmamış olarak pişirilmiş et) oldu mu, düşünceyle (Ruhen algılanabilen kaynağa, kökene, asıl gerçekliğe ulaşma işi) gam (Üzüntü) oraya giremez;

Hadleri yoktur.

A dostlar, ölümsüz bir zevke (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duyguya, hazza) dalın;

Yeşillik gibi, gül gibi dudaklarınızı suyun dudaklarına verin.

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. İnsan eli değmeden olmuş Tanrı şarabı ve kendine özgü olan durumu koruyan, başka bir etkiyle değişmemiş, bozulmamış olan bir yerde asıl gerçekliğe kolayca ulaşıldığını, üzüntülerden temizlenildiğini, bu yerde yalnız zevk olacağını öğrendik.

2. Zevkin gelip geçici değil ölümsüz bir zevke dalmamız, dudaklarımızın daima ıslak kalması için kendimizi ermiş, eren kişiye adamamız, hizmet etmemiz, öğretisini almamız, içselleştirmemiz gerektiğini öğrendik.

                    *

RAVLİ