22 Haziran 2013 Cumartesi

YETİM MALI

İsa Aleyhisselam ait hikâye 208

Ruhullah, o gönülleri aydınlatan ışık, bir gün mezarlıktan geçmekteydi.
Mezarın birinde kulağına bir inilti sesi geldi; gönlü o ağlayıştan, o iniltiden coştu.

Dua etti; yüce Tanrı’da bir soluk için o mezardaki ölüyü diriltti.

Mezardan, boyu yay gibi eğrilmiş bir ihtiyar çıktı; İsa’ya selam verdi; bir müddet öyle durdu.

Mesih (İsa), a ihtiyar dedi, kimsin, ne vakit öldün, ne zaman yaşadın?

Adam, ey sırlarla dolu deniz dedi; ben Mu’bidoğlu Hayyan’ım; böylece ağlayıp inlemedeyim.

Ölüp toprağa girdiğim zamandan beri ey temiz er, tam bin sekiz yüz yıl geçti.

O zamandan beri, bir an bile rahat edemedim; bir soluk bile aman bulmadım.

Mesih, a uykusu darmadağın olmuş kişi dedi; neden bu kadar azap ediyorlar sana?

Adam, bu çeşit azabı, bir dirhemcik YETİM MALI yediğimden çekiyorum dedi.

Mesih, imansız mı öldün ki diye sordu; bir dirhem için bu kadar azap ediyorlar sana?

Adam, Müslüman olarak öldüm; fakat gene de bunca yıldır bu azap içindeyim dedi.

Tertemiz İsa, o zaman ona dua etti de o da, tekrar hoş bir halde uyudu; toprağın altına girdi.

                                             ***
Ey Müslümanlar; Müslümanlık buysa, bilmem ki bu gördüğüm din, nasıl bir dindir?

Bir arpa kadar haram malın varsa, ona karşılık da bin sekiz yüz yıl azap ederlerse,

Malın, baştanbaşa haramsa ne diyeyim; azabın daimi olur artık.

A aziz kişi, vefa nedir bilmiyorsan, gam yemek nedir anlamıyorsan bari kendi derdine düş; kendi gamınla gamlan.

Boyun yok, başını kaldırmaya kalkışma; düşmanın hesabını at sırtından.
Başında tertemiz İsa da yok; pervasız düşmandan çok azap çekersin.

Ömrün azalıp durmada; eksilip bitmede; sense altını çoğaltmaktan başka bir işe koyulmuyorsun.

Bilmiyorsun ki sen, gümüşü çoğaltma kaydındasın ama gafletle altın gibi değerli ömrünü hiçe satıyorsun.

Ateşin harareti altındaki cıva gibi altın toplamaya kalkışma;  cıva gibi ansızın yok olur gidersin.

O altından daha fazla toprak altındadır; onun yüzünden de bir hayli adam helak olup gitmededir.

Hani dağlarda, bellerde, taşların içinde altın vardır ya; cimri kişi o altını, taştan daha sıkı tutar.

Yüzlerce hazneyi, defineyi bedava elden çıkarırsın ama ölünce de adın anılır, unutulmazsın.

İnsanlara bir somun ekmek veren kişi, aşağılık bir kişi olsa bile iyi adamdır; bir dilim ekmek veren, buyruklara uyan nice kişiden üstün ve uygun davranmıştır.

Ama şu da var ki, fillerin ayakları altında ezilmek bile, cimrilerin elinden ekmek yemekten iyidir.

                                     *** 
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
             ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                

                                       *
YETİM
Babası ölmüş ve henüz ergenlik çağına ulaşmayan çocuk demektir.

İslam dini yetimlerin korunup gözetilmesi, onların yetiştirilerek topluma kazandırılmasını emretmiştir.

Ayetlerle ve hadislerle bildirilerek; yetime iyilik yapan ödüllendirilmiş, yapmayan kınanmıştır.

Kendini idare edecek yaşa gelince korunan mallarının verilmesi, evliliklerinde yardım etmeyi vazife olarak vermiştir.

Yaren,
Allah kullarını cennete almak için çeşitli fırsatlar tanımıştır.
Bunlardan biri de yetimlerdir.

İşte affını sağlayacak bir fırsat.

                                             *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar