Ruhullah, o gönülleri
aydınlatan ışık, bir gün mezarlıktan geçmekteydi.
Mezarın birinde kulağına bir
inilti sesi geldi; gönlü o ağlayıştan, o iniltiden coştu.
Dua etti; yüce Tanrı’da bir
soluk için o mezardaki ölüyü diriltti.
Mezardan, boyu yay gibi
eğrilmiş bir ihtiyar çıktı; İsa’ya selam verdi; bir müddet öyle durdu.
Mesih (İsa), a ihtiyar dedi,
kimsin, ne vakit öldün, ne zaman yaşadın?
Adam, ey sırlarla dolu deniz dedi; ben Mu’bidoğlu Hayyan’ım; böylece ağlayıp inlemedeyim.
Ölüp toprağa girdiğim
zamandan beri ey temiz er, tam bin sekiz yüz yıl geçti.
O zamandan beri, bir an bile
rahat edemedim; bir soluk bile aman bulmadım.
Mesih, a uykusu darmadağın
olmuş kişi dedi; neden bu kadar azap ediyorlar sana?
Adam, bu çeşit azabı, bir
dirhemcik YETİM MALI yediğimden çekiyorum dedi.
Mesih, imansız mı öldün ki
diye sordu; bir dirhem için bu kadar azap ediyorlar sana?
Adam, Müslüman olarak öldüm;
fakat gene de bunca yıldır bu azap içindeyim dedi.
Tertemiz İsa, o zaman ona dua
etti de o da, tekrar hoş bir halde uyudu; toprağın altına girdi.
Bir arpa kadar haram malın
varsa, ona karşılık da bin sekiz yüz yıl azap ederlerse,
Malın, baştanbaşa haramsa ne
diyeyim; azabın daimi olur artık.
A aziz kişi, vefa nedir
bilmiyorsan, gam yemek nedir anlamıyorsan bari kendi derdine düş; kendi gamınla
gamlan.
Boyun yok, başını kaldırmaya
kalkışma; düşmanın hesabını at sırtından.
Başında tertemiz İsa da yok;
pervasız düşmandan çok azap çekersin.
Ömrün azalıp durmada; eksilip
bitmede; sense altını çoğaltmaktan başka bir işe koyulmuyorsun.
Bilmiyorsun ki sen, gümüşü
çoğaltma kaydındasın ama gafletle altın gibi değerli ömrünü hiçe satıyorsun.
Ateşin harareti altındaki
cıva gibi altın toplamaya kalkışma; cıva
gibi ansızın yok olur gidersin.
O altından daha fazla toprak
altındadır; onun yüzünden de bir hayli adam helak olup gitmededir.
Hani dağlarda, bellerde,
taşların içinde altın vardır ya; cimri kişi o altını, taştan daha sıkı tutar.
Yüzlerce hazneyi, defineyi
bedava elden çıkarırsın ama ölünce de adın anılır, unutulmazsın.
İnsanlara bir somun ekmek
veren kişi, aşağılık bir kişi olsa bile iyi adamdır; bir dilim ekmek veren,
buyruklara uyan nice kişiden üstün ve uygun davranmıştır.
Ama şu da var ki, fillerin
ayakları altında ezilmek bile, cimrilerin elinden ekmek yemekten iyidir.
***
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ
ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
YETİMBabası ölmüş ve henüz ergenlik çağına ulaşmayan çocuk demektir.
İslam dini yetimlerin korunup gözetilmesi, onların yetiştirilerek topluma kazandırılmasını emretmiştir.
Ayetlerle ve hadislerle
bildirilerek; yetime iyilik yapan ödüllendirilmiş, yapmayan kınanmıştır.
Kendini idare edecek yaşa
gelince korunan mallarının verilmesi, evliliklerinde yardım etmeyi vazife
olarak vermiştir.
Yaren,
Allah kullarını cennete almak
için çeşitli fırsatlar tanımıştır. Bunlardan biri de yetimlerdir.
İşte affını sağlayacak bir
fırsat.
*
RAVLİ