Birisi, bir meczuba, o coşkun
ruhlu ere dünya işlerini nasıl görüyorsun diye sordu.
O dertle, o elemle dopdolu
dünya, tıpkı satranç tahtası gibi bence dedi.
Bazı bir safta bezenip
görünür; bazı iki kahraman gibi birbirine saldırır. (Savaş)
Taşın birini hanesinden
sürerler, öbürünü, derhal hem de onun gözü önünde o haneye korlar. (İş yeri doldurulur)
Bazı vakit, etrafta gelip
yüzlerce elemle şahı sürerler, hanesini boş bırakırlar. (tehlikede askere gönderirler)
Kim bilir bu berbat satranç
tahtasını ne vakit ortadan kaldıracaklar? İşte o zamana dek böyle sürüp gidecek
bu oyun. (hayatı oyun olarak görmek)
Sen bir doğansın; aç kanadını; uç şu çocukların oynadıkları tuzak yerinden.
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Yaren,
Dünya yaşamını oyun olarak
gör.
Çok önem verme.
Çünkü bu oyuna çok önem
verirsen esas önem vermen gerekeni göz ardı eder unutursun.
Boş ver, yapma, hafife al
demiyorum.
Hayatı oyun olarak gör;
dikkat et, ciddiye al, gerekeni yap, görev ve sorumluluğun için riske gir.
Ama yine de hayatı bir akıl
oyunu olarak gör.
Dünyadaki hayat oyunu
uyuduğun zaman biter, oyun tahtası yeniden dizilir, uyanınca yeni hamleler
yapılır, oyun yeniden ve kaldığı yerden başlar.
Bu gün kaybedersin, yarın
kazanırsın.
Oyuncular değişir ama bu oyun
hep oynanır.
Yani yaren dünyada kazandığın
oyun için fazla sevinme, kaybettiğin oyun için fazla üzülme.
Çok da ciddiye alma.
Çocuk gibi kontrolsüz,
sürekli oyun oynamaya başlarsan yerinde kalır, kendini kendin tuzağa koymuş
olursun.
Avcı olmalısın, senin avın
sadece bu dünyada değil.
18.000 âlem senin av sahan.
Doğan kuşu gibi hızlı hareketle bu âlemlerde senin payın olarak
ayrılmış avını bul ve avla.
*
Yaren,Senin avın Tanrı’dır.
Tanrı’nın avı da sensin.
Bunu anladıysan çok şeyi
anlarsın.
*
RAVLİ