17 Haziran 2013 Pazartesi

NEREDE OLDUĞUNU BİL

İki mezarlık arasına gömülmeyi isteyen ihtiyar 193

Bir şeyh, altmış, yetmiş yıl yaşadı; ondan sonra da ölüm haline düştü.
Birisi, ey öteki dünyaya ayak basmakta olan dedi; söyle bize; seni nereye gömelim?

Şeyh dedi ki:
İmanım karmakarışık; Müslümanlar topluluğuna gitmek istemem.
Müslümanların nuruna sahip değilim; dindarların mezarlığında ne işim var benim?

Ama kâfirlerle beraber olmayı da istemem; çünkü Peygamber onları sevmez istemez.

Beni bu iki mezarlık arasında bir yere gömün; çünkü ben, ne onlardanım, ne bunlardan.

Benim ne Müslümanlığa ayak bastığım oldu; ne kâfirlik yoluna gittiğim.

                                             ***  
Bu çeşit kişi, bunun arasında olmak gerek; bundan sonra bakalım hali neye varır?  
(kendini tanımlayamıyor takdire bırakıyor)

Bir adım olsun bu yola gitmedin; bunca zamandır neredeydin?
Burada bir işin yok; işin orada; o yolda uğrayacağın tehlikeler pek çok.

Orada, önünde öyle tehlikeler var ki sonu nalsa gelmez, sonu asla bulunmaz.

Can korkusu olan böyle bir vadide can, eriyip kan olsa yeri var.
Can âleminde görünen şu deniz, ne biçim bir denizdir ki ne ucu görünmededir, ne sonu.

Ama bu yolda binlerce gönül kan kesilirse, onların birinin bile bundan haberi yok.

Mum gibi yanan her gönlün ne olacağını kim bilebilir?
Her başta ne sevda kaynamakta, kim anlar?

Önümüzdeki şu yol yüzünden her solukta gamımız, derdimiz daha da artmada.

İman nurunun mumu, yolda ansızın sönüverirse ne yaparsın.
(Aniden ölüm gelirse)

                                            ***          
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
                    ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                

                                              *
Yaren, 
Ne olduğunu; kendin, kendine tanımlayamazsın.
Burada ölçü; kendi değerlerin olamaz.

Ama sen hangi yolda gittiğini, bu yolun sonunda neyle karşılaşacağını bilirsin.

Hayatın akışına kendini bıraktıysan kişilikte, prensipten, değerlerden, seçeneklerden, öz kararlardan yani gittiğin yoldan bahsedemezsin.

Sürüklendiğin yerlerde gördüklerini anlatırsın ki bir sonra aynı yere varan başka şekilde anlatır.

Kendine beğenilen bir yol tercih etmelisin.
Bu yolun bilgilerini öğrenmelisin.
Bu yolda gerekenleri sağlamalısın.

Ve kararlılıkla yolculuk etmelisin ve zorluklar karşısında geri dönmemelisin.

Sen kendinde değilsen, ne bu öneriler ne de uyarılar seni hareketlendirmez.
Hatta o ne bilir ki bize maval (Yalan, uydurma söz) okuyor der.
Kendi anlayışı ile araştırma yapar.

Bu karşılaştırmada; karşılaştırmayı karşı taraf olmadan yapan üstün gelir.
Kendi kendinin haklı olduğunu sanır ve böyle serseri bir yaşam yaşar.

Sorsan kendine işi gücü vardır.
Boş bir zaman da bakarım der.

Be ahmak!
Be akılsız!
En önemli işe zaman bulamadım demen küstahlık değil de nedir ki.                                            

Kazanacağın para çok mu önemli sanıyorsun.

Ey yaren, seni yolun ortasına başkası koymaz, sen kendin kendini koyarsın da başkaları koydu dersin.

                                                    *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar