Bir şeyh, altmış, yetmiş yıl
yaşadı; ondan sonra da ölüm haline düştü.
Birisi, ey öteki dünyaya ayak
basmakta olan dedi; söyle bize; seni nereye gömelim?
Şeyh dedi ki:
İmanım karmakarışık;
Müslümanlar topluluğuna gitmek istemem.Müslümanların nuruna sahip değilim; dindarların mezarlığında ne işim var benim?
Ama kâfirlerle beraber olmayı
da istemem; çünkü Peygamber onları sevmez istemez.
Beni bu iki mezarlık arasında
bir yere gömün; çünkü ben, ne onlardanım, ne bunlardan.
Benim ne Müslümanlığa ayak
bastığım oldu; ne kâfirlik yoluna gittiğim.
***
Bu çeşit kişi, bunun arasında
olmak gerek; bundan sonra bakalım hali neye varır? (kendini tanımlayamıyor takdire bırakıyor)
Bir adım olsun bu yola
gitmedin; bunca zamandır neredeydin?
Burada bir işin yok; işin
orada; o yolda uğrayacağın tehlikeler pek çok.
Orada, önünde öyle tehlikeler
var ki sonu nalsa gelmez, sonu asla bulunmaz.
Can korkusu olan böyle bir
vadide can, eriyip kan olsa yeri var.
Can âleminde görünen şu
deniz, ne biçim bir denizdir ki ne ucu görünmededir, ne sonu.
Ama bu yolda binlerce gönül
kan kesilirse, onların birinin bile bundan haberi yok.
Mum gibi yanan her gönlün ne
olacağını kim bilebilir?
Her başta ne sevda
kaynamakta, kim anlar?
Önümüzdeki şu yol yüzünden
her solukta gamımız, derdimiz daha da artmada.
İman nurunun mumu, yolda
ansızın sönüverirse ne yaparsın.
(Aniden
ölüm gelirse)
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Yaren, Ne olduğunu; kendin, kendine tanımlayamazsın.
Burada ölçü; kendi değerlerin olamaz.
Ama sen hangi yolda gittiğini,
bu yolun sonunda neyle karşılaşacağını bilirsin.
Hayatın akışına kendini
bıraktıysan kişilikte, prensipten, değerlerden, seçeneklerden, öz kararlardan
yani gittiğin yoldan bahsedemezsin.
Sürüklendiğin yerlerde
gördüklerini anlatırsın ki bir sonra aynı yere varan başka şekilde anlatır.
Kendine beğenilen bir yol tercih etmelisin.
Bu yolun
bilgilerini öğrenmelisin. Bu yolda gerekenleri sağlamalısın.
Ve kararlılıkla yolculuk
etmelisin ve zorluklar karşısında geri dönmemelisin.
Sen kendinde değilsen, ne bu
öneriler ne de uyarılar seni hareketlendirmez.
Hatta o ne bilir ki bize
maval (Yalan, uydurma söz) okuyor der. Kendi anlayışı ile araştırma yapar.
Bu karşılaştırmada;
karşılaştırmayı karşı taraf olmadan yapan üstün gelir.
Kendi kendinin haklı olduğunu
sanır ve böyle serseri bir yaşam yaşar.
Sorsan kendine işi gücü
vardır.
Boş bir zaman da bakarım der.
Be ahmak!
Be akılsız! En önemli işe zaman bulamadım demen küstahlık değil de nedir ki.
Kazanacağın para çok mu önemli sanıyorsun.
Ey yaren, seni yolun ortasına
başkası koymaz, sen kendin kendini koyarsın da başkaları koydu dersin.
*
RAVLİ