21 Mayıs 2024 Salı

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D140

 

Medreseyle (İslam ülkelerinde, genellikle İslam dini kurallarına uygun bilimlerin öğretildiği yer) minare (Camilerde olan namaz vaktini bildirmek için yüksek sesle çağrı yapılan, çoğunlukla taştan yapılan yüksek ince yapı) yıkılmadıkça kalenderlik (Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimsenin) halleri (İçinde bulunduğu şartların ve taşıdığı niteliklerin bütünü) düzene girmez.

 

İyman (İman-Güçlü inanç) küfür (Tanrının varlığını ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları kabul etmemek, ), küfür de iyman  (İman) olmadıkça hiçbir Tanrı kulu, gerçekten Müslüman olamaz.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Kalender, dünya ile alakasını kesen, Allah yolunda giden, her şeyi hoş gören, manevi hakikatlere önem veren, ibadetlerinin görünmesine önem vermeyen, herkese tatlı söyleyerek kalp kazanmaya çalışan, farzları yapmaya dikkat eden ve dünyaya düşkün olmayan kimse olduğunu öğrendik.

2.    Kalender kişi kalbini temizleyerek, isteklerini yok etmeye çalıştığını, öğrendik.

3.    Okul ve cami öğretisinden kişi kendisini kurtarıp  kalpte oluşan duygularının yolunda gitmesi gerektiğini öğrendik.

4.    Akılla bilgiyle belli bir müddet gittikten sonra bunlar bırakılarak kalpte oluşan duygularlın kaynağı olan aşk dünyasına hareket etmek gerektiğini öğrendik.

5.    Kişi ters ve uç noktararın aslında bir olduğunu anlayıp kabul ederek içine sindirdikten sonra Allah'ın kulu ve  gerçek Müslüman olacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

20 Mayıs 2024 Pazartesi

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D139

 

Gönlümde (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) aşkın (Aşırı sevgin ve bağlılık duygun) parlayınca, aşkından başka (Sevgim ve bağlılığım yok oldu) neyim varsa yandı-gitti.

 

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) aklı (Düşünme, anlama ve kavrama gücü) da, dersi de, kitabı da rafa koydu (Artık üstünde durmadım, ihmal etti);

 

Şiiri (Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebi anlatım biçimini), gazeli (Divan edebiyatında 5-10 beyit arasında değişen ilk beytinin dizileri birbiriyle, sonraki beyitlerin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan azım biçimi), rübaiyi (4 Mısralık şiiri) öğrendi gitti.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerine aşırı sevgi ile bağlanınca aşktan başka kendisinde bu değerde hiçbirşeyin kalmadığını öğrendik.

2.    Mevlana Hazretlerine aşk galip gelince , aklı da, kitapları da, dersi de bıraktığını öğrendik.

3.    Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerine olan aşırı bağlılığı onu şiire, gazele, rübaiye yönlendirip bunları öğrettiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

18 Mayıs 2024 Cumartesi

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D138

 

Kul (Sevgiyle bağlanan), varlığından (Sahip olduğu dünyaya ait mal, mülk, makam, para, gençlik, sağlık vb.güvendiklerinden) mutlak olarak yok olmadıkça (Güvencini son vermedikçe), onun katında birlik, gerçekleşemez.

 

Birlik (Varlık birliği-Vahdetivücut), hulûl (Tanrı ruhunun herhangi bir bedene girdiğine inanma) değildir, senin yok olmandır;

 

Yoksa saçma sözlerle, olmayacak işlerle batıl (İnanç bakımınan gerçek olmayan), hak (Doğru, gerçek) olmaz.

                            ***

Hulül: Kulla Tanrı birer varlık oldukları halde, kulun, Tanrı'yla birleşmesi

yahut Tanrı'nın kula, kulun varlığına girip tasarrufta bulunması.

 

Bu inanç, varlık birliği (Vahdet-i vücut) inancına tamamiyle zıddır (Karşıt) ve vahdete (Bir olmaya, tek olmaya) inanalar, bu inancı şiddetle reddetmişlerdir.

 

Vahdette, kul ve Hak'tan başka var ve varlık yoktur.

 

Her şey, O'nun mazharıdır (İyiliğine erişmiş) ve O (Tanrı), her şeyde, o şeyin mazhariyetine (Erişmeye, elde etmeye) göre zahirdir (Dış yüzüdür).

 

Fakat zâtı (Kendi) itibariyle her şeyden münezzehtir (Eksiklik, kötülük ve başka fenalıklardan uzak olan), yücedir.

 

Kul mevhum (Gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen, kuruntuya dayanan) varlığından , tümden geçmedikçe bu birlik, ancak bilgi, biraz daha ileri giderse görüş halinde kalır;

Oluş haline gelemez.

 

Bu bakımdan, her şey, her varlık ve her var olan, onun zuhuru (Ortaya çıkması, belirmesi, baş göstermesi, meydana çıkması) ve tecellisi (Belirme, görünme , ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma) olmakla beraber hiç bir şey, ondan bir parça değildir.

O olamaz;

O her şeyden mukaddestir (Kutsal: Güçlü bir dini saygı uyandırandır).

                              *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah'a sevgiyle bağlanan kişinin kendisini dünyaya ve ahrete ait istek, elde ediş ve elde bulundurma bağlarından kendisini temizlemesi gerektiğini öğrendik.

2.    Allah'ın varlığında var olmak, birliği ulaşmak için kulun Allah'tan başka sevgilerden kendisini arındırması gerektiğini öğrendik.

3.    Allah dostlarının Allah'tan ayrı biri olarak düşünmemek gerektiğini öğrendik.

4.    Allah gelip de insanın vücuduna girmediğini, kulun Allah'ın varlığında var olmak için kendisini hazırlaması ve kabul edilmesini beklemesi gerektiğini öğrendik.

5.    Akıl oyunlarıyla Allah'ı bir sıfata, bir şekle sokamayacağımızı, bunun gerçek inanç olmayacağını bilmemiz, anlamamız gerektiğini öğrendik.

6.    Allah'ın kendisine kabul edeceği kuluna kendi dostlarından birini sevdirerek onun huzura alınacak ders ve terbiye alması sağlandığını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

17 Mayıs 2024 Cuma

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D137

 

Bağışla (Hoşgör) uykusu olmayan kulu (Sevgiyle bağlananı, boyun eğeni);

Bağışla  (Karşılık beklemeden ver) suyu olmayan susuzu.

 

Bağışla (Kötü davranışı için ceza vermekten vazgeç, affet) ki bağışlamayan kişinin Tanrı katında hiçbir sevabı olmaz.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşk yüzünden uykusu olmayanı Mevlana Hazretleri Allah'ın bağışlaması için dua ettiğini öğrendik.

2.    Susuzluk çekeni bağışlamasını Mevlana Hazretleri Allah'tan dua ile istediğini öğrendik.

3.    Allah'ın huzuruna çıkacak kişileri Allah'ın bağışlamasını, sebaplarını değerlendirerek huzuruna kabul etmesi için duacı olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

16 Mayıs 2024 Perşembe

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D136

 

Aşksız (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu olmayınca) neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) de olmaz, zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu) de;

 

Aşksız varlık, güzelleşemez (Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıranbir hale gelemez), ölçülü (Değerli, itibarlı), hoş (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren) bir hale gelemez.

 

Buluttan denize yüzlerce katre (Damla) yağsa aşk oynayışı (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu ile vakit geçirme, eğlenme, oyalanma gibi amaçlarla uğraşmak) olmadı mı, gizlenmiş inci (Görünüşü değişmeyen mücevher) olmaz.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Yaşamın tadının, tuzunun, devamlılığının aşkla olacağını, aşkın neşesini ve zevkini yaşamak gerektiğini öğrendik.

2.    Aşkın insanı güzel, ölçülü, hoş bir hale getirdiğini öğrendik.

3.    Gökten değer yağsa da aşk oynayışı olmayan kişide bir değerlenme olmayacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D135

 

Arılık-duruluk (Saflık, tertemiz) denizi (Şems Hazretleri) olmadıkça incimiz (Değerli mücevherimiz), taş oldu;

Canla (Yaşam ile) cihan (Dünya) bulunmadıkça can da dar (Sıkıntı ve huzursuzluk) geldi bize, cihan (Dünya) da.

 

Dostun (Sevilenin, güvenilenin, gönüldaşın, iyi anlaşılan kimsenin) mihneti (Sıkıntısı), cana (Yaşama) da ciladır (Parlaklıktır), gönüle (Kalpte oluşan duygulara) de;

Canla-başla (Seve-seve her şeyi göze alarak, var gücünle) sarıl ona;

Onunla kirden-pastan arınırsın (Temizlenirsin).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostu sevgili Şems Hazretleri olmayınca dünya yaşamının sıkıntı ve üzüntü verdiğini, değerli olanın değersizleştiğini öğrendik.

2.    Dost bildiğimiz kişinin sıkıntısını çekmek, hizmet etmek hem yaşamımıza hem de gönlümüze parlaklık vereceğini,  utanılacak duruma düşmekten kurtaracağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

14 Mayıs 2024 Salı

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D134

 

Senin dostluğun (Sevgin, güvenin, yakın arkadaşlığın) olmadıkça gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), mağaraya (Arkadaşlığına)yönelmedi;

Gamını görmedikçe gamlar yemedi.

 

Her şey çoğaldı mı, hor-hakıyr (Değersiz, önemli olmayan, aşağı görülen, değersiz) olur-gider;

Fakat senin gamların çoğaldıkça çoğaldı;

Hor-hakir olmadı gitti.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Peygamber efendimiz Medine'ye gitmek, müşriklerin takibinden kurtulmak için Hz. Ebu bekir'le gizlice Sevr mağarasına sığındıklarını orada bir kaç gün kaldıklarını, (Tevbe  suresi 9/40), yakın dostluğu gibi Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden benzer dostluk yaşamak istediğini öğrendik.

2.    Çoğalma olduğu zaman çoğalan her neyse değerinde azalma olacağını fakat Şems Hazretlerine kavuşma özleminde üzüntünün çoğalmasının değerin çoğalacağını öğrendik. 

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D133

 

Hastayım, gam (Üzüntü) sınayıp duruyor (Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için yoklamak, denemek, tecrübe etmek istiyor) beni;

Fakat onun (Şems Hazretlerini) gamı (Görememek üzüntüsü) tazeleştiriyor, gençleştiriyor beni.

 

Yalnız  şu tuhaf şeye bak ki hatayken gamından (Görememek üzüntüsünden)  başka ne yersen ziyan (Zarar) veriyor bana.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri kendisinden habersiz giden Şems Hazretlerini özlediğini, görememek üzüntüsünü yaşadığını, Allah dostu sevgiliden ayrılığın verdiği üzüntünün gençleştirip tazeleştirdiğini öğrendik.

2.    Üzüntünün verdiği tedirginliğin, sıkıntının ve huzursuzluğun Allah dostu sevgiliye olunca hasta kişiyi iyi geldiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D132

 

Başın (Şems Hazretlerinin), boyuna yem-yeşil (Her yanı yeşil) olsun, dudakların boyuna gülsün, aşıkların (Allah dostuna aşırı sevgi ve bağlılık duyanların) canları (Mevlevilerin), gönülleri (Kalpte oluşan duygularının kaynağı), senin yüzünden neşelensin.

 

Seni (Şems Hazretlerini) görüp de neşelenmiyen (Keyiflenmeyen, şenlenmeyen) kişinin başı eğilsin, kutsuz (Mutsuz, zavallı) bir hale gelsin, avare (Başıboş, aylak, işsiz güçsüz) olsun gitsin.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine dua ettiğini öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini gören kişinin olumlu değişiklikler gösterip sevinç duymasını, sevinç duymayanın ise mutsuz, zavallı aylak kişiliğe yakın kişilerin olacağını söylediğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D131

 

Devletlilerin (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamında olanların) kokuları, gül gibi hoştur;

 

Bahtı (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi) kötü kişi ise diken gibi keskindir (Kırıcı, incitici), baş çeker (Herhangi bir konuda önde gitmek, önayak olmak ister) durur.

 

Gülle konuşup  görüşme yüzünden diken, ateşten kurtulur;

Fakat dikenle görüşüp konuştuğu için de gül, ateşler içindedir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Devlet sahibi olan Allah dostlarının doğal olarak güzel koktuklarını öğrendik.

2.    Kaderi kötü yazılmış kişilerin kırıcı, incitici, benlikçi, hep önde sayılmak, gösterilmek olan kişiler olduğunu öğrendik.

3.    Güzel insanı koruyan insan kötü kaderli olsa bile bu yaklaşımından dolayı cezalandırılmaktan kendini kurtaracağını öğrendik.

4.    Güzel insanın kötü isanla görüşme zorunluluğu olduğu zaman kızgınlık içinde olacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D130

 

İşitmeye gücün varsa işit;

Ona ulaşmak, kendinden geçmektir.

 

Görüş dünyasına vardın mı, sus;

Çünkü onların söylemeleri, tümden görüştür.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Göklerden yeryüzüne gelen sözleri dinlemek, duymak, algılamak için kişinin kendinden geçmesi, kendini yok sayması, dünyaya ait bağlardan, yüklerden kendini kurtarması, gerektiğini öğrendik.

2.    Yaratılmış hayatın ve evrenin anlamını, amacını, değerini, insan varlığını ve davranışları bütünüyle kavramaya çalışan genel düşünceye varan kişinin susmasının gerektiğini öğrendik.

3.    Allah dostlarının söylemlerinin tümden algılama yetisi benzerlerinden ayıran özelliklere sahip olduklarını öğrendik.

4.    Sır, sırrın sırrı, sırrın sırrının sırrı olduğunu bilen Allah dostlarının susacağını, çünkü dinleyenlerin anlama, kavrama, algılama, düşünce, fikir ve yargılarının dinlediğini hazmedecek durumda olmadıkları için olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D129

 

Güzelim (Şems Hazretleri), beyit (Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası) söylediğimden dolayı incindi (Üzüntü duydu, gücendi, kırıldı) bana;

Yani beytin vezniyle (Ölçüsüyle) ölçüyor bizi demek istedi.

 

Hangi beyti söyleyeyim, buyur dedim;

Hangi beyte sığabilirim ki ben (Şems Hazretleri)dedi.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şiir kalıbına sokup ölçülebilecek bir duruma getirdiğini sanan Mevlana Hazretlerinin yazdığı şiirlere Şems Hazretlerinin kızdığını, öğrendik.

2.    Şems Hazretlerinin anlam bakımından bir ölçüye sığamayacak kadar büyük, geniş ve derin büyüklüğe, yüceliğe sahip olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

8 Mayıs 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D128

O (Aşk) dünyanın bulutundan bir şimşek çakar ya;

yanıp yakılan biri olmazsa ne faydası var?

İki (Madde ve mana) dünyada da yanmış-yakılmış biri olmalı ki o şimşek çaktı mı, hemen alevlesin onu.

                        ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

  1. Aşk âleminden bir söz, bir rüya, bir durum meydana geldiği zaman bundan etkilenip kişi ateş durumuna geçmezse, tutuşma olmazsa fayda olmayacağını, ısı ve ışık verecek konuma geçemeyeceğini öğrendik.

  2. Kişi kendini madde ve mana dünyasını tanımak, hakikati görmek, anlamak ve yaşamak için kendisini uyandıracak, harekete geçirecek etkiyle hareketlenmeye hazır olması lazım geldiğini öğrendik.

  3. Misal; hazır mum yanmaz, bir kişinin ateş getirerek fitilini tutuşturunca munm yanmaya, katılıktan çıkıp ışık olmaya, çevresini aydınlatmaya başlayacağını öğrendik.

                              *

RAVLİ

7 Mayıs 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D127

Yanımızdan geçerken toprağa bakar da yüzümü, toprağı kıskanır bir hale kor.

Karşısındaki toprak olmam daha yeğ (Beğenilip tercih edilen, üstün görülen davranış);

Belki bu yolla bir uğrar bize.

                                     ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                     ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretleri, Mevlana Hazretlerinin yanından geçerken toprağa bakarsa o toprağı Mevlana Hazretlerinin kıskanacak duruma geleceğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Allah dostu Şems Hazretlerine karşı onun ayak bastığı toprak olmayı tercih ettiğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini özlediğini, onun gelmesi için ayağına toprak olmayı kabul ettiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

6 Mayıs 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D126

Mezarımın yanından geçen sarhoş (Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak) olur;

Mezarımın başında durursa ebededek (Sonsuz, kaybolmayan etki ile) sarhoş olur gider.

Denize dalsa, deniz sarhoş olur, coşar köpürür;

Toprağa girse, mezar da (Ölünün gömülü olduğu yer de) sarhoş olur, lahit (Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar) de.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretlerinin türbesinin yakınından geçenin hoş bir şekilde etkileneceğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinin türbesini ziyaret edenin sonsuza kadar hoş bir etki ile kendinden geçmiş olarak kıyamete ulaşacaklarını öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinden hoş bir şekilde etkilenen kişinin çevresini de, mezarını da bu hoş bir duruma getireceğini öğrendik.

                                       *

RAVLİ

5 Mayıs 2024 Pazar

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D125

Yüzüne karşı Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan-şems Hazretleri), ben de eşitim ona diyebilir mi?

Hayır;

Diyemez.

Yitip gitmiş gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) başlık-başbuğluk davasına girişebilir mi?

Hayır;

Girişemez.

A can kıblesi (Sıkıntılı bir durumda yardım umularak başvurulan yer), can, birisi için senin gönlünü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) incitip (Kötü söz veya davranışla birini kırmakla, üzmekle) ağlamaya koyulabilir mi?

Hayır;

Yapamaz bu işi.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerine karşı hiç kimsenin eşitlik iddiasında bulanamayacağını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine üstün olduğunu belirtecek söz veya imasının olmadığını öğrendik.

  3. Sıkıntılı durumda olanlara yardım eden Şems Hazretlerinin gönlünü hiç kimsenin kıramayacağını öğrendik.

  4. Allah dostu, sırlar sahibi Şems Hazretlerinin benzetilerek veya karşılaştırılarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama yapılamayacak yerde makamda olduğunu, durduğunu öğrendik.

                          *

RAVLİ

4 Mayıs 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D124

Senin (Şems Hazretlerinin) yüzün dururken birisi çıkar da bağ-bahçeyi düşünür mü?

Aşkın (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu) varken mumu, ışığı kim düşünür?

Derler ki;

Aklın (Düşünme, anlama ve kavrama gücü)-beynin (Duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ) gücü (Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği) kuvveti (Fiziksel güç) uykuyladır (Dinlenme durumundadır);

Aklını-beynini düşünen aşık var mıdır ki?

                                   ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin yüzünün güzelliği bırakıp başka güzelliklerin düşünülmeyeceğini öğrendik.

  2. Aşkın kişiye verdiği aydınlığı diğer ışık kaynaklarının veremeyeceğini öğrendik.

  3. Aşkın kişiye verdiği gücün yorgunluk ve dinlenme etkisi oluşturmadığını, aşık kişinin işinde, yolunda uyku ihtiyacı hissetmediğini öğrendik.

                                  *

RAVLİ

3 Mayıs 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D123

Bir kez daha geldi şu (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri) ciğeri yaralı (Kalbi dertli, üzüntülü);

Çaresiz, ayağıyla gitti, başını ayak yaptı da gene geldi.

Eşsiz-dostsuz canlar gibi senin özleminle insan mahallesinden meleklerin bulunduğu yana gene geldi.

                     ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin gittiği yerden Mevlana Hazretlerinin yanına üzüntülü bir biçimde geldiğini öğrendik.

  2.  Eşi-dostu olmayanların aşık Mevlevilerin Şems Hazretlerini özlediklerini, insanların olduğu mahalleden Meleklerin bulunduğu, Mevlevilerin arasına geldiğini öğrendik.

                           *

RAVLİ

2 Mayıs 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D122

(S.267)

Aşkın (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusunun), bir solukcağız, kiminle karıldı, birleşti ise, sanki bela (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum), başına dökülmüştür o kişinin.

Mansur (Hallac-ı Mansûr), aşk sırrından bir izceğiz verdi de boynu, kıskançlık ipiyle asıldı (Abbasi halifesi Muktedir Bi'ilah'ın emriyle idam edildi) gitti.

                                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                          ***

Neler öğrendik;

  1. Aşkı tanıyan ve yaşayanı çok kıskanacaklarını, bu duygunun verdiği sevgi ve bağlılıktan üstün durumda görünmesine dayanamayan kişilerin bu durumu bozmak için her türlü fenalığa yöneleceklerini öğrendik.

  2. Allah'a ve Allah dostuna aşık olanın aşk sırrından izleyeceği yolu öğreneceğini ve gücü oranında gideceğini, bu yolda ölüm korkusu bile duymayacağını, kendini feda edeceğini öğrendik.

                                       *

La ilahe illallah (İlah yoktur ancak Allah vardır)<>La faile illallah

(İşi yapan Allahtır).


La ilahe illallah (İlah yoktur ancak Allah vardır)<>La mevsufe illallah (Bütün nitelik ve sıfatlar Allah'ındır).


La ilahe illallah (İlah yoktur ancak Allah vardır)<>La mevcude illallah (Allah'tan başka var olan yoktur)

Bu hakikat sırrına zamanla ulaşırsınız inşallah.

                                      *

RAVLİ

1 Mayıs 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D121

Şu yalnızlık (Kimsesizlik), binlerce candan daha da artığa (Daha çok, daha fazla geriye kalanına) değer;

Bu hürlük (Özgür olma durumu), cihan (Dünya) mülküne (Taşınılmaz mala) sahip olmaktan da ileridir.

Yalnızlıkta, bir zamancağız Tanrı'la bulunmak, candan da daha değerlidir, cihandan da;

Şundan da üstündür, bundan da.

                       ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri yalnızlığın büyük olgunlaşma yolunda yapılması gereken bir davranış olduğunu, bunu başkalarından bekleyiş içinde olmaktan insanı kurtardığını, özgür olmayı sağladığını öğrendik.

  2. Kişi insanlardan güvencesinin kalmaması üzerine Allah'a veya Allah dostlarına sığınacağını, onlardan yardım isteyeceğini öğrendik.

  3. Yalnız kişinin Allah ile beraberliğin zevkine varacağını, bunun fayda ve değerini bu makamda olduğu zaman anlayacağını öğrendik.

  4. Bu yolun, tercihin kolay kabul edilir olmadığını, Feridüddin-i Attar (Kuş dili) Mantık-ül tayr' da anlatılan yedi vadiyi geçmesi gerektiğini öğrendik.

                                 *

Ravli Feridüddin-i Attar (Kuş dili) Mantık-ül tayr   yaz  Googleden iki cilt anlatılan hikayeleri baştan sonuna kadar güzelce okumak gerekir.

                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar