Eyaz, kemgözün nazarıyla göz
ağrısına tutulmuştu.
Göz ağrısıyla gözleri kan
çanağına dönmüştü, nergise benzeyen iki gözü lal (kırmızı
renkli taş) rengine boyanmıştı.
Hâsılı on gün kadar geçince
göz ağrısı fazlalaştı; yatağa düştü.
Göz ağrısından öyle bir hale
geldi ki soldu, sarardı, kendinden geçti.
Birisi, Sultan Mahmut’a bu
hali haber verdi.
Mahmut atına binip oraya
vardı.
Gizlice Ayaz’ın yatağının
yanına geldi; halini görüp parmağını dudağına koydu;
Hastaya bakanlara, sakın
benim geldiğimi haber vermeyin demek istedi.
Gazi Mahmut oturunca Eyaz,
bir gönül alıcılıkla sıçrayıp kalktı.
Gözlerini açtı, neşeli bir
halde oturdu.
Ne mutlu bir kuldur o ki hür
gibi oturur.
Ona, a kendinden geçmiş,
bedeni kalakalmış da ruhu uçup gitmiş kişi dediler;
Gözlerinin ağrısıyla perişan
olmuştun; dirimle ölüm arasında hayran kalmıştın.
Padişah yanına gelince nasıl
oldu da sararıp solmuşken birden yerinden sıçrayıp kalktın?
Kimse söylemedi sana; gözün
de yolda değildi, Mahmut’un geldiğini nasıl anladın?
Eyaz, duymaya ne hacet dedi;
görmeye de ihtiyacım yok.
*Canım kulaktan da hürdür, gözden de; ben onun kokusunu canımla
duyarım.
Kokusunu canımda duydum da
ölmüştüm, diriliverdim.
***
Görmez misin, Yakup
Peygamber’in gözleri, Yusuf’un kokusuyla nasıl görmeye başladı.
Senin de dertte gözün olmalı;
göz ağrısıyla kendini eritmelisin.
Aşinalık kokusunu
aldın mı iki âlemin çevresinde de parlamaya başlarsın.
Bir zerre aşinalık
nuru, yüzlerce güneş kadar aydınlık verir.
*Hak’la daimi dostluk öyledir
ki o dostlukla bir zerre bile, iki cihandan yeğdir.
Tanrı seni o kadar severken
bu neşeyle nasıl oluyor da derine sığabiliyorsun?
Bu pergeli gören ulular, yüz
canla onun dert noktasını seçtiler, orayı mekân edindiler.
Onun bir hitabına yüzlerce
can verdiler; ıstırapla dolu olan gönüllerini bağışladılar.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Kem göz: Fena, kötü, bozuk maksatla bakmakla, bakılan kimsede ruhi ve fiziki hasar oluşturmasıdır.
Zarar gören kişiye nazar değdi denir.
Özellikle açık mavi gözlü,
keskin bakışlı kimselerin bir insana, hayvana veya güzel bir eşyaya, yapılan
işe kıskançlıkla, düşmanlıkla bakması ile
etkileyerek zarar vermesidir.
İnsanı hastalandırır, kişide
ve aile içinde huzursuzluk çıkarır, geçimsizlik oluşturur.
İşlerin kötüye gitmesini ve
bozulmasına neden olur.
Ey yaren!
Sende değerli bir şey varsa
hiç kimseye kötülük etmesen bile düşmanlık ve kıskançlık hedefi olursun.
Çünkü kıskanç: düşmanlık oklarıyla
vurmaya, mahvetmeye kendini hazırlamıştır.
Senin özelliğin
kıskanıldığını anladığın an, o kişiye bunları bana Allah nasip etti, inşallah
sana da verir diye hayır duada bulun, paylaşabildin güzellikleri onunla paylaş.
Ne kadar toplum içinde
gezersen, ne kadar laf edersen oklanmaya hazır olmalısın.
Kimseye fenalığın hatta
iyiliğin bile olsa bu oku yersin.
Nazarın ilacı; seni
seven dost bakışıdır ve bu bakışla nazar etkisizleşir, zararı yok olur.
*
RAVLİ NAZAR yaz blogdan iyice
incelemelisin.
*
RAVLİ