31 Aralık 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3590 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3590. A (Şems Hazretleri)Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan), Ay (Gökteki) da duamı duydu, senin ay yüzüne karşı ellerini açtı da bana, sen de el aç demeye koyuldu.


Ay da, güneş de, gökler de. Anlamlarla (Bir önermenin, bir tasarının, düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şeyler), akıllar ( Düşünme, anlama, kavrama, öğüt verilen yol) da bizim katımızda yücedir, zengindir, fakat senin katında yoksul.


Kıskançlığın, dudaklarını ısırdı da gönlüme sus dedi;

Gönlüm sustu, oturdu, bayrağını indirdi.


Senin hastanın hatırını senden başka kim sorar;

Ey mesih (Hazreti İsa), hastanın hatırını sormak için bir gel.


Nasılsın diye başına elini koy;

Suçunu aklına getirme onun;

Kinle elini dişleme.


Zati bela güneşi onun başına kılıç vurmuş...

Sen onun başına ihsan, vefa gölgesi sal.


Suçludur, yüzlerce mihnete, yüzlerce eziyete layıktır bu;

Fakat o lütfa layık olan ancak bağışlamaktır, keremde bulunmaktır.


Yüzlerce sütle, yüzlerce şekerle beslediğin o gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına), bunca tatlıdan sonra her solukta cefa (İmtihan için yasaya veya vicdana aykırı olarak kötü duruma, kıygıya, eziyete uğratma) zehirini (Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı) tattırma.


Benden, benim yurdumdan gönlümü çekeli bend yıkıldı, bela seli geldi-çattı.

Şifa (Bedensel veya ruhsal bir hastalığı iyileştiren, hastalıktan kurtaran) sensin, güzelce bir güldün de yüz gösterdin mi mihnet (Sıkıntı) ordusu eri döner, kaçar- gider.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                             ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretlerinin duasına karanlıkta kalanları aydınlatanların da katıldığını, hep birlikte Şems Haretleri için dua yaptıklarını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri ve dostlarının yanında Ay'ın güneşin, göklerin de, anlamların da, akılların da yüce ve zengin kabul edildiğini, fakat Şems Hazretleri yanında bunların istenilen nitelikte olmadığını öğrendik.

  3. Şems Hazretlerini herkesin kıskanacağı seviyede olduğunu, karşısında susmak gerektiğini öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin İsa huylu olduğunu, hastanın suçunu bağışlayıp hastayı iyileştirdiğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri suçlunun bile cezasını büyüklüğü, ululuğu, asilliği için bağışlamasını Şems Hazretlerinden istediğini öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretleri geldiği yere ve topluluğun sıkıntısını giderdiğini, bakışlarıyla, sözleriyle şifa dağıttığını öğrendik, anladık

                      *

RAVLİ

30 Aralık 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3580 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3580. Aksaya-aksaya yürü, çünkü bu yoldakilerin hepsi de topal.,

Ayağına bir bez sar da eğri-büğrü, başını sallıya-sallıya, ayağını sürüye-sürüye yol al.


Ay yüzlüysen bile yüzüne safran (Sarılık) sür...

Çünkü yüzünü gösterirsen sopa yersin, yaralanırsın.


Efendi, bir çirkin gördün mu, aynayı koltuğuna vur, gizle...

Yoksa aynanın adını kötüye çıkarırsın.


Aklın başında oldukça, kendindeyken uzlaş herkesle, iyi geçinmeye bak... ama sarhoş oldun mu, ne olursa olsun.


Buluşma sakıysinin (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan) elinden birkaç sağrak (Tanrı şarabı ile dolu kadehten) iç;

Mademki pergel oldun, kalk, oyuna gir, dön.


Pergel gibi o noktanın çevresinde dön, çark ur (Gibi dön);

Böyle bir yuvarlak için bu çeşit bir dönüş farzdır (Yapmak zorunda kalınan şey)


O söylediğin sözleri tekrar söyle;

Unuttum-gitti...

Tanrı'dan esenlik sana ey Ay yüzlümüz, ey Ay parçası güzelimiz bizim.


Tanrı'dan esenlik (Sağlık, sıhhat, afiyet, selamet) sana;

Bütün günlerin hoş geçsin...

Ey soluğu ölüleri dirilten,

Tanrı'dan esenlik sana.


O yüzden kem (Kötü) gözler ırağ (Uzak) olsun...

Bir gönülü kaptı mı, artık hiç bir çare fayda vermez ona;

Ne bir çare bulunur, ne La havle para eder.


Güzelliğinden birşey dilenmek için ta uzaklardan gelmişiz..

Ay, ışıklı yüzünden ışıklar saçar, cömertliklerde bulunur.

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretleri ve Mevlana Hazretlerinin aşk öğretisinde aşıkların;

  2. Çevresinde olan ekşi suratlıları görmezlikten gelmeleri gerektiğini öğrendik.

  3. Topal gibi aksaya aksaya, ayağı yere sürüye sürüye yol almak gerektiğini öğrendik.

  4. Güzel yüzlü olanların yüzüne hastalıklı gibi sarartması gerektiğini, güzel yüzlüyü kıskananların zarar vereceğini, bir şekilde yaralayacağını, öğrendik.

  5. Çirkin kişinin çirkinliklerini kendisine göstermemesi gerektiğini, öğrendik.

  6. Bütün bu öğütlerin aklın başındayken, kendindeyken arandaki düşünce ve çıkar ayrılığını karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, iyi geçinmek, zarar görmemek, yolundan geri kalmamak için önerildiğini öğrendik.

  7. Tanrı şarabıyla sarhoş olmuş kişinin söz ve davranışları aşık kişinin kendine bırakıldığını öğrendik.

  8. İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi elinden Tanrı şarabı içenin, onun çevresinden almayanın Mevlevilerin sema oyununa girmesi gerektiğini öğrendik.

  9. Şems Hazretlerinin sözlerine Mevlana Hazretlerinin doymadığını, hep konuşması için susup dinleme durumunda olduğunu öğrendik.

  10. Mevlana Haretleri Şems Hazretleri için Allah'a dua ettiğini öğrendik.

  11. Şems Hazretlerinin her kimin gönlünü kaptıysa onu bırakmadığını, o kişinin bu durumdan kurtulamayacağını öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin güzelliğinden kendisini acındırarak bir şeyler istediğini, Ay yüzünden ışıklar saçmasını, cömertliklerde bulunmasını dilediğini istediğini öğrendik, anladık.

                           *

RAVLİ

29 Aralık 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3570 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3570. Meclis herkese açık;

Padişahlar padişahı (Şems Hazretleri) böyle buyurdu;

Çabuk dedi, bütün sakıyleri (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişileri) padişahın meclisine (Toplantısına) çağırın.


Soldan-sağdan tabaklarla saçılır (Armağanlar) gelmede...

Yarım can kaç para eder?

Birçok can getirin de alın saçıları (Armağanları).


Ölüyü getirseniz can bulur...

Tanrı için olsun, tanrı için;

Hepiniz de gelin böyle bir cana yüz tutun (Yönelin).


İkbal (Baht açıklığı veya yüksek makama, duruma erişmek) devri geldi, devletin (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme yöneltme makamın), başımızı kaşırdı (Severek yardım ederdi); dudaktan güldü;

Ne vaktedek baş ağrısı çekeceksiniz, niceye bir gözyaşı dökeceksiniz.


Kimin gönlü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağında ne) varsa ayna haline getirir o gönlü...

Armağan olarak ayna götürün o Ken'an (Filistin bölgesi) Yusuf 'una (Peygamberine).


Hazineyi açtılar, hepiniz de ağır elbiseler giyinin;

Mustafa (Hazreti Muhammed) tekrar geldi, hepiniz de iman (Güçlü inanç) edin.


Hepiniz de ellerinizle yapışın güneşin (ŞemsHazretlerinin) eteğine...

Bütün topluluğu o darmadağan saçlar yüzünden elde edin.


Bu savaşta üstünlük, ancak Tanrı kılıcıyladır;

Ganimetlerden verin de Müslüman edin bütün şeytanları.

***

Ne mutlu o cana ki gecelerinizden haber adı;

Ne mutlu o kulağa ki sizin hey-hay seslerinizle doldu.


Yüzünü ekşit;

Burdakilerin hepsi de ekşi suratlı...

Kör ol da her körün elinden sopa yeme.

                           ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin emir vererek bütün Allah'ı sevenleri, Allah nuru saçanları toplantı haberini verin, toplantıma çağırın dediğini öğrendik.

  2. Toplantıya katılanlara hediyeler verildiğini, böyle bir yere gelmekten hiç kimsenin çekinmemesi gerektiğini, ölünün bile dirik kazanacağı yerin bu yer olduğunu öğrendik.

  3. Şems Hazretlerin Allah'ın yetkilisi olduğunu, yetkilerini istediği gibi kullandığını bilmemiz buna göre hareket etmemiz gerektiğini öğrendik.

  4. ŞemsHazretlerinin huzura ulaşan kişinin kalbinde oluşmuş duyguları, kaynağı ile kendine gösterip kalbini ayna gibi görünür kıldığını, kişinin kendinin oluşturduğu, unuttuğu, kendisine ağırlık, bağ ve korku olan her ne varsa onu görünür kılarak kalbini rahatlattığını öğrendik.

  5. İçi rahatlayan kişinin görüşünün kuvvetleneceğini, kapısı açık hazineyi göreceğini, üstüne kıymetli ağır elbiselerden almamız gerektiğini öğrendik.

  6. Peygamber efendimize iman ettiğimiz şekilde yeniden geldiğini imanımızı, imanımızı tazeleyip kuvvetlendirmemiz gerektiğini öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin öğretisinin Peygamber efendimizin öğretisini kuvvetlendirmek için olduğunu, asla ayrı bir inanç olmadığını öğrendik.

  8. İnanç işlerinde üstünlük verenin Allah olduğunu, onun hediyelerine kavuşan şeytanın bile Müslüman olacaklarını öğrendik.

  9. Coşkunluk seslerinin mutluluğun içe sığmayıp dışarı vurulmasıyla duyulduğunu, mutlu canların çığlıkları olduğunu öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Yaşadığımız ortamda herkesin küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüzlü olduğunu, bu yüzleri görmezlikten gelip kör gibi davranmak gerektiğini, görüşü olmayan kişiye sen şöylesin dersek onun düşmanlığından zarar göreceğimizi öğrendik, anladık.

                        *

RAVLİ

28 Aralık 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3560 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3560. Gizli alemde sana aşıktır onlar;

Bir görsen gamlarına düşer (Tekrar görmek derdine düşer) de artık unutamazsın onları.


Susuz kişinin su özleyişinden ne haberi vardır tatlı suyun?

Alımlığa güzelliğe aldırış mı eder Yusuf’lar (Kendileri bu özelliklere sahiptir)?


Ağaçlara başbuğ selvi ayağını diremiş (Bir düşünceyi, bir davranışı sonuna kadarsürdürmek, kendi tutumundan şaşmamak);

Ne diye başı dönsün...

Düşüncenin canı seninle olduktan sonra düşünceye dalış da nedir?


O güzel sana el verirse elden çıkarsın (Kendini kaybedersin);

O perimiz (Cinlerin güzel dişisi) senin yolunu vursa uçarsın.


Güneşin yalımları (Alevleri) seni ısıtırsa seher yelinin (Güneş doğmadan önce başlayan rüzgâr) haberciliğine boş verirsin.


Mısır Yusuf’unun dudaklarından bir selam duysan şekerleşirsin, tümden şeker olur-gidersin.


Hepimiz de Mahmud (Sultan Mahmud) kesildik (Kölesine aşık olan, aşık olduğuna hizmet eden sultan olduk);

Geri kalanını sen söyle de özleyiş kadehini (Sevgiliyi görme, ona kavuşma isteğini, hasreti), durmadan sunsun (Versin).


Kötü düşünce hırsızını (Başkasının düşüncesini kendi düşüncesi gibi kullananı) zindana götürün...

Ellerini sımsıkı bağlayın da divana sürüyün (Toplantı yerine).


Akıl şahnesi (Bekçisi) hırsızlara hatlerini bildirmezse şahneyi (Bekçiye) de çeke-sürüye padişaha götürün.


Susuzları suya çağırın;

Duduları (Şeker yiyen kuşları), kerem edin (Büyüklük gösterin) de, şeker kamışlığına götürün.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Aşk ustası Allah dostlarının aşk yoluna girenlere aşık olup onu yetiştirmek için her olanağı kullanıp hizmet ettiklerini, bu hizmetin açıkça hissedilir ve sonuçları itibariyle görünür olduğunu, aşk yolunda olan kişinin bu iyilikleri yapanı unutamayacağını öğrendik.

  2. Tatlı suyun, susuz kalmış kişiyi özlediğini, bu özleyişten haberli olduğunu, kana-kana içine alması, içilmesi için kendinin yerini belli etmek için nem kokusu yaydığını öğrendik.

  3. Kendisi güzel olanın başkasının güzelliği ile ilgilenmeyeceğini, önem vermeyeceğini öğrendik.

  4. Düşüncenin gücü ve diriliği Allah dostunda olunca, ona bağlı olanların onun tesirinde kalacaklarını, onun gösterdiği yola gideceklerini öğrendik.

  5. Aşk yolunda ilginç işler olduğunu, padişahın kölesine aşık olup hizmet edeceğini öğrendik.

  6. Aşk sözlerini kendi sözü gibi kullananı yakalayıp hesaba çekmeyen bekçinin de hapsedilmesi gerektiğini öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Allah dostlarının susuzları suya çağırdıklarını, büyüklüğünün gereği iyilik ederek tatlılığın bol olduğu alana götürmesi gerektiğini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


27 Aralık 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3550 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3550. Şu beden toprağını taşıyan, çeken, can yelidir (Rüzgârıdır)...

Geceleyin can, bedenden ayrılınca beden, yıkılır-kalır.


Yel de geceleyin şu toprağı sevmez mi?

Aşk yelinin de benim şu toprağıma bir sevgisi var.


Gerçekten de yel durmaz, vefası yoktur (Sevgisi çabuk geçer)...

Fakat bu aşk, vefasızları bir uğurdan (İyi niteliği ile) vefa (Sevgiyi sürdüren, sevgi, dostluk bağlılığı) madeni (Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak) haline getirir.


Arayıp istediğin huy (Karakteri), dilediğin hal (İstediğin tutum ve tavır), ululanır (Büyüklenip) da baş çeker (Yolunu değiştirir)...

Fakat aşk, bir solukta dilediğini verir sana;

Var olsun, yaşadıkça yaşasın.


İki (Madde ve mana) dünyanın da Melekut aleminde (İzzet, saltanat ve büyüklük anlamına gelir.Allah’ın mülkü,   hükümranlığı ve âlemdeki düzenlemesi anlamına gelir.
“Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.”(Yüce Allah Hz. İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığını ve hükümranlığının azametini göstermiştir
) aşkın yarlığı (Buyruğu, emri) var...

Fakat terci' vakti (Geri dönüp tekrarlama zamanı) geldi;

Onu anlatmama imkan yok şimdi.


İnsan, boyuna güzelleşmek (Soyluluk, ahlaki üstünlük, sakinlik, hoşa gitmek) hünerler (Beceri isteyen ustalık) elde etmek ister;

Derken aşk gelir;

Sarhoş eder (Kendinden geçirir) insanı, alt-üst eder-gider.


Taş gibi gönül (Kalptedi katı ve değersiz olan duyguları


aşkın), inci (Şekli değişmeyen mücevher) haline gelmek ister;

Derken aşk gelir, inci elde etmekten de vaz geçirir onu, incisizlikten de.


Hırs (Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku), kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) sahibi padişahların bile başlarına çorap örmek ister (Sonu belirsiz işlere karıştırmak kişiyi zorlayacağı şekilde mağdur etmek ister);

Fakat aşk küstahlarını (Saygısızlık, kabalık, terbiyesizlik) gördü mü, o da yola düşer, çekip gider.


Bu şehirde öylesine küstah (Saygısız, kaba, terbiyesiz) rintler (Gönül erleri) var ki gönülleri çalarlar;

Onları bir görsen bu halktan göz yumarsın.


Onlardan birinin sarhoş gözü, gönlünü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağını) avlamak istedi mi, ne gönlünü korumaya bir çaren vardır, ne bir düzen (Hile) yapmaya gücün-kuvvetin.

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Vücudumuzu ayakta tutan canımızın rüzgâr gibi gece çıkıp gidince vücudumuzun yıkılıp olduğu yerde kaldığını öğrendik.

  2. Aşk rüzgârının Mevlana Hazretlerinin toprağına sevgisi olduğunu öğrendik.

  3. Rüzgârın çabuk geçici olduğunu, aşkın bu rüzgârı iyi nitelikleri ile çok değerli şeyleri kapsayan kaynak haline getirdiğini, sevgiyi sürdüren, sevgi dostluk bağlılığı sağladığını öğrendik.

  4. Arayıp istediğimiz kişilik ve karektere ulaşınca büyüklenme hastalığı yakalanacağımızı, bu durumun kişinin yolunu değiştirmesinesebep olduğunu öğrendik.

  5. Aşkın uzun uğraşılar gerektirmeden bir solukta dilediğimizi verdiğini öğrendik.

  6. Allah aşkın buyruğu Hazreti İbrahim’e gökteki ve yerdeki hükümranlığını ve hükümranlığının azametini gösterdiğini, yetki verdiğini öğrendik.

  7. Aşkın insanı sarhoşlukla değiştireceğini, güzelleşmek, beceri isteğini yok edeceğini öğrendik.

  8. Hırsın büyük kişilerin bile başını belaya soktuğunu, aşkın böyle kişilerden saygısıylık gördüğü zaman o kişiden uzaklaşıp gittiğini öğrendik.

  9. Kendini kaba, saygısız, terbiyesiz gösteren Tanrı erlerinin uygun olan kişilerin gönüllerini çalıp olgunlaştırdıklarını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Avcı bir Allah dostunun sarhoş gözü gönlümüzü avlamak istediği zaman duygu ve düşüncelerimizi korumaya çaresiz kalacağımızı, onun avı olmaktan başka çaremiz olmayacağını öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


26 Aralık 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3540 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


3540. Ben o kişi değil miyim ki dünya küpüne sığmam...

Dokuz kat gök bile benim köpüğüme, benim coşkunluğuma dayanamaz.


Ölü şarabı ne içiyorsun?

Hadi, gel, beni iç:

Şarabım ben...

Bir tulumum ki şarapla, sakıyle (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçanlarla) dolmuşum.


Bu. sana rızık olmazsa ben içerim, dostlar içer...

Artık ey arı-duru kardeşler, susun da gerçekleyin bu sözü.


Ne yazık...

Gece oldu, hepimiz ayrıldık birbirimizden, ne mutlu o kişiye ki geceleyin dostu, yoldaşı Tanrı olur.


Hepsi uyudu (Çevresindeki olayları fark etmeyen, görmeyen), ölü gibi bir yana yıkıldı-gitti.

Sen uyumazsın a dünyanın padişahı, a bizim eşimiz-dostumuz.


Kendinize gelin, uyumayın;

Padişah geceleyin meclis kurdu;

Seher çağınadek sizi çağırır - durur.


Onun keremi çekti de her uyuyan, sıçradı, kalktı, hani gül bahçesi seher yeliyle uyanır ya;

Hadi, sen de seher yelinin zevkiyle sıçra;

Uyan.


Mustafa (Hazreti Muhammed), geceleyin yemek yemezdi ama seher çağında karnı doyardı da ben derdi, “Tanrı razılığına konuk oldum”.


Yokluğa erenler (Göz önüne gelmeyen, adam olan, insanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olanlar), onun uykusuzluğu yüzünden kaftanlarını yırtsınlar diye Peygamberin ayaklarının altı, namazda fazla durduğundan kabarır-şişerdi.


Gelecek zamandaki günahların da, geçmiş zamandaki suçların da bağışlanmamış mı dendi de bu dedi, korkudan, ümitten değil;,

Aşkın coşup köpürmesi bu.

                       ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                    ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretlerinin canının, gönlünün, ruhunun, aklının, düşüncesinin, coşkunluğunun bu dünyanın sınırlayacağını hatta 9 kat göğün bile genişliğine, coşkun davranışlarına karşı koyamayacağını öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinde kişinin her ne arıyorsa bulabileceğini, Allah’a ulaştıracak yardımı yapacak güçte ve yetkide olduğunu öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinden beslenen dostların Mevlana Hazretlerinin hakikatli sözler söylediğini, hiçbir yanlış ve şaşırtma, yanlış yönlendirme olmadığını, kişinin zarar görmediğini, olgunlaşma sürecinde olan kayıpların mislisiyle ve daha fazlası kazanıldığını öğrendik.

  4. Herkes uyusada Dünyanın padişahı Şems Hazretlerinin uyumadığını, uyanıklara eşlik, dostluk gösterdiğini öğrendik.

  5. Gece oldumu toplantı kurulduğunu, gün ağarana kadar uyanık olanları Şems Hazretlerinin davet ettiğini öğrendik.

  6. Peygamber efendimizin geçmiş zamandaki ve gelecek zamandaki ümmetinin günahlarını Allah’ın affetmesi için ayakları şişene, yara olana kadar ibadet ettiğini, kardeşlerimi özlediğim dediği yokluğa erenler için için dua ettiğini öğrendik.

  7. Mevlana Hazretlerinin sözlerini doğrulamak haddim değil ama onun isteği üzerine her sözünün doğru çıktığını yaşayarak şahip oldum, daha da bağlandım, büyüklüğünün iyiliğini ve yardımını gördüm, sayısız olağan üstü şeyler yaşadım, yanlış yorum olmasın diye paylaşmadım, razıyım, şükrediyorum.

                          *

İşte böyle yaren;

Allah ve Allah’ın yakınlarının, dostlarının korkudan ve ümitten değil aşkın köpürmesi ile oluşan coşkunluk için dua ettiklerini öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ

25 Aralık 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3530 İNCİ BEYİT

            (Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3530. Buluşma şarabını sunsan da başımdaki mahmurluğu (Sersemliği) gidersen meyhaneden ne eksilir ki?


Madem ki kendiliğimden neşeye layık (Uygun) değilim, gamsız (Üzüntüsüz) bırakma beni.

Çünkü bu arada boyuna gamın, gam ortağım oluyor benim.


Şeker gibi tatlı bir gülüşle canımı alırsa, Tanrı, gönlümü (Kalbimde oluşan duyguların kaynağı) ölümsüz olarak sevgilime kavuşturur, onunla neşelenir, yaşarım.


Canımı o alırsa o vakit güler benim canım:

Bedenimin bütün zerrelerini sarhoş etti mi her yanım esenliğe (Sağlığa, sıhhate, afiyete) kavuşur.


Her zerrenin özü, onun lütfuyla sarhoş oldu mu;

Sevgilim ne de üstündür, ne de yüce diye oyuna girişir.


Şarap içe-içe tümden şarap kesildim mi, artık meze olurum, şarap olurum...

Yeyin beni, için beni.


Hele a gün, ne günsün sen;

Ömrün uzun olsun...

Buluşma günü, şarap içme, nimetler yeme günü, razılık günüsün.


Küpe benzeyen bedenimizi o şarap için yoğurdu...

Rabbim gönlüme ne güzel birşey takdir etmiş;

Takdiri ne güzel de çıktı.


Sirke küpü başkadır, pekmez küpü başka...

Can küpünde üzüm şarabı var;

Kaynayıp coştu artık.


Şarap küpü uyumaz, o şarapla kaynar-durur...

Kahve de kötülüklerde bulunmak, kan dökmek için kaynayıp coşar.

                  ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN

HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI

KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

               ***

Neler öğrendik;

    Şems Hazretleri ile buluşan Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin verdiği sırlarla sarhoş olduğunu, bu sarhoşluğın mahmurluğunu yaşadığını, bu durumdan çok hoşlandığını öğrendik.

  1. Şems Hazretleri neşe vermese bile üzüntü vermesini, hep ilişki içinde olmayı Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin bir gülüşüne bile canını feda edecek Mevlana Hazretlerini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerine canını verenin Allah onu ölümsüz yapacağını Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretleri ile buluşmasına çok önemsediğini bu sevgi çekiciliğinin, bağlılığın Allah'ın takdiri ile olduğunu öğrendik.

                      *

İşte böyle yaren;

İçte coşkunluk veren sözün ise iyi hareketlerinin kesilmediğini, kötülükte bulunmak için içinde söz kaynaması olanın kötü hareketlerinin kesilmeyeceğini öğrendik, anladık.

      *

RAVLİ

24 Aralık 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3520 İNCİ BEYİT

        (Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3520. Kendini sevmeyi ne soruyorsun, ne soruşturuyorsun?;

Oysa ki ne de güzelsin, ne de gönüller (Kalpte oluşan duyguların kaynağını alansın) kaparsın sen...

Yüzünü bir göstersen iki dünya da birbirine girer.


Sen şarabsın, biz testiyiz...

Sen suya benziyorsun, biz arkız...

Ne yerin var senin, ne yurdun;

Fakat gene de nereye yönelirsen ordasın.


Gönül sana nasıl yelsin-yopursun (Koşarak yetişsin);

Bakış-görüş, seni nasıl arasın-bulsun?

Söz, ağızdan nasıl çıksın da nerdesin diye sorsun?


Gönlün (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı) kulağına ne söyledin ki gülmeye koyuldu, açılıp saçıldı?

Kamışın ağzına ne verdin ki şekerler çiğnemeye koyuldu.


Şaraba ne coşkunluk verdin:

Bala ne ceşit bir tad bağışadın?

Akla nasıl bir düşünce verdin de yüce taşanlara girişmede, yüksek düşüncelere dalmada?


Senin yüzünden toprak, nakışlarla bezenmiş;

Topraktakilerin gönülleri halden hale girmiş.,

Hoş olmayanlar bile senin yüzünden hoş (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren), hoşsun (Beğenilensin), hoşluğu arttırıp durursun sen.


Neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç), seninle neşelendi;

Şaşılacak şey, senin yüzünden şaşılacak bir hale geldi;

Lütuf (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), ihsan (Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik) senin sayende dudağa-ağıza tad verdi;

Kerem sahibisin, bağışlarda bulunur-durursun sen.


Yaralı, yorgun gönlü sen arar-sorarsın;

Olaylardan onu yur (Yıkar)-arıtırsın...

Dertli bir söz söylersin ona, o söz deva (İlaç) olur-gider.


Bulut senin yüzünden ağlamada, şimşek senin yüzünden gülmede... daha da binlerce çeşit işler, senin lütfunla olup durada;

Vefa madenisin (Sevgide, sevgi, dostluk bağlılığında içinde çok değerler barındıransın) sen.


İşime-gücüme bir bak;

İşten-güçten el çektim ben...

Başkasına buyurma:

Senden başka kimsem yok benim.

                           ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN

HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI

KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                  ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın Şems Hazretlerini her görenin, her tanıyanın seveceği güzellikle donattığını, çevresini de güzellikler ortamı olarak hazır ettiğini, daha fazlasını Şems Hazretlerinin kendisinin güzelleştirdiğini öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri kendisini çevresinden soyutlayarak kendisini Şems Hazretlerinin ruhaniyetine taşıyıp kendisini yok saydığını öğrendik, anladık.


                    *

RAVLİ

23 Aralık 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3510 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşıkları anlatıyor)


3510. Hele a aşıklar, muştuluk (Sevindiren haber) size...

Artık ayrılık kalmadı, buluşma devleti geldi-çattı;

Artık Tanrı, Tanrılığını sürecek.


Kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük) üstüne kerem gelmede, binlerce bayram gelip çatmada;

İki (Madde ve mana) dünya da mürid (Şeyhine bağlanarak ondan yolu öğrenen, onun yolunda ilerleyen) olmada;

Sen hala nerdesin?


Vefa (Sevgiyi sürdürmede, sevgi, dostluk bağlılığının) şekerini ekersin (Yaşamın tatlılaşır);

Canın başını kaşırsın;

Zemaneden (İçinde bunululan zaman) utanır-arlanırsın (Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duyarsan) da dokuzuncu göğe ağarsın (İhtiyaçsızlık şehrine ulaşırsın) artık.


Lütfu (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), keremi (Soyluluğu, ululuğu, büyüklüğü), seni tutar, kendisine çeker;

Gönlünün muradına (Kalpte oluşan duygularının isteklerine, dileklerine) erersin (Kavuşursun);

Ne bunun gamı kalır;

Ne onun...

Tertemiz oluş, hükmünü sürer-gider.


Hele a gerçek aşıklar, birbirinizle uzlaşın (Aranızdaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyum sağlayarak, karşılıklı anlaşarak ve uygun kalarak da yol alın);

Vefalı (Sevgisi geçici olmayan) dostun içinden kutsuzluğu (Uğursuzluğu) aşan bir kutluluk (Uğurluluk, bolluk ve iyilik) coşmada.


Durağın topraktı;

Gizlice bir yolculuğa çıktın;

Sonunda insanlık durağına eriştin, insan oldun...

Fakat burda da kalma.


Sen yolcusun, yürü;

Göğe doğru yol al ama sen bu paramparça bucakta (Kenarda, köşede, yerde) kalakalmışsın;

Allah kurtarsın.


Gönül, yürek adını taktığın şu bir katre kana bak...

Bütün dünyanın çevresini bir solukta döner-dolaşır;

Ama yürüyüp uçarak değil.


Gözünün ışığına dikkat et, göklere vurmada...

Ona ışık verenle bildik (Yakın) olmaya bak.

Söz söylemeyi bırak;

Ayağın yok mu senin?

Ulu (Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllü, yiğit, doğruluk ve başka nitelikleri bakımından çok büyük, yüce) kişiysen ne diye bu daracık yerde tutsaksın?

                        ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN

HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI

KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                             ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın kendisine âşık olanlarla ilgilenme zamanının geldiğini, aşıklara bu müjdenin duyurulduğunu öğrendik.

  2. Allah'ın ululuğunu, asilliğini, büyüklüğünü dostları vasıtasıyla gösterdiğini, madde ve mana her ne varsa Allah dostlarına bağlanarak ondan yolu öğrenip, onun önerdiği yoldan gitme vaktinin geldiğini öğrendik.

  3. Belirli bir yaş ve konuma gelenin ham yaşama devam etmekten üzüntüye düşüp kendisini kurtarma, olgunluğa doğru yola girmesi, kendisine kılavuz bulması gerektiğini öğrendik.

  4. Gerçek aşıkların birbiriyle ayrışan konuları karşılıklı ödünler vererek uzlaşacaklarını, birbirlerine anlayış göstereceklerini, bir ve beraber olacak anlayışla hareket edeceklerini öğrendik.

  5. İnsanın ilk durağının toprak olduğunu, yolculukta insan durağına ulaştığını, burada durmamak göğe doğru yol almak, dünyada bir kenarda kalmamak gerektiğini öğrendik.

  6. Kalbimizde oluşan duyguların kaynağı ile düşünce gücü ile bedene ihtiyaç duymadan, yol yürümeden, dünyayı bir anda dolaşabileceğimizi öğrendik.

  7. Allah'ın verdiği güçle göklere kadar ışığımız vurduğunu, bu gücü verene yabancı kalmamak gerektiğini öğrendik.

                                 *

İşte böyle yaren;

Sözlerin oyalayıcılığından kendimizi kurtarıp ulu kişi olmaya doğru yürümemiz, ulu kişi olunca da yolun bitmediğini görmemiz, bu olgunluğu, güzelliği yaşamamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar