6 Haziran 2013 Perşembe

DEĞİŞ VE İYİLEŞ

Kilim satan meczup 157

Meczubun birinin bir kilimi vardı.
Birisine satmaya kalktı.

Adam, pek kaba dedi; yumuşaklığı adeta kirpi sırtına benziyor.

Ucuza, aldı yürüdü.
Tam o sırada yoldan bir müşteri çıkageldi.

Adama, yumuşak bir kilimi var mı dedi.
Adam, tam istediğin gibisi var; sen paradan haber ver dedi.

Adam, eşsiz bir kilimdir dedi; tıpkı ipek gibidir, yumuşacık.
Sofinin biri bu sözleri dinliyor, alış verişe kulak veriyordu.

Bir nara atıp ey eşsiz er dedi, beni de şu sandığa koy.
Çünkü burada kilim ipek oluyor; kırık saksı parçalarıyla çakıl taşları, eşi bulunmaz inci haline geliyor.

Mayam bakımından ben de kırık saksı parçasıyım; belki sandığına girerim de halim değişir; güzelleşir, iyileşirim.

                                          ***
Halin değişmez, iyileşmezsen ömrün ancak bir vebal (acı veren) olur sana.

Karanlıklarda (Gerçeği görmeyen yerde) ömür geçirir de nasıl bu hali bilmezsin? Ne hayvansın sen, ne hayvan.

Bütün uzuvlarını din kaydıyla bağla.
Kendini iyi bir hale getirmek istiyorsan böyle ol.

Görme, duyma, söyleme (Kendi kafana göre).
Ancak Tanrı buyruğuyla gör, duy, söyle de kâfir olarak ölme ey Müslüman.

Seni hidayet (Hak yoluna doğru kılavuzlama) yolunda er görmüyorum da kâfir olarak öleceğinden pek korkuyorum.

Bu kemer, bu sayvan (Örtü) ibret içindir.
Fakat sen hayvan gibi şehvetten (İsteğinden) başka bir şey görmüyorsun.

Boyuna can faydası elde edeceğin bir çarşıda hep ziyan görmen nasıl gerekir?

                                           ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri   

                                             *
Yaren,

Kendi görüş, duyuş, düşünüş ve isteklerine göre davranmanda ısrar edersen, yanlış yola istemiyor olsan da girebilirsin.

Yapılan öneri şudur:
Ölçü olarak Tanrı buyruğunu al, buna göre yolunda yürü.

İsteğini görüyorsan başka hiçbir şey göremezsin.
Doğru olanı acı verse de yapmak gerekir.

Sandığa girmek:
Yalnızlığa çekilerek, geçmişten bu güne kadar yaşadıklarını, din ölçüsüne göre değerlendirerek yerini ve değerini belirlemek, gelecek için prensip kararlar almaktır.

Yani kendini suçlamadan özeleştiri yapmaktır.

Sandık içinde gözüne ışık yoktur ama bilen insan düşünceleriyle orayı aydınlatmasını bilir.

İnanan kimse için karanlıklardan kurtulması için nur ışığı verilir.
Burada esas olan bedenin değil canındır.

Ey yaren!
Mezara konan bedenindir.

Canın değil.
Yaşamında bunu anlamadıysan sana hayvan denilirse kızma, bu doğru sözdür.

                                              *
RAVLİ

Popüler Yayınlar