Meczubun birinin bir kilimi
vardı.
Birisine satmaya kalktı.
Adam, pek kaba dedi;
yumuşaklığı adeta kirpi sırtına benziyor.
Ucuza, aldı yürüdü.
Tam o sırada yoldan bir
müşteri çıkageldi.
Adama, yumuşak bir kilimi var
mı dedi.
Adam, tam istediğin gibisi
var; sen paradan haber ver dedi.
Adam, eşsiz bir kilimdir
dedi; tıpkı ipek gibidir, yumuşacık.
Sofinin biri bu sözleri
dinliyor, alış verişe kulak veriyordu.
Bir nara atıp ey eşsiz er
dedi, beni de şu sandığa koy.
Çünkü burada kilim ipek oluyor; kırık saksı parçalarıyla çakıl taşları,
eşi bulunmaz inci haline geliyor.
Mayam bakımından ben de kırık
saksı parçasıyım; belki sandığına girerim de halim değişir; güzelleşir,
iyileşirim.
Karanlıklarda (Gerçeği görmeyen yerde) ömür geçirir de nasıl bu hali
bilmezsin? Ne hayvansın sen, ne hayvan.
Bütün uzuvlarını din kaydıyla
bağla.
Kendini iyi bir hale getirmek
istiyorsan böyle ol.
Görme, duyma, söyleme (Kendi kafana göre).
Ancak Tanrı buyruğuyla gör,
duy, söyle de kâfir olarak ölme ey Müslüman.
Seni hidayet (Hak yoluna doğru kılavuzlama) yolunda er görmüyorum da
kâfir olarak öleceğinden pek korkuyorum.
Bu kemer, bu sayvan (Örtü) ibret içindir.
Fakat sen hayvan gibi
şehvetten (İsteğinden) başka bir şey
görmüyorsun.
Boyuna can faydası elde
edeceğin bir çarşıda hep ziyan görmen nasıl gerekir?
***
İlahiname Ferideddin-i Attar
M.E. B. Şark-İslam klasikleri
*
Yaren,
Kendi görüş, duyuş, düşünüş
ve isteklerine göre davranmanda ısrar edersen, yanlış yola istemiyor olsan da
girebilirsin.
Yapılan öneri şudur:
Ölçü olarak Tanrı buyruğunu
al, buna göre yolunda yürü.
İsteğini görüyorsan başka
hiçbir şey göremezsin.
Doğru olanı acı verse de
yapmak gerekir.
Sandığa girmek:
Yalnızlığa çekilerek,
geçmişten bu güne kadar yaşadıklarını, din ölçüsüne göre değerlendirerek yerini
ve değerini belirlemek, gelecek için prensip kararlar almaktır.
Yani kendini suçlamadan
özeleştiri yapmaktır.
Sandık içinde gözüne ışık
yoktur ama bilen insan düşünceleriyle orayı aydınlatmasını bilir.
İnanan kimse için
karanlıklardan kurtulması için nur ışığı verilir.
Burada esas olan bedenin
değil canındır.
Ey yaren!
Mezara konan
bedenindir.
Canın değil.
Yaşamında bunu anlamadıysan
sana hayvan denilirse kızma, bu doğru sözdür.
*
RAVLİ