30 Nisan 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1640 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Allah’ın bağışlarını anlatıyor)

1640. Pek güzel olan gül, daha da fazla rızıklanmış (Beslenmiş) ama azıcık bir rızık da yaseminin ağzına düşmüş.

Hind'lilere ömür vermiş, zeka vermiş, anlayış vermiş ama Huten (Çin Türkistanında Huten şehri, güzeli çok meşhur) bulunan  güzeline de güzellik vermiş, yücelik vermiş, gönül almayı vermiş.

Mal-mülk, saltanat büyüklerin payı, aşk da küçüklerin., 
Kahrediş kılıca nasip olmuş (Payına düşmüş), lütfetmekse (İyilik, bağış) kalkana.

Tanrı'nın balı, her gece birinin dudağına kısmet., 
Hani dört karısı olan adam gibi..
Benimse yaşadıkça şeker kamışım aşk;
Öbür dünyaya gidersem de kefenim aşk.

Şaraba düşkünüm, sarhoşluğu azaltma, şarabı eksik etme. 
İncecik, küçücük bir çocuğum, süt emer çocuğum ben, memeyi ağzımdan alma.

Gamla tasalandım mı, aşk, eş-dost kesilir bana.
Gam-tasa ejderhâ ise aşk, bir zümrüttür.
Gönlüme dedim ki: 

Gam mahmurluğu yolunu bağladıysa şarap, meze, mum,
çene topağı güzel mi, güzel bir sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bir eş-dost getireyim sana.

Gönlüm dedi ki: 
Ondan başka bir mum, ondan başka bir sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçanı) getireceksen var,
o mumu da dama, kapının üstüne at, o sakıyı de, kadehi de, şarabı da, şişeyi de.

A can neşesi, a gönül huzuru, özür dilemeye geldim; 
Bağışla, canın suçundan geç.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Allah’ın çiçeklere güzellik verdiğini, güle daha fazla bağışladığını öğrendik.

Allah’ın Hintlilere uzun yaşam, zaka, anlayış verdiğini, Türklere de güzellik, yücelik, gönül almayı verdiğini öğrendik.

Allah’ın kendini büyük sayanlara mal-mülk saltanat verdiğini, aşkı da küçüklere pay olarak verdiğini öğrendik.

Allah’ın Mevlana Hazretlerine bu dünyada şeker kamışının aşk, ölünce de kefeninin aşk olduğunu öğrendik.

 Mevlana Hazretlerinin Tanrı şarabının sarhoşluğuna düşkün, Allah’tan daima kendisinden, çocuğun meme emdiği gibi beslenmek istediğini öğrendik.

Mevlana Hazretleri tasa, kaygı, üzüldüğü zaman bu durumdan eş dost gibi aşkın yardıma gelip ejderha gibi bu kötü durumu yuttuğunu öğrendik.

Aşık olacağımız güzelin Allah dostu Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Canımızın çok şey istediğini, isteklerimizin en güzelinin, iyi ve yararlı olanının, ebedi fayda verenin aşk olduğunu bilmek, anlamak, yaşamak, sahiplenmek olduğunu öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

29 Nisan 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1630 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1630. Hadi, sıçra a sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), sen söyle., 
Senin gibi öven, anlatan nerde? 

Hadi ey onun lütfuyla dokunmuş (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım ile oluşmuş) o kumaş yüzünden benim arışımı (Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümünü)-arğacımı (Atkımı) yırtan, hadi.

A Ay yüzlü (Şems Hazretleri), ne vaktedek benim mahallemden kaçacaksın, niceye bir (Uzun süreden beri) her yana gidip duracaksın? 

İster put (Doğa üstü güç ve etkisi olan) olalım, ister şaman (Büyü yapan, gelecekten haber veren, ruhlarla ilişki kurarak hastalıkları iyileştiren olalım), senin avınız biz.

Her solukta bu alanın bir ucundan bir bahane icat edersin, her solukta yokluktan binlerce hüner çıkarır, gösterirsin.

Konağım-durağım pek yoğun ama yurdun, gene de şu gönlüm; 
Gönlün yurda akması, yurt sevgisi, inanan kişinin inancından, rahmetinden ileri gelir.

Suçum pek çok ama senin mevkiinde (Makamında) gözüm yok, mevkiine düşman değilim; 
A benim padişahım, hiçbir kimse, öz canına düşman olur mu?

A aşıklar topluluğunun çalgıcısı,davran, tembellik etme; 
Onun güzelliğinin hikayesini söyle, aşıkların perdesinden vur.
Ayrılığı bir kuyuya benzer; 
Onu anmaksa ipe... 
Kuyunun dibindeki Yusuf da o ipe el attı, yapıştı ya.

Tadı şeker kamışında ara, o kuru kamışı çiğneme; 
Onun güzelliğinden çare ara, Hasan'ın (Herhangi birisinin adından) babasından değil.
İradeni (İsteğini, dileğini Allah dostuna) vermişsen, dileğin varsa mutlak dilek odur.

Taif derisiysen (Meşhur biriysen) Yemen'de Süheyl yıldızı var.
Güneşi ışık saçmaya, rızık vermeye başladı mı, her yana bak, zerre-zerre herşeyi seyret; 
Her şeyin ağzında bir ışık var,
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Süheyl yıldızı:
Semanın güney yarım küresinde bulunan Sefine-i Nûh burcundaki parlak ve büyük bir yıldızın adı.
Süleyman Peygamberin yıldızıdır.
Bu yıldızın tesirinde olan talihlilerine Tanrı’nın üstün güç ilahi nimetlerini ve saltanat verdiğine inanılır.
Yemenden daha iyi görülür.
                             *
Neler öğrendik;
Tanrı şarabını sunan Şems Hazretlerin Mevlana Hazretlerini sarhoş ettiğini, Allah’ı övüp anlattığını, bunları duyan Mevlana Hazretlerinin hoşa giden duygulanma ile ve hayretin oluşturduğu coşkuyla üstünü-başını yırtacak hale geldiğinini öğrendik.

Mevlana Hazretleri çok yetenekte ve donanımda olsa bile Şems Hazretlerine kendini av gibi sunduğunu öğrendik.

ŞemsHazretlerinin her sözüyle yokluk âleminden beceri isteyen ustalık, beceri gösterdiğini öğrendik.

Mevlana Hazretlerini gönlünü Şems Hazretlerine yurt olarak verdiğini, yurt sevgisi olanın yurdu için uğraşı vereceğini öğrendik.

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin yerinde makamında gözü olmadığını, düşmanlık yapmayacağını, kendişini padişahı olarak kabul ettiğini öğrendik.

Ayrılık insanı kuyuya atsa da, kurtaracak bir ipin gökten geleceğini öğrendik.
Şeker arıyorsak kendi içinde şeker üreteni bulmamız, onun güzelliğinde bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yolu aramamız gerektiğini öğrendik.  
                   *
İşte böyle yaren;
Allah’ın güneşi ışık saçmaya, yiyecek, içecek vermeye başlayınca her küçücük bir parçanın bile ağzında bir ışık olduğunu görüp hayretle seyredeceğimizi öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ


28 Nisan 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1620 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1620. Senin sarhoşuna senden başkasının elinden şarap içmek makbul bir şey değil., 

Elinle sunduğun şaraptır (Tanrı şarabıdır) ki yüzümü güle döndürür, mahmurluğumu (Sersemliğimi) giderir benim.

Binlerce cana insaf et (Acı, hakkını tanı), lütfeyle (Bağışla), kerem buyur (Büyüklüğünün gereği iyilik, yardım et), gökyüzü şarabını (İnsan eli değmeden olmuş Tanrı şarabını) sun da can devlet kuşu, sarhoş bir halde göklere uçsun.

Can yaralardan kurtulsun, şu tahta sargıların hepsinden de halas (Kurtulmuş) olsun; 
Hakkı hukuku gözeten gerçeğim, gerçeklik makamına çıksın otursun.

Şarap sun amma gizli sun., 
Akıl yolundan, can yolundan sun da işretime, zevkime herkes ulaşamasın.

A benim temkinli (İşin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranan) padişahım, aşağılık kişilerin gözlerinin bağlanması, canın şehirden kurtulması, fitnenin (Karışıklık, kargaşa), şerrin (Fenalığın, kötülüğün) oturup yatışması elbette daha yeğ (Tercih edilen).

Şarap (Göklerden gelen Tanrı şarabı) parıl-parıl yanmada; 
Cansa binlerce ümitlere (Olması beklenilen, olacağı düşünülen şeylere) düşmede (Aşağı doğru inmede)... 
Şarap ata binmiş, koşuyor; 

Cansa yaya olarak çevresinde çırpınıp duruyor.
Şu kadehten el çek, buna karşılık o ferahlık kadehini al da ışığımın parlaklığı, kederlerine, gamlarına vursun, yok etsin-gitsin.
Bu (Üzüm suyundan yapılmış) şarap, o şaraba (Tanrı şarabına) karşı değersiz... 
Onun ne coşup köpürmesi var, ne kusturması.
Sat bu şarabı da o şarabı seyret, benim sonsuz şarabımı gör.
Bu şarap (Tanrı şarabı) elini titretir, aklını alır ama hoş bir hale gelirsin, ağır başlı olursun...

Kadeh seç de padişahımın elinden sunulan şarabı seyret.
Kadehi yaşayışla dopdolu, küpünün ağzı miskle, amberle mühürlenmiş... 
Şeytan da kul-köle o şaraba, peri de; 
Benim çevikliğim de ondan, aleme yayılışım da.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin sunduğu insan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan Tanrı şarabı ile Mevlana Hazretlerinin sersemlikten kurtulup canının göklere uçmasını istediğini öğrendik.

Canımızın yaralardan, kurtulup sert sargılardan kurtulmak gerektiğini öğrendik.

Tanrı şarabını akıl yönünden, can yönünden Şems Hazretlerinden gizlice istediğini, bu zevke herkesin ulaşamayacağını öğrendik.

Aşağılık kişilerin gözlerinin bağlanması, canımızın kötülüklerin, fenalıkların oyalamasından kurtulması, karışıklıkların, kargaşaların yatışmasını beklemek gerektiğini öğrendik.

Tanrı şarabının, göğün şarabının insan eli değmeden olan şarap olduğunu, dünyada üzümden yapılan şaraba isim olarak bense de etkilerinin farklı olduğunu öğrendik.

Tanrı şarabını Allah’ın has kullarının ikram edebileceğini öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Bazı sırların, bazı gerçekleri aklımızın anlayıp kolayca kabul edemeyeceği için Allah dostları sarhoş edilerek aklın etkenliği azaltılarak gizli sırların verildiğini, bu sırları aklımızın zamanla anlayıp kabul edip hayata geçireceklerini, ağırbaşlılık kazanacağımızı, çevik davranacağımızı Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

27 Nisan 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1610 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1610. A benim ak şekerim, ümidimi kırma (Senden beklediğimi, boşa çıkarma), ağzımın tadını acıtma da senin elinden gök renkli gömleğimi yırtmıyayım.

Gönlümü sen (Şems Hazretleri) aldın, sevgilim (Sevgi ve bağlılık duyulan) sensin; 
İşime-gücüme parlaklık (İlgi ve dikkat çekicilik) veren de sensin;
Bağım-bahçem (Beraberlikten zevk duyulan yer) de sen, baharım da (Gençlik dönemim de) sen... 
Varlığım, ancak senin için.

Gece uykularımı aldın, eşim - dostumdun benim., 
Yeni bir hırsızlık gösterdin bana;

Fakat senden başka kârım (Kazancım) yok benim.
Benim canım, benim dünyam, benim göğümün Zühresi (Venüs yıldızı)... 
Öd ağacına benzeyen gönlümde ateşin var senin.

Bir zamanlar beden yoktu, candım; 
Seninle göklerdeydim; 
Aramızda hiç de benim söz söylemem, benim söz işitmem yoktu.
A benim çevik sakıym (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), ateş gibi gel; 
Bir soluk bile durma; 
A soluğu eşim-dostum.

A yüzü ilkbaharım olan güzelim.
Bak, horoz öttü; 
Sabah şarabı (Sersemliği gideren, sabah içilen Tanrı şarabı) kokuyor... 
Şarap kadehimi al o denize benzeyen eline.

Şarapla ağlayışı yele (Rüzgara) ver, gülüş yap; 
Şarapla (Tanrı şarabı ile) ölüyü dirilt., 
Böyle yaptın mı, a Ay yüzlü (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan) güzel, işim iştir benim.

Bağımın çözülmesi güç, düğüm-düğüm çöz de gizlediğim de açığa çıksın, gizlemediğim de.

A benim arkam (Güvendiğim), a benim dayancım (Bir gerçeğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunanım); 
A benim yakınım, a benim soyum-sopum (İyi ve üstün nitelikleri bulunan), utanmayı bırak, dileğin sırtını kızıştır.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Canın göklerde olduğu, henüz canın bedene girmediği, konuşmanın olmadığı zaman Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretlerinin birbirlerini tanıdıklarını, aşkın o zamandan başladığını öğrendik.

Şems Hazretlerine bağlanan Mevlana Hazretlerinin canın bedende olduğu tüm zamanda yine beraber olmak istediğini, ayrılıktan acı duyacağını öğrendik.

İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin yanına gelip sersemliktekten kurtarmasını istediğini öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri ayrılamayacak kadar çok bağla Şems Hazretlerine bağlandığını, yakın akraba gibi kabul ettiğini öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ 

26 Nisan 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1600 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1600. O arılık (Temizlik, günahsızlık) hiç bulanmaz; 
Kararmaz ama bizim gözlerimiz, suyla toprak katrelerinden,
topraktaki şekillerin oynayışından kamaşmış.

Eli, o pisliklere tapan eli şarabımızı bulandırmada; 
Hadi-hadi, hemen boynunu vuralım onun.

Onun adını bile anmasak bu, cezasıdır onun; 
Buna layıktır o., kinlenmek, birşey duymaktan doğar; 
Hiçbir şeyden haberi olmadı mı, kini de kalmaz insanın.

Aşıkın biri, bir muskacıdan muska istedi. 
Muskacı, muskayı yazdı, al, yere göm dedi.

Fakat gömerken maymunu hatırlama; 
Hatırlarsan sevgilinden uzak kalırsın;
Buluşamazsın onunla.

Aşık muskayı gömmek için her yanı döndü-dolaştı; 
Fakat maymun bir kere aklına takılmıştı; 
Her yanda pusudan yüz göstermedeydi.

Ah dedi, noolurdu maymunu söylemeseydin; 
Muskadan yardım umanın gönlünde, aklında maymun yoktu ki.

Dedi ki: 
İğneyi bırak, yarayı deşme; 
A Hüsameddin, uykuya varma; 
Kendine rüya haline sokmaya bak.

A cefasından dumanım göklere ağan sevgili; 
Cevretme (Eziyet etme), yoksa duyar da hasetcim (Kıskananım) sevinir.
Dumanımı arttırma, hasetcini (Kıskananını) sevindirme... 
Eyvahlar olsun; 
Vücudum ortadan kalkarsa ne de sevinir ya.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1. Allah'ın sanatını seyretmemiz bu yapıdaki temizliği görmemiz gerektiğini öğrendik.
2. Pis işler yapanın yaşam sevincini kirlettiklerini, bunları yok etmek, o kişiyi anmamak,  akıldan silmek gerektiğini öğrendik.
3. Kişinin aklına takılan her yerde ve her zamanda kendine bunu hatırlatan araçlarla karşılaşacağını öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Aklımıza iyi olanı takmamız gerektiğini, kötü şeyler takarsak gizli düşmanlığın etkisinde kalacağımızı öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

25 Nisan 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1590 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1590. Bir, iki-üç soluk kaldı ömür ne vaktedek heveslere (Nefsin akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı eğilime) bağlı hayaller (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen istekler) kuracağız?
Evde hiç kimse yok; 
Yer altında (Işıksız) oturmaya kalkışma.

Gece geçti, seher oldu (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı geldi); 
Kalk (Uyanarak yataktan ayrıl), hiç bir şeyden habersiz, uyuyup durma. 

Zati (Özel) din güneşinin (Şems Hazretlerinin) ışığı habersiz bir hale getirir de uyutur mu seni?
Bölük-bölük gelen Tatarlar yörük bir ordu; 
Tan yeri kinden (Gizli düşmanlıktan), fitneden (Karışıklık, kargaşa) gebe kalmış., 
Hadi göğün bile karnını yarıver, olur ya, belki bu vakti tamam olmamış çocuk (Erken) doğuverir.

Yürü, aydınlığa (Işık alan yere) dal; 
Niceye bir Tatar'dan , Ermeni'den söz edeceksin? 
Ne vaktedek yeninden (Giysi kolundan)- yakandan bahsedeceksin? 
Kefen giy (Ölmeye hazır ol), kılıç kuşan (Silahlan), yürü (Harekete geç).
Zll'ka'de ayının (Oturmakla geçen ay, oturma zamanının) beşinci cumartesi gecesiydi; 
Yıllardan da altı yüz elli dörttü (Hicri 604).
Deprem var diye, şehirde bir gürültüdür, koptu. 

Gerçekten de şehrin altı üstüne gelecek şimdi.
Yürü, şehri bırak da dünyadaki depreme bak;
Göğün büsbütün şaşılacak bir şekilde dönmesini seyret.

Denize bak, timsahı gör, gök renkli denizi seyret... 
Dalgalara bak, o dalgalarda ateşten bir timsah var.

Uyumuş timsaha bak; 
Can Yunus'unu nasıl da yutmuş, bir seyret., 
O can Yunus'unu hani, bundan önce Tanrıyı tespih eder (Sübhânallah ismini defalarca söyler), noksan sıfatlardan arı (Temiz) olduğunu söylerdi.

Öylesine bir deniz ki anlatmaya kalksam altı (Yukarı-aşağı-ön-arka-sağ-sol) yönden de dışarıdır derim; 
Şekillerle de bir ilişiği yok; 
Hiçbir yana dayanmadan durmada; 
Hatta bundan da arı (Temiz).  
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Hayallerimiz, aklımızı ve  dinin yasakladığı kötü işlere eğilim göstermemize sebep olduğunu, az bir ömrümüz olduğu için, bu yanlış düşüncelere kendimizi teslim etmememiz gerektiğini öğrendik.

Erken kalkıp sabahın ilk ışıklarını uyuyarak kaçırmamamız gerektiğini öğrendik.

Fena hayallerin, ordu gibi insana saldırdığını, savaşmak cesaretini göstererek cesurca hareket etmek gerektiğini öğrendik.
Denizdeki dalgalar gibi gökyüzünde büyük dalgalar olduğunu öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Gökyüzünde büyük bir yaşam alanı olduğunu, burada yön olmadığını, hiçbir yere dayanmadan durduğunu öğrendik, anladık. 
                            *
RAVLİ

24 Nisan 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1580 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1580.  Ayağını bastığın toprağın tozu, gözümüze sürmedir (Hakikati olduğu gibi görme gücü, yeteneği verir); 
Derdin rahatlıktır bize...
Ey insan yaratan padişah, sana eş olacak kimdir, kim?
Seni tanıdım-tanıyalı tuz gibi eridim (Çok zayıfladım)-gitti. 

Zati zandan (Kişisel düşüncemden) , şüpheden ibaretim; 
Zan, şüphe, (Olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, şüphe içinde olan) tam inanca ulaşınca yok olur-gider.

Gönül kararlığıyla geceyim adeta; 
Sense güzel, üstün bir Ay'sın... 
Yol gören, yol gösteren Ay'ın yüzüne karşı gece, yok olur-biter.
Aşk: 
Senin yüzünden cana dönmüştür; 
Akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücü), senin yüzünden taş tahtayı okumaya koyulmuştur., 
Maden de senin kırıntılarını aramadadır, mekan da., 
Deniz bile senin yüzünden inci taneleri devşirmededir.

Sarhoşun küstahlaşır, iki (Madde ve mana) dünyadan da bezer (Bıkıp usanmıştır); 
Aşk senin elçin (Uzlaşmacın) olmuştur her yerin yiğididir o.

Lütuflara layık (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardımlara uygun, yaraşan), övülmeye değer bir rüya gördüm; 
Kalk ey zamanın düş (Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünün) yorucusu (Anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuştur);
Rüyamı bir dinle de yor (Anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuştur) bakalım.

Ay gördüm rüyamda; 
Rüyada Ay görmek nedir? 
Öncekilerin işi de rüyayla çözülür, sonrakilerin işi de.
Öylesine bir Ay gördüm ki gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) huzur buldu mu, onunla ışıklanır; 
O ışık, o gönül zevki, yüze vurur da alın, parıl-parıl parlar.

"Yüzler vardır o gün; 
Parlar da parlar; 
Öylece güler de güler., 
Yüzler vardır, çalışmıştır, nimetlere ermiş; 
Böylece çalışmasından razı mıdır razıdır.(Kıyamet sueresi 20-25, gaşiye suresi 8-12)

Uzaklaştır şu vahşi (Kaba, saygısız, uyum sağlayamayan) hayvanları (Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat kişileri) da aklı-fikri paralamasınlar (Düşünme, anlama ve kavrama gücünü yıpratıp eskitmesinler, yıpratmasınlar)... 
Şunun-bunun boş laflarını duymamak için pamuk tıkayalım kulağımıza.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin verdiği sırlarla hakikati olduğu gibi görme yeteneği kazandırdığını, sanılardan, şüphelerden kurtardığını, kesin bilgiye ulaşma sağladığını öğrendik.

Mevlana Hazretleri yaşadıklarının gerçek mi, hayal mi şüphesinden Şems Hazretlerinin gösterdikleri ve anlattıkları ile kendi yaşadıklarının aynı olması ile zandan, şüpheden kurtulduğunu, tam inanca ulaşacağını öğrendik.

Mevlana Hazretlerinin çıkmazda olduğu, önünü göremediği çok durumlarda Şems Hazretlerinin Ay gibi gözünü ve gönlünü aydınlattığını öğrendik.

Şems Hazretleri sayesinde aşkın dirilmeyi, aklın her gördüğünü yazı gibi okuma becerisine ulaştığını öğrendik.

Şems Hazretlerini aşkla sevenler madde ve manadan bıkacaklarını, aşkla yiğit her yerin gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen mert kişiler olacağını öğrendik. 

Rüya görmekle önceki yaptığımız işlerin sonucunu, sonra yapacağımız işlerin önerilerini öğrenebileceğimizi öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Şunun bunun boş laflarını duymamak, aklımızı fikrimizi sağlam ve sağlıklı tutmak için Allah dostu, Mevlana Hazretlerine ve Şems Hazretlerine yakın olmamız, ayarlarımızı büyüklerimizin önerileri ve örnek davranışlarıyla ayarlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

23 Nisan 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1570 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1570.  Aşkı bir körlük (Görme engeli) gösterdi de ona karşı keskinleştim (Etkili, sert hale geldim); 
Keskinleşince de hadi git dedi, sen benim Zülfekaarımın (Hazreti Alinin kılıcının) keskinliğini görmemişsin.

Sert ayaklarının altında boynum yumuşadı-gitti; 
Bakalım bu yumuşak boynum, ondan daha da neler çekecek?

A güzelim, pişmiş yemek kaynamaz; 
Kaynatma beni, pişmişim ben., 
Dumanım, tencerenin ağzından göğedek ağmada (Göğe kadar yükselmede).
Kendine gel; 
Kanımın dumanının gamından haberi var; 
Sakın şu zayıf gönlümün sırrını göğe götürmesin.

Senin karşında can, cehenneme benzeyen bedenimde kaçtı; 
Utangaç gözlerim de sana karşı utangaçlıktan vazgeçti-gitti.

A benim güzel sesli, güzel nağmeli şarkıcım, aşkı böylesine bir okşa; Bir başka nağme çal; 
Yeni bir perde seç.

Canımın çalgıcısı sensin; 
Nuh gemisi (Boğulmaktan kurtaracak) sensin bana... 
Açılıp saçılmama da sebep sensin, genişlememe de sebep sensin; Önüne ön olmayan ilk sevgilisin sen.

Canım seninle neşeli; 
Dilerim, sensiz kalmasın canım... 
Ödül canımı sana verdi;
Şimdi o, senin gamınla (Üzüntünle) oturup kalkmada.

İnsana gam acıdır, fakat aşk gamı şeker gibi... 
Artık bundan böyle aşk gamını gam gözüyle görme.

İçten bir soluk olsun aşk gamı çıktı mı, ev, mezara döner; 
Evdekilerin hepsi hüzünlere (Sıkıntılara) batar.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Aşkın insanı kör edeceğini, fakat aşkta etkili ve sert hale geleceğimizi, sevdiğimize karşı çok hassas ve zayıf hale geleceğimizi öğrendik.

Mevlana Hazretlerinin aşkta olgunluğa ulaştığını, coşup heyecanlandığını öğrendik.

Mevlana Hazretleri tüm duygularını aşka verdiğini, kendinde bir şey bırakmadığını, sevdiği ile beraber olmadan başka isteğinin kalmadığını öğrendik.

İçimizdeki aşk üzüntüsü çıkınca evin mezarlık gibi sessizliğe ve sıkıntılı bir hale geleceğini öğrendik.
                   *
İşte böyle yaren;
Üzüntünün, acının, sıkıntının, kederin insanda kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü etkiler oluşturduğunu, fakat aşkın sıkıntısının şeker gibi tatlı ve beğenilip istenen etki oluşturduğunu öğrendik, anladık, öğrendik. 
                      *
RAVLİ
 

22 Nisan 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1560 İNCİ BEYİT

 
(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)
1560.  (Şems Hazretleri) Dedi ki: 
Gam (Üzüntün) da kulun-kölen (Sevgiyle bağlanıp hizmet edenin), iki (Madde ve mana) dünya da dileğince; 
Fakat bana kavuşmak istiyorsan ikisinden de uzaklaş.

(Mevlana Hazretleri) Dedim ki: 
Ecel gelse de can, şu bedenden sıçrayıp çıksa cana doğru gidersem
ayaklarım kırılsın.

Evet dedi; 
Güle bak hele; 
Kaza-kader, başını koparsa bile gülerek takdirimin ayaklarına baş kor.

Suratımı ekşitiyorsam dedim, kıskançlık yüzünden ekşitiyorum; Sevgilimin yüceliğine göz değmesin diyorum hani.

Bırak kem gözü dedi; 
Kem (Kötü) göz, ancak balçığa değer.. 
Kem gözler nereden benim ululuğuma erişecek de değecek?

Dedim ki: 
İki-üç günceğiz balçıkta kaldım; 
Ne vakit çağıracaklar beni diye korkuyla ümide bağlanmışım.

Balçıkta değilsin dedi; 
Bu yandaki senin gölgen., 
Canlar kapan sanatım, seni tuttu, şu dünyadan aldı-götürdü.

Güzelim bu sözü söyledi ya; 
Başımdan aklım uçtu-gitti.. 
Hikayenin kalan kısmından Akl-ı kull (Doğadaki genel uyum) bile bir koku alamaz, artık benim yerim mi, kim oluyorum ben?

İlkbahar, yaşayışı gene benim baharımdan almada; 
Gene benim mahmurluğumu gidermek için meclisler düzüp koşmada.

Yüreklilerin gönlüydüm; 
Sabırlıların gücü-kuvvetiydim... 
Sevgilimin havası gönlümü de aldı-götürdü, kararımı da.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerine ulaşmak için maddeden de manadan da geçmek suretiyle üzüntüyü etkisizleştirmek gerektiğini öğrendik. 

Mevlana Hazretleri canının istediğine gitmeyeceğini öğrendik.

Şems Hazretlerini seven kişinin onun takdirine saygıyla kabul edeceğini öğrendik.

Şems Hazretlerin ululuğu yüzünden bakışıyla zarar değdiren gözün etkisinin olmayacağını öğrendik.

Mevlana Hazretleri çok az süre dünya hayatının olduğunu, öbür âleme çağıracaklar diye korkuyla ümide bağlandığını öğrendik. 

Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerini koruduğunu, dünyada yaşarken bu dünyadan alıp götürdüğünü, dünyada sözlerini bıraktığını öğrendik.

Şems Hazretleri, dünyadan Mevlana Hazretlerini alıp yücelere gitmesiyle aklın bu durumu izah edemeyeceğini öğrendik. 
                   *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretleri Hazreti Mevlana'nın gönlünü, sabrını, gücünü, kuvvetini, kararını da alıp götürdüğünü öğrendik, anladık. 
                      *
RAVLİ

21 Nisan 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1550 İNCİ BEYİT



(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)

1550. (Şems Hazretleri) Dedi ki: 
Sema' (Mevlevi ayinlerinde tarikat mensuplarının cezbe haliyle ayakta dönmesi, Allah’ı zikretmesi), hakkındaki saygıyı azaltır, mevkiin (Makamın) alçalır...

Mevki (Makam) senin olsun, onun (Allah’ın) aşkıdır benim bahtım (Kaderim, talihim), benim mevkiim (Yerim).

Akıl-fikir istemiyorum; 
Onun (Allah’ın) bilgisi yeter bana... 
Gece yarısında yüzünün nuru seher aydınlığıdır bana.

Gam (Üzüntü) askeri toplanıyor;
Fakat gam ordusundan gam yemiyorum (Üzülmüyorum) ben; 
Bölük-bölük ordularım, göklere dayanmış benim.

Her gazelin ardından gönlüm, söze-lafa tövbe ediyor ama Tanrı'nın dileği yolunu kesiyor gönlümün.

A canıma can katan Ay yüzlüm, doyamıyorum sana; 
Cevretme (Eziyet etme), cefa (Yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durumu, eziyet) etme; 
Cefa layığım değildir benim.

Ateşler içindeyim ama a benim devlet kuşum, başıma gölge saldın (Korumaya aldın) mı cevr de hoş bana, cefa da hoş.

Aşk, sarhoşlara şekerler saçmaya başladı mı, uğradığım belanın tadı, şeker kamışı narhını (Her yerde geçeri fiatını) indiriverir.

Artık dumanımda ödağacı kokar; 
Bana hased eden(Kıskanan) kör olur-gider; 
Bedenim semirir (Besili, yağlı duruma gelir) de semirir; 
Kaftanım dar gelir bana.

O anda şu yeryüzü, gök gibi çark urup (Sol ayağın sabit, sağ ayağıyla)  dönmeye koyulur; 
Hay (Şaşma ve sevinç) bana, hay-hay (İsteyerek, seve seve, elbette) bana diye zerre-zerre  (Çok küçük) naralar atarak (Haykırarak, bağırarak) oyuna dalar.

Dün hayalin geldi de gam yeme (Üzülme) dedi bana; 
Gam yemiyorum.
A derdi deva (Şifa) kesilen güzelim dedim.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Mevlana Hazretlerinin sema etmesinin halk nazarında saygıyı azalsa da Allah’ı zikretmenin, coşup kendinden geçmesinin, Allah’a olan aşkı kader olarak kabul edenlerin yerinin aşkın  olduğu yer olduğunu öğrendik.

Mevlana Hazretleri halkın düşüncesini istemediğini, Allah bilgisinin kendisi için yeterli olduğunu, Allah’ın gerçekliğinin oluşturduğu nurun karanlıkları aydınlatmasının yeterli olduğunu öğrendik.

Mevlana Hazretlerine üzüntü verecek çok şeyler olmasına rağmen üzülmediğini, Allah’ın dileklerini önemseyip yaptığını öğrendik.

Mevlana Hazretleri, Şems Hazretlerini çok özlediği zaman özlemle içinde vücut ateşinin yükseldiğini, Şems Hazretlerinin koruyucu etkisi ile sakinleştiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin hayali ile konuştuğu, ayrılıktan dolayı üzüntünün ilaç gibi iyileştirici etkisinin olduğunu öğrendik, anladık.
                      *
RAVLİ

20 Nisan 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1540 İNCİ BEYİT

 


(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)
 
1540. Sana doyamıyorum;
Bundan başka suçum yok;
Sen de benim verdiğim zahmete doyma ey iki (Mana ve madde) dünyada da dayancım benim.
 
Küp de doydu, usandı benden, saka (Su taşıyan) da, sakanın tulumu da;
Fakat benim sular içen, içtikçe kanmayan balığım, her solukta biraz daha susuz.
 
Kırın testiyi, yırtın tulumu;
Denize gidiyorum ben, arıtın yolumu benim.
 
Yeryüzü, gözyaşlarımla niceye (Ne zamana kadar) bir çamur olup duracak?
Gökyüzü, niceye bir benim gamımla (Üzüntümle), benim ahımın (Şikayetimin) dumanıyla kararacak?
 
Niceye bir şu gönlüm sızlanacak?
Vah benim gönlüm, eyvah yıkılmış gönlüm...
Niceye bir şu dudaklarım, padişahımın hayaline karşı feryat edecek?
 
Denize doğru git de gör, nasıl arı-duru dalgalar coşup köpürüyor... Seyret de bak;
Evim-barkım nasıl gark olmuş o dalgalara.
 
Dün gece evimin ortasından Ab-ı hayat (Ölümsüzlük suyu) coştu-köpürdü, dalgalandı;
Dün Yusuf’um, Ay gibi kuyuma düştü.
 
Ansızın sel geldi, bütün harmanımı (Birikimimi) sürdü-götürdü...
Gönlümden bir dumandır çıktı, yüceldi;
Buğdayı da yaktı, samanı da.
 
Harmanım kalmadı ama gam yeme (Üzülme);
Ne diye gam yiyeyim?
Ay yüzlünün ışık harmanı (Bir çok çeşit ışıktan bir parça alıp yeni birleşik ışık oluşturması), yüzlerce harmana değer, bana yeter de gider.
Hayali pek ateşliydi, gönlüme giriverdi de başım ateşlere alıştı; külahım yandı-gitti.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN 
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine ile ne kadar beraber olda da bu beraberliği yeterli bulmadığını, çünkü Tanrı aşkının gerçeğinin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan gerçeğin desteklenmesine ihtiyaç olduğunu, beraberliğin olması ile anlaşılır duruma gelmesi gerektiğini öğrendik.
2.    Allah’ın ilmine doymayan Mevlana Hazretleri ne kadar sırlara sahip olsa da doymadığını, Allah’ın ilminin sonsuza kadar açıklanarak devam edeceğini bildiği için doyumsuzluğa devam edeceğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri kendi vücut kabının dolduğunu, dar gelmeye başladığını, içinde olanların esas kaynağı olan yere gitmek için kırılmasının, yolunun temizlenmesi gerektiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri evindeyken Şems Hazretlerinin hayalinin geldiğini, ışıklar saçtığını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerin hayalinin Mevlana Hazretlerinin gönlüne girince başındaki rahatsızlık veren düşünceleri yakıp yok ettiğini öğrendik, anladık.
                      *
RAVLİ
 

19 Nisan 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1530 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)
 
1530. Onun (Şems Hazretlerinin) esrik (Sarhoş) devesiyim ben;
Onun dikene tapanıyım (Çok değer verenim) ben.,
Kimi olur, yularımı çeker benim;
Kimi olur, üstüme biner benim.
 
Esrik (Sarhoş) deve coşar, köpürür;
Ne varsa kırar-döker (Gerekli gereksiz, aralıksız ve bıktırıcı konuşup durur);
Fakat hiçbir deve (Yük taşıyan) benim tattığım tadı bulamaz, bilemez.
 
Gerçekten de köpürdüm mü avucuna el atarım onun,
Avucum, avucuna değdi mi, kanım kaynar, dumanım tepemden tüter.
 
Köşek (Bir yaşına kadar olan deve yavrusu) gibi iş göreyim, develer gibi yük çekeyim...
Yük çekmeye koyuldum mu da, işimdeki yüceliği seyret artık sen.
 
Nerkis gözleri, benim kanımı içip de mahmurluktan ayıldı mı, sabrım, kararım, onun sabrını, onun kararını alır-gider.
 
Yüzünün hayali, gözümün ışığına kıble (Sıkıntılı bir durumda yardım umularak başvurulan yer) kesilmiş;
Altına benzeyen (Üstün nitelikli, değerli) sözleri, kulağıma küpe olmuş.
 
Bağa-bahçeye, bahara, güzellikten ne diye laf ediyorsunuz de;
Baharın erişsin de güzelliği ben (Yaprakları, çiçekleri) göstereyim size.
 
Şarabı içtin mi, şaraba de ki:
Ne diye başıma vuruyorsun?
Benim mahmurluk (Sersemlik) vermeyen şarabımın (Tanrı şarabının) başına ne çeşit tesir ettiğini görmemişsin ki.
 
Ak doğansın (Padişahın eliyle beslediği avcı kuşsun) sen;
Git de avlanan beye söyle;
Evet de, ikiniz de benimsiniz;
Sen benim beyimsin, sen de benim avımsın.
 
Bu gazelin ilk beyti deveydi, o yüzden de gazel uzadı-gitti;
A benim aklı başında padişahım, deveden de kısalık arama.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN 
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin nazıyla oynadığını öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine hizmet etmekten tat aldığını öğrendik.
3.    Şems Hazretlerine hizmet etmenin yücelik kazandırdığını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin sözlerini çok değerli bulan hiç unutulmaması, ders alınması gereken sözler olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik öğrendik.  
5.    Mevlana Hazretlerinin güzelliğin manasını görsel olarak da gösteren olduğunu öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin elinde Mevlana Hazretlerinin avcı bir kuş olduğunu, Mevlana Hazretlerinin avının da Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.
                      *
RAVLİ
 

18 Nisan 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1520 İNCİ BEYİT

 


(Mevlana Hazretleri  Şems Hazretlerine olan aşkını anlatıyor)
 
1520. A bayram hilalim (Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi) benim, bir görün de bayrama, bayram nedir, göster...
A görünmeyen Ay yüzlüm benim, bir görün de (Diye söyle) Ay'ın kulağını bur (Uyarı yap).
 
A benim varlığım, yokluğum;
A benim öfkem, razıhğım..
A benim gerçekliğim, gösterişim;
A benim kilidim, anahtarım.
 
Benim temelim, benim mayam;
Benim mescidim, benim kilisem...
Benim cehennemim, benim cennetim;
Benim teru (Çok) tazem, benim kurumuşum, kakırdamışım (Çok kurumuşum).
 
Cevredersin (Eziyet edersin), vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) olur;
Dert (Üzüntü, sorun) verirsin, deva (Çare) olur.
Sana layık dilber (Uygun alımlı, güzel) nerde bulunur a benim can gözüm, a benim görüşüm.
 
Lütfun (Büyüklüğün gereği yaptığın iyiliğin, yardımın), can düzülüp koşulmadan önce cana canlar verdi;
Herkesin dileği candır, oysa ki sensin benim dileğim-isteğim.
 
A güzelim benim, yüzün bayram Ay'ı, saçın Kadir Gecesi...
Senin mahallene vardım mı, bütün pisliklerim temiz olur-gider.
 
Beden, can tekkesi (Aynı ülküde olanların bir araya geldikleri yer) sanki;
Düşünceler de sufiler (Kendini Allah’a adamış kişiler)..
Hepsi halka (Çember) olmuş;
Gönlümse ortalarında Bayezid (Bistami) sanki.
 
Söylemeyeyim, susayım;
Herkese yüzümü ekşiteyim de bana sen söyleyesin.,
Karşımda sen olasın, senden faydalanayım ben.
 
Gene sevgili, develeri gibi yularımdan tutmuş, çekiyor beni, onun işi, sevdiğini çekmek, benim işim de yuk taşımak.
 
Beni katarın (Bir hedefe doğru gidenlerin) öncüsü yapmış;
O esrik (Sarhoş) develerin hepsini de benim katarıma katmış;
Çekiyor beni.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN 
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri kendi varlığını Şems Hazretlerinin varlığına taşıdığını, yaşayışın dayandığı sebep ve sebeplerin yol açtığı sonuçları onunla birlikte bir olarak yaşamayı seçtiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin söz ve yaptırımları sıkıntı ve güçlük verse de alınan sonuçla sevgi ve dostluk bağlılığının güçlendiğini, sevgiyi sürdürmeye sebep olduğunu öğrendik.
3.    Şems Hazretlerine eş benzer bulunmadığını, Mevlana Hazretlerini canını Şems Hazretlerine taşıdığını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerine canını verenlerin canına canlar katıp güçlendirdiğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerin çok uğurlu, iyi, yararlı, güzel olduğunu, bulunduğu yere gidenlerin pis bile olsalar tertemiz hale geleceklerini öğrendik.
6.    Mevlana Hazretleri bedenini, canını, düşüncelerini, gönlünü bir arada halka olmuş şekilde hırkasının içinde Allah’ın varlığıyla var olmanın bilincine ulaştığını öğrendik.
7.    Mevlana Hazretleri çok özelliklerine rağmen Şems Hazretlerinden azami faydalanmak için sustuğunu, konuşmasını can kulağıyla dinlemek için kendini hazır tuttuğunu öğrendik.   
                     *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin işinin sevdiğini kendine çekmek olduğunu, Mevlana Hazretlerinin işinin de yük taşımak olduğunu, Mevlana Hazretlerinin öncülüğünde, kendini Allah’a adamışların istenilen yere doğru çekildiğini öğrendik, anladık.
                      *
RAVLİ

17 Nisan 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1510 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri  Allah’a olan aşkını anlatıyor)
 
1510. Kara yüzlü gece, benim günüme eş olamaz:
Benim ilk baharımın peşinden taş yürekli güz (Sonbahar) gelemez.
 
A perdeci (Yüce kişinin yanına girmeye izin veren) dudaklarım, hiç susmuyorsunuz;
Niceyedek (Ne zamana kadar) şu davul dövüş (İlan edişler);
Ah, işte perde (Engel) yırtıldı-gitti (Ortadan kalktı).
 
A benim kötü zanlara kapılan (Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanan) güzelim, ne hayal kurmadasın?
A benim cana benzeyen Ay yüzlüm, yüzünden hayal oldum-gitti.
 
Canım, ölümden sonra hayalini görürse hemencecik peşine düşer, yürür de yürür, koşar da koşar.
 
O yüze, o güzelliğe kulum-köleyim;
Ne işim var olgunlukla benim?
 
Senin olgunluğun yeler (Acele, teleşlı bir biçimde koşar gelir) bana;
Senin olan, benimdir de.
 
Kendi yanıma uğramam bile:
Kendi yüzüme bakmam bile:
Çünkü gizli şeyleri gören gözüm, ayıplara-kusurlara bakmaz, görmez onları.
 
Göğümdeki Zühre (Venüs yıldızı), Ay’dan başka bir şey bakmasın, bir şeyi görmesin diye gözümü, o Ay'a tutmuş benim güzel yaratanım.
 
İki gözüm de senin seyrine dalmış;
Senden başkasına nasıl bakabilirim ben?
Hele her iki gözde gözcü-bekçi. senin ışığın.
 
Zemanenin o şaşılacak güzeli yüzünden zamanlar neşelenmiş;
O yere-göğe sığmaz Ay'ımın yüzünden yerler-gökler arınmış (Temizlenmiş).
 
Şemseddin, Tebriz'den yenini sallıyalı (Giysi kolunu) eşiğim, gözyaşlarımla sulandı;
Bir soluk bile kurumadı-gitti.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN 
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri Allah’a olan aşk ile Allah’ı görmek arzusuna kapıldığını, henüz hazır olmayan Mevlana Hazretlerine özelliklerini ve güzelliklerini verdiği Şems Hazretlerini gösterdiğini, aşık ettiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri olgunluk aramadığını, Şems Hazretlerinin olgunluğunu yeterli gördüğünü öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri kendi ile ilgilenmediğini, gözü gizli olanları görse de ayıplara, kusurlara bakmadığını öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin güzelliğine dalıp seyrine daldığını öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretleri çok sevdiğini, en ufak hareketinden bile etkilendiğini öğrendik, anladık.
                      *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar