31 Aralık 2019 Salı

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 690 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Yitirdiğimizi aklımızla bulmamızı anlatıyor)

690. Ateşe atıl, (Korkma) ateşe atıl, bizim ateşliğimizde bir hoşça gez-dolaş;
Çünkü ateş Halil'imize gül bahçesi kesilir.

* Bilmez misin ki dikenimiz (Can yakıcı sözlerimiz) bizim, güllere padişahlar padişahıdır;
Bilmez misin ki küfrümüz bizim.
Müslümanlığın canıdır.

A pervasızlar (Çekinmez, sakınmaz, korkusuz kimseler), a pervasızlar, çekinmeyin-çekinmeyin;
A Müslümanlar, a Müslümanlar.
Müslüman olun Müslüman (Doğru, haktan ayrılmayan kimseler) olun.

Tanrım, sen de bilirsin ki ova, kafesten daha hoştur;
Fakat kuzgun (Karakarga), mezarlığa yıkık yere sabredemez;
Mutlaka orasını ister.

Bu gün, canın devlet günü;
fırsat düştü, pervazsızca içmede;
ne de güzel bir devlet günü, ne de hoş bir halka;
ne de güzel bir padişahlık zamanı bu.

Sus;
zaten yoksulun şarap içtiği gizli değil;
İlahi nurlar, yüzüne vurmuş, parıl-parıl parlıyor.

Duydum, bir ovada, Kürdün birinin devesi kaybolmuş;
Yazının (Dağ) Kürdü, ovanın her yanında devesini aradı-durdu.

Deveyi bulamayınca gönlü, devenin hasretiyle dolu, düşüncesi darmadağın, gamlı bir halde yolun kenarında yattı-uyudu.

* Gece oldu, ahıra gitti.
Gece yarısı, gönlü gamla dopdolu, uykudan uyandı;
Topa benzeyen Ay çevgene (Ucu eğri değneğe) benzeyen gökyüzünde parıl-parıl parlamadaydı.

* Ay ışığıyla şöyle bir bakınca ne görsün?
Deve, yolda durup duruyor.
Sevincinden nisan yağmuru gibi gözyaşları dökmeye başladı.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Aşk ateşinin insanı yakmadığını, kırmızılığın gül kırmızılığı olduğunu, alevin gül yaprakları olduğunu öğrendik.
2.    Din diye korkuyu kabul ettirmeye çalışanların ismi ne olursa olsun yapılan sövgünün imanın, Müslümanlığın canına can kattıklarını öğrendik.
3.    Çekinmeyen, sakınmayan korkusuz kimselerin tutkulu sevgiyle Müslüman olmayı öğrenmeleri gerektiğini öğrendik.
4.    Leşe beslenenlerin yıkık dökük yerlerde kalmaya razı olmadıklarını,  güzel bahçelere doğru gitmeye çalıştıklarını, iyi, cesur insanın güzel bahçelere gitmekten çekinmemeleri gerektiğini öğrendik.
5.    İlahi nurlara sahip olan kişinin saklı bir işinin olmayacağını, gizli iş yapmadığını öğrendik.
6.    Peşinen verilmiş yaşam sevgimizi kaybetmemiz sahip çıkmamız gerektiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Allah’ın verdiği yaşam sevincini, âşıkların kaza ve kaderin başına getirdiklerine küsmeyerek sevincini kaybetmeyeceğini, Mevlevi aklıyla yitirdiğini bulup sahip çıkmak gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

30 Aralık 2019 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 680 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

680. Gâh (Bazen) eteği ıslaklara uzlaşmak için (Utanılacak işleri sıkılmadan yapan, utanmaz, sıkılmaz, terbiyesizler arasındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak) etekten (Toplum töresine uygun davranmaktan), vazgeçersin;
Gâh(Bazen)  da olur, bunlardan çekilirsin (Uzaklaşırsın);
Kim bilir, ne alış veriştesin sen?

Esenlik sana, Mâşalllah o boya-posa;
Aferin o Ay yüze, o akıllıca yağmaya.

Esenlik size a o padişahı, o hâkânı (Türk büyüğünü) özleyenler;
Sonsuz esenlik (Sağlık, sıhhat, afiyet, selamet) o sırıkları (Kırılmış, çıkmış) onaranın (İşlenen kusuru, yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunanın) kürsüsüne (Camilerde kürsüden vaaz veren hocaya).

Ne padişahtır o, ne padişahtır;
Askerin (Yurdunu iyi koruyanların, kahraman özelliği taşıyanların) neşesidir o;
Ne Aydır o, şu lacivert gökyüzünde ne Aydır (Karanlıkta kalanların görmelerini sağlayan ışıktır) o.
                               *
Yeni konuklan seyret, yürü, bir altın tencere koy;
Biliyorsun aş (Yemek) pişir;
Yoksa dağlarda-bellerde bir tavşan ol.

Ne bunu, ne de onu yapamazsan yürü de kendini kurban et bari, Kendini de kurban edemezsen bil ki leşsin (Çok kötü kokansın).

Sus, az afsun oku (Büyülü sözler söyle), sarhoşların tadı yok sende;
A can, ne tadın-tuzun var, ne de tuzlaya komşusun sen.

Öylesine bir çöle eriştim ki varlıklar, orda bitmede, gelişmede;
Oraya sarhoşluktan başka bir şey yağmıyor;
O yanda sarhoşluklar var ancak.

Bana, o güzel, gizilce, can ver bana, can ver bana, ne oluyor bu ağırcanlılık da deyip duruyor.

* Bir solukcağız Kalender (Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse) ol, Kalendere ram ol (Boyun eğ, itaat et):
Semender (Yanmaktan korkmayan) ol.
Semender (Ateşte yanmadığına inanılan efsanevi hayvan), kolaylıkla atıl ateşe.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin her seviyede ve her çeşit kişilerle konuştuğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerine uygun insanları seçmek için, kendine bağlamak için uğraştığını öğrendik.
3.    Hoca olup da vaaz ve nasihat edenler sözlerine uymayanları gördükçe kırıldığını, ben bu işi yapamıyorum diye çıkmak istediklerin, hocaların daha etkili olmalarını sağlayacak sırları Şems Hazretlerinin verdiğini öğrendik. 
4.    Yiğit kişilere neşe verenin başkanın Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.
5.    Güzel özelliklere sahip olan Allah dostuna hizmet etmek kendimizi onlara feda etmek gerektiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Tez canlı olarak böyle topluluğa girmemiz, yanmaktan korkmamamız, küllerimizden yeni bir kişi çıkmasından kaçmamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


29 Aralık 2019 Pazar

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 670 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

670. Gül bahçesi sensin, bülbülüm ben;
Elde eden sensin, bir şeyim yok benim;
Gel aşağılara da, yücelere de yüzlerce gürültü (Aralarında uyum bulunmayan düzensiz sesler) düştü (Denge kayboldu).

Olgun (Bilgisi, görgüsü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı kimse) sensin, noksan (Eksiklik, kusur sahibi) benim;
Doğruluk-düzlük (Düşüncen gerçekle uyuşan, doğru çıkan, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olan) sensin, özü (Benliği, manevi varlığı, içi, nefsi, gönlü, yüreği, ruhu) doğru benim;
Düğün sensin, oynayan benim;                      
Aşağılık (Niteliği düşük) benim, yüce (Yüksek, büyük, ulu, ulvi) sensin.

Maşallah (Ne güzel, Allah nazardan saklasın), sen geldin mi ikilik (Görüş ve düşüncede ikiye bölünmüş olma durumu, anlaşmazlık) kalkar-gider;
Sarhoşlukla, delilikle tasarruflar (Birikimler), tedbirler (Önlemler) dökülür (Ortaya çıkar), yok olur (Sınırlamalar ortadan kalkar).

A Ay yüzlüm, sen biz olursun, biz sen oluruz;
Ben miyim, sen misin, bilmem, şekerde sensin, şekerler çiğneyen de sensin, çiğne hoş çiğniyorsun.

Vadinde vefa (Sözünü tutarsın) edersin, verginde (Doğuştan sahip olduğun iyi niteliklerde) bekleme yoktur;
Güzelim bağışların, vergilerin, ne veresiyedir (Özensizlik, gönülsüzlük, önem vermek yoktur), ne de yarına (İlerideki bir zamana) bağlı.

A sevgili, üçüncü terci'le gönlümüze şeref ver;
Şarap kadehini döndür (Tanrı şarabını ikram et), bütün gönülleri bir-et.

Esenlik sana a köylü, o ambarda nelerin var?
Böylesine tek başına ne geziyorsun, şu ovaya ne ekmektesin?

* Ne de güzel yüzlü padişahsın;
Yüzünü gören, Uhut dağı olsa çevikleşir, uçar.

Bana sözler söylüyorsun:
Ne diyorsun?
Güzel sözler elbette, huyun da (Yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü de) güzel zaten;
Konuğunun gönlünü alıyorsun (Sevindiriyorsun), sarhoşlarının başlarını kaşıyorsun (İfade edemediklerine açıklık getiren) sen.

A ayıptan-noksandan tertemiz saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bazı kere casuslukla gelirsin;
Bazı kere hastanın halini-hatırını sorarsın;
Bazı kere de üzüm sıkarsın sen.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri çok özel ve çok güzel özelliklerin toplandığını gördüğü, beraber yaşadığı, sonuçları ile sağlamlık oluşturduğu Şems Hazretlerine âşık olduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri az bilinen fakat âşık olunacak kadar güzel özelliklere sahip Şems Hazretlerini bize tanıtarak bizim de ona ilgi, sevgi, saygı göstermemizi istediğini, kendisini sevenlerin de bu sevgi çemberinin içine girmesini istediğini, beklediğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

28 Aralık 2019 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 660 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

660. Dünyanın yarısı gülüp durmada, yarısı ağlamada;
Çünkü ballar balısın sen, çünkü ayrılık zehirisin sen.

Aşk ağzı gülmede, aşk gözü ağlamada;
Ağzın yediği helva pek tatlı, öbürünün (Özlemin) helvasıysa gizli.

Gönlü, canı yelpazele, darmadağın olmuş, daralıp kalmış gönlü ferahlandır;
Zindanda kalmış şu canlara zindanı gül bahçesi yap.

Şu getirdiğim anahtarla mahzen açılmazsa terci'le (Başa dönüp) bir başka anahtar getireyim de aydınlatayım.

Güzelim bir ordugâhta bayrağın dikildiği yersin sevgili;
Padişahlar padişahısın sen;
Güzellerse ancak senin tuğranı (İmzanı) yazanlardır.

Alımın, tatlılığın temelisin;
Aşk sofrasını yanansın;
Zaten o usta helvacıdan başka kim yapabilir bu çeşit helvayı?

Dünyayı yakıp yandırsan, göğü yere döksen herkes razıdır;
Bilir ki yüzlerce renklerle gene sen bezersin.

Şimdi kâinat, renk-renk çiçeklerle açılıp saçılmıştır;
Sen geliyorsun diye neşesinden ellerine kına yakmıştır yeryüzü.

Gel, yanı başıma otur da evvelce nasıl gülüyorduysam gene güleyim;
Tad (Tatlılık) neşe madeni, gene nurlar bağışlamaya koyuldu diyeyim.

Böylesine bir gul bahçesinin devleti sayesinde gülüş, eldeki peşin akçe;
Sen mi daha güler yüzlüsün, ben mi?
Fakat ben de kim oluyorum?
Efendi sensin.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini, Mevlana Hazretlerini özlem duyup sevenlerin gözleri görememekten ağlasa bile Allah dostunu sevmenin verdiği ağız tadını ve özlemin gizli tadını duyacaklarını öğrendik.
2.    Allah dostlarını sevenin gönlünün ferahlanacağını, canının sıkılmayıp güzel kokular ve çiçekler arasında gezinenin zevkine varacağını öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin birinci anahtarının Allah dostunu güçlü sevgi ile sevmek, her an görmek, görmediği zaman özlemek olduğunu öğrendik.
4.    İkinci anahtarın da görünen hiçbir şey olmadığı halde sevinç duymamız, neşelenmemiz, işimizin yoluna girmesi, umduğumuzdan daha iyi elde edişin olmasının sebebi: Allah dostunu sevdiğimizden dolayı onun gizli padişahlığı ile işlerimizin yola girdiğini bilmemiz, farkında olmamız ikinci anahtar olduğunu öğrendik. 
5.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini yakından tanıyan, seven, aşık olan, gücünü kuvvetini, etkisini ve yetkisini gören ve yaşayarak gören, değerlendirecek kadar olgunluğa, yüceliğe sahip olduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin devlet sahibi olduğunu Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği, sözlerini doğruladığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek buyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yönetme makamında olan kişi olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                     *
RAV

27 Aralık 2019 Cuma

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 650 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşığın durumunu anlatıyor)

650. A aydın Ay, sıfatlarının ne şaşılacak hassası (Özelliği) var;
Ağlayan bulutu bile güldürür.

A devlet, ne diye kaçarsın?
Ne diye şu âşıktan çekinirsin?
Ayağım diremiş padişahın lütfuyla (İyiliğiyle, yardımıyla) kolayca ele geçersin sen.

Şaşılacak bir servisin (İnce uzun boylusun);
Şaşılacak bir Ay (Karanlıkta kalanları aydınlatan);
Şaşılacak bir yakut (Cevher), şaşılacak bir mercan (Süssün).

Şaşılacak bir bedensin, şaşılacak akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücüsün);
Şaşılacak bir aşksın, şaşılacak bir can (Yaşama gücü sağlayansın).

Acayip bir ilkbahar lütfusun, acayip bir av beyi.
Bakışında ne var, dudaklarını ne diye oynatıyorsun, dilinde ne var?

Şaşılacak kadar lezzetli, şeker mi şeker bir helvasın;
Elemsiz-kedersiz bir beysin;
Şaşılacak kadar yüce bir Aysın;
Gökyüzünü döndürüyorsun sen.

Şaşılacak şeylerden de daha şaşılacak bir şeysin, bütün gizil şeylerden haberin var;
Kötülüklerden âmândasın, devalar (Derlere çare) bulmada tedbir sahibisin sen.

Tatlılıkta hadden de (Sınırdan da) aşırısın;
Akl-ı Küll (Doğadaki uyum) gibi yol görürsün;
Öfkesizlikte, kin tutmayışta (Gizli düşmanlık yapmayansın) Tanrı yargılamasına benzersin sen.

Ne de Tanrıya mensup güzellik;
Her evin-barkın mumu, ışığı;
Ne de akıllı usta, ne de Tanrı'ca güneş.

Şu topallara ne de güzel kanatlar vermedesin;
Şu gönülleri daralanlara ne de hoş neşeler bağışlamadasın;
Bütün padişahlar, çavuşlar gibi kuldur kurbandır sana, sense padişahsın.

Neye bir zararın dokunursa o, can bulur;
Öyle bir hal alır ki aşkından yüzlerce perişanlığa uğrar.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin eşsiz benzersiz özelliklere sahip olduğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinde Allah mensup güzelliklerin, ışığın, aklın kendini gösterdiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin zarar verdiğinin bile sevip aşık olacağını, kuvvetleneceğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV



26 Aralık 2019 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 640 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

640. Padişaha baktın mı, öylesine sarhoş olursun ki sanki diyesin, binlerce batman (7,692 kilogram olan ağırlık ölçü birimi) afyon (Morfin ve kodein uyuşturucu maddesi) yutmuşsun.
        
* Tebrizli Şems'li gördün mü, canından şekerler damlamaya başlar, o anda her iki yerde (Hem bulunduğun yerde hem de düşündüğün yerde) birden olursun;
Hem Mısır'dasın, hem Mısır'dan dışarıda.

Müslümanlık o kâfir saçları (İnsanı dinden çıkaracak güzellikte olan saçları) görünce Müslüman oldu;
Haydin a eski Müslümanlar, konukluğa gelin, konukluğa.

İmanın gönlü, senden neşeli ne de ustalar ustasısın;
Müslümanlığın da Müslümanlığısın, imanın da imanısın sen.

Can gözüne can gözü sensin, gerçeğe gerçek sen;
Sırlar nurunun nurusun sen, ruhun ruhuna cansın sen.

Lütfunun imdadı (Önem verilen, sayılan kişinin yardıma gelmesi), dünyada parlamasaydı şu gök kubbenin tavanı çökerdi, yıkılmaya yüz yutardı.

Şanın, şerefin, iki dünyadan da öte;
Canların, nasıl da başları donmuş, nasıl şüphelere düşmüşler, nasıl şaşırıp kalmışlar.

İki dünyada (Madde ve mana) da bir örnek arıyorum ki söyleyeyim sana;
Bulamıyorum a efendi;
Sen de söylemiyorsun ki;
Kime benziyorsun sen?

Dermanlardan (Güçlü olmak isteğinden) uzaklaştım, derde (Hastalığıma) derman (Çare) istemiyorum;
Sana vefa göstererek (Sevgiyi sürdürerek, sevgi ve dostluk bağlılığıyla) ölüp gideyim;
Çünkü dermana da dermansın sen (Güçlüye güç verensin).

A kanlar döken canım, Tebriz'e doğru uçadur (Hızlı gitmeye devam et);
Bir yerde kalırsan da Şemseddin'in adını an.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah’ı görenin çok şaşkın, çok sarhoş gibi biri olacağını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerini görenin canının tatlılaşacağını, canından tatlılıkların taşacağını, zaman ve mekân dürülmesi dediğimiz bir anda düşündüğü yere gidip gelme özelliğini kazanacağını öğrendik.
3.    Müslümanların aşkı tanıması için Mevlana Hazretlerine konuk olmaları gerektiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerine konuk olan Müslüman gönlünün neşe kazanacağını, içsel Müslümanlığı öğreneceğini, imanının da özüne ulaşacak duruma geleceğini öğrendik.
5.     Mevlana Hazretlerine konuk olanın can gözüne can olanı, gerçeğe gerçek olanı, sırların aydınlığını ve etkisini, ruhun ruhuna can olan Şems Hazretlerini tanıma fırsatı bulacağını öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin iyiliğiyle ve yardımıyla dünyanın düzenine devam ettiğini öğrendik.
7.    Şems Hazretlerinin madde ve mana dünyasında benzer bir örneği olmadığını öğrendik.
8.    Şems Hazretlerini gerçekliğini görmek derdine düşenin başka dertlerin onu ilgilendirmeyeceğini ve etkilemeyeceğini, kişinin de bu arayışta olmayacağını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Şemsi Tebrizliyi Mevlana Hazretlerinin daima aradığını, bulunabileceği her yere uçarcasına gittiğini, her an adını andığını, bizim de her iki sevilecek, aşık olunacak büyüğümüzü anmamız ve arayışı içinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar