31 Mart 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4490 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4490. Yeter, sırrımı parmağının ucuyla gösterme, çünkü senin pençende hayli kıvrandım-durdum ben.


Ay'ın ışığı da Tebriz'li Şems'dir, bütün yıldızların ışığı da.,

Onun gamından ağlar inlersem bayram ayına dönerim ben.


O hırsızım ben ki geceleyin duvarı deldim, içeri girdim;

Sandığı açtım da bir inci çaldım.


Haremdeki Zeliha'nın gece çarşafını kaptım;

Fakat Yusuf un yüzünü de görünce ellerimi doğradım.


Birinin sevdası, başıma kasdetti..

O yanda gördüğüm o kişinin elinden hiç baş mı kurtarılır?


Başımı götürmeyeyim, vermeyeyim dedim de başım, amin (Öyle olsun dedi) dedi.,

Gamı, beni kökümden söktü-attı da ondan sonra bittim, geliştim.


Bu ne Ay'dır ki gönüllerde (Kalpte oluşan duyguların kaynağında), canlarda döner-dolaşır;

Ben de onun dönmesi yüzünden gökyüzü gibi çook döndüm.


Tertemiz kardeşlerin camdır o;

Onu arama yüzünden dünyanın bütün tortusunu tuttum, başına çaldım.


Şu dünya kuyusunda bir güzellik Yusuf u gizli;

O yüzden ipe sarılır gibi şu gökyüzüne sarıldım ben.


Hele ey aşk gel;

İki (Mana ve madde) dünyada da sevgilimsin benim;

Bütün halktan kesildin de sana yapıştım.

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine çok gereksim duyduğu için yakın olmak isteğiyle çok acı çektiğini, çok üzüldüğünü öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin karanlıkta kalanları aydınlattığını, göz önünde olduğu halde ışıksızlık yüzünden göremeyenlere görüş sağladığını, bütün burçların etkilerini açıkça etkileyecek güçte olduğunu öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin verdiği üzüntünün bile bayram sevinci oluşturacağını öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden aşırdığı eritilip şekil değiştirmeyen, zamanla anlamı değişmeyen mücevher sözleri hırsızlama çaldığını, bize hediye ettiğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden gizliliklediklerinin örtüsünü açıp gördüğünü, saklanın sırrın sahibinin daha güzel olduğunu hayretinden ellerini doğradığını öğrendik.

  6. Sevdaya düşenin bu uğurda ölenceye kadar vazgeçmeyeceğini öğrendik.

  7. Aşkın kararlarını aklın değiştiremeyeceğini, değiştirmek isteyen aklın o başı terk edeceğini öğrendik.

  8. Aşkın Üzüntüsü insanı kökten değişime uğratacağını, sanki topraktaki tohum gibi değiştikten sonra bu yereden gelişeceğini, boy atacağını öğrendik.

  9. Şems Hazretlerinin ışığının ışık girememiş kalberde, canlarda aydınlık verdiğin, aklın hakikakti olduğu gibi görme, kabul etme, yaşamına uygulama gücü verdiğini öğrendik.

  10. Şems Hazretlerine Mevlana Hazretleri gibi saygı duyup aşık olanların, görüşlerine arka plandakine, gizlenene, saklanana görüş yeteneği verdiğini, çok zorlu işi kolaylaştırdığını, bunu ortaya çıkartan Mevlana Hazretlerinin çok zahmet çektiğini öğrendik.

  11. Mevlana Hazretleri dünyanın kuyu olduğunu, bu çıkmazda, karanlıkta güzelin olduğunu, onun gibi Allah’a bağlanıp Allah’ın ipine sarılıp gökyüzüne çıkmak gerektiğini öğrendik.

                           *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin özelliklerini tanıyıp gördükçe hayranlığının ve aşkının arttığını, halktan uzaklaşıp Şems Hazretlerine sarıldığını öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ

30 Mart 2022 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4480 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4480. Gönlümüz, bu yelden,(Rüzgârdan) şaşılacak bir koku duydu;

Sözün kısası, bu yelin soluğuyla pek güzel evrâdımız (Her vakit dilde ve ağızda dolaşan sözler) var.


Görünüşte sevgilinin hastasıyız (Aşırı düşkün, tutkun kişiyiz), ;

İç yüzdeyse sevgiliden bitmiş, gelişmişiz.,

Hasılı (Sözün kısası) sarhoşuz;

Çalıp çağırmadayız, neşeliyiz;

Hem de yapımız sağlam mı, sağlam.


Hepimiz de sarhoşuz, yokuz, yıkılmışız dostun yoluna.,

Yokluk (9 kat göğün üstündeki) meyhanesinde varlık düzeni kurmadayız.


Hele sus, dinlen.,

Bir gelinimiz var;

Hepimiz de damadız diye gerdeğe girmeğe hazırlanmış, oturmuşuz.


Yüzünü gördüm göreli halktan gözümü yumdum;

Onun bağışlarıyla sarhoş oldum, can verdim. .


Süleyman'ın mührü için bütün bedenimi mum ettim:

Yumuşatmak için de mumumu, ellerimle ovdum.


Onun tedbirini gördüm, kendi eğri-büğrü bedbirimi (Fena, yaramaz, çirkin varlıkların her birini) firlattım-attım:

Onun ney’i (Üflemeli saz) oldum, onun dudağında feryada başladım.


Elimi o tutmuş, ben körcesine elini aradım.,

Ben elindeyim onun, haberi olmıyanlardan sordum onu.


Saftım (İyi niyetliydim), gönlümde (Kalbimde oluşan duyguların kaynağında) bir şeycikler yoktu;

Ya sarhoştum, ya deli.,

Korka-korka, kendi altınlarımdan kendim çalar-dururdum.

Duvarın yarığından hırsızlar gibi kendi bağıma girdim;

Kendi gül bahçemden, hırsızlar gibi yaseminler devşirdim.

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Kaynağı belli olmayan güzel kokuyu alan kişinin dua etmeye, güzel sözler söylemeye başlayacağını öğrendik.

  2. Allah yakını sevgiliye dıştan aşırı düşkün ve tutkun olarak algılansa içten ondan gelişip olgunlaşmaya çalıştığımızı, bunu kıskanmasınlar diye sarhoş, neşeli, sağlam yol aldığımızı öğrendik.

  3. Allah dostunun yolunda olanların 9 kat göğü aşıp orada sarhoş olduklarını, yeniden var olmak için kendini yok eden kişilerle beraber olduklarını öğrendik.

  4. Yokluk âlemine çıkan aşıkların hepsi damat gibi güzel gelinle birlikte olmaya benzer güzel duygularla beklediklerini öğrendik.

  5. Allah yakını sevgili güzel yüzünü gösterince başka bir güzele bakılmayacağını, aranmayacağını, insanı sarhoş eden can verdiren güzel olduğunu öğrendik.

  6. Aşıkların Allah dostunun önlemlerini, hazırlıklarını görünce kendi değerlerinden, düşüncelerinden, planlarından vazgeçtiğini, onun yapısına uygun davranıp sözler söylediğini öğrendik.

  7. Allah dostunun aşığının elinden tuttuğu halde aşığın saflığından veya sarhoşluğundan Allah dostunun ilgilenmesini beklediğini öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Allah dostu bizi korusa, gözetlese, yardımcı olsa da kendi kendimizin birikimimizi kullanacağımızı, kendi çalışmamızın ürününü alacağımızı, kendimizi tamamen Allah dostuna yük olacak veya büyük beklentiler içine girmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ

29 Mart 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4470 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4470. O adsız-sansız (Bilinmeyen) inciyi (Şekli değişmeyen mücevheri) elde etmek için hepimiz de dalgıçlar gibi o adsız-sansız denize dalmış-gitmişiz.


İşret çağında şarap (Tanrı şarabı) kadehinden de daha neşeliyiz, daha çok neşe veririz.,

Savaş safındaysa hepimiz de sanki kılıçız.


Aşıklara göre bağlarla-bahçeleriz, yeşilliklerle dolu baharız.,

Her inkarcıya (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklayana, gizleyene) karşı da hepimiz güze (Soğuk kişilere) benzeriz;

Donmuş-buz kesmişiz.


Tümden dil (Söz) kesilmişiz gibi bir zanna düşmeyesin diye gönlümün (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağının) yalımından (Alevinden) bir başka yalım (Alev) çakmada.


Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), tedbirlere düşmüşüz;

Şarap (Tanrı şarabı) sun bize.,

Çünkü senin aşk şarabından başka hiç bir şeyle kendimizden geçemiyoruz.


Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), biz Ülker burcundan (Parlak yıldız kümesinden) yeryüzüne düştük;

Kulağımızı, altı telli zevk sazının (Bağlamanın) nağmelerine verdik.


Hasta gönülün tanburla bir başka nağmesi var;

Yüz parça olmuş gönüllü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı dağılmış olanları) onun havasına verdik biz.


Meyhanedeyiz, bu yüzden sarhoşuz.,

Başka bir mahalle tanımıyoruz;

Bu mahallede doğduk.

Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bütün bunlardan geç de şarap (Tanrı şarabı) sun bize;

Şu tek kişilerin arasındayız;

Hepimizi de bir kişi haline getir.


Herkesi boğ (Tamamıyla kapla, sar), şu sayılardan kurtar.,

Sayıların tadına düşmüşüz;

Başka bir tad ver bize.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Meşhur olmamış Allah yakını olan kişiyi, hak ve hakikati açıkça yüzümüze söyleyen, sırlar veren bu güzel mücevheri bulmak için derinlere dalmak gerektiğini öğrendik.

  2. Neşe zamanında sarhoşcasına neşelenmemiz, savaş zamanı da keskin kılıç gibi safın önünde parlamak gerektiğini öğrendik.

  3. Aşıklara göre Mevlevilerinin yeşillik ve güzellikle dolu olduğunu gördüğünü, yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklayan, gizleyeni sevmediklerini, ilişkiyi soğuk ve uzak tuttuklarını öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri sözlerini dinleyenin zanna düşmemesi, acabalar içinde boğuşmaması için açık, anlaşılır, yüze söylediğini, önce kızanın bile sonra kabul edip saygı gösterdiğini öğrendik.

  5. İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişiden Tanrı şarabı istememiz, kendimizden geçmemize yardımcı olmasını istemek gerektiğini öğrendik.

  6. Aşıkların parlak yıldızların olduğu yerden yeryüzüne düştüklerini sakiden Tanrı şarabı istediklerini, sazın nağmeleri arasında zevk almak istediklerini öğrendik.

  7. Kalbinde oluşan duyguları karma karışık, dağılmış olanları Tanrı şarabı ve müzikle bir araya getirip duygu kaynağında birliğin sağladığını öğrendik.

  8. Tekkede çok kişi gözükse de Tanrı şarabının sarhoşluğuyla tek kişi olduklarını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin Tanrı şarabı sunarak kişileri sayı çokluğunun önemsenmesinden kurtarmasını, sayıların arkasından gitmemek gerektiğini öğreterek yaşamdan başka bir tat almasını öğretmesini istemek gerektiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ

28 Mart 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4460 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4460. Ne vaktedek kuzgun (Karakarga) gibi her pislikten gıdalanıp duracaksın?

Şekerler yiyen duduya (Papağana) benzer candan haber ver.


Geç bundan da ruhani (Ruhla ilgili) şarap (Tanrı şarabı) kadehini sun;

O yüce kadehin parıltısını anlat.


Yaşlıyı da sarhoş et, genci de;

Ondan sonra sen sarhoş ol;

Sarhoş olarak çık dışarıya;

Sürdüğün zevki, gördüğün alemi söyle.

*

Hele terci (Başa dönüş) beytini söyle.,

Öyle bir haldeyiz ki şarabı (Tanrı şarabını) kadehten, başımızı ayağımızdan fark edemiyoruz.

*

Elimizde kadeh, hepimiz de sakıyi gözlüyoruz (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren Allah nuru saçan kişinin gelmesini bekliyoruz):

Her kâra (Kazanca), her ziyana boş vermişiz.


Dün gece akıl, mecisimizden yalın ayak kaçtı:

Zati (Zaten) aklın, zannın (Sanma) sınırını çoktan aşmışız.


Meclisin beyi sensin (Şems Hazretleri);

Bizim hepimiz de senin okuna bağlanmışız;

O bakışa bağlıyız;

O oka. o yaya bağlanmışız hep.


Zühre (Venüs)(Güzel yüzüyle, yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle, incelik ve zerafetiyle, neşeli ve istekli, güzel huylu kendini gösterip, bu benimdir, bil der.) Ay (Karanlıkta kalanları aydınlatan) meclesinde şarapla bizi işten-güçten etti:

Yoksa Yengeç gibi hepimiz de ne diye eğri-büğrü yürüyelim?


Bağdad'ın o tek, o görülmemiş güzeli, aklımızı kaptı;

Hemedan'da (İranın orta batı kesiminde) olduğumuzu bilmiyelim diye götürdü-gitti.


Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), varınızı-yoğunuzu tümden yağmaya vereceğim dedi;

Hele a benim canım, öyleyiz işte;

Dediğini yap-gitsin.

                             ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Karnımızı hamurla doldurmaktan, kötü zararlı iş ve davranışlarda kurtulup canımızla ilgilenmemiz, İlahi âlemden gelen haberleredikkatimizi vermemiz gerektiğini öğrendik.

  2. Ruhu besleyen, güçlendiren Tanrı şarabını sunan güzel insanı bulmamız gerektiğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretlerinin Tanrı şarabından iyicesarhoş olduğunu, kanmadığını, insan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan Allah dostu sevgiliyi beklediğini öğrendik.

  4. Mevlana Hazretlerinin toplantısında, aklın ve sanıların sınırını aşan görüşler karşısında aklın bu aşkı anlayamayarak kaçtığını öğrendik.

  5. Mevlana Hazretlerinin toplantısında başkanın Şems Hazretleri olduğunu, toplantıdaki her kişinin onun yönlendirdiği , baktığı hedefe hızlıca gittiğini öğrendik.

  6. Yıldızların etkisinden kurtulan Mevlevilerinin eğri-büğrü gidişten kendilerini kurtardıklarını öğrendik.

                             *

İşte böyle yaren;

İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişiye Mevlana Hazretleri gibi varını-yoğunu bu uğurda harcayarak bağlardan kurtulup bu kişiye bağlanmak gerektiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ



27 Mart 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4450 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4450. Mahallendeyim, hele aç kapıyı.,

Caize (Şairlere, övüşlerine karşılık verilen para, elbise vesaire) hikayeleri oku;

Senin sofranda değil miyim?


Hadi, gazelimi terci'e (Geriye) döndür de söyle.,

Deli olmadıysan bile deli hikayesi anlat.


Ateşe benzer suyundan beynim kaynadı;

Çabuk ey meş'ale yüzlü, gümüş bedenli güzel, söyle.


Sabahleyin erkenden, denize benzer kadehi elimize aldık;

Gönül dalgasını, söyleyen inciyi (Eritilip şekli değişmeyen mücevheri) sen anlat.


Coşup da köpüren deniz o eşsiz, o tek inciye laladır (Eğitici ve öğreticidir) sanki.,

Bir güzel köpür de o güzelim inciyi söyle.


Herkesin gönlünde bir başka istek var;

Sen, isteğin doğduğu o kaynağı, o pınar başını anlat.


Bütün dağınık istekleri şarapla (Tanrı şarabıyla) derle-topla..

İsteklerden gizli kalan o isteği dile getir.


Can doğusunun ardından doğan, ışığıyla ben-biz gölgesi yok olup giden o güneşten bahset.


Altı yön (Yukarı-aşağı-sağ-sol-ön-arka) de, insanlarla periler (Cinlerin güzel dişileri) de o sırra mahrem (Yabancı) değildir...

Yersizlik yönüne başını çevirme;

O sırrı olduğun yerde söyle.


Şu kanın, ne vaktedek hamurla dolacak?

A hamurcu, bir soluk da arı-duru (Saf, çok temiz) şaraptan (Tanrı şarabından) söz aç.

                                ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                 ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine yaptığı övgü şiirlerinden bahşiş beklediğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinin beyitlerini anlamayanın tekrar başa dönerek anlamaya çalışması, anlayıncaya kadar başa dönüp tekrar etmesi gerektiğini, anlamadan devam edenin aşktan elde edişi olmayacağını öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri görüşü kadar olanı anlattığını daha ilerisine Şems Hazretlerinin anlatmasını istediğini öğrendik.

  4. Şems Hazretlerin deniz gibi olduğunu coşup ağzından şekli değişmeyen mücevher sözleri, sırları söylemesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin dağınık istekleri topladığını, isteklerden gizli kalan istekleri de bildiğini, kişinin kendi kendine söyleyemediklerini söylemesini, bunu bizi sarhoş edip söylemesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin ışığının ben-biz önyargısını yok edip canımın yeniden doğmasını sağladığını öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin insanların, cinlerin sırlarını bildiğini, yetersizlik perdesi arkasına girmeden sırrı söylemesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Yemeden içmeden, karnı hamurlu şeylerden doldurmak isteğinden vazgeçip saf tertemiz Tanrı şarabına kavuşmak isteğinin peşine düşmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                               *

RAVLİ

26 Mart 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4440 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4440. Tebrlz'li Şems, arılık-duruluk (Saflık, temizlik) bağından yüz gösterdi (Ortaya çıktı);

Çabuk, hepimizde onun aşk boynuna sarılalım, salkıma dönelim.


Hele, o seçilmiş şarabı (Tanrı şarabını) sun (İkram et);

Konuğunum senin.,

Dağınık saçlarının yüzünden darmadağan bir aşıkınım senin.


Acı olsun, tatlı olsun, duğamıza birşey tattır da haremden çıkar bizi.. Bugün ver, bugün, veresiye istemem;

Senin cüzdanına bir Abbas (Abbas-ı debs. Dilencilikte örnek tutulan birinin adı) (Mesnevi 5. Cilt sayfa 218-230 oku) kesilmişim ben.


Şarap (Tanrı şarabı), iki (Madde ve mana) dünyayı toz gibi yele verir (Savurur, boşuna harcar).,

O zaman görünür, bilinir ki senin yüzünden sana, aydın bir Ay kesilmişim (Çok beğenen, çok hoşlanan olmuşum) ben.


Derken cana benzer kadehi sunar da al der;

Canına sinsin (İyice yerleşsin).,

Canın değilsem bile sevgilinle ilgim yok mu ?


Kadeh, büyük bir doğandır (Avcı kuş), bineği de eldir.,

Çünkü avcıyım ben;

Senin kuşlarının tam fitnesiyim (Karışıklık, kargaşa çıkaranım).


O doğan elden çıkar da beyine (Sahibinin eline) doğru uçar;

Senin sayvanının (Örtülü yerinin) seçkin bir meş'alesiyim (Işık vereninim), o sayvanın parlaklığı benim der.


Ay gibi güzellerin ekmek, su yüzünden, yüzlerinin suları döküldü-gitti..

Müjde a sarhoş, senin suyun da benim, ekmeğin de.


Denizi kim avucuna almıştır ki ?

Sen al bir kez bari de inci gibi dişlerinim senin diye bir güzelce gülüver.

Sana önce üç öğüt vereyim; bizim özerlik tohumumuz (Üzerlik, (peganum harmala), tütsü olarak kullanılır, nazar etkisini bozar) ol..

Halil'sin (Samimi dost olarak), yanımızdasın;

Ben de senin buhurdanın (İçimde tütsü yakılmak için kullanılan kabım).

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretleri kendini gösterince sevgiyle boynuna sarılıp salkım gibi olmamız gerektiğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin sözlerinin Tanrı şarabı tesiri yaptığını, yüzüne, saçlarına bakanın aklının fikrinin karıştığını öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden söz-sır dilenip aldığını yoksul olan bizlere dağıttığını öğrendik.

  4. Tanrı şarabının dünyaya olan bağı önemsizleştirip madde ve manayı aldırmaz hale getireceğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden aldığı ışığı karanlıkta kalan, çözümsüzlükte, karar vermede hareketsiz kalanlara Ay gibi ışık verdiğini, bu halini beğendiğini öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin ikram sözlerinin Mevlana Hazretlerinin canının içine yerleştiğini, sevdiklerine ilgi gösterecek armağan olduğunu öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin elinde bir avcı doğan kuşu gibi olan Mevlana Hazretlerinin diğer kuşlara karışıklık kargaşa çıkardığını öğrendik.

  8. Şems Hazretlerinin avlandığı yerin ışığının Mevlana Hazretlerinin olduğunu öğrendik.

  9. Ekmek, su derdinden nice güzellerin toprağa karışıp gittiğini, Mevlana Hazretlerinin güzel insanların ekmeği ve suyu olduğunu ağzından çıkan şekil değiştirmeyen mücevher sözleri dinleyerek doygun olarak gülmemiz gerektiğini öğrendik.

                            *

İşte böyle yaren; Mevlana Hazretleri üç sır veriyor.

  1. Mevlana Hazretleri ve dostları gibi nazar deymeyecek biçimde yaşa.

  2. Mevlana Hazretlerine ve dostlarına samimi dost olarak katılmak, yanlarında olmak.

  3. Yanışımızı, kül haline gelmemizi, yok yoksul olmamızı, şekil değiştirmemizi, ölmemizi, bunların Mevlana Hazretlerinin kabında olması gerektiğini öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ

25 Mart 2022 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4430 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri kendisini anlatıyor)


4430. Bu da ne biçim söz?

Aşıka ölüm mü olurmuş?

Ab-ı hayaâtın (Olgun insanın, hayvani bir hayata mahkum olmuş insan aklını dirilten söz söyleyen, ağzı ve bakışı ile bolluk oluşturan yerin) kaynağında ölmeme imkan mı var ?


A Tebriz'li Şems, seninle diri olmayanlar var ya ...

İşte onların yanında ölürüm de senin yanında dirilirim ben.


A sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), savaşa girişelim diye kavgaya-gürültüye koyulduk.

Gül renkli şarabı (Tanrı şarabını) sun da hepimiz bir renge boyanalım.


Allah suvarır (Sular) sözündeki lütuf, şekle bürünmüş;

Sen olmuşsun...

İki dünyada da bu, böyle.

Şarap renkli yüzünü göster de hepimiz şaşırıp kalalım.


Şarap (Tanrı şarabı) huyuyla huylandık mı şarabın değeri kalmaz.,

Hepimiz esrar (Gizler, sırlar) olduk mu esrara (Gizemin, sırrın) değer bile verilmez.


Hadi-hadi, düşünceyle gam, aynı başımızda ev tutmuş;

Şarap sun da ondan iki fersah (10 kilometre) uzaklaşalım.


Çalgıcı, Allah için olsun, sarhoşca mızrap vur;

Vur da güzel mızrabının yüzünden ceng (Vuruşma) gibi biz de düzene girelim.


Rum kayserinin (İmparatorunun) meclisi bu.,

Gönlü cilala da can aynası gibi biz de tozdan-pastan kurtulalım.


Bir dünya dolusu gönlü daralmış kişi.,

Bizse sevincin verdiği genişlikle bir solukcağız gönlümüzün daralmasına aşık olmuşuz.


Böyle bir akıl düşmanını kim görmüştür ki onunla karılma, ona katılma yüzünden hepimiz de akıl, hepimiz de bilgi, hepimiz de hüner kesilmişiz?

                             ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Allah korkusu ile günahtan kaçınmış bir hayatı benimseyen kişiye ölüm olmadığını, olgun insanların olduğu yerde onların sözleri ve bakışları ile gelişen kimsenin ölüp gitmeyeceğini, ölümsüzler arasında yerini alacağını öğrendik.

  2. Şems Hazretlerini seven, sözlerini doğru kabul eden, işaret ettiği yoldan gidenlerin diriliğe kavuşacaklarını, Mevlana Hazretleri ölü insanların yanında öldüğünü, Şems Hazretlerinin yanında dirildiğini öğrendik.

  3. İnsan eli değmeden olmuş Tanrı şarabından içenlerin aynı duyuş, düşünüş, inanç içinde tek renge bürüneceklerini öğrendik.

  4. Allah korkusu ile yaşamını düzenleyenlerin, hak ve hakikati söyleyen aşıkların Allah’ın bunalara tertemiz bir içki içirdiğini öğrendik. (İnsan suresi 21)

  5. Tanrı şarabının etkisiyle davranışlarını değiştiren kişinin bu şaraba da ihtiyaç duymayacağını, çünkü kendilerinin şarap gibi olacaklarını öğrendik.

  6. Tanrı gizli sırları ile dolan aşığın, diğer gizli sırlara değer vermez olacağını öğrendik.

  7. Düşünce ile üzüntünün aynı kişinin başında yer ettiği zaman ondan çok uzağa gitmek gerektiğini öğrendik.

  8. Müzisyenin mehterin 10/8 vuruşları ile (tek+düm, tek+düm. tek+düm, tek, tek) usulde çalıp düzene sokması gerektiğini öğrendik.

  9. Şems Hazretlerin toplandığı meclisin büyük meclis olduğunu, burada kalpte oluşan duyguların kaynağının parlak hale geleceğini, tuzdan, isten, pastan kurtulacağını öğrendik.

  10. Şems Hazretlerinden, Mevlana Hazretlerinden uzak kişilerin gönlü daralacağını, yakın olanların sevincin verdiği genişlikle olacağını öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin öğretisinde hazretin aklına katılma, onun aklıyla karılma yüzünden;

Hepimizin da akıl, bilgi, hüner yönünden üstün duruma gelineceğini öğrendik, anladık.

                        *

RAVLİ

24 Mart 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4420 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri kendisini anlatıyor)


4420. Yolları anlatmak da temellendirilir, gerektirir ama yeter, sus artık;

Temeller, zati (Zaten) biziz;

Ne diye temellerle uğraşacakmışız ?


Senin (Şems Hazretleri) gibi bir padişahın tapısında (Bulunduğu yerde) öleceğim gün, ne mutlu bir gündür.,

Senin şeker madeninin (Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak) kapısında şekerler saçarak can vereceğim gün, ne kutlu gündür.


O gül bahçesinin selvisinin (Şems Hazretlerinin) gölgesinde (Koruması altında) ölürsem toprağımdan yüzbinlerce sadberk gülü (Katmerli gül, Alemi aydınlatan güneş) biter.


Senin ayağının ucunda el çırparak (Alkış tutarak) ölürsem yaşayışa haris (Açgözlü) olan nice kişi, ellerini ısırır.


Kadehime ölüm şerbetini dökersen kadehi öperim de sarhoş bir halde, salına-salına ölüme doğru gider, can veririm.


Senin bir güzelim elma kokuna can verdi Musa;

Benim de senin cana benzer elmanın yüzünden ölmeme şaşılmaz.


Ölüm haberinden güz gibi sararıp solarım ama bahara benzeyen, gülüp duran dudaklarının yüzünden de güle-güle can veririm.


Kaç kez, öldüm, senin soluğunla gene dirildim.,

Senin yüzünden yüz kez ölsem gene o çeşit ölürüm ben.


Dağınıktım, topraktım;

Derlendim-toparlandım.,

Senin topluluğuna karşı dağınık ölmem yaraşmaz.


Anasının kucağında ölen çocuk gibi ben de Rahman'ın (Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)) rahmet (Suçu bağışlayan, yargılayıp affeden, acıyanın) kucağında, bağışlayış kucağında öleceğim.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretlerinin ve aşıklarının anlattığı yolların temel olduğunu, başka öz, temel, aramak için uğraşmamak gerektiğini öğrendik.

  2. Allah yakınının yanında ölmenin mutlu gün olacağını, Sevdiğimiz kişinin kapısında şekerler saçarak ölmenin kutlu gün olacağını öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin korumasında ölenin âlemi güneş gibi aydınlatan yüzbinlerce güzel insan olacağını öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin ayağının dibinde neşeyle ölmenin açgözlü kişilerin hayret edeceklerini öğrendik.

  5. Şems Hazretleri Tanrı şarabı kadehine ölüm şerbetini koysa, bunu Mevlana Hazretleri bilse seve-seve o kadehten içeceğini, can vereceğini öğrendik.

  6. Ölüm haberi sonbahar gibi insanı sarartıp soldursa da bahar yüzlü sevgilinin yüzünden ölmek için güle-güle can verileceğini öğrendik.

  7. Mevlana Hazretleri aşkı yüzünden ölse de Şems Hazretlerinin soluğu ile tekrar dirildiğini, bu uğurda yüz kere de olsa ölmekten çekinmeyeceğini öğrendik.

  8. Şems Hazretlerine huzuruna dağınıklıktan derlenip toparlanıp çıkmak gerektiğini öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri suçsuz, tertemiz bir çocuk gibi Rahman olan Tanrı’nın kucağında öleceğini, böyle bir ölümü arzu ettiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ

23 Mart 2022 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4410 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri kendisini anlatıyor)


4410. (Bizi) Bilseler kendilerine değer vermezler;

Çünkü bize karşı derman (Güç, takat, mecal) bile başını tutar da bunaldık (Çok sıkıldık, çok tedirgin olduk)-kaldık der.


Yıkılmışız;

Meyhane (Tekke) de bizim yüzümüzden darmadağan olmuş;

Bir zamancağız şu yıkık yerdeyiz ama aşk definesiyiz biz.


Meyhanedeyiz (Tekkedeyiz), kahyamız sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) ancak.,

Kahyamız da o, sahibimiz de;

Onu biliyoruz ancak.


Sarhoşun (Tanrı şarabı içmişin) gamla, düşünceyle, tedbirle ne işi var?

Baş köşeye mi layıkız, kapıcı mıyız;

Böyle bir düşünceye kapılır mı sarhoş ?


Baş köşeden haberi olan kapıcıdır.

Bizimse canımızdan bile haberimiz yok da o yüzden sevgilinin kucağındayız.


İçimiz ney gibi bomboş;

Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) üflüyor da söylüyoruz;

Yoksa söz söylemeyi istemeyiz biz.


Ne hoştur o gümüş bedenli güzel ki (Şems Hazretleri) kim olduğunu bilmez, haberi yoktur kendinden..

Yükümüzü çeker-durur, bizse boyuna incitiriz onu.


Sevgilimiz, kendinin kim olduğunu bilmesine bilir;

Fakat bilmez görünür, değersiz sayar kendini.,

Parasız-pulsuz görünür, pek değersiziz, ucuzuz biz der.


Lütfundan (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım)-kereminden (Soylu, ulu, büyük, asil olduğundan) yaş ağaç gibi başını aşağı eğer.,

Bizse yaprak gibi ayrılığının korkusuyla titrer-dururuz.


Bir zamancağız beni bırak ey can;

Susarak söylemek hoş.

Biz de sustuğumuz halde söz söyleyeniz;

Teraziye benziyoruz.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Sorunları tanımlayacak, aydınlatacak, çözüm yolu gösterecek, doğru olanı açık ve anlaşılır şekilde söyleyen yardımcı olacak, aramızda çok güzel insanların olduğunu bilmemiz gerektiğini, heşeyin en iyisini doğrusunu ben bilirim düşüncesinden kendimizi kurtarmamız gerektiğini öğrendik, öğrendik.

  2. Mevleviler görünüşte darmadağın, hatta gösterişsiz bir durumda olarak göründüğünü fakat aşk hazinesi olduğunu öğrendik.

  3. Mevlevi tekkesinde insan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin bulunduğu yer olduğunu, aşıkların burada toplandıklarını öğrendik.

  4. Tanrı şarabıyla sarhoş olan kişinin üzüntülü, önlem alma düşüncelerine kapılmadıklarını, baş köşede olmayı düşünmediğini, çünkü sevgilisinin kucağında olduğunu öğrendik.

  5. Aşığının içinin boş olduğunu, yani kendi değerinin ve düşüncesinin esiri olmadığını, Allah dostunun içine üflediğini söz olarak dışarıya çıkardığını öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin çok güzel olduğunu, yükümüzü çektiği halde incitmekte devam ettiğimizi öğrendik.

  7. Yükümüzü çeken sevgilimizin alçak gönüllü olduğunu, kendini çok aciz gösterdiğini öğrendik.

  8. Yükümüzü çeken sevgili büyüğümüzün iyilik ve yardım ettiği halde alçak gönüllü davrandığını, büyüklüğünü, asilliğini, ululuğunu, soyluluğunu böyle gösterdiğini, bizim ayrılık korkusu duyduğumuzu öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin söyleyecek çok söz olduğunu, susarak söylemenin daha hoş olacağını bildiğini, sözlerinde terazi oluşturduğunu, kişinin kendini bu tartıda tartıp değerini anlaması, kabul etmesi, olumlu yönde hareketlenmesi için yol, yer, kişi gösterildiğini, canını sıkmaktan vazgeçmesi gerektiğini öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ


Popüler Yayınlar