28 Şubat 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4180 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4180. Koştur erlerin (İşini iyi bilenlerin, yetenekli kişilerin) arkasından;

Bak sağa, sola.

Taştan bir kıvılcım sıçramış ki Ay'dan daha da aydın bir Ay.


Yerinden kalktın mı, hepsi de birer-birer kapına gelirler;

Kamış gibi hizmet kemerini (Karşılıksız hizmet etmeye kendini hazırlamışlar) kuşanmışlardır;

Şekerden daha tatlıdır huyları.


Aşk, Davud olur da demiri yumuşatır.

Arslan, ceylan olur;

Ceylandan da daha yumuşak bir hale döner.


Aşk, içerden gül bahçesinin kapısını açar;

Gül gibi görünür aşk, taze gülden daha da güzeldir kokusu.


Her bir zerre İsa kesilir;

İsa nefesli olur, ölüm, canlar bağışlar;

Gönül, candan fazla arar onu.


O arada Ay, gelir de senin dudaklarını öperse yanımızdan kalk, peşine düş, o yana doğru gidedur.


Ağzımı yumdum ama gönlüm sözlerle dolu;

Bizden daha iyi söyleyen bir akıl, bunu söylesin, anlatsın diye sustum ben.


Sun (İkram et) o şarabı (Tanrı şarabını) bize;

Şarap daha iyi bizce;

Ne istersen onu yap;

Fakat vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) etmek daha yaraşır sana.


Erlerin (İşini iyi bilenlerin, yetenekli kişilerin) başları, sana karşı secdeye kapanmaktan (Çok saygı göstermekten) daha güzel ne iş yapabilir?

Can İsa'sının mescidine gökyüzü tavanı daha layık.

A güzel, bir afsun (Büyü) oku da deli gönüle (Kalpte oluşan duygularının kaynağı aşırı ve taşkın olana) üfür;

Çocuklara benzeyen goncalara (Henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek) seher yeli (Sabahın güneş doğmadan önceki zaman esen, dirilik veren rüzgâr) daha uygun değil mi?

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlevilerin Şems Hazretlerine sevgi ve saygı duyarak emrine göre hizmet etmeye hazır, işini iyi bilen, yetenekli kişiler olduğunu öğrendik.

  2. Aşkın sert katı kişiyi bile yuşatacağını, yumuşak bir hale koyacağını öğrendik.

  3. Aşkın içerden kilitli güzel kişilerin gönlünü açacağını, güzel kokulara kavuşturacağını öğrendik.

  4. Aşkın kişiyi İsa huylu yapacağını, hasta ise, sakat ise iyileşeceğini öğrendik.

  5. Sevdiğinin dudaklarını öperse peşinden gitmek gerektiğini öğrendik.

  6. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin öğretisi aşk için çok söylenecek sözler olduğunu, şimdilik bu kadar söylediğini öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinden Tanrı şarabı beklendiğini, daha iyisinin onun sevgiyi sürdürmesi, sevgi, dostluk bağlılığı olduğunu öğrendik.

  8. Yiğit kişinin ŞemsHazretlerine büyük saygı duyarak yerekapanması gerektiğini öğrendik.

                            *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin soluğunun seher yeli gibi estiği yeri dinçleştiren, gençleştiren kalpteki duyguları canlandıran olduğunu öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


27 Şubat 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4170 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4170. Oğlak'a (Kendini övmeyi seven, kendini beğenen ve takdir edilmekten ve alkış tutulmasından hoşlanana) bak hele (Hedef olarak aslana odaklanmış), göz ucuyla Arslan'a (Özgüvenliye, gururluya, mağrura, koruyana, kollayana, gösterişliye, sanata, estetiğe düşkün olana) bakıyor...

Balık'ı (Utangaç olmasına rağmen sosyal ilişkiler kurduğunu) seyret denizden nasılda toz koparıyor.


Müşteri (Jüpiter, dil veilim, yavaşlık ve yumuşaklıkla utanarak, alçak gönüllülükle, akıl ve iffet güzel manalı konuşarak, yoğun çalışma ve gayret ile) atını koşturarak kocalmış Zühal'e (Ahmak, cahil, pinti, korkak, cimri, tembel, kafasız, yalan ve fena olana doğru) gidiyor da müjdemi ver diyor;

Yeni baştan gençleşiyorsun.


Eli kılıcının kabzasında kanlara bulanan Mirrih (Merih) (Neşeli, atılgan, birlik ve zevk ve eğlenceye düşkün, kuvvetli, ve hain, öfkeli ve utanmaz, inatçı, baş olmak için uğraşan) canlar bağışlamakta, izi kutlu güneşe dönmüş.


Gökyüzünün Kova'sı (İleriyi gören, olayların farkında olan, eşitliği seven, herkesin aynı hakka sahip olmasını isteyen), o Ab-ı hayatla (Ölümsüzlük suyu ile) doldu ya..

Artık o kurumuş Başak (Burcu, Saflığa önem veren, ilişkilerini net görmek isteyen, kendini güvende olmayı isteyen, en ufak ayrıntıya dikkat eden, düzenli olmayı isteyen), bu suyla gelişir, inci taneleriyle dolar.


İçi dolu ceviz ne kırılmaktan ürker (Bir şeyden korkup sıçramak), ne Teraziyle (Eleştiriye uğramaktan) tartılmaktan.

Kuzu, anasından tiksinir de kaçar mı hiç?


Bakış Oku, Ay'ın gönlünden atıldı da Tay'ın (Yay burcu) gönlüne saplandı ya Akrep de bunu gördü, heveslendi de gece yolculuğuna kalkıştı.


A eğri-büğrü yürüyen, Yengeç (Duygusal konularda takıntılı, huzursuz, çok çabuk değişen ve endileşen, yersiz korkular duyan) gibi ayağın balçığa saplanmışsa böylesine bir bayramda yürü, gökyüzü öküz'ünü (Boğayı; Kararlı ve sadık, güvenilir, zevk sahibi, sakin, huzur verici, pratik, ve ekonomik, verimli olmayı) kurban et (Kendi isteğin için feda et)-gitsin.


Şu gökyüzü sanki bir usturlap (Gök cisimlerinin yükseltisini ölçmekte kullanılan araç);

Gerçek olansa aşk.

Ne diyorsak söze bakma da, anlama aç kulağını*******.


A Tebriz'li Şems, hangi sabah doğar, parlarsan Ay yüzünden karanlık gece, adın gündüze döner.


Hele biraz daha aşağıdan, biraz daha aşağıdan biraz daha aşağıdan; Daha çabuk...

Hele, senin oynayışın yüzünden herkesin işi-gücü daha iyi bir hale geldi, daha düzene girdi.

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***

Neler öğrendik;

  1. Seven sevdiği ile buluşma zamanında olmayacak denilen işler yaptığını, gençleştiğini, bağışlayan, aydınlık izler bırakan, ölümsüzlüğe doğru giden, bir duygu ve davranışa gireceğini öğrendik.

  2. Seven sevdiği ile buluşacağı zaman içi aşkla doluysa kırılmaktan, imtahan edilmekten, ölçüye alınmaktan, imtihan edilmekten çekinmeyeceğini öğrendik.

  3. Seven sevdiği ile buluşacağı zaman anne ile yavrusu arasında olan birbirini çeken, bulan ses ve kokunun bağının etkisinin görüleceğini öğrendik.

  4. Seven kişi sevdiği ile buluşacağı zaman hevesleri onu yolculuğa çıkaracağını öğrendik.

  5. Seven sevdii ile buluşacağı zaman eğri büğrü yürüyen olmasa da, kirli işler yapmış olsa da kendini bu aşka kurban edeceğini öğrendik.

  6. Gökyüzünün burçlarının sanki bir ölçü verdiğini, bunun tam doğru olmadığını, gerçek aşkta söze bakılmayacağını, anlama kulak açılması gerektiğini öğrendik.

  7. Şems Hazretleri kendini gösterdiği zaman aydınlığından karanlık gecenin gündüze döneceğini, karanlığa saklanan her ne varsa görünür olacağını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin öğretisi ile ona olan aşk ile herkesin işinin gücünün daha iyi bir hale geleceğini, düzene gireceğini öğrendik, anladık.

                          *

RAVLİ


26 Şubat 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4160 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4160. Gizli olan, o karanlıklarda bulunan Ab-ı hayatla (Ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su) bütün şehir, dağlar, ovalar-çöller dolsa, her yan sulansa ne çıkar ki?


Şu kullar-köleler (Sevgiyle bağlanmış karşılık beklemeden hizmet eden), şu arıklar (Zayıflar, güçsüzler), senin gibi bir padişahtan yeni elbiseler elde etseler de giyinip kuşansalar noolur?


Ata binsen, sürsen de meydana gelsen;

Her gönülün köşesi, bucağı genişlese, meydana dönse ne çıkar?


Gönlümüz darmadağan, kapkara bedenimizse toplu...

Arı-duru (Saf, tertemiz) gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) toplu bir hale gelse de kapkara beden dağılsa noolur?


Ay bizimle değil de o yüzden arıklamışım (Zayıflamışım), terazide hafif gelmedeyim...

Hatırımız için Ay, terazi Burcuna gitse (Uyum, denge, adalet ve hakkaniyet ile ilgilense, iç dünyasında ve duygusal ilişkilerinde dengede olsa, uyumlu olmayı ve herkes için adaletli olmayı önemsese) ne çıkar?


Bir solukta Uzeyr'e de can bağışladı, eşeğine de (“Ahd-i atıyk” anlatılan Hızkıyal peygamber , ölü kemikleriyle dolu bir ova görür;

Tanrı emriyle bu kemikler, etlerle kaplanır, derilerle örtülür;

Hızkıyal, Tanrı emriyle o cesetlere üfürür;

Hepsi de dirilir.

Bu rüya, Kur’anda şöylegeçer Hz. Üzeyir ile alakalı ayet sayısı oldukça sınırlıdır. Buna göre Üzeyir peygamberden yalnızca Bakara Suresi ve Tevbe Suresi’nde bahsedilmektedir. Bu surelerde yer alan ayetler ise aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.

Bakara Suresi, 259. Ayet:

Yahut evlerinin duvarları çatıları üzerine yıkılmış, ıssız bir kasabaya uğrayan kimsenin durumu gibi. Bu kişinin, "Allah, bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltecek?" demesi üzerine Allah onu yüzyıl ölü olarak tuttu, sonra diriltti. "Ne kadar kaldın" diye sordu. "Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım" dedi. Allah "Hayır, yüzyıl kaldın. Anlamak için yiyeceğine içeceğine bak, henüz değişmemiş; eşeğine bak, -seni insanlara bir işaret kılmamız için- ve kemiklere bak, onları nasıl düzeltiyor ve üzerini etle kaplıyoruz" buyurdu. Artık o adam için durum açıkça ortaya çıkınca, "Biliyorum ki Allah kesinlikle her şeye kadirdir" )

Nefis eşeği de eşip yelmeye, gezip tozmaya layık olsa noolur?


Gam (Üzüntü) mahallenin başında bir manastırımız var...

İsterse Lübnan dağının tepesinde kim manastır kadar eski olmasın;

Ne çıkar?


Kendine gel, sus artık, o kıskanç canı düşün de bir derlen-toplan. Darmadağan sözler olmasa noolur yani.


Buluşma gecesi;

Yıldızların serpilip şaşılacağı çağ...

Gökyüzünde Ay'ın ondördü gibi bir gelin var.


Hani bülbül, İlkbaharda gülün yüzünden sarhoş olur ya, tıpkı onun gibi Zühre (Venüs)( Güzel yüzüyle, yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle, incelik ve zerafetiyle, neşeli ve istekli, güzel huylu kendini gösterip) de güzelim nağmelerle derisine sığamıyor.

                           ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Allah’ın herşeyi yarattığı gibi yok ettiğini, yok ettiğini de yeniden hayat verdiğini bldiğinden Allah’ın güzelikleri üzerimize yağdırmasını, sevdiklerimize kavuştarmasını istediğini, dilediğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok özlediğini öldüyse bile Allah’ın emriyle ete kemiğe bürünüp görünmesini, hasretinin bitmesini istediğini öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretleri Allah’tan yaratılış güzelliğini ilkbaharda her sene gösterdiği gibi Şems Hazretleri ile buluşmak istediğini öğrendik, anladık.

                        *

RAVLİ


25 Şubat 2022 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4150 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4150. Sana bir zarar geldi mi karın (Eşin) bile soğur senden;

Fakat adam, senin yüzünü gördü mü, karısına bile meyletmez (Gönül vermez).

(Hallac-ı) Mansur'un canına, senin aşkın yüzünden darağacı kurdular ya;

Boynunu ipe taktı;

Bir türlü o ipten vazgeçmiyor.


Can bir dert sen Süheyl yıldızısın (Semanın güney yarım küresinde bulunan Sefine-i Nûh burcundaki parlak ve büyük bir yıldızın adı.

Süleyman Peygamberin yıldızıdır.

Bu yıldızın tesirinde olan talihlilerine Tanrı’nın üstün güç ilahi nimetlerini ve saltanat verdiğine inanılır.

Yemenden daha iyi görülür), havan da Yemen.

Onu terbiye edesin diye Yemen’den gitmiyor can.


Saçlarındaki kıvrımların, büklümlerin hayali gönlümde...

Bu kırık gönlüm (Kalbimde oluşan duygularım gücenmiş, üzgün olarak), o kıvrımların, büklümlerin sevdasından ayrılamıyor.


Testi kırılsa bile testideki su kırılır mı hiç?

Aşığın canı, mezara-kefene gitmez de gitmez.


Hilelerim (Birini aldatmak, yanıltmak için yaptığım oyunlarım), düzenlerim (Sistemlerim), tersine oyunlarım (Şaşkınlık uyandırıcı hüner) var;

Fakat can, senden utanıyor da hileye-düzene (Aldatmak, yanıltmak için oyunlara) baş vurmuyor (Çözüm yolu olarak tercih etmiyor).


Gönül alçaklığı etsen de bir gececik uyumasan noolur (Ne olur) a benim canım?

Hoyratlıkla (Kaba, kırıcı ve hırpalayıcı) ayrılık kapısını çalmasan ne çıkar a benim ruhum?


Dostların ateşlerle dolu gönülleri (Kalpte oluşan aşk duygusunun harareti) için bir gececeğiz dostluk etsen, keremler (Büyüklüğün, asilliğin, soyluluğun, ululuğunun gereği davete) buyursan da gündüzü bulsak (Aydınlansak) noolur (Ne kaybedilir ki)?


Şeytanın yıkanmamış yüzünün (Huzurdan kovulmuş pis yüzlünün) inadına, gözü kör olsun diye gözlerimiz, seni seyrederek aydınlansa ne çıkar yani?


Bütün dünya, senin baharlarınla, senin Nevruzunla (Yılın ve baharın ilk günü) güllerle bezense, bütün dünyayı fesleğenler, çicekler kaplasa noolur ki?

                         ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Erkeğe bir zarar gelince karısının kocasından soğudunu öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin yüzünü görenin aşık olacağını, karısınının güzel yüzünden bile güzel ve ekici olduğunu öğrendik.

  3. Allah’ın güzelliğinin kendini gösterdiği yüzü görenin bu yüze aşık olacağını, canını vermekten çekinmeyeceğin öğrendik.

  4. Allah’ın nurunun açıkça görüldüğü yüze bakanın talihinin, kaderinin değişeceğini, kutlu bir hale geleceğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin yüzünün güzelli kadar saçlarının da güzel ve çekici olduğunu öğrendik.

  6. İnsanın canının taşıdığı değerinin ve varlığının yok olmayacağını, vücudumuzun bir zaman sonra toprağa karışacağını öğrendik.

  7. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini özlediğini, gelerek onurlandırmasını, karanlıkta kalanları aydınlatmasıı arzuladığını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Şems Hazretlerinin sadece Mevlana Hazretlerine ve dostlarına baharı yaşatmadığını, kovulmuş olanı bile yalnızca yüzüne bakmakla yüzünün kirlerini temizleyip aydın bir hale getirecek yetki ve güçte olduğunu öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


24 Şubat 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4140 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4140. Firavun, sakalına inciler dizdirmiş ama, İmranoğlu Musa'nın inci (Şekil değiştirmeyen mücevher) gibi sözlerinden ne haberi var?


Ham (Olgunlaşmamış) tamahla (Doymazlıkla) hırs (Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku) lokmasına düşen kişinin, İsa'nın soluğuyla (İsmi azamı söyleyip kişi üzerine üflemesiyle iyileşmeolması), lokman'ın hikmetiyle (Bakışıyla gözünden çıkan ışıkla) ne işi olur?


Yeter, derlen-toplan, dağınık sözler söyleme artık.

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağın) topluluğu olmadıktan sonra iki-üç dağınık sözden ne çıkar?


Tebriz’li Şems de sensin, şekerler dağıtan sabah da sen.

Gündüze aşık olan geceleyin kıblesi gizlenince ne hallere gelir?


O Huten güzelinin hayali gitmiyor gönlümden...

Şekerinin tadı eksilmiyor ağzımdan.


And olsun Tanrı'ya, her solukta coşar-köpürürsem ayıplama beni; Senin gönlünden çıktıysa benim gönlümden çıkmıyor.


Hasan'm babası Hasan'a, bu evden git dedi.

Hasan'ın babası düştü-yıkıldı da Hasan, hala gitmiyor.


Yoksul pervanenin canı, mumun alevi peşinde kolu-kanadı yanmadıkça leğenden gitmiyor.


Bütün kuşlar, çayırlıktan-çimenlikten her yana uçar-giderler.

Fakat bülbül gülden ayılmıyor, yeşillikten gitmiyor.


Can kuşu, her solukta uçup gitmek için kanat açmada.

Fakat dost, belki bir bakar- görür ümidiyledir ki bedenden gitmiyor.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Değişmeyen, her yerde ve zamanda değerli, hakikati olduğu gibi anlatan sözlere inci dendiğini öğrendik.

  2. Zor denizden çıkartılan incinin karşılığının maddi olduğunu öğrendik.

  3. İsa peygamberimizin ismi azamı söyleyerek hasta veya sakat üzerine üfürmesiyle Allah’ın izni ile iyileştirdiğini öğrendik.

  4. Lokman hazretlerinin Allah’ın izni ile yüzüne dikkatli baktığı kişiye göz bebeğinden çıkan ışıkla o kişiyi kontrol edemediği ,bağımlılıktan kurtarmak için ve başka her ne ise bu durumu beyinde , akılda düzelme yaparak kontrol eder hale soktuğunu öğrendik.

  5. Kalpte oluşan duygularımızın toplu olması gerektiğini, dağınık sözlerin sağa-sola serpilip gitmesini engellemek gerektiğini öğrendik.

  6. Şems Hazretlerine aşık olanın onun özelliklerini kazanacağını, yönünü kaybetmeyeceğini, hazretin güzelliğini gönlünden eksit etmeyeceğini öğrendik.

  7. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini tanıdıkça, onun özelliklerini gördükçe hayranlığının coşkuya dönüştüğünü, ayıplamamak gerektiğini öğrendik.

  8. Güzel bir kişiyi, yeri bulanın o yerden ayrılmayacağını öğrendik

                         *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin ayrılığından çok özlem duyduğunu, onu daha fazla tanımak için candan ile aradığını öğrendik, anladık.

                       *

RAVLİ


23 Şubat 2022 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4130 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4130. Ah, o gönül dudusu (Kalpte oluşan duyguların kaynağına semadan söz getiren), şeker kamışlığından ayrı, ne hallere düşecek?

Ah, o can bülbülü (Cana güzel sesiyle can katan), bağsız-bahçesiz (Uygun yer olmadan) ne yapacak?


Bugün seninle kavuşmadan bir arpa (Küçük kazanç) bile elde edemeyen, yarın soru-hesap çağında (Hesaba çekildiği zaman), terazinin başında ne yapacak ki?


Denizin çer-çöp (Değersiz birikimler) gibi sürüp bir yana attığı kişide İman incisi (Şekil değiştirmeyen güçlü inancın) ararlarsa ne yapacak o kişi?


Hamamdaki (Canı olmayan) resim, hamamdan ne tad alabilir?

Can seyir (İlerleyiş) yerinden cansız resim ne yapabilir (Hareketsiz durur)?


İyinin - kötünün iyiliğiyle-kötülüğüyle bir işimiz yok.

Yalnız susamış, dudakları kurumuş gönlüm, ayrılık gecesi, ne yapacak?

Onu düşünüyorum.


Gönlümün (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı) eli de, ayağı da;

Kolu da, kanadı da (Birşeyler yapmayı) bekliyor...

Bakalım aşkı ne yapacak?

Fakat aşk. lütuftan (İyilik ve yardımdan) başka ne yapar ki?


Eli olmayan kişi, saçı (Dağıtım) gününde ne alabilir ki?

Ayağı olmayan, (Ayağa) kalkılacağı zaman ne yapabilir ki?


Gönlü (Kalpteki duyguların kaynağı) Uşşak perdesine Zengüle olmayan (Gönlü aşıklara, boyuna asılan bir çan gibi takılmıyan) kişi, Irak makamıyla Isfahan makamının zir perdelerini ne yapsın?


Başı-kulağı can şarabıyla kızışmıyan kişinin, soğuk, donmuş-buz kesilmiş bir halde sarhoşlar safında ne işi var?


Arslan gibi kendi kurt huyundan kurtulmayan, Ken'an Yusuf'unun ceylanları yıkan gözlerini seyredip de ne anlıyacak?

                               ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                               ***

Neler öğrendik;

  1. Semadan Şems Hazretlerinin söz getirdiğini, bu sözle kalte oluşan duyguların kaynağının coştuğunu öğrendik.

  2. ŞemsHazretlerinden kazanç elde edemeyenin hesap günü çok kötü duruma düşeceğini öğrendik.

  3. Dünyada değersiz işlerle uğraşan kişinin şekil değiştirmeyen güçlü inanç olan imanla uğraşmadıysa canının yaşamdan hiç zevk alamayacağını, faydalı bir iş yapamayacağını öğrendik.

  4. Kalbimizde oluşan duyguların kaynağı birşeyler yapmak için beklediğini, aşkın iyiliğini yardımını beklediğini öğrendik.

  5. Makamları bilmeyen kişinin ne yapıp yapmaması gerektiğini şaşıracağını öğrendik.

  6. Can şarabı, Tanrı şarabı içmemiş kişinin donuk buz kesilmiş bir halde olacağını, aşıkların safında yer alamayacağını öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Kişinin kurt gibi saldırgan nefsinin huyundan kurtulamadıkça Allah’ın özenle yarattığı güzelleri ve onların yaptıkları işleri görseler, seyretseler bile ders alamayacaklarını, kendi nefsi yorumları içinde değersizleştirip aklını doğru kullanamayan ahmakların içinde yerlerini alacaklarını öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


22 Şubat 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4120 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4120. Mısır sizinle övünmede;

Siz de Yusuf gibi (Hakikati gören gibi) yorun rüyayı.

Vefalı (Sevgisi geçici olmayan, hakikatli) tatlı dudaklar gibi hepiniz de şeker kamışları emmedesiniz.


Bugün yoksulcasına böyle ağlayıp inliyorsunuz ama maya bakımından ta önceden meleksiniz, meleklerin oğullansınız siz.


Sakıyler (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), ellerinde şarap kadehleri...

Şarap içecekseniz meyhaneye gelin diye kulaklarınızı burmada.


Herkes, ayıptan kurtulma peşinde, herkes bir hünerin (Beceri isteyen ustalık) avcısı olmuş, can meclisinde ayıksanız baştan başa ayıpsınız zati.


Tebriz'li Şems geldi, özür kalmadı artık...

Zevkin can gözünü ona verin-gitsin.


Bir varlık var ki bizi tutmuş meyhaneye (Tekkeye) götürüyor;

İnci tanesi, gül yüzlü sakıynin (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) bulunduğu yere çekiyor bizi.


Bir el var dostça elimizi tutmuş, bizi çekmede...

Böylece kapı yanından baş köşeye götürmede.


Nal (Sağlam yere basan ), ona derler ki toprak, boyuna öpsün-dursun onu;

La'l (Kırmızı değerli taş) ona derler ki adamı tutsun, şaraba (Tanrı şarabına), meyhaneye (Tekkeye) götürsün.


Canlar verelim de, o can şarabına el uzatalım;

Aklınız masallara karışmadan alalım o şarabı, içelim.


Böylesine bir saçın düğümlerini neden tarak açıyor diye o güzelim saçlarının renginden gönül, diş-diş olmuş-gitmiş.

                              ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                              ***

Neler öğrendik;

  1. Allah yolunda aşıkların müjde rüyaları görmeleri, rüyayı tatlı dudaklarıyla iyiliklere yorumlamaları gerektiğini öğrendik.

  2. Bugünün yoksulu olan aşıkların ağlamalarının inlemelerinin maya bakımından önceden melek cinsinden olmalarından, gelmelerinden olduğunu öğrendik.

  3. İnsan ruhunaAllah’ı sevdirenlerin, Allah nuru saçanların Mevlevi tekkesine çağırdığını Allah sırrı sözleriyle sarhoş edeceklerini öğrendik.

  4. Dost eli dostça elimizden çekerek tekkede kapı yanından alıp baş köşeye götürdüklerini öğrendik.

  5. Sağlam yere basanı üstüne basılanın bile takdir ettiğini öğrendik.

  6. Üzerimizde taşıdığımız değerlerin bizi değerli yere götürmesi, orada zevkten sarhoş edecek yer olması gerektiğini öğrendik.

  7. Tanrı şarabının masal olmadığını, hakikatine ulaşmamız gerektiğini öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Birbirine dolaşmış saçları nasıl ki tarak açıyorsa birbirine karışmış duyguları, düşünceleri Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin sözlerinin açtığını, düzgün ve güzel bir anlayışı gösterdiklerini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


21 Şubat 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4110 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4110. Candan tatlı ne var?

Gidecekmiş, korkma, varsın-gitsin.

Gideceğinden ne diye gam yiyorsun?

Ondan daha iyisi geliyor.


Herkes şaşıyor ya;

Ben de şuna şaşıyorum:

Yana-bele sığmayan (Bütünüyle anlaşılmayan, kavranılmayan, öğrenilmeyen can) nasıl olur da yana- bele geliyor (Anlaşılır, kavranılır, bütünüyle öğrenilebilir bir durumdaki can), kucağımıza doğuyor (Amaçlarına uygun, kullanılır oluyor)?


İşaretle (Anlam yüklü hareketle) söylüyorum ama yeter;

Gene de anlatmayayım;

Zati anlatmayı ne yapacaksın?

Anlatışın canı geliyor.


Bu bucakta (Yerde) bir zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz) var, bir işret (Tanrı şarabı içmek) var;

Ganimet bilin firsatı.


A kişiler, bir devlettir (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına), gelmiş-çatmış;

Kaşıyın devletin başını (Görüş ve davranışlarını onaylayın, yaşayarak görün, şahit olun).


Şeker gibi bir gönüllü olun, karışın şu süte.

Çünkü naziksiniz, güzelsiniz;

Kadriniz (Değeriniz, kıymetiniz) de yüce.


Tohum dermek (Koparıp ya da seçip bir araya getirmek), de adamlık mıdır?

Yüzlerce harmanın beyisiniz, yüzlerce ambarınız var.


Böylesine bir lale yüzlüden ne diye canınıza can katmazsınız? Böylesine cibre (Sıkılıp suyu alınan üzüm posası) sıkılacak bir kapta ne diye koruk (Ekşi üzüm) sıkmazsınız?


Birçok renk (Nitelik, çeşitlilik) gördünüz, şekil (Davranış biçimi, tutum, yol, tarz) seyrettiniz;

Ne canları var, ne yaşıyorlar.


Peki, neden bizim güzellere Ay kesilen sevgilimizi (Şems Hazretlerini) de böyle sanırsınız?


Onun güle, fesleğene benzeyen eteğine el atın (Sürekli ilgilenip), sarılın...

O gül bahçesinde karılmadı mı mayanız (Öz nitelik orada oluştu);

Orda yetişip gelişmediniz mi siz?


Nasıl olur da evin yolunu bilmezsiniz?

Kavuşmanın oğlusunuz siz.

Nasıl olur da geçer akçayla (Parayla) kalpı (Sahte parayı) bilmezsiniz?

Bu pazardansınız siz.

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                           ***

Neler öğrendik;

  1. Can korkusuna düşmememiz gerektiğini, giden candan daha iyisinin geleceğini öğrendik.

  2. Canı kimsenin bütünüyle anlayamadığını, kavrayamadığını, öğrenilmediğini, Mevlana Hazretlerine canın kucağına doğup geliştiğini öğrendik.

  3. Canın canı olan Şems Hazretlerinin kendini gösterdiğini, sözle anlatıma ihtiyaç duyulmadığını öğrendik.

  4. Mevlevilerin olduğu yerde zevkin olduğunu, Tanrı şarabıyla sarhoş olunan yer olduğunu öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin devlet sahibi olduğunu, yakınlaşmamız, doğruluğuna şahit olmamız, gerektiğini, çünkü nazik ve güzel insanın bu ilişkiyi kurması gerektiğini, değerini artırması için gereki olduğunu öğrendik.

  6. Bilgi diye sağdan soldan öğrendiklerimizin Mevlana Hazretlerinin öğretisi yanında adamlık olmadığını öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin yüzüne bakmamızın bile canımıza can katmak olduğunu öğrendik.

  8. Birçok renk, çeşitlilik, davranış biçimleri, tutum, yol, tarz görüp seyredenlerin ne canlarının olduğunu, ne de yaşadıklarını öğrendik.

  9. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin müritlerine karanlıkta kalmasınlar diye ışık verdiğini, müritlerin hepsinin onu sevgili olarak yakınlaştıklarını, özlerini kuvvetlendirdiklerini öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Bu yolu bilenlerin sevgili ettikleri Allah dostuna kavuşmak arzularında olduklarını, sahte ile hakiki değerli kişiyi bildiklerini, sevgili ahrete gitse de vücut bulup kendini göstereceğini, aşıklarına yüzgöstereceğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


20 Şubat 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4100 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4100. Yarabbi! (Ey Tanrım!)

Bu güzel koku, can bahçesinden mi geliyor?

Yoksa o yandan dünyaya esen bir güzel yel mi (Rüzgâr mı) bu.


Yarabbi!

Bu Ab-ı hayat, (Ölümsüzlük sağlayacağına inanılan su) hangi yurttan coşmada?

Yarabbi!

Bu sıfatların (Görev, ödev, toplumsal veya hukiki bakımdan yer ve özelliğinin) ışığı ne yerden ışımada?


Acaba şu gürültü, göktekilerden mi kopuyor?

Acaba bu kahkahayı cennet hurileri mi atıyor?


Ne çalgıdır, ne ahenktir (Uyum, uzlaşma) bu ki canı oynatmadı?

Ne ıslıktır bu ki gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), kanat çırparak uçmada.


Ne gelindir, ne nikahtır ki gökyüzü, sanki bu geline duvak, ay da şu altın dolu tabağı almış;

Saçmaya geliyor.


Ne avdır bu ki kaza oku uçuyor.

İş böyle değilse ne diye yay çekilişinin sesi geliyor kulağıma?


Müjde-müjde a aşıklar, hepiniz de el çırpın.,

O elden çıkan güzel, ellerini çırpa-çırpa geliyor.


Gök kalesinden aman (Çok beğeni) sesi duyulmada;

Denizden bunca büyük dalgalar coşmada.


Devlet gözü, devletinizi görmüş de mahmurlaşmış.

Bu da bir delil;

Apacık bir gözden, ezeli var olandan, var edenden geliyor o devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına).


İki-üç somun için kılıç, mızrak yaraları alınırdı hani;

İşte o kıtlık dünyasından kurtuldunuz.

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                          ***

Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri burnuna gelen çok özel kokunun kaynağını, ölümsüzlük suyunun kaynağını, nurun kaynağının nerden geldiğini öğrenmek için Allah’a sorduğunu öğrendik.

  2. Kendisinin duyduğu, başkasının duyamadığı göklerdeki gürültü, kahkahaları kimlerin attığını, gökyüzünde düğünlerin kimler için olduğunu, av için atılan okların sesi kimi avladığını öğrenmek istediğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri aşıklara el çırpmalarını, Şems Hazretlerinin de ellerini çırpa çırpa aşıklarının yanına geldiğini öğrendik.

  4. Mevlana Hazretlerinin devletini devlet gözü görmüş kişilerin şaşkınlık göstereceğini, olan bitenlere anlamaya çalışacaklarını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerine sevgiyle bağlanan, sevgi dostluğu devam ettirenlerin, hizmet edenlerin dünyada ekmek arama derdinden kurtulacaklarını öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ



Popüler Yayınlar