(Mevlana Hazretleri
Yokluk makamını anlatıyor)
3220. Değersiz bir demirdim ben;
Sen cila vurdun, ayna ettin beni.
* Yokluk tufanından sen satın
aldın beni;
Hem Nuh’sun sen, hem gemi, hem de
Cudi dağı.
A gönül, ödağacı gibi yandıysan
koku ver;
Yook, yanmadıysan, hamsan şimdi yan-yakıl,
çünkü ödağacısın sen.
* Baht (Gelecekteki
olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için
çizdiği yaşayış biçimi), ikbal (açıklığı ile yüksek
makama, duruma erişmiş olma durumu Baht) gölgesinde (Korunması içinde) yattım, uyudum:
Beş duygudan (Dokunma, görme, işitme, koklama, tat alma duyularından)
dışarı, yolumu sen açtın benim.
O yolda kanatsız, ayaksız, başsız,
bir anda doğuya, batıya gidiliverir.
O yolda dileyiş, isteyiş dikeni
yoktur;
Orada ne Hıristiyanlık vardır, ne
Yahudilik.
Gök kubbe ülkesinin dışında can,
körlükten de kurtulur, sağırlıktan da.
Ne ağlıyorsun?
Gülenlerin yanma git;
Ne duruyorsun?
Evvelce bulunduğun yere git.
Bu balda yüz çeşit yara var;
Bir bak da gör, çıbandan başka ne
kazandın bu baldan?
Oruç ayı (Ramazan ayı), kutluluk elbiselerini giyinmiş, çıkageldi;
Hasetçinin (Kıskançların) inadına kalk, karşıla, selam ver.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah’ın Mevlana
Hazretlerinin yokluk makamından varlık makamına getirdiğini, yokluktan Nuh gibi
gemisi ile kurtardığını, varlıkla
donattığını öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri kaderine kısmetine razı olduğunu, bu razılık ile daha yüksek makama
iletildiğini öğrendik.
3.
Yer yüzü ve
gökten daha ilerisinde dileyişin, isteyişin dinin, din kurallarının olmadığı,
kanatsız ayaksız, başsız oruçla gidilecek yer olduğunu, evvelce bulunduğumuz,
ağlamanın olmadığı, gülenlerin olduğu yere gitmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Orucun değerini bilmemiz, Ramazan ayını hasretle
karşılayıp gerekenleri yapmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ