31 Temmuz 2019 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5830 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5830. Bu kadar şaraptan (Tanrı şarabından), bunca sarhoşluktan (Kendinden geçişten) sonra gene de işimi düzene koydun;
Sana dayanmışım () ben;
Haydin, gelin a tembeller Senden güç almış, güç almıştım (İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçanlar).

A Tebrizli Şems, sen ne bu doğudansın, ne o batıdan;
Ne de tutulup Kararan güneşsin sen.

Önce hani bir şarapla (Tanrı şarabıyla) aldatmıştın bizi, sun (İkram et) gene o şarabı;
Sun da canımızı geçmişten de kurtarsın, gelecekten de.

Ateşinden, yüzüm, neşeyle atlas (Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü) libaslara (Giysilere) bürünsün;
Canımdan sevgi, memedeki süt gibi kaynasın, coşsun.

Can gemisini o incilerle (Şekil değiştirmeyen mücevher sözlerle) dolu denizde yürüt-gitsin;
Çünkü gemi durdu mu, çeşitli şeylerle çürür, dağılır.

Yürü, akadur (Hareketinde duraklama olmadan) Hızır'ın içtiği abıhayat ırmağında, akadur da (Çabuk hareket et de) can, neşelensin canın, hoş bir hâle gelsin desin.

Sâki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), tezce sunduğu sağraklarla (Kadehlerle) onu aldatmazsa mihnetlerle (Sıkıntılarla) dopdolu cana ne elem (Acı, üzüntü, dert, keder) sağrakları gelir, bir bilsen.

Benim gencecik, körpecik ömrümsün, canımın mimarısın sen;
Senin tedbirin olmazsa canlar yıkılır, çöker-gider.

En aşağılık yerdeki şu şekiller, nasıl gökyüzünün dönüşünden meydana geliyorsa düşünce hayal yurduna yardım da senin canından gelir.

Zühal (Satürn) yıldızının (Ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık, cimrilik, tembellik, kafasızlık, yalan ve fenalık tesirinde bulunan soğuk ve kuru yapı oluşturan yıldız) bulunduğu yedinci kat gökten başka can gökleri de var;
Göklerdeki burçlara, bu göklerden nimetler gelir.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini kendisine sevgiyle bağlananları, sözlerini doğru kabul edenleri, dostluğunu devam ettirenler düzenini kaybetmiş olsalar bile düzene soktuğunu, her yönden aydınlık verdiğini, karanlığa terk etmediğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin Allah sözlerini söylediğini, bu sözlerin insanı sarhoş ettiğini, bu sarhoşluğun insanı geçmiş ve gelecek kaygısından kurtardığını öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin sevmekle neşeyle dolacağımızı, canımızın sadece vücudumuzu dünyada tutan kuvvet olmadığını, sevgi kaynağından coşkun besleyici nimetler getiren varlık olduğunu öğrendik.
4.    Dünyadaki şekillerin gökyüzünün dönüşünden meydana geldiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık, cimrilik, tembellik, kafasızlık, yalan ve fenalık tesirinde bulunsak, soğuk ve kuru yapı oluşturan yıldızın tesirinde olsak bile bunlardan kurtuluş yolunun olduğunu,

Ben böyleyim diye kötü durumu kabul edip durmamak, yücelere çıkmak için çalışmak, ulu insanlarla tanışmak, Kılavuzluklarıyla ve korumalarıyla yücelerde kendimize yer bulmamız, iyiliklere kavuşmamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                     *
RAV



30 Temmuz 2019 Salı

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5820 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5820. İki-üç adımcağız atar da hırstan (Sonu gelmeyen isteklerden), kinden ( Gizli düşmanlıktan) hilme (İnsanın tabiatında olan yavaşlığa, yumuşaklığa) doğru gelirsen, kaynar-coşar, bal kesilirsin;
Kendinle beraber nice âlemleri de tatlılaştırırsın;
Fakat ne tembellik bu.

Yanlış gördüm, yanlış söyledim;
Boyuna yanlışlara eşin ben;
Senin yüzünü görseydim gözüm şaşı mı kalırdı böyle?

A gönül, aynada kendini eğri-büğrü gördün mü, mutlaka bu eğrilik şendedir, aynada değil;
Önce bendini doğrult.

Birisi kuyu başına gitmiş de Ay'ı kuyuda görmüş;
Ay'sa gökyüzünden bağırmış ona:
Acele etme, hurdayım ben.

Ay'ı, şu alçacık yerde arama;
Yoklukta varlık olmaz;
Abû Cehil (Acı tadı olan) karpuzu eken, şeker kamışı biçemez.

Hoşluk-güzellik, varlığım gidermektedir;
Sense güzelliği varlıkta arıyorsun a benim canım;
Zor şey burada çözülmez;
Bir şeyi, elde edebileceğin yerde ara.

Öylesine bir kazsın ki acelenden, Ay'ı, yüzdüğün suda aramadasın; Öyle bir kişisin ki adım atıp yol alacağın yerde can damarına vurur-durursun.

Aklî başında olanlar bu ayakla-bu başla kayboldular-gitti;
Ben ne yapayım bu yolda;
Öylesine sarhoşum ki hiç sorma.

Tanrım, kendi sarhoşunun tut elinden;
Yoksa o, yaramaz kişi, sarhoşken âleme neler ederse kendisine onları edecek.

Beni alt-üst ettin amma kendine daha da yaklaştırdın;
Zaten insan, çıban deşilip sıkıldıktan sonra iyileşir.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Hırstan, kinden kurtulmak için uğraşı verirsek yapımızda olan fakat baskı altına aldığımız yavaşlığa, yumuşak davranışlara geçmemizle kendimizde ve çevremizde tatlılaşma olacağını, coşkun faydalı biri haline geleceğimizi öğrendik.
2.    Karşılaştığımız kişilerdeki eksiklikleri ve yanlışları görüp söz etmek yerine kendimizin eksikliklerini, yanlışlarını görüp düzeltmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Karanlıkta kalanlara ışık tutan, görünmez problemleri görür hale getiren, doğru çözüm yollarını ancak asil yüce kişilerden yararlanabileceğimizi, aşağı kişilerde böyle fayda bulamayacağımızı öğrendik.
4.    Asil yüce kişileri aşağılarda değil yüce yerlerde aramamız gerektiğini öğrendik.
5.    Hoşluğu-güzelliği mala-paraya-makama tutkun olmaktan vazgeçtikçe sahip olabileceğimizi öğrendik.
6.    Zor işlerin parayla-malla-makamla çözülmediğini, hoşluk ve güzellikler çözüleceğini öğrendik.
7.    Aklı başında olanların asil-yüce kişileri sevip sevgiyle bağlanıp dostluk kurduklarını, halk içinde olsalar bile kaybolmuş gibi olacaklarını öğrendik.
8.    Mevlana Hazretleri hayret makamında sarhoş dolaşırken Allah’tan yardım istediğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Şems Hazretleri; Mevlana Hazretlerini rahatsız eden, hastalık veren yaralarını deşip akıttıktan sonra yarayı yıkılarak merhem koyduğunu, iyileştirdiğini, sağlıksızlığa giden ilerleyişten alıkoyduğunu, bunu yaparken de can acıttığını, hazretin severek katlandığını öğrendik, anladık
                     *
RAV



29 Temmuz 2019 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5810 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5810. Onun aşk koparan şivesiyle (Söyleyiş özelliğiyle) ağlayıp inlemeye koyuldum mu çenk (Telli çalgı) gibi binlerce nağmelerim (Güzel, uyumlu ses, melodi, ezgi) var a gönül.

Böyle bir bahta (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimine, kadere) ulaşma sevdasındayım (Güçlü sevgisindeyim);

Çünkü sevgili, yardımda bulunmuştu, lütfetmişti (İyilik ve yardım etti) de yuları (Kontrolü) elime vermişti a gönül.

Bineğimin çevresinde, o padişahın gölgesinde (Korumasında), binlerce padişah hizmet için saflar (Diziliş, sıra) kurmuştu a gönül.

Bu lütuf, bu yandan (Madde tarafından) değildi, o yandan (Mana tarafından), can dünyasındandı;
Bil ki orda ne bu yıl vardır, ne bıldır ki (Geçen yıl) yıl, ne de öbür yıl a gönül.

Şemdeddin'in (Şems Hazretlerinin) gizli âleminin ta özünden yardımlar gördüm de ululandım (Büyüklendim) ;

Hele öylesine sarhoş oldum, yıldırdım (Gözümde büyüdü), mahmurlaştım (Sarhoşluk sonrası sersemleştim) ki a gönül.

O kadar hilmim (İnsanın tabiatında olan yavaşlık, yumuşaklık) vardı, o kadar oturamaklıydım (Oturaklı-Saygı uyandıran), ağır-başlıydım (Davranışlarım ölçülü, olgun, vakur, ciddi), öyle efendice bir sabrım vardı ki Eyyûb bile benim kadar sabredemezdi a gönül.

Yular (Kontrol), öylesine çıktı elimden, öyle bir yere vardım, oraya yol bulması şöyle dursun, izinin tozu bile vehmin (Yanlış ve yersiz düşüncenin, kötü ihtimallerin) gözlerine görünmez a gönül.

Tanrı tapısına niyaz ediyorum (Yalvarıyorum, yakarıyorum);
O güneşin gölgesini salsın (Yanmaktan korusun) bize;
Çünkü onsuz gönlün ne arışı (Kolu) var, ne argacı (Eli) a gönül.

A gamlı gönül, ümidim var, ansızın gelebilir;
Sen bir eğle (Oyala), yüzlerce düzenle oyala şu canı a gönül.  

* Benim bir dahlim (Girmem, karışmam) yok diye yüzünü ekşitmiş; Yüzüne âdeta, "Ne de hoş bir katıktır sirke, gelin hadi" (Hadis) yazılmış.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerin anlatım şeklini çok sevdiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerine Şems Hazretlerinin yardım etmesiyle Allah’ın iyi bir talihe ulaşma olanağı verdiğini, yetki vererek istediğini yapabilir duruma geldiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin aracının etrafında, önderliğinde gittiği yere gidecek ve Şems Hazretlerinin korumasını sağladığı topluluğun, Hazrete her seviyeden hizmet edenlerin çoğaldığını öğrendik.
4.    Can dünyasında zaman sınırlaması olmadığını, yardımın devamlı geldiğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin gizli dünyasından yaptığı yardımlarla Mevlana Hazretlerinin ululanmaya başladığını öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin koruyuculuğa Mevlana Hazretşlerinin ihtiyaç duyduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Allah dostu sirke gibi ekşi olsa bile peygamberlerin katığı olduğundan vazgeçilemez kişiler olduğunu öğrendik, anladık.
                     *
RAV


28 Temmuz 2019 Pazar

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5800 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5800. Meclisinde (Tanrı şarabı içmiş) sarhoşlar, kucaklaşmaya, lütuflarla (Önem verilen, sayılan birinden gelen yardım, iyiliklerle) sevişmeye (Birbirini sevmeye) başladı mı, su da onun aşkıyla tutar, ateşle kucaklaşmaya koyulur a gönül.

Güzelleri, kendi öz kadehiyle okşadığı o halvette (Yabancıların olmadığı yerde) Rûhul Emin (Cebrail) bekçidir, Hızır perdeci (Yabancıları içeri sokmayan kapı bekçisidir) a gönül.

En aşağılık kulu, sarhoş bir halde meclisinden çıktı mı, mala-mülke de boş-verir, saltanata-tahta da, bahta-devlete de;
Bunların hepsini ayıp görür, âr (Utanç) sayar a gönül.

Onun bahçesini dünya say;
Şu dünya ise bil ki bir mağaradır (Kalitesiz barınaktır) âdeta;
Lütfü, seni şu daracık mağaradan çıkarır a gönül.

Toprağın, yelin (Rüzgârın), suyun, ateşin (4 Unsurun) üstünde gül bahçeleri var, reyhanlar var, çeşit-çeşit, renk-renk şakayıklar var, lâlelikler var a gönül.

Şu topraktan biten çiçekler de onun aksinden bitmede;
Sen burada toprak yemedesin;
Orada ne işin var senin a gönül.

O efendiler efendisinin aşkıyla el çırp, oyna;
Onun bir öpücüğünü elde ettin mi, afetler, bir yanda kalır-gider a gönül.

Efendiler efendisi Şemseddin'in (Şems Hazretlerinin) ter-kemiz canına and olsun ki kaçmak bile istesen gene ondan kol-kanat elde edersin a gönül.

Tebrizlinin ayağının bastığı toprağa and olsun, ona can feda edersen çalar bulursun;
Zaten bastığı toprak, iksirdir (Hayatı ölümsüzleştiren sudur) a gönül.

Şimdi, ayağımda ayrılıktan öyle bir ateşten bağ var ki..
Bu kadar zayıfım amma onu andım mı (Akla getirip sözünü ettin mi), öylesine mahmurum (Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içindeyim), öylesine sarhoşum ki a gönül.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Allah dostlarının topluluğuna Şems Hazretlerinin katılmasıyla olumsuz her ne varsa unutulup dervişlerin birbirine sevgi ve saygı duymaya başladıklarını öğrendik.
2.    Allah dostlarının toplandığı yere Allah sözünden başka söz ve yabancı kişinin kabul edilmediğini öğrendik.
3.    Bu toplulukta Tanrı şarabı içip sarhoş olanın mala, mülke, makama, iyi imkânlara sahip olmayı utanç kaynağı saydığını aşkın değerinin bunlarla mukayese edilmediğini öğrendik.
4.    Allah dostlarının bulunduğu yerinde gördüklerimizin çok güzel bir yer olduğunu, dünyada böyle bir güzellik görülemeyeceğini öğrendik.
5.    Su, toprak yel, ateşin oluşturduğu dünyanın üstünde çok daha güzel yerler olduğunu öğrendik.
6.    Allah dostlarının topluluğuna katılanın orada sevgiyle öpülenin afetlerden kurtulacağını öğrendik.
7.    Seven kişinin sevdiğinden ayrı düşünce çok acı çektiğini fakat bu Allah dostu olunca adını anınca ferahlanacağını öğrendik.
8.    Şems Hazretlerinden elde edişlerin üstünlük ve kalıcılık sağladığını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Şems Hazretlerinin şereflendirdiği toplulukta olmak, onun cana canlar kattığını görmenin insanı sarhoş edeceğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                     *
RAV


27 Temmuz 2019 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5790 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5790. Secdede de, oturuşta da, duruşta da bütün yalvarışlar bu tapıya, bütün dilekler bu tapıdan;
Fakat bu tadı bulmana şehvet (Aşırı istekler), perde oluyor.

Sabra (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek)  dost olanlara buyur;
Hırs (Sonu gelmeyen istek, paraya, şöhrete aşırı tutku) besleyenlere öğüt ver;

Ağlayıp inleyen nefsin (İsteğin yüreği sızlatan acı, üzüntü belirten ağlama) sesini dinleme;

Hırsın (Sonu gelmeyen isteklerin, aşırı tutkuların) elinden yemek yeme (Beslenme).

Birisine öğüt verdin mi bu öğüt (Bir kimseye yapması veya yapmaması gerekeni söylemen), senin hırsına (Sonu gelmeyen isteklerin, aşırı tutkularına)  da mâni (Engel) olur, ilerde elde edilecek şey için şu çabucak elde edilenden geçer, dayanırsan bu sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek), seni şekerleştirir.

Neliksiz-niteliksizlikten nelikler (Anlama, bilme, unutmamanın akılda oluşturduğu düşünceyle akılda şekle sokmak), nitelikler (Gerçek) oldu;

Mekânsızlıktan (Bilinmeyen yerden) mekânlar (Bilinen yaşanan yerler)  peydahlandı (Oluştu);
Sirkeden kanlar hâsıl oldu;
Bir gerçekten kaç çeşit renkte bâtıl (Boşluk, yararsızlık, anlamsızlık) belirdi.

Varlık levhinin harflerini (Allah’ın öncesiz zamanda yazılmış kanunlarını ), bu teville (Ayrı mana vererek) okuyorsun, hepsinin de özünün, özetinin de sabır olduğunu biliyorsun ya;
Artık bu teville de amel et (Varması gereken yere vardırarak düşün ve buna göre eylem yap).

Sabret Tebrizli Şemseddin uğruna;
Acele etme;
İnsan yatar, melek kalkarsın;
O, pek büyük bir ihsan sahibi padişahtır.

Ay yüzlü güzelim, lütuf (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım) üstüne lütfetmede (Daha iyisine, daha çoğunu yapmada);

O yüzden kararım yok (Ne yapacağımı şaşırdım) a gönül.
Gönlüm abıhayat (Ölümsüzlük) kaynağında, bedenim lalelikte a gönlü.

Her ağacın altına, padişahın yüzünü görmek için bir alımlı dilber, bir Ay yüzlü Yûsuf, bir gül yanaklı güzel oturmuş a gönül.

Can güzellerinin gönüllerine de kendi canının, teninin aşkından bir kıvılcım salmış, beden güzellerinin gönüllerine de a gönül.

Narın içindeki taneler gibi kullarının gönüllerine neşeler doldurmuş a gönül.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Namaz kılıp niyazımızı tamamlayıp naza geçip Allah’tan yalvarışla istemenin ve bu isteklerin çok olması ile ne isteğimizi sonra ne elde etsek bile farkında olmadan sahip olacağımızı, tadını alamayacağımızı, öğrendik.
2.    Allah’tan isteyeceklerimizin ayrı çalışıp kazanacaklarımızın ayrı olduğunun bilincinde olarak her işimizi Allah’a yaptırmaya kalkmamamız, Allah’tan istediğimiz sabırla beklememiz gerektiğini öğrendik.
3.     Başkalarına sabır tavsiye ettikçe bizim de bu önerdiğimize sahip çıkacağımızı, aşırı isteklerden kendimizi kurtaracağımızı öğrendik.
4.    İsteklerin ayrı, ihtiyaçların ayrı düşünmemiz gerektiğini, isteğimizi ihtiyacımız gibi algılayıp kendimizi ve çevremizi zorlamamamız gerektiğini öğrendik.
5.    Allah’ın yaratılık kanunlarını bilmek gerektiğini öğrebndik.
6.    Anlama, bilme, unutmama yoluyla aklımızda oluşturduğumuzun bir zaman sonra şekle bürünüp kendini göstereceğini öğrendik.
7.    Şems Hazretlerine kavuşmak için acele etmememiz gerektiğini, onun bir gecede kendisine sevgiyle bağlanmış kişiyi melek huylu kişi haline sokma gücü ve yetkisi olduğunu öğrendik.
8.    Şems Hazretlerinin güzelliğinin ululuğunun, asilliğinin sınırsız olduğundan, iyiliklerinin de sınırı olmadığını, iyilik üstüne iyilik yaptığını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Şems Hazretlerinin güzelliğini görecek göze sahip olmak için sabırla Mevlana Hazretlerinden göz, akıl, fikir, bilgi, bunları kullanacak usulleri almak, bilmek ve uygulayarak ulaşmak gerektiğini öğrendik, anladık.
(Mevlevilik kişinin hayatının tamamını ister)
                     *
RAV


26 Temmuz 2019 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5780 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5780.  A güleç (Her zaman gülümseyen) güzel, gizli sadaka (Yardım amacıyla karşılıksız verme) türesine uy;
O şekerler saçan, o cana canlar katan iki dudağından, gizlice bir öpücük ver.

Gammazların (Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirenlerin) hepsi de sarhoş, hepsi de sızmış, uyumuş.
Evet dedi, fakat bu sarhoşların içinde, gizlice bir ayık bulunabilir.

Etme, eyleme a Tebrizli Şems, böyle sertlikte bulunma, böyle şiddetli davranma;
A padişahım, bir daha böyle gizlice nerelerde bulurum seni?

Bu konakta şehvetlere (Aşırı isteklere) sabreden, karşılık olarak o balçık (Çamur) yurdundan can yurdunu elde eder a gönül.

İki karısı olanın karılarından birinin, mutlaka gönlü kırılır;
O, öbür karıya daha çok gönül verir;
Gönlüne o daha hoş gelir çünkü.

Sen, bu güzellikle beraber, ne de Eyyûb sabrı bu dersin;
Bu susuzluktan bunalır, pek faydasız iş bu diye söylenirsin.

O da sarhoşlukla der ki;
Sen görmemişsin onu;
Çünkü o yücedir, sen aşağılıksın;
Sen eksiksin, oysa olgun.

Tekrar ona yüz tutsa da dostluk tohumunu ekse bile gene bir başka örtüsü vardır;
Çünkü o, göçünü buradan sürmüş, kaldırmıştır.

Gene o güzel az nazlanır, bu adamla uyuşursa bile bu yanda gönül malını bir türlü düzemez.

Sabra (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek) sarılmaya bak, körlüğü bırak da hûri güzelliğini seyret;
Sabır, bu halde hiç de zor gelmez sana
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini öğretisini kabul edenin,  bu öğretide aşırı isteklere sabretmesinin karşılığında yeryüzüne bağlı olmaktan kurtulacağını, canın esas vatanına doğru gidip orada elde edişler sağlayacağını öğrendik.
2.    Dünya sevgisine gönlünü verenin hem de can sevgisini istemesi durumunda ikisinden birinin ağır basacağını öğrendik.
3.    Aşağılıktan, eksiklikten kurtulmak için olgun kişinin söylediklerini yaparak sonuç alana kadar sabretmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Olgun kişi dostluk gösterse de örtü arkasında olduğunu, onun hakikatini hemen göremeyeceğimizi, sabretmekle görebileceğimizi öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Gözümüzü açıp Allah’ın dostum dediği güzel insanı seyretmekle, hayaline dalmakla sabrın bize kolay geleceğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar