Bir hâkim (Âlimlere ders verecek bilgi veren), yolda
Zül-Karneyn’e (büyük İskender) rastladı.
O Tanrı kapısının eri
Zül-Karneyn’e dedi ki:
Âlemin çevresinde niceye bir
dolanıp duracaksın? Bütün dünyayı kargaşalığa boğdun.
İskender, iklimlerin (İnsanların yaşadığı yerlerin) yarısını
düzene soktum, öbür yarısı kaldı.
Şimdi öbür yarısını da
düzeltmeyi kurdum; onun için gitmedeyim dedi.
Hâkim, buna düzen demezler
dedi; ayağını tetik alman gerek.
(Hızlı
yol almak)
Karar edemeyip nihayet
kalkamayacağını, göçeceğini biliyorsun ya; kendini düzene sok; böyle bir âlemi
nasıl düzene sokabilirsin?
Tutalım savaşkan bir
aslansın; mezar yolunu tutun mu, karınca kesilirsin.
Dünyada pek az bir
müddet karar edeceksin; fakat mezarda yüz binlerce yıl yatacaksın.
Şu halde ne diye dünyada köşk
kurarsın?
Mezarda bir yurt edinsen daha
iyi bir iş tutmuş olursun.
Kisra (Roma imparatoru) gibi gönüller çeken bir
saray, bir sayvan (Sundurma, gölgelik)
yapsan, sonucu yıkılmaktan kurtulmaz.
Gök kubbe’nin üstünde koşup
duran şu yıldızları görmez misin?
Hepsi de gece gündüz yanıp
yakılarak başları dönmüş bir halde o evden şu eve göçüp durmazlar mı?
O evlerin kendilerine bir
tuzaktan başka bir şey olmadığını görürler, bilirler de bir an bile bir evde
dincelmezler.
Şanları yüce birer padişah
kesilmişlerdir ama gene de bir evde mat (Ölür, yok) olur giderler.
Sen de bu yolda bir ev
kurarsan ipek böceği gibi ansızın o evde ölüverirsin.
A divane, sırtında çok yük
var; ev nihayet başına yıkılır.
Köşküne bakıp ta sevinme;
yıkık yurduna bakıp da gönlünü daraltma.
Çünkü ne gönlü dar bir halde
kalırsın, ne sevinçli bir halde; yel gibi bu da geçer, o da.
***
İlahiname Ferideddin-i Attar
M.E. B. Şark-İslam klasikleri
*
Yaren,
Zaman içinde çürüyene
önemseme, değer verme.
Her şeyin yeri ve değeri
vardır.
Ancak tercihlerin kalıcı
olandan yana olmalı.
*
RAVLİ