Behlül’ün karnı pek
acıkmıştı.
Zübeyde ona helva ve kebap
verdi.
Behlül oturdu, sevinçli bir
halde yemeye koyuldu.
Birisi, neden kimseciklere
vermiyorsun, deyince kızıp dedi ki:
Tanrı şu anda bu yemeği bana
verdi.
Artık onu nasıl olur da
başkasına verebilirim, ben? Fırsat bulursan, kudretin varsa verdiği şeye uy.
Her verilen şeyde bir hikmet
vardır.
Sen bilmez, anlamazsın ama
layığın odur senin.
**
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B.
Şark-İslam klasikleri.
*
Rızkımızı Tanrı bir şekilde
bize ulaştırır.
*
Hikmet:Hikmet müminin kaybettiğidir, onu nerde bulursa alır.
(Tırmizi, ilim, 19)
Peygamberimiz
Allah’tan hikmet istemiş,
(Buhari, Fedailü’s-sahabe 34)
Hikmetin özü; anlayış,
gerçeği bilme, düşünme yeteneği, sezgi gücü, iş ve sözlerde isabetli olma,
düşünce planında kalmayıp eyleme dönüşen yararlı ve derin bilgi, ilim ve akıl
ile doğruyu bulmadır.
Ayet ve hadislerde hikmet
sahipleri övülmüştür:
“ Allah
hikmeti dilediğine verir.
Kime hikmet
vermişse, şüphesiz ona çok hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri
anlar.” (Bakara, 2/269)
Hükmetmek, hâkim olmak,
hikmetli olmak, yönetmek, düzeltmek amacıyla men etmek, dönmek ve sağlam yapmak
anlamındadır.
Öğüt, anlama, bilgi ve akli
deliller, anlama, yorum hikmetin içindedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı
yayınları.
Dini Kavramlar Sözlüğü
Doç.Dr. İsmail Karagöz çalışması.
*
RAVLİ