15 Haziran 2013 Cumartesi

DÜNYA VE VEFA

Doğanla tavuk 186 

Bir doğan tavuğa kızdı da dedi ki:
İnsanlar seni evde beslerler; bir an bile susuz, yemsiz bırakmazlar.

Düşmanlarından korurlar; hiçbir düşman sana fırsat bulmasın diye gözetirler.

Böyleyken niye sen insanlardan kaçarsın?
Neden böyle vefasızsın (sevgiyle bağlı olmayan) sen?

İnsanlar, daima sana vefa (sevgiyle bağlanırlar) gösterirler; seninse vefasızlıktan başka bir işin yok.

Bir an bile insanlarla uzlaşmazsın.
Senin gibi bir vefasızı, senin gibi bir merhametsizi duymadım gitti.

İnsanlar, beni yüz kere yüzlerce iş için salsalar,
Uçar, onların dileğini yerine getirir, hemen gene onların yanına gelirim.

Ehli hayvanın vefası yok; işi gücü bigânelik vesselam.
Ehli kuş (insana alışık) bu sözü duyunca hemen o anda doğana cevap verdi de dedi ki:

Ey akılsız, ey miktarını bilmez, sen ölmüş, baş aşağı asılmış bir doğan bile göremezsin ama

Yüzlerce başı kesilmiş, ayağından asılmış göğsü parçalanmış kuş (tavuk) görürsün.

İnsanoğlunun vefası böyleyse bırak; gerçek buysa bıktım ondan ben.
Zamanede böyle ahit (anlaşma), böyle vefa, ne de iyi ha!
Toprak başına böyle vefanın!

Şimdi beni güzelce besleyip yetiştirmede; ama kesmek için beslemede.
Sen buna vefa diyorsun cefa, bundan daha iyi.

Kâfirlik bile böyle sevgiden, böyle vefadan yeğ.

                                      ***
Ey nice demdir dönüp duran çark!
Bu değirmen insan kanıyla dönmededir.

Şaşılacak şey, senin işin ey tersine iş gören felek; naz u naim (bolluk ve refah) içinde besleyip yetiştirdiğini topraklara serersin.

Ey dünya, bizi besleyip yetiştirmen, sonunda kanımızı içmekten başka bir şey için midir ki?

Senin kan içiciliğinden kimsenin haberi yok.
Çünkü insanları toprağa da gizlice gömersin, kuyuya da gizlice atarsın.

Ey dünya, senin hayatın ölüm olduktan sonra senden vefa ummak ölümdür.

Cefan (eziyet, incitme), önce beni elemlere (ağrı, acı, sızı, sancı, keder, dert, maddi manevi ıstırap) uğrattı; ölüm de sonunda mezara attı beni.

Bilmem ki bu kapısız, damsız felek, ne diye sabahtan akşama kadar döner durur? (Kâinatın döngüsü)

Bu yedi pergelin şaşılacak işleri beni yüzlerce defa kanlara doğdu. (burçlar)
Her an baştan ayağa dek gittim; fakat baştanbaşa bu dünyayı bilmiyorum.

Ne başı fark ediyorum, ne ayağı.
O yüzden başsızım, ayaksızım ben.

Can bile burada kendisinden sakınarak nefes aldıktan sonra artık bilgiden nasıl bahsedilebilir.
                                           ***            
 İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                               
 ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                

                                               *
Yaren,

Kâinatı yaratan Cenab-ı Hakkın büyük eseri üzerinde derin düşünmeyi, bu âlemi sırf zatının bilinmesine vasıta olsun diye yarattığını ve bütün varlıklarda, görebilen gözler için hikmetlerle (Kontrol edilen) dolu gizlilikler bulunduğunu ve kendi vahdaniyetini (birliğini) anlamaya, kullarını teşvik (isteklendirme, gayrete getirme, şevklendirme) ettiğini Kuran’ı kerimde bildirir.

Sen, kendi bakış açından dünya düzenini anlamaya çalışırsan şaşırırsın, bu açıdan yaklaşımın kafanı karıştırır, çıkmaza girersin.

Ama Allah’ın sanatını öğreneyim dersen, görünmeyen yardım alır anlamaya başlarsın.

                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar