Ata, o Horasan eri demiştir
ki:
Adına yüzlerce hikâye
düzülmüş bir hayvan vardır.
Yeri yurdu Kaf denen dağın
ardındadır o hayvanın.
Onun için yedi ova, tamamıyla
çayır çimenle dolmuştur; ovaların ardında da, yolu üstünde yedi deniz vardır.
Orda pek kuvvetli bir hayvan
vardır; yiyip içmekten başka bir işi gücü yoktur.
Sabahleyin gelir, o yedi ova
dolusu otu otlar, siler sömürür.
O yedi ova dolusu ot bitti
mi, bir anda yedi denizi de içer.
Yiyip içmeye başladı mı,
geceleyin dertten, zahmetten bir soluk alacak müddet bile uyuyamaz
Sabahleyin ne yiyeceğim
burada; hepsini yedim, bitirdim; ne yapacağım burada der durur.
Âlemin sahibi, ertesi günü
tekrar çölü, ovayı çayır çimenle dolu bir hale getirir.
*İnsanın
hırsı arttı mı, yüce Tanrı’ya imanı kalmaz.
Hani bir zerre ateş, oduna
düştü de yakmaya başladı mı, ardı kesilmez; bütün odunları yakar ya, onun gibi.
Sende de bugün bir zerre HIRS varsa, boyuna artar o hırs,
yakar yandırır seni.
İyice biliyorsan, ateşe su
döküp söndürmen gerek.
Böyle yapmazsan ne ayıksın
sen, ne sarhoş; ebedi olarak da ateşe tapar kalırsın.
*Azığında bir arpa kadar
olsun haram varsa, bil ki o bir arpa için bile ebedi azap var.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
HIRS:
Sözlükte ‘’ bir şeyi şiddetle arzu etme, ona aşırı derecede tutkun olma, sonu
gelmeyen istek, aç gözlülük’’ anlamına gelir.
İnsanın gerçekçi olması ve
isteklerine bir sınır koyması gerekir.
Kişi kendi aklına şu soruyu
sormalıdır ki sınır koyabilsin.
Benim ihtiyacım olanlar
nelerdir ve ne kadardır?
Bilmeliyiz ki bu ihtiyaç
sınırdan ilerisi arzu, daha ilerisi hırstır.
Hırsta, akıl kontrolü ve
kişilik etkenliği kalmamıştır.
Kontrolsüz olarak kişi
duygularının akışına kapılmıştır.
Hormonların tetiklediği ve
sana ihtiyaç olarak zorladığı durumlarda kişi kendini kontrol etmekte zorlanır.
Dost, bilge, pir bu konuda
seni uyarır.
Daha önce dosta, bilgeye,
yaşlı pire güvenmediysen, onların senin yararına uyarılarda bulunduğunu
anlamadı ve kabul etmediysen, hırs tesiri içindeyken de bu öneri ve uyarılar
etkili olmaz.
Vücut sıvıları gıdalarla
fazla arttığında hırs dediğimiz aşırılık kendini gösterir.
Böyle bir durumda önceden
itaat etme kültürün oluşmuşsa öğütlere uyarak bu durumdan en az zararla kurtulabilirsin.
Öğüt veren, uyarılarda
bulunan mantığına ulaşamadığından ya sert tavırlarla koyamadığın sınırları o
kor.
Veyahut bu işte zarar görüp
akıl sınırlarına dönmeni bekler.
(Tecrübe,
deneme-yanılma)
Böyle durumlara kişi önceden
kendini hazırlamalıdır.
Kültür dediğimiz, bilgi
dediğimiz budur.
Din kültürü ve ahlak bilgisi
kendi kendini korumada en büyük savunma silahlarındır.
Yakınlarında böyle durum
olduğunda o kişiye söylemek yerine daha iyi bir başka bir yola heveslendirmen
ve yönlendirmen gerekir.
Suçlamak, ben uyarmıştım
demek ve bu kadar az uğraşıda bulunmak kolaycılıktır.
Asla yeterli değildir.
Görünen istekler vardır, görünmeyen istekler
vardır.
Hatta kişinin kendi bile
farkında olmadığı arzu ve istekler vardır.
İstekler gönülde büyür.
Kişiyi zorlamaya ile doyum
sağlayana kadar etkisini devam ettirir.
O halde aklına gelenleri iyi
düşünmeden gönlüne indirme.
İstek ve ihtiyaç sınırını
koyduktan sonra gönlüne indir.
Aklına hangi ölçülere
uyacağını iyice öğret.
Namazını kıl (Tanrı emrine uy).Yeryüzüne dağılarak Allah’ın nimetlerinden faydalan.
Unutma ki aradığın,
istediğin, arzuladığın, hırslandığın her şeye Allah’ın adıyla başla ve İnşallah
de.
Sonucuna Eyvallah
de.
Senin için hayırlısını
istiyorsan önce Allah’tan dile, iste, razı ol, aramak
için çalışmaya başla.
Senin nasibinde varsa olur.
*
RAVLİ