11 Haziran 2013 Salı

DÜNYA GELİP GEÇİCİ BİR YERDİR

Edhem oğlu İbrahim’le Hızır Aleyhisselam (Ona selam olsun) 175                                                                                                

Edhem oğlu İbrahim bir gün tahtına kurulmuştu.
Önünde ardında kullar, köleler el pençe divan durmuşlardı.

Başında altınlarla bezenmiş bir taç, sırtında süslü püslü bir elbise vardı.
Hazır, bir deveci kılığında, izin almadan huzura girdi.

Köleler onun heybetinden bir söz söyleyemediler, nefes bile alamadılar.
Onu kim gördüyse başını eğdi.

İbrahim, Hızır’ı görünce, a yoksul dedi, sana kim yol verdi?
Hızır, burası dedi, benim yerim değil mi?
Elbette gelirim.

Bir kervansaray burası; ben de burada konaklayacağım.
Edhem oğlu İbrahim, burası dedi, ulu padişahın sarayı.

Sen gaflettesin galiba.
Neden kervansaray diyorsun, yoksa akıllı görünüyorsun da deli misin sen?

Hızır dedi ki:
Padişahım, senden önce burası kimin yurduydu?

Edhem oğlu İbrahim, burası evvelce filanındı; bu ülkede padişah oydu.
Ondan sonra feşman, ondan sonra da bir başkası padişah oldu; şimdi de dünya padişahı benim dedi.

Hızır dedi ki:
Padişahın haberi yoksa bile anlasın ki kervansaray buna derler, başka yere değil.

Daima konup göçüyorlar ya.
Elbette öyle olacak.
Kervansarayda yurt tutmak kime nasip olur ki?

Senden önce nice padişahlar, nice iyilik isteyenlerle kötülük yapanlar konup göçtü.

Sana da can alıcılar gelecek, seni de bu eski kervansaraydan kapıp götürecekler.

Bu eski kervansarayda (Dünyada) oturup istirahat etmene imkân yok.
Sen buralı değilsin de burada oturup durman niye?

İbrahim bu sözü duyunca kendinden geçti; sanki bu sözden altüst oldu.
Hızır yürüdü, o da peşinden koştu.

Hızır’ın tuzağından kurtulmaya imkân mı var?
Hızır’a ey cömert er, imkân varsa beni şimdicik kabul et diye birçok yeminler verdi.

*Gönlüme gizlice bir tohum ektin, bari ey hayat, ona su ver diye yalvardı.
Bu sözü söyleyip ardından yürüdü; nihayet dünya erlerinden bir er oldu.
(Önerilen yolu izledi)

Köhne dünya kervansarayını terk etti, padişahlığı dervişliğe değişti.

                                             ***
Yokluk sırrını veren ulular ellerindeki saltanatı verdiler de yoksulluğu satın aldılar.

Padişahlık nakşından (işlemelerinden) vazgeçtiler ama gerçekte yoksulluktan kurtuldular onlar.

Gerçi dünya saltanatı padişahlıktır ama dikkatle bakarsan görürsün ki aslı yoksulluktur.

                                             ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri   

                                             *
Yaren, Allah’a yakın büyüklerimiz demişlerdir ki:

Dünya; zahmet, eziyet, gam, keder, sıkıntı, dert, bela, musibet yeridir, terk eden (Sevgiyle bağlanmayan) mutludur.       

Dünya müminin zindanıdır.
Ölüm, ondan kurtuluş ve cennete varıştır.

Dünyanın kötülüklerini bilen, ölmeden evvel onu terk eder, kalbinden sevgisini çıkarır.

Dünya, her belanın madenidir.
Bir yılana benzer, okşaması yumuşak, ısırması zehirdir.

İlerisini iyi düşünmeyen, dikkatsiz, dalgın, ihtiyatsız, tembel olan, dünya süsüne meyleder.

Akıllı olan, ona değer vermez.
Dünya bir tabak baldır, ona meyleden sinek gibidir.

Dünya nimetleri geçicidir.
Sahibine sevgisinde, sözünde durmaz.

Baka (kalıcı) âlemine istekli olan, fena (zamanla yok olan) âleminden vazgeçer.

Yok, olacağı ver ki elinde kalıcı olan kalsın.
Cahil olan dünyaya istekli, akıllı olan ona isteksizdir.

Şehvetleri (aşırı istekleri) terk eden belalardan kurtulur.

Dünyaya sevgiyle bağlanan rahat bulmaz.
Ölümü düşünen ona (Ölüme) aldırmaz.

Dünyaya hırsla bağlanmak mal ve mülke, süse değer vermek, ebedi mutluluğa engeldir.

Allah’a hizmet edene dünya hizmet eder.
Dünyaya hizmet edeni dünya, kendisine kul eder.

İnşa ettiğin ev yıkılmak içindir.
Bu dünya bağlanana mihnet (sıkıntı kaynağı), bırakana nimet ve lezzet evidir.

                                           *
MARİFETNAME İbrahim Hakkı Hz. Cilt.1 Sayfa 74-75

                                           *
Yani yaren, anlayabiliyor musun bu işler nasıl da ters.

Kafan karışmıştır.
Şaşırmışsındır.

Bunca zamandır sevdiğin, beğendiğin, elde etmek için uğraştığına kötü diyorlar.

Bu kötü, kaka dedikleri seni bu dünyaya sevgi ile bağlılığını kesmek, daha güzeline, daha iyisine, daha kalıcı olana gitmeni sağlamak için.

Ölmek, ölmeden önce ölmek ifadeleri seni en güzel yere gitmen ve orada yer edinmen içindir

Sen sevgiyle bağlı isen, o sevgi boş anlarında seni kendisine çeker.
Öl tabiri: Dünyaya sevgiyle bağlanma, dünyaya sevgi ile bağlıysan bu sevgini öldür anlamınadır.

Ah yaren, buraya kadar geldiysen selamet gemisine binmene az kaldı.

                                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar