3 Haziran 2013 Pazartesi

SÖYLEME TARZINA DEĞİL SÖYLENENE ÖNEM VERMEK

Rabi’oğlu Fadl’ın huzuruna gelen adam’ın hikâyesi 141

Sıkıntıya düşmüş bir adam, bir iş için Rabi’oğlu Fadl’ın yanına geldi.

Utangaçlığından, yoksulluğundan, aczinden, ihtiyarlığından adeta kendisinden geçmişti.

Sopasının ucunda sivri bir demir vardı; dalgınlığından sopasını Fadl’ın ayağının üstüne dayadı.

Fadl’ın ayağı kan revan içinde kaldı.
O yüce vezir kızardı, sarardı.

Fakat ihtiyar sözünü bitirinceye dek hiç tınmadı bile; onun sözlerini bir hoşça dinledi, anladı.

İhtiyar, onun kapısından gönlü hoş bir halde ayrıldı.
Adam, yanından ayrılınca Fadl da yarasından perişan bir hale düştü.

Bir büyük adam, a efendim dedi; neden bu hale razı oldun, ayağını yaralattın?

Bunağın biri, ayağını incittiği halde sen ağzını bile açmadın, sesini bile çıkarmadan.

Sonunda da ayağından kanlar aktı; adeta kendinden geçtin.

Fadl dedi ki:
İhtiyarın utanmasından, ürküp perişan bir hale gelmesinden korktum.
Yaptığı suçtan ürker de ihtiyacını arz edemez dedim.

Yokluk, yoksulluk yüküyle bu kadar perişan bir hale gelmişken artık ona böyle bir şey yapmak yakışık almaz.

                                           *
Ne de sevgidir, sevgide bağlılık, tahammüldür bu; gözün varsa aç da vefa darlığı (sözünde, sevgisinde duran) seyret.

Yüzlerce bahar mevsimine değen böyle bir lütuf (Hoşluk, güzellik, iyi muamele, iyilik), Rabi’oğlu Fadl’dan değil, Tanrı ihsanındandır (verileninden).

Sen adamsın, ama er değilsin.
Adamsan gece gündüz erlik öğren, cömertlik belle.

A toprak, ateş gibi yücelik isteme.
Değil mi ki topraksın, ateş gibi sert ve yakıcı olma.

Eğer o huzura çabucak ermek diliyorsan bu yola döşenmen, bu yolda toprak olman gerek.

                                             ***
İlahiname Ferideddin-i Attar M.E. B. Şark-İslam klasikleri.

                                                *
Yaren,
Sıkıntıya düşmüş, sana müracaat edenin kişisel durumunu, verdiği sıkıntıya bakmadan yardım etmelisin.

Sıkıntılı insan terbiye kurallarına uymaya dikkat edemeyeceğinden ve kelime haznesi yetmeyeceğinden nasıl söylediğini değil de ne söylediğini değerlendirmeliyiz.

Bu yardımı Allah rızası için yapmalısın.
Bu yardımı o garibe yaparsın ama bu iyiliğini Allah satın alır.

                                     ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar