31 Temmuz 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2560 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
2560. Gene sırlara gidiyorum, o sevgiliye gidiyorum...
Bülbülün narası duyacağım, güle, gül bahçesine gidiyorum.
 
Ne vaktedek (Ne zamana kadar?) şu utanıp arlanma?
Utanmayı (Çekinmeyi) yak-gitsin (Yok et);
nüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) yoldaş (Yol arkadaşı) oldum;
Hoş bir halde gönül alana (Huyumu yakından bilerek olumlu davranışlarda bulana) gidiyorum ben.
 
Sabrım kalmadı (Olacak ve geleceği sakince beklemeye gücüm kalmadı) ki veresiyeye kulak asayım (Karşılığını sonra ödemek üzere işlere önem vermem, dinlemem).,
Aklım kalmadı ki yol-yordam gözeteyim (Uygun olan davranış biçimine bakayım).
 
A benim Zührem (Güneşe en yakın, güzel yüzlü, yumuşak huylu, sevimli, zarif, neşeli ve istekli yıldızım), ten-teni ten nağmeleriyle çeng (Kanuna benzeyen kucakta dik çalınan telli çalgı) çal da şu sese kulak vereyim, yüzünü görmeye gideyim.
 
Gönlüm (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı) tuzak hastası (Yakalamaya aşırı düşkün) ;
Kapıda (Yoldan gelmesini beklemedeyim), damda gönlüm (Gökten gelmesini beklemedeyim)...
nül güzelini tutup çekeyim de alıcısına götüreyim-gitsin.
 
Ne hünerin (Ne beceri isteyen ustalığın) var, ne de bir işte-güçtesin dedi bana..
Peki dükkanımın yolunu göster de kar (Kazanç) peşine düşeyim.
 
Gönlümün, kendinden haberi varken izini izlemedeydi... nlümün izi (Kalpte oluşan duyguların kaynağının nişanı, alameti) nerede;
ster de izini (Gittiği yolu) izleyeyim.
 
Elimi sevgilinin eline vereyim de mağaraya gireyim;
Hasetçilerin (Kıskançların) kem (Kötü) gözleri değmesin bize.
 
Güzel uluların dersi, kendinden geçiştir, susuştur:
Daha dersimi pişiremedim, tekrarlayıp durayım bari.
 
Ölümsüz aşk çalgıcısıyım, zevk mızrabı vurayım;
Neşenin sakalı tarayayım, gamın bıyığı yolayım.
                             ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri sırlar saçan Şems Haretlerinin yanına gittiğini, güzelliklerinin zevkinden yüksek sesle uzun, uzun haykıranların bir arada olduğu yere gittiğini öğrendik.
2. Mevlana Hazretleri Şems hazretlerinin yanına gittiğini, utanma duygusunun bu gidişi engelleyemediğini, güzel söz ve davranışlarla yeniden hoşnut etmek için Şems Hazretlerinin yanına gittiğini öğrendik.
3. Mevlana Hazretleri karşılığı sonradan olacak işleri önemsemediğini,  alış verişin peşin olması gerektiğini öğrendik.
4. Şems Hazretlerinin güzel yüzlü ve güzel huylu olduğunu öğrendik.
5. Mevlana Hazretleri gökyüzünde, duygularıyla Şems Hazretlerini aradığını öğrendik.
6. Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerine beceri isteyen ne iş yapabilirsin diye sorduğunu, Mevlana Hazretleri iz göster ki o işte hünerimi göstereyim diye cevaplandırdığını öğrendik.
7. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini peygamber efendimiz ile Ebubekir Hazretlerinin mağara arkadaşı, kader arkadaşı olarak seçtiğini öğrendik.
8. Güzel uluların dersinin kendinden geçişi ve susmayı öğretmek olduğunu, Mevlana Hazretlerinin bu dersi daha tamamlamadığını öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
 Mevlana Hazretlerinin ölümsüzlüğün zevkini veren, neşeyi düzeltenin, üzüntüleri vücuttan yolup atan büyüğümüz olduğunu öğrendik, anladık.
                           *
RAVLİ

30 Temmuz 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2550 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

2550. Şu binlerce ben'in (Benlik olmanın yolu tekrar doğmak ve ruhsal bir doğumu sayısız kere deneyimlemek), biz'in (Çokluk içinde olma bilinci) hangisiyim acaba?
Ağzımı elinle kapatma da kavgaya-kıyamete (Düşmanca davranışlara ve sözlerle ortaya çıkan çekişmelere, dövüşlere, gürültülere, karışıklıklara, patırtılara) bir kulak ver.
 
Elden çıktım, yoluma şişe  (Cam kırıkları) koyma..
Korsan ayağımı (Tahta ayağımı) basarım;
Bulduğumu kırar geçiririm.
 
Gönlüm, her solukta senin hayaline dalmış, şaşırmış-gitmiş...
Sen çalıp çağırır, neşelenirsen ben de çalar-çağırırım, neşelenirim;
Sen mahzunsan (Üzgün) ben de mahzunum (Üzgünüm).
 
Acıtırsın, acılaşım..
tfedersin, lütuf kesilirim.
A çene topağı tatlı mı, tatlı, şeker dudaklı güzelim benim: Seninle (Şems Hazretleri ile) oldum mu, hepsi de hoş.
 
Temel (Gelişim için gereken bütünün parçalarından herbiri) sensin:
Ben kim oluyorum?
Elinde bir aynayım (Üstüme düşen ışığı yansıtırım) ancak;
Ne gösterirsen onu gösteririm;
Hem de sınanmış bir aynayım ben.
 
Sanki yeşillikte bir selvisin (İnce uzun, dikkat çeken güzel görünümlüsün), ben gölgenim senin...
Mademki gülün gölgesi oldum;
Varayım, gülün yanı başına çadır kurayım.
 
Sensiz gül devşirsem elimde diken (Sivri ve batıcı) olur;
Seninle oldum mu, baştanbaş a diken olsam gene de tümden gül olurum, yasemin kesilirim.
 
Her solukta ciğerimin kanı sağrak-sağrak içmedeyim.,
Her solukta testimi, sakıynin (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçanın) kapısına vurup kırmadayım.
 
Yüzümü tırmalasın, gömleğimi yırtsın diye her solukta, bir güzelin gömleğine el atmadayım.
 
Gönül ve din Salah'ının lütfu (Büyüklüğünün gereği olarak düzelme, iyileşme, iyilik) gönlümün (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı) ta ortasında pal-pal parladı..
O, dünyada gönül mumu;
Ben kimim?
Bir leğen (İçime gireni temizleyenim) ancak.
                             ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Gerçek benliğimizi bulabilmek yolunun tekrar doğmak ve ruhsal bir doğumu sayısız kere deneyimlemek olduğunu öğrendik.
2.  İnsanda 3 benlik var olduğunu, bunların içten içe olduğunu; birinin isteklerin ve ihtiyaçların zorladığı benlik, diğerinin  varlığını başka bir varlığa bağlanan benlik, diğerinin ise Allah'a özgü olan benlik olduğunu öğrendik.
3. İnsanın duyuş, düşünüş, eylemleri, bundan oluşan sonuçları ile korunacağı topluluğa ait olmayı ve seçmeyi istediğini öğrendik.
4. Mevlana Hazretleri kendi yerini ve değerini bulmak ve kabul etmek için engel tanımadan arayışa geçtiğini öğrendik.
5. Mevlana Hazretleri Allah'ı görmek ve yakın olmak isteğine kararlı olmasıyla Allah'ı ona yakını ve yetkili kıldığı Şems Hazretlerini tanıtıp yakınlaştırdığını, özlemini yatıştırdığını öğrendik.
6. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinde Allah'ın sanatını görüp hayranlıkla aşık olduğunu, sayısız örneklere şahit olduğunu öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
  Şems Hazretlerinin dünyada yaşayanların kalpte oluşan  dini duyguların ışık saçan kaynağı olduğunu, Mevlana Hazretlerinin bu ışığın devrilip yangın çıkarmasını önleyen, muhafaza eden olduğunu  öğrendik, anladık.
                           *
RAVLİ

29 Temmuz 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2540 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

 
2540. Cennet bahçesinin, İrem bağının (Ad kavmi zamanında, Şeddâd tarafından, cennete benzetilerek yapılan bir bahçe olup Şam'da veya Yemen'de bulunmuş olduğu söylenen yer) ortasında bitmiş ölümsüzlük ağacı...
Gölgelendim, yemişlerini devşirdim (Bir araya getirdim, derledim, topladım), zıklandım (Beslendim) onunla.
 
Av olmazsam ona (Allah'a yakın, Allah dostuna), iyice bil ki köpeğim hoca...
Atının peşine düşüp koşmazsam (Onu başkanım bilmezsem) iyice bil ki eşeğim (Kaba, düşüncesiz) hoca.
 
Ağırdım (Sıkıntı veren, bunaltan biriydim), usanmıştım;
Cezbesi (Ona duygu ve inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmem) hafifletti beni...
Avlusunda yatmış-uyumuştum, sedden (Suyun akmamasını önlemek için yapılan kalın duvardan) gelen sel kaptı-götürdü beni.
 
Gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı) kapanmış dedim;
Kilitleri açan benim dedi, beni öldürdün sen dedim;
Ben senden beterim dedi.
 
Yürü, işten-güçten konuşma;
Hepsinden de hürüm (Özgürüm) ben.
Var, dikenden (Sivri ve batıcı çıkıntılardan) söz açma, baştan başa gül devşirmedeyim ben.
 
Topluluğunu gördüm senin (Şems Hazretlerinin), bundan böyle hiç  dağılmam...
Yolunu gördüm senin;
Bunda böyle onlara yoldaş (Yol arkadaşı) olmam artık.
 
Yeşilliğin padişahısın, benim gibi yüzlercesini doyurursun..
Gözümü de doyurursun, gönlümü de (Kalbimde oluşan duyguların kaynağını da);
Artık şu sofraya düşmem ben.
 
Kâbe (Mekke'de bulunan, Müslümanlarca kıble olarak kabul edilen ve hac ibadeti yapılırken tavaf edilen yer) yanıma, kucağıma gelirse, Ka’be'ye gitmem artık..
Ay yeryüzüne geldi;
Zühal'e (Satürn yıldızına) çıkmaya kalkışmam artık.
 
Semirmişim (Besili duruma gelmişim), yelinle (Rüzgârınla) dopdoluyum;
Senin sarhoşunum, seninle hoşum...
Hem kulunum-kölenim, hem azatlın (Serbestim);
Artık şeytana kul (Köle) olmam ben.
 
Yeryüzünün de padişahısın, zamanın da;
Akıl gibi hem ortadasın, hem gizli;
A benim canım, a benim cihanım;
Senin kapında neden tüm can kesilmeyeyim?
                             ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretlerinin ölümsüzlük ağacını bulduğunu, meyvelerinden yediğini, gölgesinde dinlendiğini öğrendik.
2. Allah yakını, Allah dostu şems Hazretlerinie av olmak onun damarlarında yaşamak gerektiğini, onu hep büyük ve asil olarak görüp arkasından gitmemiz gerektiğini öğrendik.
3. Mevlana üstünde bir ağırlık varmış gibi yavaş hareket ederken aşkın kendisini çekmesiyle hafiflediğini, onun rüzgârıyla kendisini kapıp götürdüğünü öğrendik.
4. Mevlana Hazretlerinin kalbinde oluşan duyguların kaynağının kapanmış ve kilitlenmiş iken Şems Hazretlerinin açtığını öğrendik.
5. Mevlana Hazretlerinin iş-güçten hür olduğunu, sıkıntı veren şeylerden söz açmamak, iş-güçten konuşmamak gerektiğini öğrendik.
6. Mevlana Hazretleri Allah dostu aşk topluluğunu gördüğünü, Şems Hazretlerinin yolunu gördüğünü, bu yoldan vazgeçmeyeceğini öğrendik.
7. Şems Hazretlerinin canlanmanın başkanı olduğunu, sınırı olmayan can bağışlayan olduğunu öğrendik.
8. Sıkıntılı durumda yardım umulan kişi olan Şems Hazretlerinin  Mevlana Hazretlerine geldiğini, arayış, yöneliş ve çevresinde dönmekten kurtulduğunu öğrendik.
9. Şems Hazretlerinin rüzgârıyla dopdolu olan Mevlana Hazretlerinin hazrete olan yoğun sevgisinden sarhoş olduğunu, hazretle hoş olduğunu, kendisin bağlandığını, şeytan esaretinden kurtulduğunu öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin yeryüzünün, zamanın padişahı olduğunu, hem açık hem gizli olduğunu, tüm benliğiyle Mevlana Hazretlerine candan bağlandığını öğrendik, anladık.
                             *
RAVLİ

28 Temmuz 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 2530 İNCİ BEYİT

(Mevlana hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                           
2530. Bir gece yası Ay'a (Karanlıkları aydınlatana) yoldaş oldum, yola yüz tuttum...
Onun güzelliğine heves ettim de gül bahçesine yöneldim.
 
Kimi oldu, süsen (Yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu çok yıllık süs bitkisi) gibi gül yüzünden şair oldum, övdüm onu...
Kimi oldu, bülbül gibi seher çağlarında (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) boyuna çiledim de çiledim (Konuştum da konuştum).
 
Düşüncelerle estim (Yapılması önce düşünülmüş olmayan, beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek)-savruldum (Dağıldım, saçıldım), yüzlerce hünere (Beceri isteyen ustalığa, becerikliliğe), yüzlerce sanata (Anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatıma) sahip oldum...
Derken gönlüm seni gördü de her türlü işten, güçten kesildim-gitti.
 
Yüzünü ekşitirsen (Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüz gösterirsen) burdan çekilir-giderim:
Rahatsız etmem seni...
Şarapsan kadehim ben, turşuysan kabım.
 
Güvencim (İtimat ettiğim)-dayancım (Bir gerçeğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan, destek, temel olan) yüzünü astı;
zünün ışığıydı yardımım benim...
Ona duyulan her çeşit düşkünlük güzeldir;
tfun (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), keremin (Soyluluğunu, ululuğun, büyüklüğün) ta kendisidir.
 
Ay yüzünü gönül vermezsem dirilmez gönm:
Şeker kamışını almazsam akıl-fikir yoktur başımda.
 
Gülüşü şakır (Şiir okutur), çiletir (Konuşturur) beni;
zünü asarsa depremler (Sarsıntılar) salar bana...
Başını tarayıp  bezeyeni (Süsleyeni) kıskanırım da koşar-giderim;
Ayrılığıysa binlerce kocalıktır zati (İhtiyarlıktır zaten) .
 
Ona karşı bir eğrilikte (Doğru veya düz olmayan davranışta) bulunursam yay gibi oklar yerim...
Ona bir hüner göstermeye kalkışırsam hünerim yoktur benim.
 
Dün gece onu düşündüm:
Bu düşünce kıvrandırdı beni, daralttı gönlümü (Kalpte oluşan duygularımın kaynağını küçülttü, azalttı, zayıflattı);
Kalktım da sarhoşluğu fırsat bildim:
ndüm-dolaştım çevresinde.
 
Dileğine uyup gitmezsem iliğim (Kan hücrelerinin yapımını sağlayan doku), damarım (Kanımın dolaştığı kanal) kopsun;
Denizine yönelmezsem incim lsın-gitsin.
                             ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Karanlıkta kalanlara ışık verenle yol arkadaşı olanın güzellikleri gören olacağını, güzelliklerin topluca olduğu yere yöneleceğini, şiir yazarak, söyleyerek öveceğini öğrendik.
2. Karanlıkta kalanlara ışık verenle yol arkadaşı olanın düşüncelerinin ve işlerin dağınıklığından kurtulmanın, kalpte oluşan duygularının kaynağını aydınlatan kişide olduğunu öğrendik.
3. Karanlıkta kalanlara ışık veren kişinin söz ve davranışlarına kızmadan, küsmeden ona güvenerek, ona dayanarak düşkün olmanın güzel bir davranış olduğunu, onun asilliğinden, büyüklüğünden uzaklaşmamamız gerektiğini öğrendik.
 4. Sevgimizi, isteğimizi, düşünüşümüzü, anmamızı, hatırlamamızı Mevlana Hazretlerine vermezsek kalpte oluşan duyguların kaynağının dirilmeyeceğini, coşmayacağını, ondan tatlılık almadıkça aklı fikri doğru ve yerinde kullanamayacağımızı öğrendik.
5. Bağlandığımız büyüğümüze yanlış yaparsak, fikir çatışmasına girmeye kalkışırsak, bildiğimizi öğretmeye kalkışırsak acı verecek tepkiler alacağımızı, iyi ahlak, incelikle, terbiyeli yaklaşımlarda bulunmamız gerektiğini öğrendik.
6. Bağlandığımız kişinin her şartta etrafından ayrılmamamız, hizmetinde bulunmamız gerektiğini öğrendik. gerektiğini öğrendik.
 
                             *
İşte böyle yaren;
Sevdiğimiz, saydığımız, asil, büyük olarak tanıdığımız Allah dostuna uyum sağlamamız, onun olgunlaştığı büyük ve derin yere yönelmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                             *
RAVLİ

 

 

 

 

Popüler Yayınlar