31 Ocak 2020 Cuma

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 1000 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1000. Ayrı-ayrı bedenlerde bir canız;
İster küçük olalım, ister ihtiyar, ister genç.

Ateşten ayrılmış ışıkcağızlardır;
Onların asılları da bir, çıktıkları yer de bir.

Tabiatları da bir, renkleri de bir, huyları da bir;
Başları da ayaklarından başka değil.

Gönlümde, şu anlattıklarıma deliller var;
Gizli mi söyleyeyim sana, örtülü mü?

Yanlış söyledim;
Onu kendi-kendine söyle;
Bir seyret bak, bu seyran (Gezinti, dolaşma), kat kattır.

A yüceler yücesi, sen kır çengimizi (Arpı andıran, telli bir çalgı) bizim:
Burada binlerce başka çenk var.

Biz aşk çengine düştükten, sevdanın pençesine düştükten sonra bize çenk mi bulunmaz, zurna mı?

Dünyadaki rebaplarla çenkler yansa bile nice gizli çenkler vardır sevgili.

Sağırın kulağı duymaz ama nağmeleri ten-tenleri, ta göğe dayandı.

Dünyanın ışığı, mumu sönerse ne gam?
Taşla demir (Demir taşa sürülerek kıvılcım çıkartılır ve böylece ateş yakılır) yanımızda bizim.
                     *
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri ile Şems Hazretlerinin adları, vücutları ayrı olsa da asıllarının, geliş yerlerinin, huylarını, ışıklarının, müziğinin bir olduğunu yüce özelliklerde olduğunu öğrendik.
2.    Görünüş bir olsa da her gönlün kat-kat güzelliklerle dolu olduğunu görmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Müzik aletleri benzer olsa da bunu çalanın melodilerinin değişik olduğunu görmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Bakışımızda sadece bir yere bakarak yeter bulmak gerektiğini, içinde kat-kat değerlerin olduğunu, özü, hakikati bulana kadar bakışımıza devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Duymayan olsa da, maksatlı olarak sağırlığa sığınılsa da Mevlana Hazretlerinin sözlerinin göğe kadar çıktığını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Dünyada bütün ateşler sönse de Mevlana Hazretlerinin yeniden bir ateş yakacağını, aydınlık vereceğini, doğru görüşü göstereceğini, yardım edeceğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


30 Ocak 2020 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 990 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

990. O deniz (Büyük ve derin) gönüllüyü tanı ki inci (Değeri değişmeyen mücevher söz) bile onun coşup köpürmesinden, içip, sömürmesinden, elde eder inceliğini.

* Gazelin kalan kısmını sen söylersen Samiri'nin (Musa, Tanrının vade verdiği Tur dağına giderken yerine kardeşi Harun’u bırakmıştı. Samiri denen biri, kavmin ziynet eşyasını toplayıp eriterek bir öküz heykeli dökmüş. Musa’nın ve sizin Tanrınız budur demişti. İsrail oğulları buna tapmaya başlamışlar Musa gelince öküzü eritmiş, denize döktürmüş, Samiri’yi de lanetleyip kavmin içinden terk ettirmişti) büyüsü bile haset (Kıskançlık) etmeye kalkışır.

* Sustum, çünkü ayağım balçığa battı;
Artık Cafer’e ait söz kanadını (Savaşırken kollarını kaybeden Cafer’i Tayyarın kolları yerinde kanat çıkıp cennete uçtu) sen aç.

Ayrılık sabahı gözümün biri ağladı;
Öbürüyse ağlamada nekeslik (Cimrilik) etti bize.

Bu nekesliği (Cimriliği) yüzünden suçlu buldum;
Buluştuğumuz gün o gözümü yummakla cezalandırdım onu.

Cezalandırılacak adam mıyım ben?
Kalk a sevgili, dudağına dek şarapla dolu olan o kadehi sun.

Her solukta beni incitirler ama ben, kimseyi incitmem;
Çünkü bence bütün canlar bir olmuştur, birdir.

Bu cisimler, bize karşı tersine kürk giymişlerdir (İyiliklerini kendine mal, fenalıkları bize mal edenlerdir) ama
Seni ters giydiğin kürkün içinde de tanırım ben;
Kürkün içinde canımsın benim a canım.

Kürkü yırtarım ben, sen de yırt;
Ne diye kendimizle savaşa girişecekmişiz?
                    *
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin gönlünün alabildiğine göre genişlik ve derinliğinin olduğunu, en üst sınırdan sırlara sahip olduğunu, sözlerinin şekil değiştirmeyen hakikatleri dile getirdiğini, bir bağlılığı olmayanların kolayca anlayabileceği sözler söylediğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerini tanıyıp da ayrı düşenin özlem ateşiyle olgunlaşacağını, öğrendik.
3.    Mevlana Hazretleri canların bir olduğuna inandığından kendisini incitseler bile başkasını incitmeyeceğini öğrendik.
4.    Halk ters davransa da Mevlana Hazretlerinin insanları çok sevdiğinden savaşa girişmeyeceğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri toplumun üstümüze giydirdiği değerleri yırtıp attığını, Allah’ın yarattığını temiz şekliyle insanı kabul etmeye devam ettiğini, halkıyla savaş yapmayacağını, öğrendik, anladık.
                     *
RAV



29 Ocak 2020 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 980 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

980. * Batıdan güneş doğdurmak, o tarafa ait gönüller, için iş bile değil.

Öylesine bir ululuk ki herkes, Tanrı için ululuğu bıraksın-gitsin.

* Koy sofraya havuzlar gibi tasları;
Müşterinin niyazını ikramla karşıla.

Bir sağrakla (Büyük kadehle) zevk ver kafatasına;
Nergis gözleri mahmurlaştır, süzülsün varsın.

* Gizli şekillerin önünden kaldır perdeyi;
Put yontan Azer'in (İbrahim Peygamberin amcası) karına kesat (Alışverişte durgunluk) var.

* Kuyudan, kuyu suyu içmeden hastalandık, Kevser kaynaklarını (Kaynaktan çıkan sağlıklı su) akıt.

A gönül, padişahlar padişahının meclisine git de kızıl şarap (Tanrı şarabı) iç.

Altına-kadına canla-gönülle tapma;
Şu Tanrı'ya kâfir olan (İnanmayan, kabul etmeyen) iki kızın (Altın, kadın) yürü üstüne;

Nefisle (İsteklerini ihtiyaç gibi görme hastalığınla) büyük savaşa giriş;
Padişah, ere bu yüzden ecir (Ödül) verir, ücret bağışlar.

O gümüş (Beyaz) bedenliyi gör ki onu görünce altın bile şaşırır da altınlığını pek yapamaz olur.
                     ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***                    
Neler öğrendik;
1.    Mucize göstermek büyüklük olduğunu,  asıl büyüklüğün Allah için çalışanda olduğunu öğrendik.
2.    Tanrı şarabıyla sarhoş edilenin gizli şekillerin gözünden kaldırıldığını, hakikati olduğu gibi görerek çok değer verdiğinin aslında değerinin çok az olduğunu görerek kendini aldatmaktan kurtarıldığını öğrendik.
3.    Kaynaktan gelen suyun, ilk kaynaktan gelen bilginin temiz olacağını, tercih edilmesi gerektiğini, birikinti sudan hastalık alınabileceğini öğrendik.
4.    Altın veya emsali ile kadının canla gönülle tapmamamız bağlanmamamız gerektiğini öğrendik.
5.    Kendini büyük görenlerin istekleri ihtiyaç gibi göstererek kişileri inandırdıklarını, düzen kurduklarını böylece isteklerine uygun hareket edecek insanları çoğalttıklarını, bunların sürüsünden çıkmamız gerektiğini öğrendik.
             *
İşte böyle yaren;
Kişinin istekleri ile savaşına nefisle savaş diyoruz, esas savaşın nefisle savaş olduğunu Peygamberimizden öğrendik ve bu savaşta başarılı olmak için Allah aşkını öğreten Allah dostuna katılmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


28 Ocak 2020 Salı

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 970 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

970. O gümüş (Beyaz) bedeniyle işimi altına (Değerli hale) döndür;
Altın gibi sararmış yüzümü la'l (Kırmızı değerli taş) gibi kızart.

A gönül, mademki fazlasıyla aşk istiyorsun;
Çoğun-azın düşüncesine az dal.

* Tebrizli Şems'e karşı başını yere koy;
O (Şems Hazretlerine) puta secde etmek, imandır çünkü.

Gönül burcuna (Bütün burçları etkileyen yere) eriştin (Ulaştın) ya, dur artık burada;
O Ay'ı (Karanlıkta kalanları aydınlatan kişiyi) gördün ya, dur artık burada.

Şu pılını-pırtını, bilgisizlikten çok çektin-taşıdın her yana;
Dur artık burada.

Ömrün bitti, o Ay yüzlünün güzelliğine alt her çeşit söz duydun:
Dur artık burada.

O güzelliği gör;
Onu görmekle hem belirirsin, hem izin bile kalmaz;
Dur artık burada.

Gönlüne and olsun, o memelerde süt var;
Sütünden tattın ya;
Dur artık burada.

A Süleyman, getir yüzüğü, devi-periyi al buyruğunun altına.

* Onları “Getirin bana” narasını at;
Şu altı kapılı sarayı aydınlat.
                     ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***                    
Ne öğrendik;
1.    Şems Hazretlerini bulduktan sonra arayışı bitirerek hazrete saygı göstererek teslim olmak gerektiğini öğrendik.
2.    Allah’ı görmek isteyenin onun aynası olan Şems Hazretlerine bakması gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
3.    Çok kişiye bağlananın yolda ilerlemeyeceği, bulunduğu alanda oyalanacağını öğrendik.
             *
İşte böyle yaren;
Aradığı değerli kişiyi bulanın, benliğinden çıkarak sevgi ve dost olarak katılması, azami faydayı elde etmesi gerektiğini, yeteri doygunluk oluşunca o değerli kişinin daha ileri kişiye yönlendireceğini bilmemiz gerektiğini, yeteri tanımadan başka arayışlara gitmenin yanlış olduğunu öğrendik, anladık.
                     *
RAV


27 Ocak 2020 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 960 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

960. İncir gibi ağzın kapalıyken helvayı;
Gönülden ye, elini-ağzını bulaştırma hiç.

Bu helva, o helvadandır, o taraftandır;
A elsiz-ayaksız, o taraftan ye.

* Bir solukcağız Mustafa (Hz. Muhammet) ile aynı kâseden yiyelim (Aynı yerden gıdalaşalım);
O da, oradan sut içerdi, oradan hurma yerdi.

* Hani Meryem'e, ye-iç, gözün aydın olsun diye ses gelen hurmadan.

Delilimiz de şu;
Aklı Küllün (Doğadaki uyumun, anlaşmanın) oğullarıyız biz;
A babasının canı (İyilik yaparak babanın ruhunu hoşnut et) diye ses gelip duruyor.

Boyuna a çocuklar diyor, gelin;
Sofra hazır, sevgili de yapayalnız.

A güzel beyi, sana uyanları (Bir inanca, bir anlayışa uygun davrananları) güldür:
Bir avuç yoğa (Yok olmuşa) varlık bağışla.

Gam ordusunun karaltısı (Kendisi gözükmese de etkisi gözüküyor) görünüyor;
Bayrak sahibine (Öncüye) üstünlük ver, sevindir onu.

Güzelliğinle neşeye neşe ver;
Gama-kedere de gam ver, keder ver.

Lütfu, keremi (Büyüklüğünün gereği yapacağın iyilik ve yardımı), güzelliğinle neşelendir;
Güzelliğin, lütfa, kereme yüzlerce can verir.
                     ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***                     
Neler öğrendik;
1.         Her canlının yiyeceğinin farklı olduğunu öğrendik.
2.        Sıradan bir insan olmaktan çıkmış Allah dostu olmuş kişilerin de yiyeceğinin, içeceğinin farklı olacağını, Allah’ın ikramlarda bulunacağını öğrendik.
3.        Hal ilmini bilenlerin İlahi âleme gidenin hediyelerle döneceklerini,  öğrendik.
4.        Hazreti Peygamberimizi seven ve saygı gösterip bağlananların aynı gıdadan besleneceklerini öğrendik.
5.        İlahi âlemde sofranın hazır olduğunu, sevdiğimizin yalnız olarak beklediğini öğrendik.
6.        Gök sofrasının donanmış, yeryüzünden gelecekleri beklediğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
İlahi âleme inanana, saygı duyana, ulaşmak isteyen kişiye yol göstereceklerin, yolu aydınlatacakların, yardım edip ulaştıracakların, uygun olanların olgunlaştırılacaklarını, bu hizmete ücretsiz-karşılık beklemeden hazır olarak Allah dostlarının beklediklerini öğrendik, anladık.
                   *
RAV





26 Ocak 2020 Pazar

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 950 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

950. * A Tebrizli Şems, bir olgunluk göster de Kaf’ la Nun'dan bir noksan kalmasın Kef’le( ﻛ‎) Nun'u(ن ), (Kn harfleri kün (كُنْ ) olarak Arapçada okunur, ol demektir)- "Ol" buyruğunun (Bakara suresi 117) sırrını (Allah’ın bir şeyin olmasını istediği zaman “Ol” emrini verdiğini, emrinin vakti saati gelince mutlaka olacağını).

Gönlümüz, gönül yakanımız o olduktan sonra gece ne oluyor bize, gündüz ne oluyor?

Güneş ha batmış, ha doğmuş;
Canımıza can katan (Dinçlik, neşe, yaşama gücünü artıran, yaşama gücü ve isteği veren), canımızı aydınlatıp duran güzelimiz yeter bize.

Anası ölene ağlayıp feryat etmeyi öğretme;
Bize aşk (Tutkulu sevgiyi) öğreten, iyiden-iyiye ustadır (Akıl verip, öğretendir).

Dikme o hırkamızı;
Yırt-gitsin;
Hırka diken, şeyh yaramaz bize (Kendi kılık kıyafetiyle uğraşan yol gösterici lider).

Herkes, düşmana üst olmayı ister;
O düşmanın güzelim yüzüdür üstünlüğümüz bizim.

Herkes, defineler elde edecek bir baht (Şans) arar;
Eziyetlere eziyetler katan aşk yeter bize.

Canım helva istiyor, helva:
Helva vaadini (Verdiğin sözü) yarına atma.

Gönlüm, canım sufiye (Kendini Allah’a adamış kişiye) sefalar (Gönül rahatlığı, rahatlık, sakinlik) veren o helvaya bağlı;
Safra (Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren) vermeyen helvaya.

Ne de güzel sıcak, yağlı-ballı helva;
Her solukta yücelerden geliyor kokusu.
                     ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                        ***                    
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin Allah’ın “Ol” emriyle ne manaya geldiğini açıklayacak yetki ve bilgide olduğunu öğrendik.
2.    Allah dostu canımıza can katan, canımızı aydınlatan oldukça olanların bitenlerin bizi fazla ilgilendirmeyeceğini öğrendik.
3.    Bize aşkı öğretenlerin bu işin ustaları olduğunu, bütünlükten aykırılık olmadığını öğrendik.
4.    Âşıklar düşmana üst olmaya uğraşmadıklarını, düşmanın güzel yüzüyle ilgilendiklerini öğrendik.
5.    Âşıkların aşkı kendilerine yeter bulduklarını, define, şans gibi işlerle ve isteklerle uğraşmadıklarını öğrendik.
             *
İşte böyle yaren;
Allah dostundan sonuç olarak ağız tadı oluşacak ikramların olacağını öğrendik, anladık.
                     *
RAV




25 Ocak 2020 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 940 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

940. Öyle bir bilgin, öyle bir pir bile, bilgisizlere ibret (Uyarıcı sonuç) olsun diye yok oldu-gitti.

Şimdi bilgin (Bilen kişi) olur o, çünkü aşkla can verdi;
Şimdi iç âleminin bilgisini anlar artık.

Baş dönmesi, baştan gelir;
Böyle olmasaydı durup dinlenmesi olmayan dünya da dururdu-dinlenirdi.

* Başı olan beden, "Ol" buyruğunun (Bakara suresi 117) sırrını (Allah’ın bir şeyin olmasını istediği zaman “Ol” emrini verdiğini, emrinin vakti saati gelince mutlaka olacağını) bilemez;
Kaf’la(ق  ) Nun'u(ن ), (Kn harfleri kün olarak Arapçada okunur, ol demektir)  başsız beden bilir.

Ne olur a kardeş, bir sınama için olsun, bir soluk baş koy.

Bir solukcağız olsun, padişahın hatırı için böyle bir eşeği, böyle bir serkeş (Emirlere uymayan) atı ram (Buyruğa giren) ediver.

Sen cehennem biledur;
Hâlbuki dünyayı biliştir, anlayıştır o;
Yok ol, yücelmeyi az iste.

Tanrı sıfatlarına öylesine dal ki bir daha çıkamayasın;
Şu dış âlemi bir daha göremeyesin.

Ne ararsın şu kara suyun sefasını (Kirli suda zevk, neşe, eğlence bulamazsın);
Ne koklarsın şu hamam külhanının (Hamamı ve suyu ısıtan yer) damında biten çiçeği (Kirli yerde yetişmiş çiçekte güzel koku, zevk, neşe, eğlence bulamazsın)?

Her ham (Kaba, kuralları bilmeyen, incelmemiş), her aşağılık kişi anlamasın, diyorum da kıskançlığımdan (En küçük saygısızlık gösterilmesine bile dayanamıyorum da) anlatamıyorum;
Sustuk artık.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin bilgisizlere uyarıcı sonuçlar göstermek için kendini yok ettiğini öğrendik.
2.    Kâinatın durup dinlenmeden hareket etmesinin çalıştıran gücün olmasından yani Allah’ın emriyle olduğunu öğrendik.
3.    Ölümü göze alanların ancak sırları öğrenebileceğini öğrendik.
4.    Yönetene isyan eden, kabul etmeyen kişinin kaba ve inatçı olduğunu,  cehennem hayatında yaşayıp etrafını yaşattığını öğrendik.
5.    Yücelmeyi az isteyerek, dünyaya bağlılığımızı en aza indirerek biliş ve anlayışımızı güçlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’ın adını, niteliklerini, niceliklerini, yerini, diğer özelliklerini öğrenmeye başlayan kişinin bu dünyaya çok az bağlanacağını öğrendik.
7.    Temiz gıda ve temiz yerde olanın ve yetişen her ne olursa olsun neşe, zevk, eğlence olan güzel sonuçlar vereceğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Kendini geliştirmemiş, toplum kurallarına uymayan kaba ve kendini terbiye etmemiş kişilerin öğrenip saygısızlık etmemeleri için Mevlana Hazretlerinin konuları fazla açık etmediğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV




Popüler Yayınlar