(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1000. Ayrı-ayrı bedenlerde bir
canız;
İster küçük olalım, ister
ihtiyar, ister genç.
Ateşten ayrılmış ışıkcağızlardır;
Onların asılları da bir,
çıktıkları yer de bir.
Tabiatları da bir, renkleri de
bir, huyları da bir;
Başları da ayaklarından başka
değil.
Gönlümde, şu anlattıklarıma
deliller var;
Gizli mi söyleyeyim sana, örtülü
mü?
Yanlış söyledim;
Onu kendi-kendine söyle;
Bir seyret bak, bu seyran (Gezinti, dolaşma), kat kattır.
A yüceler yücesi, sen kır
çengimizi (Arpı andıran, telli bir çalgı) bizim:
Burada binlerce başka çenk var.
Biz aşk çengine düştükten,
sevdanın pençesine düştükten sonra bize çenk mi bulunmaz, zurna mı?
Dünyadaki rebaplarla çenkler
yansa bile nice gizli çenkler vardır sevgili.
Sağırın kulağı duymaz ama
nağmeleri ten-tenleri, ta göğe dayandı.
Dünyanın ışığı, mumu sönerse ne
gam?
Taşla demir (Demir taşa sürülerek kıvılcım çıkartılır ve böylece ateş
yakılır) yanımızda bizim.
*
Neler öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri ile Şems Hazretlerinin adları, vücutları ayrı olsa da asıllarının,
geliş yerlerinin, huylarını, ışıklarının, müziğinin bir olduğunu yüce
özelliklerde olduğunu öğrendik.
2.
Görünüş
bir olsa da her gönlün kat-kat güzelliklerle dolu olduğunu görmemiz gerektiğini
öğrendik.
3.
Müzik
aletleri benzer olsa da bunu çalanın melodilerinin değişik olduğunu görmemiz
gerektiğini öğrendik.
4.
Bakışımızda
sadece bir yere bakarak yeter bulmak gerektiğini, içinde kat-kat değerlerin
olduğunu, özü, hakikati bulana kadar bakışımıza devam etmemiz gerektiğini
öğrendik.
5.
Duymayan
olsa da, maksatlı olarak sağırlığa sığınılsa da Mevlana Hazretlerinin
sözlerinin göğe kadar çıktığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünyada
bütün ateşler sönse de Mevlana Hazretlerinin yeniden bir ateş yakacağını,
aydınlık vereceğini, doğru görüşü göstereceğini, yardım edeceğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ