Sultan Mahmut ava çıkmıştı;
bir kıyıda askerinden ayrı düştü.
Yakınlarda bir köy vardı;
köyü gördü; köyün üstünde, bir yerden duman tütüyordu.
Oraya doğru hızlı at sürdü.
Bir de baktı ki dumanın
tüttüğü yerde bir ihtiyar oturmuş.
Dede ki:
A temiz er sana halife konuk
geldi; bu ateşle ne işin var, ne yapıyorsun?
İhtiyar, padişahım dedi; ben
de kendimce bir saltanat pişirip kotarmadayım (Bir işi
sonuçlandırmak, tamamlamak).
Padişah ey aciz ihtiyar, bana
da o saltanattan verir misin dedi.
Asla!Dedi ihtiyar.
Benim aşımı, işimi kendim için pişirip kotarmadayım; senin saltanatına
karşılık bu saltanatımı satar mıyım hiç?
Senin saltanatını asla almam;
çünkü benim saltanatım, seninkinden yüz kere iyidir.
Bütün dünya senin saltanatına
düşmandır.
Hâlbuki o dertlerin biri bile
yok bende; benim sultanlığım yeter bana.
Padişah bir ihtiyarın
sultanlığına baktı; bir de kendi sultanlığına; sonra da haline ağladı.
Nihayet ihtiyardan bir avuç
yemek aldı, ona bir torba altın verip hemencecik gitti.
Mademki her zerrenin hepsini
hesap edecekler, soracaklar; ihtiyarın sultanlığından üstün sultanlık yoktur.
Rüstem yücedir, olgundur ama
gene de Zal’in saltanatını arzular.
(İran
edebiyatını kahramanları)
*Tarikat (Yol) nedir?
Yolu görmek,
hafiflik, halkı az incitmek; bu yolu seçmek, kabullenmek.
Karnına bir avuç yemekle
doldurmak; saltanatı, malı, mülkü, hizmet edenleri saymak yol değildir.
Mademki bugün zevalsiz (sonsuz) bir saltanat, bir yücelik yok; ne ararsın ki?
Bu âlemde kemal (Olgunluk) imkânı yoktur; ayın bile noktası var;
gidilir gider.
Önce iki hafta içinde dolunay
olur; ama sonra hilal olup kaybolur.(Gençlik-ihtiyarlık-ölüm)
Bu örnekten ibret alır, bu
hali anlarsan, bilirsin ki ay bile olsan boyuna noksandasın.
Burada(dünyada) ebedilik hiç yoktur.
Artık sen, istersen yücelik
dile, istersen aşağılık.
Bu âlemin saltanatı ebedi
değilken kararsızlık âleminde nasıl karar edebilirsin ki?
(Kalınmayan
dünyada kalmayı istersin)
***
İlahiname Ferideddin-i Attar
M.E. B. Şark-İslam klasikleri
*
Yaren;Çok açıkça neye önem veremem gerektiği anlatılıyor.
Hemen doğru diyemezsin neden mi?
Yaşadığın ortam, bu gerçeği
görmemen için, gizleyerek senin gözünden saklar.
Hatta seni bu tuzağa düşürmek için hazırlanmıştır.
Seni heveslendirip arayışa
geçtiğin zaman bu tuzağa düşürürler, bitkisel hayata sokarlar, kanını yavaş
emerek kabuk halinde mezara atarlar.
Taklit benzeyişler senin
idealin olur, kendin tuzağa koşarak gidersin.
Seni nasıl tuzağa
düşürdüklerini iyi anlamak için; tuzak kurarak avlanan hayvanları incelemek
gerekir.
Yaren, insansan bu
hayvanların tuzağına düşerek av olma!
Kendi görev ve
sorumluluğumuzla uğraşmamız, gücümüzü ve dikkatimizi bu alanda harcamalıyız.
*
RAVLİ