31 Mayıs 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5100 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5100.
Gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı), gamından başımı kurtarmak (Üzüntüsünden kurtulmak için) için düzene girişti;

A ahmak (Aklını gereği gibi kullanamayan) dedim, başını kurtarsan bile sırrını saklayamazsın ki.


A Tebriz'li Şems, hayalin, benden yana ters baktı;

Elden çıktım da ne de güzel bakışın var dedim.


Benden rehin alır, halkın şişelerini kırarsın..

Bütün gece kırmamaya ahdedersin, gündüzün kırmaya başlarsın.


Aslansın, aslanları bile yenersin:

Tavşana kin gütme.,

Aslanı yıkmaya, Tehem-ten'i (Eski İran kahramanı Zaloğlu Rüstem'in lakabı) tutmaya gücün yeter senin.


A Süleyman, dev de buyruğundadır, peri de.,

Ne diye harman başında suçsuz karıncayı tutarsın?


Ne bir zengini görürsün, ne bir çıplağı;

Ne aç dersin, ne açık...

Bir hoşca yakasına yapışırsın, eteğinin ucunu çeker-durursun.


A gönül, sığınılacak eminlik yurdu orası;

Gönlüne (Kalbinde oluşan duyguların kaynağına) ürküntü (Korku, kuşku, gelişmeyi engel) verme;

Aklını başına al (Akılsızca davranışlarda bulunmaktan kendini kurtar);

Akıllıysan (Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan) o eminlik (İnanma, güvenme) yurdunda eğleşirsin (Oyalanırsın).


Katreden (Damladan) vazgeçersen denizde balık olursun.,

Habbeyi (Tahıl tanesini) bırakırsan ülke (Devlet) olur, mahzen (Yer altı deposu) kesilirsin.


Tümden o olmadıkça yağ gibi suyla beraber bile olsan sudan uzaksın; Fakat o oldun mu, artık tutar, yağdan su çıkarırsın.


O, mızrak çeker de sana saldırırsa ona doğru gitmez de zırha sığınırsan (Korunmak için araç ararsan) erlerin (İşini iyi bilen, yetenekli kimselerin) ayıbısın (Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veye davranıştasın), yüz karasısın (Utanılacak bir durumdasın).

                                       ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                      ***
Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok sevmekten vazgeçerek ayrılık üzüntüsünden kurtulmak istediğini, kalbinde oluşan duyguların kaynağındaki etkisini aklıyla oyun yaparak gidermek istediğini fakat bu sırrın saklanamayacağını, silinemeyeceğini öğrendik.

  2. Sevilenden kötü bakış gelse de sevenin güzel bakış olarak kabul edeceğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin özgürce her istediğini yaptığını, Mevlana Hazretlerinin telkinine aldırış etmediğini öğrendik.

  4. Şems Hazretlerinin aslan huylu olduğunu, aslan gibi davrandığını öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri gibi akıllı davranıp Şems Hazretlerinin izini, işaret ettiği yer ve yaşamı tercih etmemiz gerektiğini öğrendik.

                               *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerine veya Mevlana Hazretlerine karşı korunma tedbiri almanın güveni sarsacağını, ilerleme hızını düşüreceğini öğrendik, anladık.
                              *

RAVLİ

30 Mayıs 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5090 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5090.
Olmayacak hayaller (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey) yolumuzu bağladı (Engelledi);

Çünkü güneşe benzeyen yüzü, bir kalkan altında gizlenmiş.


Herkesi isteyen odur, istenen takmış adını..

Herkese tapan o, adı tapılan.


Şu beden mescidinin (Minaresiz küçük cami) kayyımı (Yönetimi kendisine verilmiş olanı) da canımızdır, müezzini (Namaz vakitlerini bildirmek için ezan okuyan din görevlisi) de.,

Secde ediş (Alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere dayamaktan ibaret ibadet vaziyeti) secde ediliş sıfatında (Yüz, kılık ve dış görünüşte) gizlenmiş.


A gönlün (Kalpte oluşan duyguların kaynağının) de Eyaz'ı (Gazneli Mahmud'un sevdiği kölesi)Tebriz’li Şemseddin, canın da...

İki dünyada da senin gibi Mahmud bir padişah yoktur.


Seher çağında (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı), o perilerin (Cinlerin güzel dişisi) bile kıskandıkları güzel, şaşılacak bir sesle bağırdı;

Habersizlik çayırlığında kendinizden kaçıyorsunuz dedi.


Yüzümü (Yönümü) gönlüme (Kalbimde oluşan duyguların kaynağına) çevirdim de ne de hoş bir müjde dedim;

Gamlara (Üzüntülere)-düşüncelere dalmış, perperişan olmuş, toprağa bile can veriyor.


Bütün kutlu canlar (Mevleviler) seni beklemede.,

Sen neden can olmuyorsun, sevgiliye uçmuyorsun?


Öyle bir padişahın sana baktığı konakta o yana, bu yana bakmak küfürdür (Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etmek).

Sivrisinek gibi her yelle (Rüzgârla) dağılır-giderken kendini devlet kuşu sayman yakışık almaz.


Aşağılık kişilerin korkutmasından gönlün ürkmesin (Kalpte oluşan duygularının kaynağı bir olay, bir görünüm karşısında birdenbire güçlü duyguların etkisinde kalmak), aşağılık kişilerin tümü bir çöpe bile alınmaya değmez.

                                       ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                      ***
Neler öğrendik;

  1. Olmayacak hayaller ile kendimizi durduğumuzu, hakikatin kalkan olarak parlaklıkla gizlendiğini öğrendik.

  2. Aslında isteyen gözüksek de istenilen olduğumuzu , çok saygı göstersek de aslında bize saygı duyulduğunu öğrendik.

  3. Güzelliklerin ortada gözüktüğü gibi çok daha güzel ve değerlilerin gizlenmiş olduğunu öğrendik.

  4. Sevilen köleye seven köle gibi hizmet ettiğini öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin güzelliği perilerin bile kıskandığını öğrendik.

  6. Bakışını kalbinde oluşan duygularının kaynağına çevirenin Şems Hazretlerinin güzelliğini ve özelliğini göreceğini, toprağı bile üzüntülerden düşüncelerden kurtardığını görebileceğimi öğrendik.

  7. Bütün Mevlevilerin Şems Hazretlerini beklediklerini, o gelmese bile ona doğru gittiklerini öğrendik.

  8. Şems Hazretlerinden ve dostlarından başka bir önder aramanın inançsızlık oluşturacağını öğrendik.

                                               *
İşte böyle yaren;
Aşağılık kişilerin korkutmalarından etkilenmemek, kalbimizde oluşan duyguların kaynağında yer vermemek, değersiz olduğunu bilerek davranmak gerektiğini, her rüzgârla savrulan sivrisinek gibi olmamak gerektiğini, sağlam durmak için sağlam yapı, inanç oluşturmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                               

29 Mayıs 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5080 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5080.
Hadi, testiyi kır (İçindekini dışarı çıkar), derede ak a Ab-ı hayat (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş insan aklını dirilten söz ile), her testi kıranın önünde ne vaktedek kâsecilik  (Dilencilik) yapacaksın.


Şu mahallenin başından sel gibi ak, denize (Büyüklüğe, derinliğe, dalgalara doğru) yürü.,

Bu dağın belinden kimse kemer kuşanamaz.


Yeter, ne batarken bahset Şems'ten (Güneşten), ne doğarken...

Zati onun yüzünden kimi yeni Ay gibisin, kimi dolun-Ay gibi.


Yazık-yazık;

Bir solukcağız şu evin kapısını açsaydın her varın, her varlığın

gönlünü kendine eş-dost görürdün.


Ya'kub'un (Yusuf peygamberin babasının) gözü, oğlunun yüzüne açılırdı;

Buluşma sakıysi (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan) tek Tanrı'nın şarabını sunardı o vakit.


Seni gören, seni seven benim, korkma;

Kârı (Kazancı) gördün ya ziyanı hiç düşünme diye o güzel yüzünü gösterdi sana.


Hiç kimse, filan üst oldu diye kıskanmaz dı..

Herkes, can çayırlığında muradına erer, esenleşirdi (Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim olurdu).


Gece ordusunun gelip yağmaladığı bir gün bile kalmazdı;

Ne altın para kalırdı ne gümüş para, ne de sayma hevesi.


Eski neşeyi hatırlaman hiç de gerekmezdi;

Cennet bahçesinde armut gamı mı çekilir hiç?


Gönlümüzde yüzlerce düğüm var..

Kereminden ( Soyluluğundan, ululuğundan, büyüklüğünden, asaletinden) bir su nasip (Payına düşmüş) olsaydı açılır-giderdi.

                                  ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                  ***
Neler öğrendik;

  1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini Mevlevilerin arasına davet edip insan aklını diriltecek sözler söylemesini, anlam derinliğine ve genişliğine yönlendirmesini istediğini öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin güneş gibi ışık veren, karanlıkta kalmışları aydınlatan biri olduğunu öğrendik.

  3. Yakup peygamberin gözü kör olmasına rağmen oğlu Yusuf karşısına gelince gözlerinin açılıp gördüğünü öğrendik.

  4. Şems Hazretlerini gören Mevlana Hazretleri kazanç veya zarar açısından düşünmediğini, kendisinin bu yakınlaşmadan korkmamasını istediğini öğrendik.

  5. Canların, Mevlevilerin olduğu yerde kişinin istediğine kavuşacağını, sağlık mutluluk bulacağını öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin özelliklerinden birinin de işin içinden çıkılması zor olan, kördüğüm haline gelen problemlerden çok kolayca çözüm yolu önerdiğini öğrendik.

                                         *
İşte böyle yaren;
Kalpte oluşan duyguların kaynağında çözülmeyen yüzlerce düğümü çözen, çözmeye yol gösteren, büyüğümüz olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
                                         *

RAVLİ

28 Mayıs 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5070 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5070.
Sen tam inançsın (Güvenilensin, inanılansın,görüşsün, öğretisin), tümden apaçık (Çok belirgin) ortadasın (Görünür yerde, göz önünde), görünmedesin;

Artık zanna (Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek) da gül, taklide de (Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma da);

Tamamiyle görüşsün (Sözlerin görülen bir şeye inanmak gibi inandırıcı) sen;

Rivayete (Söylentiye) de gülüyorsun, habere (Bir olay, bir olgu üzerine edilinen bilgiye) de.


Ölümsüzlük tapısında (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak diriltme yerinde) gören de sensin, görünen de.,

Yola (Uyulan ilkelere, sisteme, usule, tarza) da gülüyorsun, yolcuya da;

Göçe (Çevre değiştirmelerine) de gülüyorsun, sefere de.


Yoklukla yok oluş arasından (Her şeyini Tanrı da mahvederek, kendisini ve Tanrı arasına girecek benliği yok ederek) baş çıkarıyorsun (Kendini gösteriyorsun) da başa da gülüyorsun, taca da, kemere (Yüksek sorumluluğa) de.


Bütün halk, aç köpek gibi ağzını açmış.,

Sense o aralansın ki öküz açlığına (Durmadan yiyene) gülüp durmadasın.


Soluğundan ceylanların ciğerlerindeki kan misk (Güzel koku) kesilmiş.,

Sense o ciğer kanına gülüp duruyorsun;

Bu da bir merhamet.


A tuzağa, a oyuncunun, düzencinin (Hile yapanın, oyunbazın) soluğuna, afsununa (Büyüsüne) gülen, avlarınken ceylanları gökte bile tutarsın sen.


A alt-üst olmuş gönüle gülüp duran, iki-üç beyit kaldı;

Onları da sarhoşcasına sen söyle artık.


Git-git a tez can, yolculukta bir garipsin sen.

Git-git anlamlar (Bir kelimeden, bir sözden, bir davranışveya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana) denizine;

Pek değerli bir incisin (Şekli değişmeyen mücevhersin) sen.


Çook konaklar (Duraklar) aştın;

Hatırındaysa inad etme (Karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme), bu tavladan (At ahırından) da geçip gideceksin.


Yıka kanatlarını, arın (Temizlen) şu balçıktan, tez ol.,

Ne diye uçup giden dostların peşinden uçup gitmiyorsun?

Ne yapıyorsun sen?

                                 ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***
Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin inanılacak güvenilecek görüşe sahip olduğunu öğrendik.

  2. Şems Hazretlerinin olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmasından aklını kurtardığını, sözü ile o insanı diri hale getirdiğini öğrendik.

  3. Şems Hazretleri kendini göstermesede varlığını ortaya çıkartacak işler meydana getirdiğini öğrendik.

  4. Halkın doymaz bir açlıkla ağzını açık tutuğunu, Şems Hazretlerinin aslan huylu olduğunu öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin avcı olduğunu, avını yerde de olsa, gökte de olsa kaçırmadığını öğrendik.

  6. Şems Hazretlerinin halkın yaşayış oyununu seyredip güldüğünü öğrendik.

  7. Mevlana Hazretleri bizim anlamların derinlemesine ge genişlemesine içine girmemizi, değerimize değer katmamızı istediğini öğrendik.

  8. Mevlana Hazretleri bu anlamlar denizinde yolcunun garip gözüksede garip olmadığını, çok aşamalardan geçip hedeflenen alana ulaşabilineceğini, yolun açık olduğunu, yardım edildiğini öğrendik.

                                                    *
İşte böyle yaren;

Toplumun bize sınır koyduklarından, istekle bağlandıklarımız ve bunun ihtiyaç olarak gördüklerimizden kendimizi kurtararak Mevlana Hazretlerinin en ince detayına kadar anlattığı, sahip çıktığı, yolcuya yardım ettiğini, yolunu aydınlattığı öğrendik, bu yolda daha hızlanmamız gerektiğini büyüğümüzün peşinden gitmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                                     *
RAVLİ

27 Mayıs 2022 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5060 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5060. Unsurların (Ateş, rüzğâr, su, toprak) kutsuz terbi'i (Güneşle Ay'ın ve gezegenlerden her birinin, öbürüyle arasındaki 90 derece bulunmasına dörtlemek anlamına “Terbi” denir. Bir daire 360derece olduğundan bu ad verilmiştir. Eski yıldız bilgisine göre terbi kutsuzdur), onu tutmuş, habsetmiş..

Acı da bir bilgin şu tuzakta ışıklansın.


Daha çok sözü var ama usanırsın diye korkuyor da şu tapmakta (Tutkuyla seven, bağlanan) bir bilgin dudağını yumuyor,


Gönlünde ne var ki şeker gibi gülüyorsun?

Dün gece kiminleydin ki seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) gibi gülüyosun bugün.


A bahar, dünya, dudaklarının yüzünden gülmede.,

Yaseminlikte açılmışsın, çiçek açmış ağaç gibi gülüyorsun.


Yüzünden puta (Doğaüstü güç ve etkisi olana) da, puthaneye (Çok anlayışlı ve sezgili kimselerin kalplerinde oluşan duygularının kaynağına) de bir ateştir, vurmuşsun.,

Ateşin içine girmiş oturmuşsun da altın gibi gülüyorsun.


Sarhoş bir halde güle-oynaya Tanrı meyhanesinden geliyorsun;

Kıvılcım gibi dünyanın hayrına (İyiliğine) da gülüyorsun, şerrine (Kötülüğüne) de.


Tanrı, senin de gül gibi göbeğini gülerek kesmiş.,

Fakat a Ay, bugün bir başka şekilde gülüyorsun sen.


Bağ-bahçe, bütün ağaçlarıyle güzün (Sonbahar) kurur-gider..

Sen hangi bağın, hangi bahçenin gülüsün ki gül goncası gibi gülüyorsun?


Sen nasıl bir Ay'sın ki düşman, sana ok attı mı Ay gibi, gökyüzünden o oka da gülüp duruyorsun, o kalkana da.


Bir misk kokususun, doru (Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan yağız yiğit) hava atına binmişsin, koşturuyor da koşturuyorsun;

Bir güneşsin, Ay değirmisine (Yuvarlağına) gülüyor da gülüyorsun.

                                ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                 ***
Neler öğrendik;

  1. Ateşin, yelin, suyun toprağın oluşturduğu uğursuzlağa, kötülüğe, mutsuzluğa gökyüzündeki uğursuz durumda bulunmasından tuzağa düşerek hapsolmuş Mevlana Hazretleri, Şems Hazretlerinin kendisine acıyıp ışıklandırmasını, bilinmezlikten, karanlıklardan, uğursuzluklar kurtarmasını istediğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine duyduğu saygıdan, sevgiden, bağlanmadan susarak verilecek kararı beklediğini öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin bizim iyi-fena dediğimiz durumlarda güldüğünü, kendisini hiç etkilemediğini öğrendik.

  4. Şems Hazretleri yukarıda konumlandığı için aşağıdan oklanmaya çalışılsa bile zarar verilemediğini öğrendik.

                                *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin yücelerde yer tuttuğunu, istediği gibi hareket ettiğini öğrendik, anladık.
                                  *
RAVLİ

26 Mayıs 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5050 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5050. Sarayın kapısında, duvarında parıl-parıl ışıklar parlamada;

Cana canlar katan bir tek güzelden sekiz cennet görünmede.


A Tebriz’li Şems, bizi şu korkudan, şu ümitten kurtar da yokluktan, şaşılacak bir korku, bir ümit belirsin.


Gamına (Üzüntüne) düşmüş, perperişan olmuş bir bilgin var;

Potaya konmuş, ateşe vurulmuş bir gümüşe benziyor o bilgin.


Senin keremine (Soyluluğuna, ululuğuna, büyüklüğüne, asaletine), merhametine (Acıma ve şefkat duyguna), bağışına (Karşılık beklemeden yapacağın iyiliğe) ümit bağlamış (Olmasını, olacağını uman, bekleyen olarak), uzak bir yoldan gelmiş o bilgin.


Aşk yolunda senin hayal leventlerinin (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen boylu, yakışıklı) yüzünden yaralanmış, darmadağan olmuş..

Yola vurulmuş o bilginin.


Bir bilgin, böylesine bir yemekten rızıklanırsa (Gıda alırsa) güzelliğine ne ziyan gelir ki?

Böylesine bir çılgınlık kadehini sen döndürüp sundukça nasıl olur da töreye (Benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimine) uyar, yol-yordam gözetir o bilgin?


İnsafın (Acımaya, vicdana veye mantığa dayanan adaletin) adamlığın, bir bilginin gamla, boş yere öldürülmesini nasıl reva görür?


Herkese hararet (Coşkunluk, ateşlilik) bağışlayan Tanrı güneşi (Şems Hazretleri), bir bilginin buzlar içinde donup kalmasını nasıl hoş görür?


Lütfun (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), dersinden bir fayda görsün diye bir bilgini tutmuştur da aşk medresesine çekmiştir.

                           ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                           ***
Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin kalbine bakan Mevlana Hazretlerinin ışıklar içinde 8 cennetin ışıklarını gördüğünü öğrendik.

  2. Dünya ve ahret yaşamının korku ve ümidinden kurtulmamız, yokluk âleminin korku ve ümidinin belirmesi için Şems Hazretlerinin yardım etmesinin gerektiğini öğrendik.

  3. Mevlana Hazretleri, Şems Hazretlerini görememenin üzüntüsüyle perişan olduğunu, eriyip gittiğini öğrendik.

  4. Mevlana Hazretlerinin çok bilgisi olduğunu, kendisinden daha bilgin olan Şems Hazretlerinin bilgisine ihtiyaç duyduğunu, bilgiye açlık çektiğini, onun için hazret ile buluşmak istediğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri çok bilgili olduğunu, bu bilginin kesin inanç olması ve doğru tanımlanması, şüphelerden temizlenmesi için ikinci bir görüşe, bilen kişi olarak Şems Hazretlerine ihtiyaç duyduğunu öğrendik.

  6. Bir bilginin diğer bilginle karşılaştırma yapmasının zara doğurmayacağını, kedimizden daha bilgili olan kişileri aramamız gerektiğini, bilgiyle beslenmesi gerektiğini öğrendik.

  7. Şems Hazretlerinin acıma, vicdan, mantık adaletiyle Mevlana Hazretlerini ölüme terk etmemesi gerektiğini öğrendik.

  8. Şems Hazretlerinin herkese coşkunluk, ateşlilik bağışlarken Mevlana Hazretlerinin buzlar içinde kalmasını istemeyeceğini öğrendik.                     

  9.                                              *
    İşte böyle yaren;Mevlana Hazretleri, Mevleviler fayda görsünler diye aşk kurallarını öğrensin diye Şems Hazretlerini Medreseye, kendisine doğru çektiğini öğrendik, anladık.
                                                   *
    RAVLİ

25 Mayıs 2022 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5040 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

5040. A yoksul, a karnına (Yemeye, içmeye) düşkün can, aşık değilsin sen...

Kapıyı kapa da o alt yanı kokmuşlarla düş-kalk.

Marangozluk, maymunun (Taklitçinin) harcı değil (Bu işi yapabilecek nitelikte olmamak).,

Asılsız davaya kalkışma, saçma söz söyleme;

Herzeler (Boş, saçma sözler) geveleme (Bir sözü tam olarak ve açıkça söylemeyen olma).

Aşk davasına (Sürekli olarak bu konuyu savunmak veya gündemde tutmaya) kalkışıyorsun (İşe girişiyorsun);

Senin harcın mı aşk (Bu işi yapacak, konuşacak nitelikte olgun değilsin )?

A orospu kanlı köpek (Çıkarı için yaltaklanan), Tanrı'dan (Allah'tan) utan hiç olmazsa.


Halkamızda şaşılacak bir halka çalan ( Halkayı taklit eden) var;

Herşeyden haberi olan bir Ay (Karanlıkları aydınlatan), şaşılacak bir dert (Hastalık), şaşılacak bir deva (İlaç, çare) var.

Sofularımızda öylesine bir saf yaran (Düşman sıralanmasını bozan) var ki bakışından şaşılacak bir ışık vurmada, gönül penceresinden içeriye girmede.

Bu nasıl bir kadeh ki ölümsüzlük (Hayat suyunun) kaynağından fışkırıp akıyor ta canıma dek şaşılacak bir sestir, geliyor;

Var olsun, var olsun.

Kimin gönlünde gam karanlığından bir düğüm varsa onun devletiyle, şaşılacak bir düğüm çözücü bulur.

Bu ne büyüdür ki halk onu görmekten mahrum kalmada- yahut bu ne buluttur ki o şaşılacak Ay yüzlünün yüzünü örtmede.

Öylesine bir Ay şu kalıbımda nerden doğdu, parladı da gönül (Kalpte oluşan duyğuların kaynağı), yerinden fırladı gitti;

Hem de şaşılacak bir yere gitti.

Gönül, olaylardan doğan vehim (Yanlış ve yersiz düşünce) evinden dışarı çıktı;

Bir tek inci içinde şaşılacak bir saray gördü.

                               ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                              ***
Neler öğrendik;

  1. Yeme, içmeye düşkün kişinin kendine tuvalette yer bulabileceğini, tek kalacağını öğrendik.

  2. Taklitçi kişinin iş yapacak nitelikte olmayacağını, ezberlediği boş sözlerle yaşamını sürdüreceğini öğrendik.

  3. Aşk davasına herkesin girişemeyeceğini, Mevlevilerin halkasına taklitle girilemeyeceğini, Mevlevilerin herşeyden haber alacak, değerlendirecek ışığa sahip büyüklerinin olduklarını öğrendik.

  4. Mevlevilerin büyüklerinin insana bakışındaki ışıkla kalpte oluşan duyguların kaynağına ulaşabildiğini, kişinin canından gelen sesten duyduklarını öğrendik. Öğrendik.

  5. Kalbinde oluşan ,nedenini bilmediği veya bildiği, üzüntü kaynağını

    Allah'tan aldığı yetki ve güçle düğümü çözdüğünü, aydınlığa çıkaracak yolu gösterdiğini öğrendik.

  6. Allah dostu halk arasında olsa bile her gözün onun bu halini göremeyeceğini, bir şekilde örtü altında kaldığını öğrendik.                   

  7.                               *
    İşte böyle yaren;
    Kalpte oluşan yanlış ve yersiz duygulardan kendini kurtaranın, içinden atanın ancak Allah dostunu görebileceğini, şekil değiştirmeyen mücevher kişiyi arayıp yaşadığı yeri bulabileceğini öğrendik, anladık.
                        *
      RAVLİ

24 Mayıs 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5030 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5030. Doğunun parıltısı, gölge gibi yuttu bizi;

Görünüşteyse oluşa benzemedeyiz;

Yeriz-yurduz sanki.


Yeşilliğin, laleliğin eşi-dostuyuz;

Fakat kötü gözden çekindiğimizden yüzümüz safran gibi sararmış solmuş.


Mushaf (Kur'an) getirelim de senin elinden-avucundan başka bir elden bir avuçtan şarap (Tanrı şarabı) içmeyeceğiz diye sakiye (Şarap dağıtana) and içelim.


Canı olan, can gül bahçesinden koku alır elbet.,

Ona sahip olan da anlar ki tümden O'yuz biz.


O koca sağrak yüzünden öylesine tez canlı olmuşuz ki gönlümüz (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), kuş gönlü gibi sanki bedenimizin dışında çarpmada.


Melekler bile yolumuza, aşkla, altın taçlar verir...

Çünkü genç bahttan daha da fazla kemerler bağışlamışız biz.


Canımızı, savaşta ilk safta ara;

Çünkü önde gitmede hepimiz de okuz, kılıçız.


İnsan karaltılarının perdesinin ardında oturmayız;

Seher ışığı gibi perdeleri yırtar-gideriz biz.


Geceydik, dünya güneşinin ışığıyla sabah kesildik..

Kurttuk, şimdi tanınmış çobanız.


Tebrizli Şems canı bezeyen yüzünü gösterdi de ruh gibi hepimiz de canla gönülle ona doğru akıp gidiyoruz.

                           ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                          ***
Neler öğrendik;

  1. Mevleviliğin görünüşte bir oluşa benzediğini yerinin yurdunun olduğunu, Mevlevilerin gölge gibi olduğunu, ŞemsHazretlerinin ışığıyla yutulduğunu öğrendik.

  2. Mevlevilerin güzel bahçaleri sevdiğini, kötü gözden çekindiklerinden yüzlerinin sapsarı olduğunu öğrendik.

  3. Mevlevilerin Şems Hazretlerinin eleinden Tanrı şarabı içeceklerini, yani onun öğretisi ile verdiği sırlar ile sarhoş olacaklarını öğrendik.

  4. Canını bilenin canın gül bahçesinden koku alacağını, aldığı kokunun tümden Şems Hazretlerinden geldiğini bileceğini öğrendik.

  5. ŞemsHazretlerinin verdiği sarhoşlukla tez canlı olunacağını, kalplerinin duygularının kaynağı olarak vücudun dışında atan hızlı ikinci bir kalp gibi olduğunu öğrendik.

  6. Mevlevilerin yoluna Meleklerin aşkla değerli hediyeler verdiklerini, gençlere kaderinden daha fazlasını Mevlana Hazretlerinden kazandıklarını öğrendik.

  7. Mevlevilerin savaşta ilk safta yer ettiklerini, önde ok gibi, kılıç gibi iş yaptıklarını öğrendik,

  8. Mevlevilerin kendilerini öne çıkarmadıklarını, Şems Hazretlerinin ışıklarıyla karanlıkları yok ettiklerini öğrendik.

  9. Mevlevilerin kurt olanı çoban haline getireceğini öğrendik.

               *

    İşte böyle yaren;

    Mevlevilerin gerçekliği, hakikati olduğu gibi gösteren Şems Hazretlerine canıyla gönülle ona doğru akıp gittiklerini, hedefe doğru ilerlediklerini öğrendik, anladık.
                     *
    RAVLİ

23 Mayıs 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5020 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

5020. O Ay'ın (Şems Hazretlerinin) baş çekmesi (Aramızdan gitmesi yüzünden) bütün dünyanın başı dönüyor.,
Bir zamancağız da şu dönüp duran gökkubbenin çevresinde döndür onu.


Bıldır (Geçen yıl) bizim gönlümüzü fırıl-fırıl döndüren o avcıyı bir taş yürekliye düşür;
Ona seven, sevgiye doymayan bir gönül ver.


Sevgiyi, sevgiliyi inkar ediyor (Saklıyor, gizliyor), bana bir sevgili kalmadı diyor;
İmkanını gider de bir ikrar soluğu (Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme gücünü) ver ona.


Filan gelirse bana haber ver demiştin ya kapıcıya;
İşte o sözü söylüyorum, o nişanı (Belirtiyi, alamati) bildiriyorum sana.
Hoca beni yukardan tutmak istiyor dedi:
Yürü-var, kendin gibi bir aptal (Zekası pek gelişmemiş) ara sen.


Yeter artık a sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan), şarap (Tanrı şarabı) sunduğun kişiyi sarhoş etme;
Bu kadar sarhoş edeceksen bari doğru yolu göster ona.


Sun o can şarabını;
Hepimiz de öyleyiz gene..
Şarabı kadehten, başımızı ayağımızdan ayırd edemiyoruz.


Hepimiz de yeşermişiz;
Süsenden (Yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu, çok yıllık bir süs bitkisi), gül (Katmerli, genekllikle kokulu çiçek) fidanından daha tazeyiz...
Salt (İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış) can kesilmişiz.


Hepimiz de parıl-parıl can gibi parlamadayız.
Herkes isteğe kuldur;
İstekse bizim kulumuz...
Çünkü şu zamandan, şu zamanın dönüşünden çıkmış-gitmişiz biz.


Sevgilinin dudaklarına şükrediyor, zurna gibi coşup duruyoruz.,
Hepimiz de maden kesilmişiz de dükkânımızı satmışız-gitmiş.
                            ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin habersiz olarak Mevlana Hazretlerinin yanından ayrılışı ve hiç haber alamayaşından çaraler arayan Mevlana Hazretlerinindua ederek bir şekilde yanına gelmesini sağlamaya çalıştığını öğrendik.

2. Mevlevilerin Şems Hazretlerinin gelmesini, ona sevgiyle bağlanıp dostluk etmeye, hizmet etmeye hazır olduklarını öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin dudaklarından çıkan sözlere Mevlana Hazretlerinin şürrettiğini, kendisine inanaların çok değerli şeyleri saklayan maden halinde Şems Hazretlerini beklediklerini öğrendik, anladık.
                                      *
RAVLİ

22 Mayıs 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5010 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5010.
A zamanın iyisine-kötüsüne yapışıp kıvranan kişi, o büklüm-büklüm

saçları görmedin;

Yürü-var. Mazursun (Mazareti olansın) sen.


Bir ney (Üfürmeli saz) yapan var ki kamışa bir şekil veriyor;

Bir soluk olmadan feryad eden bir ney gördün mü sen?


Boy atıp büyüyen kamış, kimin dudağına eş-dost olacak;

Bunu bir bilseydi kesilmekten korkar mıydı hiç?


Seninle yabancının arasında ne fark var diye sorsalar bize, deriz ki bu fark yeter;

Sen, başımızı okşamadasın bizim.


"Ol deyince olur" (Yasin suresi 82) yudumunu o toprağın üstüne döktü de dünya aşıklarının dudakları, o yüzden toprağını yalar-durur.


Yarabbi, ona cefacı (Kanuna veya vicdana aykırı olarak eziyet eden) bir sevgili ver;

İşveli (Nazlı, cilveli, edalı, şivekâr), serkeş (Kafa tutan, başkaldıran), kanlar içen bir güzele düşür onu.


Düşür de gecelerimiz nasıl geçiyormuş, bir bilsin;

Aşk gamı (Üzüntüsü) ver, aşk ver ona, hem de çok-çok ver.


Birkaç günceğiz hasta et onu da hastalık neymiş, denesin.,

Düzenci (Hile yapan, oyunbaz, entrikacı)bir hekime düşür işini.


Çöllere sur onu da susat;

Sonra da taş yürekli bir sakiyi (Su taşıyana) sataştır ona.


Yolunu yitirt, şehirden yana doğru bir yol bulamasın;

Boşuna yürüyen eğri bir kılavuza rastlat onu.

                            ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;

  1. Dünya yaşamına bağlı kalmış kişinin Şems Hazretlerinin büklüm-büklüm saçlarını görmediyse bahanesi olacağını öğrendik.

  2. Ney müzik aletinin kendi kendine çalamayacağını, ona bir dudağın eş-dost olarak dudağını koyması ve üflemesinin gerektiğini, bunu bilmeyen kamışın kesilmekten korkacağını öğrendik.

  3. Şems Hazretlerinin aşkının kişinin başına ulaşması ile değişimlerin başlayacağını öğrendik.

  4. Allah'ın takdiri ile kişiye nur verilmesi ile o kişi aşıklar tarafından bilinip öpüleceğini öğrendik.

  5. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin uzak olmasıyla çektiklerini Şems Hazretlerinin de çekip durumunu anlamasını istediğini öğrendik. 

  6. İşte böyle yaren;

    Şems Hazretlerini çok özleyen Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin sıkıntıya düşüp yanına gelmesini istediğini, dilediğini öğrendik, anladık.
                             *
    RAVLİ


21 Mayıs 2022 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5000 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

5000.
Hele ey gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), senin gözün, benimkinden çok keskin (Hassas, dikkatli);

Acaba o sokak başında güneşe, Ay'a benzeyen de kim?

Ay gibi, gök gibi yüzlercesi, onun yüzünden depremlere uğramış (Sarsıntılar geçirmiş)...

Yüzlerce zincire benzeyen saç onun zincirine vurulmuş.

Yedi denize daha da denizler katsalar da yetmişe ulaşsa o geçmiye kalkıştı mı, ancak dizinin aşağısına çıkar.

Yoksa o aşk mı?

İnsana da benzemiyor zati.,

Padişahlar bile onun kapısına Eyaz (Gazneli Mahmut'un sevdiği kölesi gibi kutlu) olmuş, Kutlu kesilmiş.

Gök de ondan parıltı çalar, güneş de, yıldız da..

Yusuf da ondan güzelleşmiş, güzel kokulara bürünmüş, gömleği de.

Bütün arslanlar, onun saldırışına karşı topal eşeğe dönmüş..

Bütün Türkler onun güzelliğine karşı Hintli olmuş-gitmiş.

Dudaklarını yum da la'l (Kırmızı değerli taş gibi) dudaklarını pek övme...

Onun dudaklarına karşı hepsi de hiçtir, hiç tınma.

O gözün bakışında yüzlerce mahmurluk (Sersemlik) var yüzlerce fitne (Karışıklık, kargaşa) var;

Olsa-olsa o yüze, hırsızlamaca (Gizlice) bir bakmış olacak.

O sarhoşluğun başında yüzlerce neşe var, yüzlerce heves.,

Olsa-olsa kendi eliyle kendi yüzünü sıvazlamış olacak.

Zamanenin ne işvesini (Hoş davranışlarını) görüyor, ne düzenine aldanıyor;

Çünkü o sevgilinin dudaklarından çıkan selamı işitmiş.

                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;

  1. Kalpte oluşan duyguların kaynağının gördüğü, hayatı devam ettiren ışık, karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan adam kim diye aklımıza sorduğunu öğrendik.

  2. Şems Hazretlerine benzetilen güneşin, ayın, denizlerin ancak bunlarının dizinin altına kadar değerleri olduğunu öğrendik.

  3. Devlet yöneten liderlerin bile Şems Hazretlerine sevgiyle bağlandığını saygı gösterdiğini, hizmetine girdiğini öğrendik.

  4. Güzelliklerin güzelliklerini Şems Hazretlerinden aldıklarını öğrendik.

  5. Şems Hazretlerinin bakışına erişen kişinin sarhoşluk sonrası sersemliğe uğrayacağını, içsel kavgalara ve karışıklara uğrayacağını öğrendik.

  6. Şems Hazretleri kendisine bakanda sarhoşluk, yüzlerce neşe, heves oluşturduğunu öğrendik.

                          *

    İşte böyle yaren;

    Allah dostu Şems Hazretlerini sevgili olarak görenin zamanın işlerine ne de düzeniyle oyalanmadığını, sevgilisinden gelecek selamı beklediğini öğrendik, anladık.
                        *
    RAVLİ

Popüler Yayınlar