30 Mayıs 2013 Perşembe

UYANIKLIKLA SABAHA ULAŞ

Sultan Melikşah’la muhafız 119

Bir gece pek şiddetli kar yağmıştı, Sultan Melih şah yoldaydı.
Bir yerde çadır kuruldu.

Soğuktan kuşlar da bir tarafa büzülmüştü, balıklar da.
Herkes bir bucağa başını çekmiş, sığınmıştı.

Padişah düşündü, Yarabbi dedi, acaba bu gece benim gamımı kim yiyecek?
Gizlice bir gidip bakayım?

Bu soğukta kapımda kim yatıyor acaba?
Çadırdan çıkınca üstüne karlar yağmaya, onu üşütmeye başladı.

Hiçbir yanda muhafızlardan eser görünmüyordu.
Yalnız oracıkta gönlü uyanık bir bekçi yatmaktaydı.

Üstüne bir yün elbise atmış, çadırın kazığını yastık edinmiş, başını toprağa koymuş, yatmıştı.

Bütün gece ayakkabısı ayağındaydı.
Kardan bir yancağıza büzülüp kalmıştı.

Bilmem ki sen de din derdiyle bu kapıda böyle bekledin mi hiç?
Bir zerrecik olsun gönlün yansaydı o gece sonunda sen de böyle bir nasip elde ederdin elbette.

Adam, padişahın ayak sesini duyunca yerinden fırladı, padişaha bağırdı
’Hey kimsin sen’’

Padişah, şefkatli adam dedi, ben yüce padişahım.

Ey iş eri!
Söyle bakalım, ya sen kimsin?
Kimsin ki böyle bir gecede padişahı beklemedesin?

Adam dedi ki:
Padişahım, ben yurdu olmayan bir garibim.
Vatanım, ancak padişahın kapısı.

Ona hizmet etmekten başka bir vazifem yok.
Canla tenim bana yoldaş oldukça başım, padişahın ayağının bastığı yerdir.

Padişah:
Ferman ettim dedi, sana Horasan amitliği (komutanlığını) verdim.
Padişah bir gececik, adamın halini anlayınca adam, o itibarı buldu, o mevkie erişti.

Sen de bir gececik sevgilinin kapısında gündüzlersen (Sabaha kadar uyanık kalırsan) ne devlettir, ne mutlu bir iştir bu.

Bir gece uyanık olarak sabahlarsan, vefakârlık sınırına ulaşırsın.
Sana yokluktan ebedi bir elbise bağışlarlar; bir, bir bütün zerreleri güneş görürsün.

O gözü elde ettin mi kör bile olsan sahipkıran (her zaman başarı, üstünlük kazanan hükümdar) kesilirsin.

*İşleri sağlanan ulular, yokluk gözüyle gördüler.
Sen de yokluk gözüne sahip olursan şeker, sana zehir kesilir; gül, gözüne diken görünür.

Makbullerinden olursun.

                                          ***                                     

 İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR M.E. B. YAY. 392

                                               *
Yaren; 

Dünyadaki işlerin çoğu nal ters çakılmış tabiri ile anlatılır.
Atın ayağına nalı ters çakarsan, başka biri senin bu izlerini takip ederek seni bulmaya çalışırsa ters yöne gider.

Bu davranış samimi olmayanları şaşırtmak içindir.

Yokluk gözü:
 Görünmeyeni görme gözü, akıl, bilgi ile görüş sahibi olma. Sonuçlarına göre düşünüp önceden değerlendiren yetenek.

Yani, dünyada bazı şeyler tatlı gözükür, albenisine kapılırsın ama gerçekte ve sonuçta sana acı verir.

Yani, faydalı gözüken, aslında sana sonuçta zarar veren zararlı işlerdir.

Yani aklın tam değerlendirme yapmadan hoşuna giden kısa süreli haz veren şeyleri hemen yapmamaktır.

                                           *
Bağlılıkla, özveri ile sevgi ile bağlanıp hizmet edenler, beklediğinden çok daha fazla ödül alırlar.
                                            *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar