15 Mayıs 2013 Çarşamba

DÜNYA SEVGİSİ

*Bir aziz, Maliki dinar’a:
“ Ben kendimin ne halde olduğunu bilmiyorum; sen nasılsın, ne haldesin?” dedi.

Maliki Dinar dedi ki:
“ Tanrı sofrasından yemek yiyorum, onun nimetleriyle besleniyorum…

Sonra da daima şeytanın emrine uyuyor, onun buyruğunu yerine getiriyorum!”
                                       *
Şeytan, senin de yolunu vurmuş, seni de yoldan çıkarmış da bir lahavle bile demiyorsun…

(Bir sıkıntı, bir bela başına geldiğinde sabrın tükendiği göstermek için söylenir)

Sende, Müslümanlıktan yalnız bir ad var!
Dünya derdine tutulmuşsun…

Toprak başına! (Öl, geber anlamında)
Ne de pis bir hale gelmişsin!

Sana dünyayı bırak dedim ama şimdi iyice sarıl dünyaya diyorum.
Mademki ne devletin varsa tutmuş, ona vermişsin…

Öyle kolay-kolay elinden kurtulabilir misin?

Ey düşüncesizlikle hırs denizine girmiş kişi, geri kalıyorsun, ilerleyemiyorsun, ama bundan haberin bile yok!

İki âlem de yas elbiselerine bürünmüş, gözyaşları döküp durmada; sense ziyan içindesin.

DÜNYA SEVGİSİ İMAN SEVGİSİNİ GİDERDİ

İsteğin, hırsın (aşırılığın), tamahın (doymazlığın)canını mahvetti gitti!

Dünya nedir?

Hırs ve tamah yuvası,

Firavundan, Nemrud’dan artakalan bir şey!

Zamanında Karun, onu kusmuş, öylece bırakıp gitmiş…
Zamanında Şeddat, ona sımsıkı yapışmış!

Ulu Tanrı, ona hiçbir şey değil dedi…
Sense onun tuzağına tutulmuş kalmışsın!

Bu aşağılık dünyanın zahmetini ne vakte dek çekeceksin?
Sen kokmuş bir leş oldukça elbette bu hiçbir değeri olmayan dünya senin doymazlık ettiğin ve edeceğin bir şey olur kalır.

Sen gece gündüz sarhoş bir halde şaşırıp kalmışsın…
Bu hiç değeri olmayan şeyden bir zerreciği elde edeyim diye bekleyip durmadasın.

Bir şey bile olmayan bir şeyin bir zerresinde kendini kaybeden, nasıl olur da er olur, adam sayılır?

Hiçbir şey olmayan, zerre kadar değeri bulunmayan bir şeyin üstüne düşen, ondan yüz derece daha aşağıdır elbette!

Dünya işi nedir?

Tamamıyla işsizlik…

İşsizlik nedir?

Baştanbaşa bir şeye düşkünlüktür, tiryakiliktir!
Dünya bir alevlenmiş ateştir…

Her an bir başka bölük halkı yakıp durur!
Bu yakıcı ateş şiddetlendi, alevlendi mi ondan kaç kaçabilirsen ersin, aslansın!

Aslanlar gibi bu ateşten göz yum…
Yoksa var pervane gibi atıl içine, yan gitsin!

Pervane ateşe tapan aldanmış sarhoşu yakmak, yerinde bir iştir.
Önünü, ardını bu ateş sarmış…

Bir an bile yanmaman mümkün değil!
“ Böyle bir ateş canını yakmasın…

Bunu gör gözet de dikkat et, bak bakalım, onun içinde sana yer var mı?

                                        ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                         ***
Malik-i Dinar, Hasan Basri ile çağdaştır.
Peygamberi görenleri görmüştür.

Babasının adı Dinar’dır.
Malik, bir gün gemiye binmiş, gemi denize açılınca kendisinden para istemişler.

Param yok deyince bayıltıncaya kadar dövmüşler.
Ayılınca yine para istemişler ve tekrar dövüp denize atmakla tehdide başlamışlar.

Bu sırada denizden balıklar başını çıkarmış.
Hepsinin ağzında bir dinar, yani altın para varmış.

Malik, elini uzatıp bir tanesinin ağzından altını alarak gemicilere vermiş.
Gemiciler bu kerameti görünce eline, ayağına düşmüşlerse de Malik, ayağını denize atmış ve su üstünde yürüyüp kaybolmuş.

Bu yüzden kendisine Dinar denmiş.

                                                     *
Şeddad: Yemende Ad kavminin hükümdarı.

Büyük binalarla ve bu arada Cennete benzetmek arzusuyla yaptırdığı “İrem bağı” ile ün salmıştır.

Bu köşke girmek nasip olmadan Tanrı gazabına uğrayarak hepsi yerle bir olmuştur.

                                                         *

Özel,

Gurur duyuyorum ne demek?

Boş şeylere güvenerek aldanıyorum.
Boş şeylerle övünüyorum.

Boş şeylerle büyükleniyorum,
Boş şeylerle uğraşarak kendimi yükseklerde görüyorum.
(Gururun anlamı bu olmasına rağmen onur anlamında kullanılıyor)

İhtiyaç fazlası ne olur?

İhtiyacı kadar olması yaşamı kolaylaştırır.
İhtiyaçtan fazla olan şey yük olur.

Ayırt edebiliyorsan ne olur?

Akıl, anlayış ve zekâ var demektir ki inanmada güçlük çekmezsin.

Ayırt edemiyorsan ne olur?

İnanmazsın ve red edersin.
Köyü huylarından kendin incinmezsin de neden başkaları kötü huyunu sana gösterince incinirsin?

Sen kendi çirkinliğini göremediğin için incinmezsin.
Sana aynalık yapar gösterirlerse o zaman çirkinliğini görürsün.

Kişi ben buyum diye tanımlayabilir mi?

Hayır.
Her an öyle değişiriz ki kendin kendini tanıyamazsın.

Keramet niye derler?

Aşağı halden yukarı hale getirmek,
Bilgisizlikten bilgiye götürmek,

Aklı düşünceye yükseltmek,
Hareketsizlikten hareketli hale gelmektir.

Gerçeğe yaklaşma nasıl olur?

Hayallerin örtüsü gerçeği gizler ve pişmanlıklara bulaştırır.
Hayalden uzaklaşmakla yaklaşma olur.
                                                *
 RAVLİ

Popüler Yayınlar