İskender sızlanarak yere
yatıp ölünce bir filozof, mezarının başına geldi de dedi ki:
A padişahım!
Sen bir hayli seferler ettin.
Fakat bu seferki seferin, hiçbirine benzemiyor.
Gökler gibi âlemin çevresini
bir hayli dolaştın.
Şimdi âlemi gezip dolaşmadan
kurtuldun.
Mademki ölecektin, neye
geldin?
Ölecek olduktan sonra neye
doğarsın?
Ne şu bulunduğun yerde
hazineden haberin var; ne oraya gönderdiğinden haberin var.
Bunca derde ne lüzum vardı?
Niceye bir bu gelip gitme?
***
İLAHİNAME. FERİDÜDDİN-İ ATTAR
M.E. B. YAY. 392
*
Yaren,
Bu dünyaya neden geldik?
Neden bu dünyadan gidiyoruz?
Bu iki sorunun cevabını
herkes aramaktadır.
Herkes kendince bir neden
bulmaya çalışıyor.
Felsefeciler bu soruya cevap
arar dururlar
İnancı olanlar bu soru ile
uğraşmazlar.
Allah’ın takdiri olduğunu
bilir ve kabul ederler.
Bunun nedenini bir tarafa bırakırsak,
dünyaya geliyoruz ve bir zaman sonra gidiyoruz.
Açık gerçek olan budur.
Bu gelişimiz imtihan içindir.
Tanrı kendi dostlarını seçmek
için sınav yeri olarak dünyayı yaratmış.
Her şeyin en doğrusunu Allah
bilir.
*
RAVLİ