Biri diyordu ki:
Anahtarı kaybettim.
Burada bir anahtar var mı?
Kapı kapalı kaldı, ben de
sokakta kala kaldım!
Kapım kapalı kalırsa ne
yapayım ben?
Böyle yaslara batıp kalırsam
ne işlerim ben?
Sofi ona dedi ki:
Üzülme!Biliyorsun ki kapı kapalı.
Yürü o kapalı kapıya var,
orada otur, bekle.
Bir hayli bekledin mi şüphe
yok ki birisi çıkar, kapıyı açar sana.
Senin işin kolay, güç olan
benim ki.
Şaşkınlık, canımı yakıp
yandırmada,
İşimin ne kapısı var, ne
bacası.
Ne anahtarım var, ne kapım?
Keşke bir sofi de koşsaydı,
sonunda da kapalı veya açık bir kapı bulsaydı.
İnsanların nasibi ancak
hayaldir.Hiç kimse hal nedir bilmez.
Ne yapayım diyene de ki:
Bir şey yapma!Şimdiye kadar hep sen yaptın durdun, vazgeç artık!
Hayret vadisine düşen, her
solukta yüzlerce hasret alemine düşer.
Bu şaşkınlıkla, bu
sersemlikle nice bir gideyim?
Nereye varacağım ki?
Gidenler, yolu, izi
kaybettiler, ben nasıl iz izleyebilirim ki.
Hiçbir şey bilmiyorum.
Keşke bilseydim!
Eğer bir şey bilseydim hiç
böyle şaşırır kalır mıydım?
İnsanın şikâyeti bile burada
şükür sayılır.
Küfür iman olur, iman da
küfür!
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Konunun daha iyi anlaşılması
için:
RAVLİ HAYRET VADİSİ
RAVLİ HAL Yaz Googleden oku.
*
RAVLİ